Metin Feyzioğlu, Cüneyt Özdemir'in sorularını yanıtladı

Türkiye Barolar Bİrliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, baro başkanlarına müdahale edilmesi ve yaşanan süreci Cüneyt Özdemir'e değerlendirdi.

Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu Cüneyt Özdemir'in Youtube kanalında soruları yanıtladı. TBB Başkanı Feyzioğlu şunları söyledi:

Baro başkanlarının size sırt dönmesine ilişkin ne düşünüyorsunuz?

"Bir kısmı protesto etti. Sitem edecekleri en yakındaki kişiyim, insan en yakınına kızar. Bir kısmı kendine göre haklıdır, hepsi başımın üzerindedir. Onlara tek söz söylenemez. Temel hakları ihlal edildi. Silahsız saldırısız yürüyüş hakkı ihlal edildi. Sabah 5'e kadar görüşme yaptım. Buradaki yanlışlık otobüslerin yolu kesilmesiydi, gayet demokratik bir yürüyüş olacaktı. Bunu anlamıyorum kabul etmiyorum. Spekülasyon yapılıyor, çünkü dışardan farklı görülüyor. Ben ve arkadaşlarım yürüyüş yönetimine sıcak bakmıyoruz. TBB açısından doğru bir yöntem değil. Benim o yöntemi uygulamıyor olmam hukuksuzluk olduğunu göstermez, bir haktır. Bizim mecliste müzakareye katılıyor olmamız da , yürüyüş yapan arkadaşlarımca kınanamaz."

Neden Anıtkabire gitmeyi tercih ettiniz?

Biz o yürüyüşe katılmak istemedik. Ancak Anıtkabir bizim ortak paydamız. Oraya TBB olarak gittik.

Hareket planı neydi?

"Geçen hafta çarşamba için ortak basın açıklaması, Pazartesi günü Ankara'da başkanlar toplantısı, sonrasında da tüm Türkiye'de de yanlış bulduğumuz çoklu baro meselesi 3 baroyu ilgilendirdiği için ve kendisini ilgilendirdiğini düşünen baroların hızlıca genel kurulu toplamalarıydı. "Sadece Ankara'da yaratılacak bir kamuoyu değil tüm Türkiye'ye yayılmalıdır" dedik.

Anıtkabir'e kadar gelip saygı duruşunda bulunmamak ayıp olur dedik ve saygı duruşuna durduk. Sonrasında, Barolar Birliği'ne gidip telefon trafiğine başladım. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile defalarca görüştüm.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu yürüyüşün neden engellendiğine ilişkin soruya şu şekilde yanıt verdi:

"Ankara Emniyet'in açıklamasında yapılan açıklamayı okumuşsunuzdur. Bu yürünen yol çıktıkları şehirde de aynı yollardan yüründü ve orada tehlikeli olmayan Ankara'da mı tehlikeli? Meclis Başkanı ile sürekli görüştük, çözülecek deniyor, çözülmüyor. Hava soğudu battaniye sokmaya çalıştık sokamadık. Sonrasında bir şekilde hallettik. Sayın Süleyman Soylu sabah aradı ve çözüyoruz dedi. 2 yöntem üzerinde görüşüyoruz oradaki arkadaşlar ne isterse onu yapacağız dedi. Ya 200 metre yürüsünler otobüse binsinler, ya da otobüse binsinler Anıtkabir'e 200 metre kala yürüsünler" dedi.

Baro başkanları ile sıkıntınız mı var?

Biz sadece otobüslerin durdurulduğunu biliyorduk. Gaziantep Barosu Başkanı'nın yumruk yemesi çok üzücü. Bir kısmının sorunu Metin gitsin başkası gelsin olabilir ama bizim en büyük sorunumuz çoklu baro meselesidir. Geçtiğimiz hafta 4 saat AK Parti, 3 saat CHP, 1 saat İYİ Parti, ve HDP ile görüştük. Komisyon kuralım dedik ve bazı arkadaşlarımız gelmedi. O kapılar açıktı ve yürüyüş yerine oturup konuşmak daha etkili olacak diye düşündüğüm ve slogan atmadığım için bana kızabilirsiniz. Baro başkanlarını suçlamak için vicdansız olmak lazım.

İstifa düşünüyor musunuz?

"İstifa düşünmüyorum, bunu gerektiren bir durum yok. Baro sayısına göre mi güçlenip, gücüm azalacak. Baro başkanları sabaha kadar orada kaldıkları için bana kızmakta haklılar. Tabii ki bana kızacaklar. Bir krizi belirli ölçüde çözdüğümüzü düşünüyorum. Önerimize uyulsaydı daha iyi çözülebilirdi."

Bu duruş avukatları zayıflatmadı mı?

"Evet zayıflattı ama sebebi ben değilim. Bu ayrışmanın sebebini oturup konuşabiliriz. Kimin haklı kimin haksız olduğuna bakarsak herkes kendi penceresinden haklıdır."

Sizce kriz çözüldü mü?

Sadece nereden yürüneceğini bilmiyorum ancak umuyorum iş çözülür. Bütün bunlar o otobüslerin önü kesilmeseydi o kadar kardeşçe olacaktı ki. Herkes kendi istediği yöntemi uygulayacaktı. Buradan bir şey kazanmadık.

Baroların bölünmesini ne siz ne de baro başkanları istemiyor ama barolar bölünmüşe benziyor ne düşünüyorsunuz?

Fikri bölünmeler kurumsal bölünmelere dönüşmemeli. Ben gideceğim, istedikleri kadar çabuk gitmeyeceğim ama bir gün gideceğiz. Kurumları korumamız gerekiyor. O sebeple anayasa 135'e aykırılığıda düşünüyorum. Barolar meslek odası değil, yargının kurucu unsurudur. Devletin üç kuvvetinden, yargının üç eşit ayağından biridir. İstanbul'da 1924'e kadar birden çok baro vardı ve onların birleşmesi çok önemli bir adımdı.

Anıtkabir'e gidicek misiniz?

"Onları provake etmek istemiyorum. Baro başkanlarımız bana öfkeli ve haklılar. Anıtkabir'e gidip orada onların hakettiği yürüyüşü kendilerinin yapmasını istiyorum."

Sonraki Haber