Metin Gürcan'ın yanıtlamadığı sorular
Deva Partisi kurucularından eski asker Metin Gürcan, Aydınlık’ın önceki gün manşetine taşıdığı “Deva’nın Gürcan’ı Coni’nin Çaycısı” haberiyle ilgili bir açıklama yayınladı. Gürcan, hakkındaki dikkat çeken iddiaları yanıtsız bıraktı.
Aydınlık’ın önceki gün yayımladığı haberinde DEVA Partili Metin Gürcan hakkında TÜRKDEGS tarafından gündeme getirilen “2003 yılında Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçiren Amerikalılara Çay Partisi verdiği için Özel Kuvvetler’den uzaklaştırıldı.” iddiasına yer verilmiş; Gürcan’ın ABD’lilerden özel burs alarak National Security Affairs’a gittiği belirtilmişti. Bunun yanında haberde Gürcan’ın Mehmetçiği hedef yaptığı görüntüler hatırlatılmış, HDP’ye olan övgülerinin nedeni sorulmuştu.
Metin Gürcan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Haberinize konu yaptığınız Temmuz 2003- Aralık 2004 dönemindeki ‘Çuval Olayı’ ve sonrasında da Irak kuzeyinde görevlendirilen timlerde ‘İrtibat Subayı’ olarak görev yaptım. Bu görevim esnasında ateş altındaki bölgede hem Türkiye’nin uluslararası itibarına ve caydırıcılığına hem de Mehmetçiğin kanına mal olabilecek vahim hataların yapılmaması için aldığım emirler, talimatlar ve mevcut mevzuat ışığında üstün bir gayretle çalıştım. Örneği Aralık 2004’te Musul’da şehit edilen 7 Kahraman Özel Harekatçı polisimizin naaşlarını Musul sokaklarında İsyancı ve PKK’lı tehdidine rağmen morgları ve hastaneleri gezip canını hiçe sayarak arayan ekibin içinde idim. Veya Ocak-Haziran 2004’te Kerkük’te Türkmen varlığına yönelik saldırıların önlenmesi için yapılan tüm çabaların sahadaki koordinatörü idim. Meslek hayatımın bu bölümüne ilişkin daha verebileceğim çok detay var ancak aldığım devlet terbiyesi ve yaptığım görev şartlarının hassasiyeti nedeniyle susuyorum.” dedi.
Yayınladığı açıklamanın ardından tekrar ulaştığımız Metin Gürcan, bu kez ‘Çay Partisi’ iddiasıyla ilgili şu yanıtı verdi:
“31 Aralık 2003 akşamı Kerkük Hava Üssü’nde Türk İrtibat Subayı olarak görevli iken Kerkük'teki Türkmenlere yönelik artan saldırılara dair ABD'li subaylarla görüşmeye gittiğim olaydan bahsediyorsanız, doğru gittim. Bugün olsa ucunda can varsa gene giderim. Bence siz de giderdiniz.”
Metin Gürcan, Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan gönderilmediğini, kendi isteği ile ayrıldığını ve sonrasında Ankara Merkez Komutanlığı’nda 1 yıl şehit/cenaze işlerinin icrasıyla ilgilendiğini söyledi.
MEHMETÇİĞİ HEDEF YAPTIĞI GÖRÜNTÜLER
Gürcan, Seslice/Şırnak’ta Mehmetçiği hedef yaparak arkası dönük şekilde bacak arasından eğilerek atış yaptığı görüntülerle ilgili de şunları söyledi:
“Haberinizde yer verdiğiniz askerlerimi hedefe koyarak ‘Güven Atışı’ yaptığım doğrudur. Ama daha sonra FETÖ’cülerin Dailymotion’a Kanada’dan servis edilen bu görüntüler eksiktir. Çünkü FETÖ’cüler bu görüntüleri servis ederken hedefe bölük komutanı Yüzbaşı olarak benim geçip, askerlerimin ben hedefte iken ateş ettiği görüntüleri bilerek yayınlamamıştır. Bu olay nedeniyle adli soruşturma geçirdim. Olayda bulunan tüm askerlerim Ankara’ya gelip ifade verdi. ‘Mağdurların şikayetçi olmaması ve kamu zararı olmaması’ gerekçeleri ile soruşturmaya takipsizlik verildi.”
ABD DENİZ ENSTİTÜSÜ’NDEKİ EĞİTİM
Metin Gürcan, 2006-2008 yılları arasında National Security Affairs’a bağlı Naval Postgraduate School’da yüksek lisans yaptı. Gürcan, bu okula kabulüyle ilgili olarak da, “TSK’dan şartları uyan yüzlerce subayın başvurusu arasında yabancı dil puanı, takdir/sicil durumu, mesleki safahat, personel başarısı gibi objektif ve ölçülebilir kıstaslar ışığında yapılan değerlendirmede Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından ‘Kuvvet Komutanlığı nam ve hesabına’ yüksek lisans programına gönderildim.” dedi.
Gürcan, kurmaylık sınavına birkaç kez girdiğini ve kazanamadığını, daha sonra akademiye yönelme kararı aldığını, bu okulda okuması için de Kuvvet’in ABD’ye 45 bin dolar ödediğini anlattı.
ORDU İÇİNE NİFAK ÇALIŞMALARI
Metin Gürcan, ordu içinde bazı komutanları “şahin” ve “kuğu” olarak ayrıştırdığı, ideolojik tasnifler yaptığı yönündeki eleştirilere ilişkin olarak da şu yanıtı vermekle yetindi:
“2010’da Genelkurmay Başkanlığı’nda çalışmaya başladım. 2010-2014 arası Genelkurmay Başkanlığı’nda dönemin genelkurmay başkanları Sn. İlker Başbuğ, Sn. Işık Koşaner, Sn. Necdet Özel ve 2. Başkanlığı sırasında Sn. Hulusi Akar’a yakın çalıştım. Komuta katına karar destekçi olarak küresel güvenlik, bölgesel jeopolitik gelişmeler, Türkiye’deki güvenlik konuları ve sivil-asker ilişkileri konularında raporlamalar yaptım.”
‘BAZI MİSYON TEMSİLCİLERİ İLE GÖRÜŞÜRÜM’
Açıklamasında “Amerikancı değilim. Amerikan ajanı hiç değilim.” diyen Gürcan, “Türkiye’de dil bilen ve uluslararası tanınırlığı olan her akademisyen, gazeteci, uzman gibi genelde Kuzey Avrupa ülkeleri ve Avrupa ülkelerinden çeşitli düşünce kuruluşları ve üniversitelere projeler yaptığım doğrudur.” Bilgisini paylaştı. Gürcan, devamında “Her akademisyen gibi halka açık yerlerde, zaman zaman Türkiye’de ‘Türkiye dostu’ olarak tanımladığım bazı misyon temsilcileri ile görüşmelerim olur.” ifadelerine yer verdi.
‘KÜRT MESELESİNE ELEŞTİREL BAKIYORUM’
Metin Gürcan daha önce Rudaw’a verdiği bir röportajda, “HDP Türkiye Kürtleri için 200 yıllık tarihi bir fırsattır.” demişti. Aydınlık’ın da haberinde yer verdiği bu ifadelerine ilişkin de konuşan Gürcan, “Evet. Haberinizde vurguladığınız gibi özellikle dış politika ve güvenlik alanlarında meselelere eleştirel bakıyorum. Kürt Meselemiz ve terörle mücadele konusunda geleneksel ‘sert güç merkezli’ yaklaşımlardan ayrıştığım yönler var.” Değerlendirmesinde bulundu.
O İDDİALARININ ARKASINDA DURAMADI
Metin Gürcan, Aydınlık’ın yönelttiği bir soruya da yanıt vermekten kaçındı.
Gürcan, 11 Eylül 2016’da Al Monitor’a İngilizce yazdığı “Power struggle erupts in Turkey’s security structure” başlıklı yazıda, Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek için “Erdoğan'ın kendisine olan bağımlılığından yararlanan Perinçek grubu, bürokrasideki tasfiyeleri abartırsa, bu Erdoğan'ın uzun zamandır yakın çevresini ve hatta kişisel geleceğini tehdit edebilir.” İfadelerini kullanmıştı. Gürcan, “Perinçek'in bürokraside tasfiyeler yaptığına dair somut bir örneğiniz var mı?” sorumuza karşılık da, “Türkçe böyle bir yazım/ifadem yok... Bu İngilizce yazımdan çeviri. Bu cümlenin orjinal İngilizcesini paylaşabilir misiniz? Oradan bakalım konuya. Bakalım ne demişim?” yanıtını verdi. İngilizce orijinal ifadesini de gönderdiğimiz Gürcan, soruyu yanıtlamadı.
CİHAT YAYCI: OLACAK İŞ Mİ BU!
Amiral Cihat Yaycı, Metin Gürcan hakkında önceki gün katıldığı bir televizyon programında değerlendirmelerde bulundu. Yaycı şunları söyledi:
“Ben Amerikan askerine çay ikram etmem. Çuval geçirecekler başına, tutacaksın sen de asker olarak çay ikram edeceksin. Olacak iş mi bu ya? Ondan sonra çıkıp televizyonlarda gazetelerde konuşabileceksin. Rand raporuna görüş yazacaksın. Rudaw denilen kuruma, ‘PKK öğrenen bir mekanizmadır. PKK IŞİD’den çok şey öğreniyor.’ diyerek PKK’yı takdir edeceksin, ondan sonra da çıkıp konuşacaksın. Askerine bacak arasından ateş edeceksin, ben ona ‘güven atışı’ yaptırdım diyeceksin. Yok böyle bir şey ya biz TSK’da 40 sene çalıştık. Ondan sonra da tutup Yunanistan’a laf söyleyince, ‘Hadi canım Yunanistan’a’ diyeceksin. Ondan sonra da FETÖ’cüler adamı koruma altına alacaklar. Böyle şeyler var. İsim vermiyorum ama anlayan anlar.”
FETÖ’CÜLER GÜRCAN’IN ARKASINDA SAF TUTTU
Deva Partisi, önceki akşam Metin Gürcan’ın konuşmacı olduğu bir sosyal medya yayını yaptı. Gürcan burada Aydınlık’ın haberini değerlendirirken, firari FETÖ’cü Halis Tunç’un da açıklamaları baştan sona takip ettiği görüldü. FETÖ’cü Tunç sosyal medya hesabından paylaştığı videoda da “Metin Gürcan Cihat Yaycı’nın saçma sapan, deli saçması açıklamalarına bir asker olarak mantıklı bir yorum getirmiş.” ifadelerini kullandı. Aydınlık’ın toplantı sırasında ısrarlı talebine rağmen Gürcan’a soru sorması için söz verilmedi.