Köklü çözüme doğru: Soçi'den çıkan 6 stratejik adım

Erdoğan-Putin görüşmesinden hem iki ülkenin ekonomisine hem bölgenin güvenliğine yönelik kararlar çıktı.

'Türk-Rus ilişkileri karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden diyalog ve işbirliği ile gelmeyi hep başarmıştır.' diyen Erdoğan, önümüzdeki ay Şanghay İşbirliği Örgütü'nün toplantısına da katılacağını duyurdu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in önceki gün Rusya'nın Soçi kentindeki buluşması iki ülke ve bölge için önemli kararlarla sonuçlandı. Erdoğan Soçi dönüşü yaptığı açıklamada Suriye'de mutabakat, ruble ile doğal gaz ve petrol alımı, tahıl koridorundan Rus buğdayının taşınması, Mir kartı kullanımı, Akkuyu Nükleer Santrali sürecinde iki tarafın kararlılığı gibi uzlaşı noktalarını vurguladı. Erdoğan, Putin'in kendisini önümüzdeki ay Şanghay İşbirliği Örgütü'nün toplantısına davet ettiğini ve buraya katılacağını da duyurdu. Zirve sonrası hazırlanan ortak metinde de Libya krizinde ortak tutum öne çıktı.

EKONOMİK İLİŞKİLERİN YOL HARİTASI ÇİZİLDİ

Türkiye, Rusya ve İran'ın ABD'ye karşı ortak tutum aldığı Tahran Zirvesi'nden 17 gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin ikinci kez görüştü. Görüşmenin ABD ve Batı'nın son aylarda daha da yalnızlaştırmaya çalıştığı Rusya'nın ev sahipliğinde Soçi'de yapılması anlam kattı. Erdoğan uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalarda temasları hakkında bilgi verdi. “Türk-Rus ilişkileri karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden diyalog ve işbirliği ile gelmeyi hep başarmıştır.” diyen Erdoğan, görüşmeleri şöyle özetledi:

“İkili görüşmemizde ticari ve ekonomik işbirliğimizin daha da geliştirilmesi üzerinde etraflıca fikir alışverişinde bulunduk. Ticarette hedefimizi daha önce 100 milyar dolar olarak ifade etmiştik. Bu doğrultuda enerji başta olmak üzere, ticaret, turizm ve tarım gibi alanlarda işbirliğimizi geliştirmek istiyoruz. Ekonomik ve ticari ilişiklerimize dair yol haritası mahiyetinde bir mutabakat zaptı da Soçi’de Ticaret Bakanımız ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak tarafından imzalandı.”

TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI ADIMLAR

“Suriye’de yuvalanan terör örgütlerine karşı atılabilecek adımları da aramızda mütalaa ettik. Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden, Suriyeli kardeşlerimizle birlikte askerimize, polisimize, güvenlik güçlerimize, sivil vatandaşlarımıza saldıran bu katil sürüleriyle mücadelemize birlikte gereken cevabı verme kararında da mutabık kaldık.”

Uçakta soruları da yanıtlayan Erdoğan, “Rusya Suriye'de askeri harekata karşı çıktığını, çok sıcak bakmadığını açıklamıştı. Bu tavrı devam ediyor mu Sayın Putin’in?” sorusu üzerine şunları kaydetti:

Görüşme sonrasında Türkiye-Rusya arasında Ekonomik İş Birliği Mutabakat Zabtı imzalandı. Mutabakat zabtını, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak imzaladı.

'RUSYA REJİMLE ÇÖZERSENİZ İSABETLİ OLUR DİYOR'

“Sayın Putin konuyla ilgili Türkiye’ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını özellikle de ifade ediyor. Burada şunu bize ima ediyor: ‘Mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur’ gibi bir yaklaşımı var. Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor ama bütün mesele netice almak. Eğer istihbaratımız, Suriye istihbaratıyla bu çalışmayı yürütürken, buna rağmen hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda bize destek vermeniz gerekiyor diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var.”

Erdoğan’a son günlerde merak edilen ve toplantının da gündemlerinden olan Akkuyu Nükleer Santrali de soruldu. IC İçtaş'la anlaşmanın feshedildiği hatırlatılarak, “Bu projenin gecikmesi veya Türk tarafının bir miktar daha böyle taşeronlaştırılmasına neden olabilir mi? Böyle bir risk görülüyor mu?” sorusuna yanıt istendi:

Soçi buluşmasından edinilen kulis bilgilerine göre, Erdoğan ve Putin aynı gün içinde iki kez başbaşa görüştü. Başbaşa görüşmelerin ayrıntıları açıklanmazken, iki ülkenin “genel stratejide” anlaşma konusunda önemli adımlar attığı değerlendirmesi öne çıktı. Ortak bildiride Suriye ve Libya konusuna yer verilmesine dikkat çekildi. Bu durum, “Suriye ve Libya’da anlaşma diğer anlaşmazlıkları çözmenin de anahtarı” şeklinde algılandı. Putin’den gelen “Adana mutabakatını güncelleyin” önerisi de Şam’la ilişkileri normalleştirme çabası olarak yorumlandı. Putin’in Erdoğan’ı eylül ayında Özekistan’da yapılacak Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) davet etmesi ve Erdoğan’ın da kabul etmesi de “genel stratejide” anlaşıldığının göstergesi olarak ifade ediliyor. Bu arada, Avrupa basını toplantı ile ilgili haberlere ilk sırada yer verirken “Rusya ve Türkiye ekonomik ilişkileri geliştirmekte anlaştı” başlığı kullandı. Amerika’nın Türkiye’yi “yaptırım” tuzağına çekme çabalarına karşı iki liderin de çok dikkatli bir tavır sergiledikleri de gelen bilgiler arasında.

AKKUYU'DA SÜRECİ DURDURMAK YOK

Erdoğan şunları söyledi: “Tabii böyle bir konuyu görüşmemek olamaz. Görüştük. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ülkemizin enerji stratejisi içinde ayrı bir öneme sahip. Akkuyu’nun ilk reaktörünü 2023 yılında hizmete alma hedefimiz sürüyor. Bu hususları, Rus tarafıyla görüşmelerimizde bir kez daha ele aldık. ‘25 bin kişi şu anda çalışmıyor. Burası kapatıldı’ gibi ifadeler söyleniyor. Böyle bir şeyi ben de kabul etmedim, Rus tarafı da kabul etmiyor. Çalışıyorlar. Şimdi önümüzdeki hafta Mersin Taşucu’nda Abdülhamit Han sondaj gemimizi uğurlamaya gittiğimde aynı gün oradan Akkuyu’ya geçeceğim. Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceğim. Ondan sonra da Sayın Putin’e oradaki gelinen durumu aktaracağım, söyleyeceğim. Ona göre de yol haritamızı belirleyelim diyeceğim. Yani onlar da bir defa kesinlikle süreci durdurmak gibi bir şeyi kabul etmiyorlar.”

MERKEZ BANKASI BAŞKANLARI GÖRÜŞTÜ

Ekonomik görüşmeleri de ayrıntılandıran Erdoğan şöyle konuştu: “Tabii bu Soçi ziyaretinin bir güzel tarafı da şu oldu. Sayın Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık. Ruble noktasında bu alışverişlerimizi yapacağımız için o da tabii Türkiye-Rusya arasında mali noktada ayrı bir güç kaynağı olarak Rusya’ya ve Türkiye’ye inşallah kazandıracak. Bir de Rusya’nın Mir kartı var. Şu anda bizim beş bankamız bunun üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Burada da çok ciddi gelişmeler var. Bu da tabi Rusya’dan gelen turistleri çok çok rahatlatan bir süreç. Onlarla alışverişini, otel ödemelerini yapabiliyorlar. Bu da tabi hem onlar için hem bizim için çok çok rahatlatıcı bir sistem. Bu ziyaretimizde Rusya Merkez Bankası Başkanı ile bizim Merkez Bankası Başkanımız da görüşmelerini yaptılar.”

'ŞİÖ'YE GİDECEĞİM'

Bu arada, Putin’in Erdoğan’ı ŞİÖ zirvesine davet ettiği de öğrenildi. Erdoğan bu konuda şu bilgileri verdi: “Eylül ayında Şanghay Beşlisi, Özbekistan’da toplanacak. Görüşmemizde Sayın Putin de rica etti; nasip olursa biz de inşallah oradaki toplantıya katılacağız. Şanghay Beşlisi’nin gerek üyeleri gerek gözlemci ya da diyalog ortağı olarak oraya katılacak olanlarla biz de beraber olalım diyoruz. Örneğin Çin geliyor, öbür tarafta Suud gelecek, Katar gelecek. Orada onlarla bir arada olmayı hedefliyoruz. Şu anda fevkalade bir durum olmazsa inşallah ben de oraya katılacağım. Orada bunları çok daha iyi değerlendiririz.”

PUTİN'E DAVET

Erdoğan, Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyinin bir sonraki toplantısını Türkiye’de yapmak üzere Putin’e davette bulunduğunu da söyledi.

KARADENİZ'DEKİ ‘KARA KEDİLER’

Türkiye'nin tahıl krizinin çözümündeki rolüne değinen Erdoğan, İstanbul'da varılan anlaşmanın sorunsuz ilerlediğini anlattı. “İstanbul’dan geçen Razoni kuru yük gemisi aslında bir ilkti. Bunun arkasında bu şekilde sırada olan 20 civarında gemi var.” diyen Erdoğan, Rus buğdayı için de devrede olduklarını vurguladı. Erdoğan'ın konuşmasında Türkiye-Rusya ilişkilerini bozmak isteyenler için kullandığı 'kara kedi' ifadesini yeniden kullanması dikkat çekti:

40 MİLYON TON RUS BUĞDAYI

“Şu anda Rusya diyor ki ‘Bizim ciddi manada çıkabilecek hazırlığımız var, gücümüz var. Bizdekilere ne zaman aracılık edeceksiniz?’ İlgili bakanlıklarımız, birinci derecede de Ticaret Bakanlığımız bu işlerin şu anda sorumlusu olduğu için bu konuda hızla çalışıyorlar. Hele hele burada imzayı attıktan sonra sorumluluğu daha da artmış vaziyette.

Rusya diyor ki ‘Benim malım çok fazla. Örneğin asgari 40 milyon ton ben şu anda mal çıkarabilirim.’ Tabii arada kara kediler var, güya Türkiye gemileri durdurmuş gibi dedikodu dolaştırıyorlar. Böyle bir şey yok. Aksine, ilk gemi nasıl Lübnan'a gittiyse, bu tür gemilerin hepsi bizim üzerimizden gitmeleri gereken ülkelere ulaşmaları için yola revan olacaklar. Bunun aracılığını da Türkiye en güzel şekilde ortaya koyacak. İstanbul’daki sözleşmeyle sağladığımız o başarıyı bundan sonra da devam ettireceğiz.”

MOSKOVA DÖNÜŞÜ DE DEMİŞTİ

Erdoğan, 2020'nin Mart'ında Moskova'ya yaptığı ziyaretin dönüşünde de iki ülke arasını açmaya çalışanlara değinmişti. Putin'in tavır değiştirdiği söylenen Erdoğan “Zaman zaman uluslararası ilişkilerde buna benzer gelişmeler, iniş çıkışlar olabiliyor. Rusya ile olan belki de bizim en son düşünebileceğimiz bir konu olabilir bu. Niye derseniz, bizim şu anda Rusya ile olan ikili ilişkilerimiz hiçbir şeye benzemez. Yani onun için de herhalde bir yerden şöyle kara kediler girmiş olabilir.” demişti. “İsrail olabilir mi?” sorusu üzerine Erdoğan, “Yok. O kadar zayıf değil.” yanıtı vermişti.

Sonraki Haber