MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den Meclis'te Kürtçe konuşmalara tepki! DEM Parti ve HÜDA PAR yapmıştı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Partisinin Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu toplantısında konuştu. Bahçeli TBMM'de yapılan Kürtçe konuşmalara tepki gösterdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Partisinin Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu Toplantısı sonrasında basın toplantısı düzenledi. Gündemle ilgili değerlendirmeler yapan Bahçeli, TBMM'de Türkçe dışı yapılan konuşmalara değindi.

Anadile saygı duyduklarını ancak kamusal alanda tek dil olabileceğini söyleyen Bahçeli "Özel hayattaki kullanım serbestliğinin kamusal alana girmeye başlaması milli dilin önüne dikilen bir bariyer, ayrı bir kimliğin uyandırılması için yapılan sinsi bir tahriktir." dedi.

Bahçeli'nin anadil konusundaki açıklamaları şöyle

"Düşüncemiz odur ki, Türkçenin olmadığını varsaydığımız bir geçmişte, ne adımıza Türk milleti denebilirdi, ne de ülkemizin adı Türkiye olabilirdi. Dile ortak koşmaya izin verilirse, devlete de ortak koşmak durumunda kalınacaktır.

"Bu itibarla, ana dilde eğitim ve öğretim Türkiye üzerinde emelleri olan her mihrakın sıcak tutuğu ve dayattığı ana gündem maddesidir.

"Meclis’te Türkçe dışında mahalli bir dille konuşmayı alışkanlık haline getirenler zalimlerin yerli figüranlarıdır.

'PKK İÇİN HAYATİ ÖNEMDE'

"Masum bir kültürel hakkın tanınması gibi sunulmaya çalışılan bu konunun, özellikle PKK için taşıdığı hayati önem, Türk milletinden ayrı bir millet kimliği, ayrı milli mensubiyet duygusu yaratılmasında dilin temel vasıta olmasından kaynaklanmaktadır.

"Ortak dil ile milletleşme arasında tabii bir bağ vardır ve bilinmektedir. Milli dil ile milli varlık ve milli beka arasındaki bağın kesintiye uğraması, tahrip edilmesi milletlerin geriye dönüşünü kaçınılmaz hale getirecek, bir arada yaşayabilmenin asgari müştereklerinin en önemlisi ortadan kalkacaktır.

"Elbette ki lisanımızı kendimiz seçmiyoruz. İçine doğduğumuz ailenin dili anamızın dili oluyor. Bizim için her dil saygıdeğerdir. İnsan olmanın en doğal hali ve sonucudur.

'ŞARKILARIN SÖYLENMESİNDEN, ŞİİRLERİN OKUNMASINDAN TEDİRGİN OLUNMAZ'

"Kim, özel hayatında anadiliyle konuşmak istiyorsa konuşsun. Engel olacak, önüne geçecek, ağzını kapatacak hiç kimse yoktur. Buna saygı duyarız. Şarkıların söylenmesinden, şiirlerin okunmasından, sohbetlerin yapılmasından tedirgin olmanın anlamı da yoktur.

'SİNSİ BİR TAHRİK'

"Kuşkusuz insanlar özel hayatlarında analarının dilini kullanıp kullanmamakta serbesttir. Bu kendi bilecekleri bir şeydir.

"Ancak özel hayattaki kullanım serbestliğinin kamusal alana girmeye başlaması milli dilin önüne dikilen bir bariyer, ayrı bir kimliğin uyandırılması için yapılan sinsi bir tahriktir."

HÜDA PAR DA KÜRTÇE AÇIKLAMA YAPMIŞ, ANADİLDE EĞİTİM İSTEMİŞTİ

Serkan Ramanlı

TBMM'de son olarak 21 Şubat Anadil gününde Kürtçe konuşmalar yapılmıştı. DEM Parti'nin yanısıra MHP'nin de içinde olduğu Cumhur İttifakı listelerinden TBMM'ye giren HÜDA PAR Sözcüsü Serkan Ramanlı, Kürtçe basın toplantısı yapmıştı. Batman Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı Serkan Ramanlı, basın toplantısında "Dilimiz de eğitim dili ve resmi dil olması gerekir. Bu anlamda bizler sivil mücadele, siyaset yolunda mücadele ve meşru yollarda mücadelemizi vereceğiz. Silah, ölüm ve kavga ile amacımıza ulaşamayız. 40 yıldan fazladır bunlar tecrübe edildi.” ifadelerini kullanmıştı.

MACRON’UN UKRAYNA’YA ASKER AÇIKLAMASI

Bahçeli’nin açıklamasındaki diğer vurgular şöyle:

“Kuzeyimizde süregelen Rusya-Ukrayna savaşı, bu savaşın yayılması, hatta küresel mahiyet alması için yapılan provokatif tertip ve telkinler barış ümitlerini maalesef sabote etmektedir.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, Ukrayna’ya asker göndermeyi telaffuz etmesi, bu ülkenin savunma bakanının Ermenistan’a uzun menzilli füze vereceklerini duyurması kabus senaryolarına maalesef canlılık kazandırmaktadır.

‘RUSYA’NIN NATO’YLA SAVAŞMASI TÜRKİYE İÇİN BEKA SORUNU’

“Macaristan’ın, geçtiğimiz günlerde İsveç’in NATO’ya katılımını onaylamasından hemen sonra bu tartışmanın alevlenmesi, üstelik Kremlin yönetimi tarafından, Macron’un sözlerinin fiiliyata yansıması halinde NATO ile çatışmanın kaçınılmazlığına vurgu yapılması hafife alınacak bir güvenlik riski değildir.

“Rusya’nın NATO’yla savaşması demek Türkiye için beka düzeyinde bir sorun ve sancıdır.

Bölgesel barış, huzur ve istikrarın temelinden dinamitlenmesi, mütecaviz ve mütehakkim zorlamaların dip akıntı halinde ilerleyiş kaydetmesi insanlığı felakete sürükleyecektir.

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın üçüncü yılında aklıselimin öne çıkmasından, sağduyunun hâkim olmasından, diplomasi ve diyalog kanallarının açılmasından başka makul bir alternatif yoktur.

GAZZE’YE SALDIRILAR

“ABD Başkanı Biden’ın, önümüzdeki pazartesi günü ateşkesin olacağını söylemesi en azından ihtiyatlı iyimserliğimizi desteklemiştir.

İsrail suçludur, soykırımcıdır ve 30 bin masumun hayatına son vermesinin bedelini en ağır şekilde ödemelidir.

Bir halkın onuru ve şerefi yok sayılırken, bir halkın varlığı ve güvenliği inkar edilirken, bir halkın hak ve hürriyeti çiğnenirken sessiz ve seyirci kalmak zulme ortaklıktır.

İki devletli çözüm dışında barış ortamına davetiye çıkaracak bir başka seçenek kesinlikle yoktur.

EMEKLİ MAAŞLARI

“Hayat pahalılığı kaderimiz değildir ve bitecektir.

“Emeklilerimizin çağrıları haksız değildir, gerekli iyileştirmeler cömertçe yapılacaktır.

“Enflasyonla mücadele başarıya ulaşacak, fiyat ve finansal istikrar Türkiye ekonomisinin zincirlerini kıracaktır.

‘FİYAT ETİKETLERİNİ DEĞİŞTİREN BU MİLLETİN EVLADI DEĞİL’

“Marketlerde fiyat etiketlerini günbegün değiştiren, vatandaşlarımızın sofrasına kan doğrayan kim olursa olsun dürüst olamaz, düzgün olamaz, bu milletin evladı olmayı da hak edemez.

Daha önce temas ettiğim üzere, FETÖ tarafından kumanda edilen fiyat anarşistlerine, karaborsa meraklısı bozgunculara, fırsatçılığı geçim kapısı gören ahlaksızlara göz açtırılmamalı, denetim ve kontroller amasız, fakatsız sıklaştırılmalıdır.

CHP-DEM PARTİ

“Her şeyi eline yüzüne bulaştıran, adeta kriz üretim merkezine dönüşen, DEM’lendikçe şuurunu ve dengesini kaybeden CHP’nin halihazırda yönetimi altındaki belediyelerin milletin iradesiyle toparlanması ve düzlüğe çıkması başlıca amaç ve arzumuzdur.

“Ne kadar gizleseler de, ne kadar kaçak güreşip zaman zaman zevahiri kurtarmak adına kayıkçı kavgasına tutuşsalar da, CHP ile DEM yan yana, diğerleri de yedektedir. Zillet masanın altıyla üstü yer değiştirmiştir.

‘KENT UZLAŞISI DEDİKLERİ PKK İTTİFAKI’

“Oyunu görüyoruz, rol paylaşımını okuyoruz. Kent uzlaşması dedikleri PKK ittifakıdır.

"Kent uzlaşması dedikleri ülkemize karşı beşinci kol faaliyetidir.

"CHP düştüğü denizde yılana sarılmıştır.

"İstanbul’da davetiye polemiği çıkaran, Cumhurbaşkanı yardımcılığı peşine düşerek şehremini görevini terk eden, partisinin eşbaşkanı gibi hareket eden mahut şahıs için son görünmüştür.

“Aynı şey Ankara, İzmir ve diğer CHP’li ve DEM’lenmiş belediyeler için de aynen geçerlidir.

"Ülkemizin önüne takoz koyanları kenara çekmek, Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne destek vermek aziz milletimizin artık demokrasi ve irade meselesi haline gelmiştir.”

‘ÖZGÜR BEY NE ARA ATATÜRK’LE GÖRÜŞTÜ?

“Özgür Bey’in, halüsinasyon görerek grup toplantısında yaptığı konuşma ruh sağlığı hakkında hepimizi kaygılandırmıştır.

“Bu konuşmasında milletvekillerine, “Atatürk sizden partisini iktidar yapmanızı bekliyor”, diyerek tuhaf bir açıklamada bulunmuştur.

“Bizim anlayamadığımız Özgür Bey’in, hangi ara aziz Atatürk’le temas kurduğu, nasıl konuştuğu, mesajları ne şekilde aldığıdır.

“Şayet ruh çağırma seanslarına katılıp bir sonuca ulaştığını iddia ederse kendisine yazık olacak, hayalleri gerçekmiş gibi sunmasının fahiş sonuçlarına yakın vadede katlanacaktır.

'ARTIK ATATÜRK'ÜN PARTİSİ DEĞİL'

“Yok uyduruyorsa, bu defada palavracı ve siyasi meddah olarak anılmayı hak edecektir.

“Bugünkü CHP, Atatürk’ün partisi değil, DEM’in oyun uşağı, Türkiye düşmanlarının altı oklu uydusudur.

“İddiaya bakar mısınız, neymiş, Atatürk dile gelmiş de partisinin iktidar olmasını istemiş, böyle konuşan Özgür Bey ne yiyip ne içtiğine biraz dikkat etmesi samimi tavsiyemizdir.

"Teröristlerle DEM’lenen bir parti Atatürk’ün partisi olamaz. CHP’de, Atatürk’ten geriye hiçbir şey kalmamıştır. Atatürk bugünkü CHP’yi görseydi emin olunuz ki, çizmelerini giyip mavzerini kuşanır, bu defa da partisi için kurtuluş mücadelesi başlatırdı.”

Sonraki Haber