‘Millet İttifakı’nda tehdit şantaj dönemi başladı’

Yılmaz Ateş’in yaptığı yazılı açıklamada muhalefetin, Türkiye’nin sorunlarını, dünyadaki gelişmelerin Türkiye’ye yansımasını bir kenara bırakarak altılı masaya kilitlediğini kaydetti. Ateş şu ifadeleri kullandı:

“Üç yılda bir program ortaya koyamayıp cumhurbaşkanı adayında da uzlaşamayınca, önce birbirlerini vekaletle terbiye etmeye, o da işe yaramayınca tehditle üstünlük sağlamaya çalışıyorlar. Ulusal birliğimize zarar verme pahasına. Ana muhalefet partisi genel başkanının cumhurbaşkanı adayı olması kadar doğal bir hak olamaz. Kazanmak için partisine, programına, ilkelerine, kadrolarına, ideolojisine güvenerek, inanarak yola çıkması gerekirdi. Fakat Sayın Kılıçdaroğlu, partisini büyütmeye çalışmak yerine, ideolojisini, ilkelerini horladı, emek veren kadrolarını tasfiye etti. ‘Helalleşme’, ‘demokrat amca’ adı altında, demokratik laik cumhuriyetin temeline dinamit koyanları baş tacı etti. Solun öldüğünü söyledi.”

KHK’DA GÖRÜŞ BİRLİĞİ

Kılıçdaroğlu'nun Türkiye’nin devleşen sorunlarına çözüm bulmak yerine partisini çözerek, altılı masaya yaranmaya çalıştığını belirten Ateş, “Üniter, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olan emperyalizmin örgütlediği terör örgütlerinin dışındaki geniş halk kitleleri bu ülkede barış, ekmek ve demokrasi istiyor. Halkın bu taleplerini bir türlü anlamayan veya anlamak istemeyen altılı masa bileşenleri, sadece KHK’lıların tamamını yeniden devlete iade etmekte görüş birliğine vardılar” diye konuştu.

FEODAL DEĞERLER

Millet İttifakı’nın çıkmaz sokaktan çıkışı, şantaj ve tehditte gördüğünü, Türkiye’nin toplumsal fay hatlarıyla oynadığını vurgulayan Ateş şunları söyledi:

“Bir partinin genel başkanı, ‘Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye iç savaşa gider’ diyor. Ana muhalefetin genel başkan yardımcısı, ‘Kılıçdaroğlu altılı masada aday gösterilmezse, Alevi olduğu için reddedildi algısı yerleşecek. Bunu toplum da demokrasi de hazmetmez. Bu durumda karşı çıkarlarsa masa dağılır’ dedi. Toplum, demokraside yeri olmayan feodal değerleri kabul etmez. Cumhuriyet Halk Partililer ve etnisitesine, inancına bakmayan yurtseverler, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını savunmayanlardan, Ege’de, Akdeniz’de, Kıbrıs’ta, Suriye’de ne işimiz var diyenlerden, Dağlık Karabağ’ın özgürlüğüne kavuşmasına üzülenlerden, terör örgütlerini masum gösterenlerden haz etmez. Yurtsever bir Alevinin cumhurbaşkanı olması bu ülkeye savaş değil, barış, kardeşlik ve birlik getirir. Sayın genel başkan yardımcısı, haddini aşıp CHP’nin ideolojisini ve Atatürk’ü küçümsüyor. ‘12 Eylül’ün sol görüşü artık geride kalıyor. Onun yerini çağdaş sol anlayış alıyor’ diyor.

“Bu bilge şahsiyetin ‘çağdaş sol’ dediği, bir dönemler methiye dizdiği FETÖ, ABD’nin 12 Eylül’de hayata geçiremediği ‘yeşil kuşak’ veya ‘ılımlı İslam’ projesidir. Çünkü, emperyalistler, halen Atatürk’ü ve kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini, bütünlüğünü hazmedemediler. CHP, daha fazla zaman kaybetmeden bir an önce, ideolojisine, kadrolarına inanan ve güvenen adayıyla, milli, yerli, ulusalcı ekonomik programıyla seçime hazırlanmalıdır.”