MEB’in Türkistan kararına büyüteci tuttuk
Tarihçi Mehmet Perinçek, Milli Eğitim Bakanlığının ders kitaplarında 'Orta Asya' yerine 'Türkistan' denilmesi kararının, milli çıkarlarımız düşünülmeden alındığını söyledi. Perinçek, yakın geçmişte Orta Asya politikalarındaki yanlışların Türk Cumhuriyetleri'ne de zarar verdiğini vurguladı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ders kitaplarında ‘Orta Asya’ yerine ‘Türkistan’ kavramının kullanılması kararını açıklarken, “Gelecek nesillerin Türklük bilinciyle, milli bilinçle ve vatanseverlik duygusuyla yetiştirilmesini” gerekçe gösterdi.
Milli bilincin ‘Türkistan’ kavramıyla kazanılıp kazanılmayacağı bir yana yanıtlanması gereken başka önemli sorular var: Asıl amaç nedir? Bu karar neden şimdi alındı? Asya topluluğunun, ‘kavram’ değişikliğini nasıl karşılayacağı düşünüldü mü? Türkiye’nin tutumu, iddia edildiği gibi Türk Cumhuriyetlerini ‘kuvvetli’ mi kılar yoksa zarar mı verir?
BRICS TOPLANTISI YAKLAŞIYOR
MEB’in ‘Türkistan’ kararını tarihsel açıdan değerlendirip “Orta Asya Türk yurdudur, o halde Türkistan demekte bir sakınca yoktur” noktasına varanlar oldu. Ancak Vatan Partisi Rusya Temsilcisi, Tarihçi Doç. Dr. Mehmet Perinçek, “Bu tür kavramsal değişikliklere gidilerken konuyu iyi düşünmek lazım. Çünkü tarih sadece tarihte kalmıyor, bugüne de önemli etkileri oluyor.” dedi.
Türkiye'nin önündeki bir aylık gündeme dikkat çeken Perinçek, şöyle sürdürdü: “Ayın 20'sinden sonra BRICS zirvesi yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan buraya gidiyor ve Türkiye BRICS'e üye olmak üzere başvuru yapmış durumda. BRICS'te Türkiye'nin üyeliğini onaylayacak iki ülke Rusya ve Çin.
Bu iki ülke, Orta Asya konusunda hassas ülkeler, orayla tarihi sıkı bağları olan ülkeler. Türkiye'nin buralardaki faaliyetlerinin de Rusya ve Çin'le koordineli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor ki Türkiye oralarda bir başarı elde etsin, ABD’nin planlarını çökertsin.
“Bu tür değişiklikler Rusya ve Çin'de soru işareti yaratabilecek, diplomaside yanlış anlaşılmalara yol açabilecek sonuçlar doğurabilir.”
ORTA ASYA İLİŞKİLERİ ÇİN’E VE RUSYA’YA KARŞI OLMAZ
Perinçek, Türkiye’nin yakın geçmişte Orta Asya politikasıyla hem o ülkelere hem Türkiye’nin o ülkelerle ilişkilerine zarar verdiğini anımsattı:
“Türkiye'nin Orta Asya politikalarına baktığımızda hatırlarsınız 1990'larda Türkiye oraya Amerika'nın planları çerçevesinde gitti ve Türk dünyasıyla ilişkilerini bozdu. Oralarda FETÖ üzerinden darbe girişimleri, suikast girişimleri oldu ve Türkiye'nin Orta Asya ülkeleri ile ilişkileri bozuldu.
“O ülkeler daha sonra FETÖ'nün merkezi, yuvası haline gelip Türkiye'yi vurur noktaya geldi. Türkiye orada Rusya ve Çin'e karşı Amerikan planları içinde bulunduğunda da Çin ile ve Rusya ile ilişkilerini bozmuş oldu.
“Şimdi Türkiye BRICS üyeliğinin arifesindeyken, Orta Asya politikalarında da kendi çıkarları açısından ve bölge çıkarları açısından, yine Türk-Rus ilişkileri, Türk-Çin ilişkileri açısından, Amerikan planlarını değil yani Rusya ile Çin'i hedef alan değil, onlarla birlikte bir entegrasyona, bütünleşmeye yönlen bir çizgi izlemesi gerekiyor. Hatta büyük Turan veya Turan fikrini de açık olarak Rusya'yı ve Çin'i dışlayarak değil, ona karşı değil onlarla birlikte, iş birliği içerisinde gerçekleşebileceğini de görüyoruz.”
TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI AVRASYA BÜTÜNLEŞMESİ İÇİN
Perinçek, Orta Asya’ya Türkistan demenin bu amaca mı hizmet ettiği, yoksa Rusya'nın, Çin'in şüphelerini, güvensizliğini daha da artıracak bir duruma mı yol açacağı sorusunu gündeme getirdi ve şöyle konuştu:
“BRICS toplantısı var dedik. Kasım ayı başında da Türk Devletleri Teşkilatı toplantısı var. O toplantı Türkiye açısından, bölge açısından çok önemli. Kafalarda ‘NATO Türkiye üzerinden bölgeye mi girmek istiyor’ gibi soru işaretleri var. Bunları gidermek lazım.
“Bunun adımlarını Binali Yıldırım atmış, ‘Rusya ve Türkiye, Türk Devletleri Teşkilatı'nın doğal üyeleridir.’ açıklamasında bulunmuştu. Türk Devletleri Teşkilatı ile Avrasya Bütünleşmesinin birbirini tamamlayan unsurlar olduğu ortaya konulmuştur. Ders kitaplardaki değişiklikle bunun aksi yönde bir adım atılmış olacak. Şüpheleri giderici değil körükleyici bir rol oynayacak.”
Hem Rusya'da hem Çin'de hem İran'da hatta Türk Cumhuriyetleri'nin içerisinde de farklı eğilimler olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Perinçek, “Oralarda da Türkiye karşıtı propagandalar yapılabiliyor. Ders kitaplardaki değişiklik, onların ekmeğine yağ sürecek sonuçlar doğurabilecektir.” dedi.
BATI TEHDİDİNİ RUSYA, ÇİN VE İRAN İLE GÖĞÜSLEYEBİLİRİZ
BRICS ve Türk Devletleri Teşkilatı gündeminin sadece bir aylık yakın gündem olduğunu ifade eden Perinçek, Türkiye’nin daha uzun vadede Batı tehdidini göğüsleyebilmek için Rusya ile Çin ile İran ile işbirliği yapması gerektiğine işaret etti:
“Suriye, Doğu Akdeniz, Karadeniz'deki gelişmeleri, Güney Kafkasya'daki gelişmeleri unutmayalım. Türkiye Batı tehdidini göğüsleyebilmek için Rusya ile Çin ile İran ile işbirliği yapmalı, o tehdidi dengeleyecek bir güç yaratmalı.
“Ancak bu yapılan değişiklikler, bu işbirliğini pekiştiren değil, bu işbirliğini soğutacak, önüne gereksiz tartışmalar çıkarabilecek bir kavram üzerinden, kafalarda Türkiye'ye yönelik gereksiz soru işaretleri yaratabilecek bir süreci başlatır.
“Sonuç olarak ders kitaplarındaki değişiklik diplomasiye de yansır. İleride bunun belirli kesimler tarafından farklı şekilde kullanılmasının, Türkiye'nin zararına kullanılmasının önünü açabilir. Dikkat ederseniz bu işin gerekçeleri tarihsel olarak ortaya konulurken, Rusya ve Çin karşıtlı bir söylem tutturuluyor. Evet, tarihte Türkiye ile Rusya karşı karşıya gelmiş olabilir ama bunun üzerinden, buna vurgu yaparak günümüze ilişkin çıkarımlar yaptığınızda, çok yanlış yerlere sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaksınız.”
KEMALİST DEVRİM ‘ORTA ASYA’ DEMEYİ TERCİH ETTİ
“Orta Asya, Merkez Asya kullanımı bizim Kemalist devrimin kitaplarında da kabul görmektedir, kullanılmaktadır.
“Nereden bakarsanız bakın, ders kitaplarındaki değişiklik, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu potansiyel ve halihazırdaki müttefiklerinde, Rusya’da, Çin’de, İran’da, bütün o bölgede soru işaretleri yaratır. Kazakistan'ında, Kırgızistan'ında, Özbekistan'ında da tepki yaratabilir.
“Bu tür ‘Orta Asya’ gibi oturmuş kavramları değiştirirken, bunun o bölgede ve çevre ülkelerde yaratacağı etkileri, olası siyasal sonuçlarını iyi düşünmek gerekir.
“Bugün esas olan Türkiye'nin milli çıkarlarıdır. O milli çıkarlara hizmet edecek değişikliklere eğitim sisteminin ihtiyacı vardır. Yoksa Türkiye'nin müttefikleriyle arasını soğutacak veya yanlış anlaşılmalara yol açabilecek değişikliklere değil.”
AZERBAYCAN İÇİN RUSYA İLE SIRT SIRTA VERDİK
“Türkiye ile Çarlık Rusyası, tarihte Karadeniz için, Kafkasya için devamlı, düzenli bir rekabet halindeydiler. Büyük kanlı savaşlar da verdiler. Bunlar bir gerçek ama biz bugünkü tarih derslerini bunun üzerine kurarsak, yani Kafkaslarda ve Karadeniz'de Çarlık Rusyası ile yapılan savaşlar ve rekabet üzerine kurarsak, açacağı sonuçlar vahim olur.
“Bugün Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü Türkiye, Rusya'yla birlikte, yardımlaşarak sağladı.
“Tarih eğitimi Kafkas savaşları, şu savaşı, bu savaşı veya Karadeniz'deki savaşlar üzerine kurulduğu zaman, evet bütün bu savaşlar doğru ama merkeze bunu alırsak ne olur? Türkiye'nin bugünkü bütün Güney Kafkasya politikaları akamete uğrar.
“Bu değişikliğin temelinde Rusya ve Çin karşıtlığı var, onun üzerinden bu değişiklik yapılıyor. Onu merkeze alırsanız, oralardaki rekabeti körükleme amacını taşıyorsunuz anlamına gelir.”
TÜRK DÜNYASINI RUSYA VE ÇİN'E KARŞI KONUMLANDIRAMAZSIN!
“Türk dış politikasında amacımız ne? Türk dünyasını Rusya ve Çin'e karşı birleştirmek mi yoksa Türk dünyasını birleştirirken Rusya ve Çin'le uyum içerisinde hatta onlarla ilişkileri pekiştiren ve bir Avrasya bütünleşmesi içerisinde Türkiye'nin her alanda güvenliğini sağlamak mı?
“Eğer amacımız Türk Dünyasını Rusya ve Çin'e karşı birleştirmekse, bu değişiklik ona uygun. Ama Türk dünyasını, Rusya ve Çin'e karşı da birleştiremezsin. Bu bir hayaldir!”