Milli hamlenin sırrı 'nadir' madenlerde

Nadir toprak elementleri veya mineralleri (NTE) geleceğin teknolojilerinde kritik rol oynayacak. Çin'in ardından ikinci büyük rezerve sahip Türkiye bu cevheri uç ürün haline getirebilirse dünyada önemli oyuncu olacak

Günümüzde 'stratejik madenler' olarak tabir edilen nadir toprak elementleri veya mineralleri (NTE) geleceğin teknolojilerinde kritik rol oynayacak. Nadir toprak elementleri cam ve seramik sanayi, metalürji sanayi, lazer üretimi, mıknatıs üretimi, petrol katalizörü ve ileri teknoloji cihazların üretiminde yaygın olarak kullanılıyor.

NTE; havacılıktan uzay araştırmalarına, savunmadan biyotıbba kadar uzanan endüstrilerde elzem olduğundan, yeni teknolojilerin uzun vadeli sürdürülebilirliği için çok önemli. Örneğin bir cep telefonunda sekiz adet nadir toprak elementi kullanılıyor. Bir telefonda kullanılan nadir toprak elementi miktarı az olmasına rağmen kullanıcı sayısı hızla arttığı için NTE’nin önemi de artıyor.

BAĞIMSIZLIK İÇİN ÖNEMLİ

Nadir toprak elementleri, ülkelerin ekonomik güçleriyle birlikte siyasi güçlerine de etki ediyor. Dünyanın en geniş nadir toprak yatakları Çin’de. Çin, NTE endüstrisinde büyük rol oynuyor. En geniş dördüncü NTE rezervi ise Rusya’da. Bu iki ülke, dünyanın bilinen NTE rezervlerinin yüzde 57'sini oluşturunca gelecekte Batı ülkelerine karşı bu rezervlerini baskı aracı olarak kullanılmasından endişe ediliyor.

Rusya’nın halihazırda Ukrayna yüzünden, Çin’in de Tayvan’dan kaynaklı Batı ile yaşadığı sorunlar dikkate alınınca NTE için duyulan endişeler yersiz değil. Geçmişte NTE’nin baskı aracı olarak kullanıldığı örnekler de var. Çin, 2010 yılında Japonya’ya NTE ihracatı yasağı uygulamış ve Aralık 2020’de de kısıtlamalara gitmişti.

YENİ TEDARİKÇİ TÜRKİYE

Türkiye ise NTE konusunda son rezervleriyle özellikle Batı ülkelerinin dikkatini çekti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı geçtiğimiz yıl Eskişehir Beylikova’da 694 milyon tonluk nadir toprak elementleri rezervi keşfetti.

Bunun dünyada Çin’in 800 milyon tonluk rezervinin ardından ikinci en büyük rezerv olduğu belirtiliyor. Yeni keşfedilen rezervler Türkiye’nin stratejik önemini de artırıyor. İlk etapta pilot tesiste yıllık 1200 ton cevher işleneceği açıklandı. Üretilecek toryum, günümüzde nükleer santrallerinde kullanılan uranyuma alternatif olacak.

100 KAT KATMA DEĞER

Maden endüstrisinin en önemli safhası, ürünün zenginleştirilerek katma değer kazandırıldığı aşama. Böylelikle Eskişehir’de bulunan ürünler zenginleştirildikten sonra elde edilecek nadir toprak elementi konsantresi, yüksek bir katma değer sağlayacak.

Örneğin, bu NTE konsantreleri modern dünyanın en popüler araç türü olan hibrit araçların bataryalarının yapımında, kamera camlarında ve enerji depolama sistemlerinde yerini alacak. NTE’lerin en son aşamasında uç ürün olarak mıknatıs ve toryum oksit elde edilecek. Böylece cevher işlemeden satıldığında 1 birim kazanç elde ediliyorsa, uç ürün haline geldiğinde 100 kat veya daha fazlası elde edilecek.

HANGİ ELEMENT NERELERDE KULLANILIYOR?

- Neodimyum: En önemli özelliği çok güçlü manyetik alan sağlaması. Bu özelliği sayesinde hoparlörler ve sabit disklerin mıknatıslarında, hibrit araçların motorları ile rüzgar jeneratörlerinde, ayrıca sabit mıknatıslı (açık) magnetik rezonans (MR) cihazlarında kullanılıyor.

- Seryum: Araçların salınımlarını azaltan katalitik konvertörlerinde ve petrolün rafine edilmesinde kullanılıyor.

- İtriyum, terbiyum ve evropiyum: Tüm renkli LED ekranlarda, Evropiyum ayrıca nükleer reaktörlerin kontrol çubuklarında kullanılıyoar.

- Gadolinyum: X ışınlı ve MR tıbbı görüntüleme sistemlerinde, TV ekranlarında, kullanılıyor.

SAKARYA GAZ SAHASI KEŞFİ KADAR ÖNEMLİ

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, nadir toprak elementlerinin çip, batarya teknolojilerinde ve güneş enerjisi hücrelerinin yapımında kullanıldığını ve söz konusu kaynakların Sakarya Gaz Sahası keşfi kadar değerli ve stratejik olduğunu belirtmişti. Bu minerallerin enerji dönüşümünde önemli rolü olduğuna değinen Bayraktar, hammaddenin işlenmesi ve saflaştırılması teknolojisi üzerinde çalışmalar yürütüldüğünü ifade ederken bu konuda adım atmak için Çin’e bir ziyaret de yaparak işbirliği anlaşması imzalamıştı.

TÜRKİYE'NİN 'NADİR ELEMENT' KÜNYESİ

- 1950'li yılların sonlarından itibaren nadir toprak elementi rezervi tespit edildi.
- Tespit edilen en önemli yatak Eskişehir'in Kızılcaören bölgesinde.
- İkinci önemli rezerv Isparta'nın Çanaklı bölgesinde.
- Malatya'da ve Konya'da da nadir toprak elementli revervleri mevcut.
- Özellikle lantanyum, seryum ve neodimyum yüksek miktarda üretim potansiyeline sahip.

HAYATIMIZIN GIDASI MADEN

Madencilik önemli bir yaşam kaynağı özelliğine sahip. Öyle ki hayatımızın önemli bir parçası haline gelen telefon, bilgisayar gibi elektronik ürünleri bugün madencilik sayesinde kullanıyoruz. Bunun yanında çok daha uzun yıllardır günlük hayatımızın bir çok alanında maden bulmak mümkün. Tüm dünyanın tükettiği madenler dikkate alındığında çarpıcı veriler ortaya çıkıyor.

Alıştığımız modern hayatın sürdürülmesi için her insan yıllık olarak 10 ton petrol dışı maden ürününe ihtiyaç duymakta. 79 yaşındaki bir insan yaşam süresi boyunca ise 1.500 ton kayaç, mineral ve metal kullanıyor. Bunlar arasında 160 kilogram kurşun, 6.320 kilogram mermer, 1000 kilogramın üzerinde alüminyum da var.

Sayılan bu madencilik ürünlerinin büyük bir kısmı hayatımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz ev ve iş yeri gibi kapalı alanların inşasında ve içerisindeki eşyaların üretiminde kullanılmakta. Yaşam alanlarımızda yaklaşık 1000 farklı mineral kullanılıyor. İşte hayatımızdan birkaç maden:

- Ampulün ışımasını sağlayan maden: Günümüzde yaygın olan akkor ampullerde bir metalik madenden yapılan filament bulunuyor. Ampulün ömrünü uzatmak için yüksek erime sıcaklığına sahip bir metal gerekiyor. Bir metalik maden olan tungsten, diğer adıyla volfram bu iş için biçilmiş kaftan.

- Bağışıklığı güçlendiren mineral: Vücut bünyesine üretilemediğinden dışarıdan besinler yoluyla alınması gereken minerallerden çinko. Vücutta 200 civarında enzimin çalışmasını sağlıyor.

- Güneşi cebimize sığdırdık: Bugün yüzlerce çeşit güneş enerji santralına (GES), güneş enerjisi ile kendi kendini şarj eden küçük cihazlara sahibiz. GES'leri oluşturan güneş panellerinin diğer adıyla fotovoltaik panellerin en kritik maddeleri ise silikon, bor ve gümüş.

- İHA ve SİHA için şart: Yerli tank, yerli füze, milli harp uçağı, İHA ve SİHA, milli piyade tüfeği, obüsler vb. olması için demir, çelik, alüminyum, bakır, vb. şart.

- Sevgiliye armağan: Özellikle evlilik tekliflerinde tek taş pırlanta yüzüklerin kullanılması bir gelenek halini aldı. Kimse bundan mahrum kalmasın diye çok küçük karattaki elmaslar hayatımıza girdi.

‘MADENDEKİ AÇIĞI KAPATABİLİRİZ’

Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, madencilik sektörüne ilişkin yaptığı değerlendirmede, dış ticaret açığında madencilikten gelen kısmın kapatılmasının mümkün olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 3,5 trilyon dolarlık yer altı maden potansiyeli olduğunu dile getiren Yılmaz, ülkenin dış ticarette madencilikten gelen kısımda açık vermemesi gerektiğini bildirdi. Yılmaz, altın fiyatlarının son dönemde artış eğiliminde olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Emtia fiyatlarına baktığımızda, geçen yıl altının ons fiyatı, 1900 dolar civarında kapattı. Bu yıl daha şimdiden 2 bin 600 dolar olduğunu görüyoruz. Bu oranda altın ithalatı yaptığımızda dış ticaret açığımızın daha da büyüyeceği açık. Dolayısıyla ne yapmalıyız? İnsanı ve çevreyi önceleyerek daha fazla üretim yapmak zorundayız. İnsanı yani iş güvenliğini, çevreyi yani flora ve faunayı. Bütün bunlarla beraber de finansal yükümlülüklerimizin tamamını yerine getirerek sürdürülebilir madencilik yapmalıyız. Bu yıl geçen yıla göre madencilik ihracatında benzer rakamlara ulaşıldı. Geçen yıl 6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu yıl henüz 4,4 milyar dolardayız, yıl sonuna kadar bu rakamı geçme temennimiz var."

Altın fiyatının hedef değerden oldukça yüksek olduğunu dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki dönem çok ilginç bir dönem. 'Altın fiyatları 3 bin doları geçer mi geçmez mi?' diye, '2026'da ne olur, 2025'e girerken nasıl bir döneme bakıyoruz?' derken, daha şimdiden fiyatı 2 bin 600 dolara çıktı. Böyle giderse dünyadaki bu konjonktürel gelişmelerle Türkiye'nin bulunduğu stratejik noktayı da göz önüne alırsak, kurun etkisiyle de Türkiye'deki altının lira tarafında çok ciddi bir hareketlilik göstereceğini biz de öngörüyoruz. Zaten şu anda bütün uluslararası kuruluşlar, altın fiyatlarında güncellemelere gittiler."

Yılmaz, Türkiye'nin olmazsa olmazlarından birinin artık kritik mineraller olduğunu ve baz metaller üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini anlattı. Kritik minerallerin yeşil dönüşümden elektrik sektörüne geniş bir yelpazede kullanıldığını belirten Yılmaz, "Daha fazla güneş paneli, daha fazla rüzgar santrali üreteceğiz. Daha fazla nikel, kobalt, kadmiyum, lityum, bakır, grafite ihtiyaç var." diye konuştu.

ENGELLER İSTİŞARE İLE ÇÖZÜLEBİLİR

Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, madencilikte yaşanan sıkıntıların sürdürülebilirlik ilkesiyle çözümlenebileceğini vurguladı. Özellikle çevresel endişelerden etkilenen madencilik sektörünün önündeki engellerin bazı mevzuatlar ve diyalogla çözülebileceğini dile getiren Yılmaz, "Bu sektör çok kolay değil. 7 tane bakanlık, kaç tane genel müdürlük, 80'lere varan yönetmelik, mevzuat, bütün bunların hepsinden izin almak zorundayız. Dolayısıyla mevzuat engelleri bizim önümüzde duran çok önemli konulardan bir tanesi. İstişareyle çözülmeyecek hiçbir problem yok." diye konuştu.

Mehmet Yılmaz "Artık madencilik normalde beşinci bölge teşvikini alıyor ama madenciliği stratejik teşvik paketi içerisine koymakta büyük fayda var. Çünkü madencilik artık stratejik bir sektör." dedi.

DÜNYANIN GÖZÜ OKYANUS ALTI MADENCİLİKTE

Enerji sektöründe son yıllarda elektrikli araç, batarya ve temiz enerji teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, bu alanlarda ihtiyaç duyulan kıymetli madenlere olan talebi artırıyor. Yeni dönemde büyüyen bu ihtiyacı karşılamak isteyen şirketler derin deniz madenciliğine yöneliyor. Sektörde kullanılan birçok ürününün ham maddesi, 200 metrenin altındaki okyanus tabanında gerçekleştirilen madencilik faaliyetleriyle elde ediliyor.

Bakır, nikel, manganez, çinko, lityum ve kobalt gibi mineraller okyanuslardan çıkarılarak işleniyor. Uluslararası deniz tabanında yapılan faaliyetlerin tamamı Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (International Seabed Authority-ISA) tarafından düzenleniyor. ISA, 1,5 milyon kilometrekareden fazla uluslararası deniz yatağının araştırılması için 31 şirketle sözleşme imzaladı. Söz konusu şirketlerin Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanusu açıklarında madencilik yapma ruhsatı bulunuyor.

2025’TE 15 BİN KM ALAN TARANACAK

2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'ndan derlenen bilgilere göre, Türkiye'de, madencilik sektöründe dışa bağımlılığın azaltılması ve sanayide ham madde ihtiyacının karşılanması amacıyla maden, enerji ham maddeleri ve jeotermal kaynak arama ve üretimine yönelik çalışmalar artırılacak. Buna göre Türkiye'de, enerji ve sanayi sektörlerinin hammadde ihtiyacını karşılamak üzere 15 bin 250 kilometre havadan jeofızik araştırması, maden arama ve araştırmaları kapsamında 400 bin metre sondaj yapılacak.

Ayrıca, arama ve araştırma faaliyetleri kapsamında 25 bin kilometrekare detay etüt yapılacak. Ülkeler ve ülke grupları tarafından belirlenen stratejik ve kritik hammaddeler ile nadir toprak elementlerinin aranması ve araştırılmasına yönelik projeler geliştirilecek. Bu kapsamda öncelikli madenlerin yurt dışında aranmasına yönelik 2 proje oluşturulacak.

Kaya ve metan gazları gibi konvansiyonel olmayan kaynaklara yönelik araştırma faaliyetleri yürütülecek, bitümlü şeylden sentetik petrol üretimine yönelik çalışmalara devam edilecek. Bu kapsamda 5 kuyuda hidrolik çatlatma operasyonları ile konvansiyonel olmayan kaynakların test edilmesine yönelik faaliyetler yürütülecek. Ayrıca birbiriyle ilişkili olan orman, tarım, su, maden, jeotermal ve petrol gibi doğal kaynakların tek noktadan yönetilebilmesne öncelik verilecek.

OVP'DE HEDEF MADEN YATIRIMLARINA HIZ

Orta Vadeli Program (OVP) ile maden ve kritik minerallerin yerli kaynaklardan karşılanmasına yönelik çalışmalar hızlandırılarak, dışa bağımlılığın azaltılması hedefleniyor. 2025-2027 dönemini kapsayan OVP’ye göre cari işlemler açığının maden yatırımlarıyla iyileştirilmesi öngörülüyor.

OVP’de Türkiye'nin cari açığında enerjiden sonra en önemli kalem olan madencilik sektörüne ilişkin maddeler "İthalat Bağımlılığının Azaltılması" başlığı altında ele alındı.

Program kapsamında, üç yıllık dönemde, tüm tabii kaynak yönetim sistemlerinin birbiriyle uyumlu hale gelmesi için bu faaliyetlerin tek bir merkezden yönetilmesine yönelik düzenlemeler hızlandırılacak. “Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler Stratejisi” hazırlanması önceliklendirilecek. Kritik maden ve minerallerin arzını ve arz güvenliğini sağlamaya yönelik uluslararası doğrudan yatırımlar alanında Türk Devletleri Teşkilatı ile işbirlikleri geliştirilecek.

Ayrıca madenle ilgili yeni bir temel düzenleme hazırlanacak. Yasal düzenleme yeni dönemde Meclis’e gelecek.

Sonraki Haber