Millî heyecana ortak olmadılar! 23 Şubat Medyanın Halleri

İşte günün öne çıkan yazıları...

HİÇ GÖRMEYENLER

MİKROSKOPLA ARADIKLARIMIZ

BİLİNCİNDE MİLLİLİK OLMAYANLAR KENDİNİ BELLİ ETTİ

Milli muharip uçak KAAN, ilk uçuşunu başarıyla yaptı. Lafa gelince Atatürkçüsü de İslamcısı da liberali de muhafazakârı da “tam bağımsızlıkçı” ama ne zaman Türkiye bir atılım yapsa, yüreği bu ülke ile atanlar ile atmayanlar belli oluyor. Medyamızın hal-i pür melali de bundan farklı değil.

KAAN’ın ilk uçuşu tüm dünya basınında neredeyse yer aldı. Üzerine yorumlar yapıldı. Ama dün sabah gazeteleri açtığımızda sanki Mars’ta yayın yapan gazeteler olduğunu fark ettik. Mangalda Atatürkçülük bırakmayan Cumhuriyet ile Sözcü, sözde solculuk taslayan Birgün ile Evrensel ve tabiî ki Nurcuların gazetesi Yeni Asya, KAAN’dan bir cümle dahi olsa bahsetmedi. Bu gazetelerin birinci sayfalarında “Bir şişe şarap içer uzaya giderim” diyen de vardı, Mansur Yavaş’ın mal varlığı da… Ertelenen süper kupa finali de vardı, swinger partisi veren muhtar da… KAAN’ı bir kelime yer ayıramamak, daha önce parçalarını “kalorifer peteğine” benzetenlerin KAAN havalanınca uçması, hepimize bu yayın organlarının “Türkiye sevdasını” gözler önüne serdi. Karar, Yeniçağ, Millî Gazete ve AK Parti’nin Meclis’e soktuğu HÜDA PAR’ın yayın organı Doğru Haber’de de KAAN’ın haberini ancak mikroskopla görebildik. Onlar da milletin, bu projede emeği geçenlerin sevincini paylaşmayanlar. Bu yayın organları yine size millilik, yerlilik, Atatürkçülük, devrimcilik, ilericilik, muhalefetçilik oynamaya devam edecekler elbette. Elbette eleştiri, öneri yapmakta herkes özgür. Ama bilinçlerinin altında yatanı hepimiz pek çok örnekle gördük. Umarız bu durum onlar için uyarıcı olur. Hepsinin yüreğini Türk milletiyle atmaya çağırıyoruz. Çağrımızdır: Basın organları olarak millilikte, tam bağımsızlıkta yarışalım.

MEMNUNİYETSİZLER KOROSU KAAN İÇİN NE DİYECEK

AHMET HAKAN - HÜRRİYET

MİLLİ Muharip Uçak KAAN göklerde. Her durumda her olayın en olumsuz tarafını görmeye meraklı memnuniyetsizler korosu, göklerdeki KAAN için neler diyecektir acaba? Mesela şöyle şeyler mi?

İlk önce kalorifer peteği gibi bir şey göstererek bizi keklediler.
Yapay zekayla uçan uçak gösteriyorlar bize. Bunların işi gücü yalan.
Motoru nereden almışlar motoru. Açıklasınlar.
Bu uçtu ama bakalım diğer yaptıkları uçacak mı?
Kesin ip vardır.
Kesin bizi kandırıyorlardır.
Seçim yatırımıdır bu seçim yatırımı.
Çin’in bile yapamadığını mı yaptılar yani. Vallahi inanmam.
Uçtu ama bakalım sağ salim indi mi?
Uçağın görüntüsü neden uzaktan çekiliyor? Niye zoom yapılmıyor?
Bomba atmıyor, tekeri kapanmıyor. Böyle uçak mı olur?

SÜTTE LEKE OLUR, FETÖ İLE MÜCADELEDE ASLA!

OKAN MÜDERRİSOĞLU - SABAH

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne de yansıdığı gibi "legal görünümle illegal yapılarla mücadele" devletin asli ve sürekli görevleri arasındadır. Bu nedenle FETÖ ile mücadelede gerek idarenin gerekse yargı kurumlarının halen sürmekte olan çabaları, günümüz şartlarında yeniden ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Yani, FETÖ ile mücadele sadece istatistiki verilere indirgenmemeli, yıllara sâri kamusal birikim ve tecrübe seti -tercihen- Cumhurbaşkanı Yardımcısının koordinasyonunda yeni bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. İçişleri Bakanlığı'nın, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin düzenli takibi ve veri akışı söz konusu olsa da bahsettiğimiz husus bundan bir daha farklıdır. Madalyonun bir yüzünde FETÖ'yü merkezine alan, ayrıca devlette yuvalanma saikiyle hareket eden oluşumlara karşı alınan ve alınması gereken önlemler vardır. Diğer yüzünde ise FETÖ bulaşıkları için verilmesi gereken stratejik kararlar. Silahlı Kuvvetler, yargı, istihbarat ve emniyette FETÖ kuşkusu bile devletin kıyısından geçmemek için yeterli kriter sayılmalıdır. Bir başka ifadeyle... FETÖ ile irtibat/iltisaka dair ipucu dahi devletin hassas kurumları ile yolların ayrılması için makul gerekçeyi oluşturmalıdır. FETÖ isnadına karşın beraat veya takipsizlik kararı alanlar için "iş sonu tazminatı" benzeri bir formül gündeme getirilmeli, devlete dönüşleri kökten kesilmelidir. Elbette olağanüstü hal kararnameleri yürürlükte değildir. Anayasal yargı denetiminden geçen o kararnamelerin ilk günlerde icra ettiği hükümlerin, bugün de belli şartlar altında hüküm ifa etmesi için birtakım ilave önlemler alınmasında ise fayda vardır. Neden? Karakter değiştirerek ayakta kalmaya ve rövanş almaya meyilli FETÖ'cülerle mücadele hâlâ olağanüstü yöntemleri gerektirmektedir. Hangi dozda olursa olsun, FETÖ virüsü ile temas edenlerin, devletin damarlarında dolaşmasına izin verilmemelidir. Aksi takdirde, bilgi, belge ve dosya üzerinden karar veren kurumların töhmet altında kalması riski mevcuttur. Bu tür durumlar mücadeleci kadroları zayıflatabileceği gibi yargısal süreçlere güveni de sarsabilmektedir.

Sonraki Haber