'Terör çetelerine can suyu'
Öcalan’ın Meclis’e çağrılmasına milliyetçi avukatlardan da tepki geldi. Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubu, 'Terör örgütü liderine söz hakkı verilmesi hıyanettir' dedi. İstanbul Milliyetçi Avukatlar grubu ise 'teröre can suyu' yorumunu yaptı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin önceki gün partisinin grup toplantısında PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı çağrıya avukat grupları tepki gösterdi. İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu, terörist başına özel af olarak algılanan açıklamanın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlara açıkça aykırı olduğunu belirtti. Açıklamada şöyle denildi:
"İç barışımıza ve huzurumuza kastetmiş bir bebek katilinin her ne sebeple olursa olsun affedilmesi ya da umut hakkı tanınması hukuken asla kabul edilemez. Bu eli kanlı katilin gazi meclisin çatısı altında konuşturulması sadece bir güvenlik politikası olarak açıklanamaz. Türk devletinin bu şekilde acziyet içinde gösterilmesi, başta kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine ve emniyet mensuplarımıza karşı yapılmış büyük bir haksızlık olup, ülke içinde bitme noktasına gelmiş terör çetelerine verilmiş bir can suyudur."
'GAFLET, DALALET VE HIYANET'
Türk Milliyetçisi Avukatlar Grubundan yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
"Şeyh Saidlere, Seyit Rızalara yaşam hakkı tanımayan Atatürk’ün emaneti gazi mecliste, Abdullah Öcalan denilen bebek katili bölücü terör örgütü liderine söz hakkı verilmesi talebi gaflet, dalalet ve hatta hıyanettir. Terör örgütü kurmak ve on binlerce kişinin ölümüne sebep olmaktan hüküm giyerek cezasını ölene kadar çekecek olan bir suçlunun konuşabileceği tek kişi gardiyanlardır. Türk milliyetçisi avukatlar olarak kanımızın son damlasına kadar her türlü hukuki mücadeleyi vereceğiz."
UMUT HAKKI İSTEDİ
Diğer yandan Devlet Bahçeli'nin, Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamaları, bazı baro başkanlarını da cesaretlendirdi. Daha önce Selahattin Demirtaş'ın özgürlüğünü isteyen Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz bu kez umut hakkı ve tecrit yasağının evrensel insan hakları olduğunu, bu hakların sağlanmasının hukuk devleti açısından kaçınılmaz olduğunu belirtti. Özaraz sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
"Umut hakkı, bir gün serbest bırakılma umuduna sahip olma hakkını ifade eder. Tecrit ise kişinin uzun süreli izolasyon altında bırakılarak, insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye tabi tutulmasıdır. Umut hakkı ve tecrit yasağı evrensel insan hakkıdır. Bu haklar insan onurunu koruma ve rehabilitasyonu destekleme amacı taşır. Bu haklar hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerindendir. Bu hakların siyasal tartışma ve anlaşmalara konu olması hukuk devleti açısından ciddi eksikliktir. Bu nedenle; Anayasal ve yasal zorunluluk olan bu hakların sağlanması, hukuk devleti açısından kaçınılmazdır."