'Mısır, Camp David'den vazgeçebilir'

Uluslararası siyaset dalında uzman makaleleri yayınlayan United World International (UWI), Gazze'deki Al-Ummah Üniversitesinden Siyaset Bilimci Dr. Husam Al Dajani ile ilgi çekici bir röportaj yaptı.

İsrail-Filistin savaşı Orta Doğu'nun karmaşık siyasi ve toplumsal dinamiklerinin merkezinde sürerken çatışmanın ne yöne evrileceği tüm dünyanın bir numaralı gündem maddesi olmaya devam ediyor. Mısırlı gazeteci Hend Selim imzalı UWI röportajında Dr. Husam Al Dajani, 1,5 milyon Filistinlinin sığındığı Refah kentine olası kara harekatından Camp David Antlaşmaları'na, HAMAS – El Fetih çekişmesinin direnişe verdiği zararlardan Filistin'de birlik arayışlarına ve İsrail'in yıkılışını öngören “80 yıl lanetine” kadar merak edilenleri yanıtlıyor.

'ULUSLARARASI GÜCÜN İSRAİL'E ETKİSİ YOK'

  • İsrail'in Refah'a askeri operasyon yapacağını düşünüyor musunuz?

İsrail'in Refah'a askeri operasyon yapmasına mani olan hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD), uluslararası kurumların, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), diğer uluslararası ya da bölgesel tarafların herhangi bir etkisi yok. Refah'a girerse İsrail'i kimse tehdit edemez. İsrail'in Gazze'nin her yerinde 30 binden fazla Filistinliyi öldürebilmesi bu konuda önemli bir gösterge. İşgalci devlet, Refah'a girmenin uluslararası toplumla, uluslararası kurumlarla, bölgesel taraflarla çatışmaya yol açmayacağının ve oyunun kurallarının değişmeyeceğini anladı. Dolayısıyla mücadelenin uzunluğu Netanyahu açısından önemli, böylelikle hükümeti devirebilecek iç gelişmelerden ve muhalefetin erken seçim taleplerinden kaçabilecek.

  • Refah'ta beklenen senaryo nedir?

HAMAS'ın Doha müzakerelerine yönelik teklifinin, Netanyahu'yu sıkıntıya sokmak ve onun herhangi bir siyasi çözüm veya sükunete yönelik bir süreç istemediğini göstermek açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ramazan ayında Refah'a girmek kolay değildi. Ramazan ayında Müslümanların kışkırtılması baskıya neden olabilir.

'MISIR İŞGAL GÜÇLERİNİ DİZGİNLEYEBİLİR'

  • İsrail'in Refah'a girmesi durumunda Mısır'ın tavrını nasıl bekliyorsunuz?

Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Mısır'daki tüm partiler Kahire'nin bu operasyonu reddettiğini defalarca açıkladı. Mısır, Refah'a kara harekatının Filistinlileri Sina'ya itmesinden veya yerinden edilmeye zorlamasından korkuyor ki bu da Mısır'ın ulusal güvenliğini kesinlikle tehdit ediyor. Ayrıca Mısır, sınırındaki askeri operasyonu ulusal güvenliğine tehdit olarak değerlendiriyor.

Soru şu: Mısır bu operasyonu engellemek için ne yapabilir? Mısır'ın tepkisinin sadece siyasi ve diplomatik çabalarla sınırlı olacağını düşünüyorum. Bunun ötesine geçeceğini sanmıyorum. Mısır, İsrail'le diplomatik ilişkilerini dondurabilir, kınayabilir, uluslararası forumlara gidebilir ya da baskı yapmak için her türlü yolu kullanabilir. Mısır büyük nüfuz sahibi bir ülkedir ve Refah'taki askeri operasyonun engellenmesi ve hatta İsrail saldırganlığının durdurulması yönünde güçlü adımlar atarak işgalci güçleri dizginleyebilir. Mısır'ın cesur ve güçlü kararlar alabilmesi için Arap ve İslam ülkelerinin yanı sıra dünyadaki özgür kurumların da desteğine ihtiyacı var.

  • Mısır ile İsrail arasındaki Camp David Antlaşması iptal edilebilir mi? Bunu talep eden çağrılar var mı?

İsrail'in Mısır ve Katar'ın desteklediği tüm çözüm ve anlaşmaları reddetmesi göz önüne alındığında Camp David, Mısır'ın ulusal güvenliğine hizmet eden siyasi bir diplomatik tercih olabilir. Mısır, Camp David Antlaşmalarını yeniden düzenleyebilir, taahhütlerinden vazgeçebilir ve birliklerini yeniden konuşlandırabilir ayrıca Sina'yı canlandırıp geliştirebilir.

'SEKSEN YIL LANETİ'

  • Özellikle iç bölünmeler, tersine göç ve İsrail'in Gazze'deki sivillere yönelik saldırılarına yönelik yoğun küresel eleştirilerin ışığında, “seksen yıl laneti” meydana gelebilir ve İsrail Devleti sona erebilir mi?

Sekseninci yıl laneti, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak ve birçok İsraillinin açıklamalarında ve makalelerde dile getirildi. İsrail varlığı, tersine göçe, sosyal sermaye göçüne veya İsrail'den zihin göçüne yol açan sosyal, kurumsal, kültürel ve entelektüel bölünmelerle parçalanmış olabilir. İsrail, sekseninci yıl lanetine tutulup dağılabilir. Kur'an-ı Kerim ve İslam bile bunun olacağını söylüyor. Bu varlığın sonunun geldiğinin işaretlerini görüyoruz. İsrail kendisini sadece Orta Doğu'nun değil, dünyanın en güçlü varlığı olarak gördüğü için büyük bir kibir yaşıyor.

'İSRAİL ÇATIŞMAYI GENİŞLETMEK İSTİYOR'

  • İsrail, özellikle Lübnan'a yönelik saldırılar ve Büyük İsrail açıklamaları ışığında, Orta Doğu'nun diğer yerlerini de kapsayacak şekilde çatışmayı arttırabilir mi?

İsrail'in topyekun savaş isteği ve 'Nil'den Fırat'a kadar Büyük İsrail' yaratma arzusu eski bir Tevrat fikridir. Bu yönde eylemler, İsrail'in ulusal güvenlik alanını genişletmeyi düşündüğüne işaret ediyor olabilir. İsrail'in Afrika ile ilişkileri Nil'in kaynaklarını içermesi açısından bir göstergedir. İsrail'in Hindistan'la ilişkileri Pakistan'ın ötesine geçtiğini de gösteriyor. İsrail, stratejik bir amaç olarak yeni Orta Doğu'yu inşa etmek için egemenlik kurmak ve kontrol etmek istiyor. Şimon Peres, “Yeni Orta Doğu” adlı kitabında bölgenin kontrolünün eski bir fikir olduğunu yazmıştı. Bu fikir İsrail'i saldırılarını Lübnan, Suriye ve diğer bölgelerin ötesinde sürdürmeye itiyor. Yakın zamanda bölgesel savaş patlak verebilir ve hatta Lübnan, Suriye ve Irak'ta ve Husilerin Kızıldeniz'deki uygulamalarında bunun işaretleri başlamıştır.

'SAHADAKİ BAŞARININ MEYVELERİ TOPLANAMIYOR'

  • Hamas ile El Fetih (Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi) arasında ulusal koalisyon kurulması konusunda anlaşmaya varma olasılığı nedir?

Şüphesiz bütün Filistinliler ulusal birliğe tanık olmayı umuyor. Filistin Direnişi'nin sahadaki muazzam başarılarına rağmen meyvelerin toplanması siyasi bölünme nedeniyle engellendi. Tarafların her biri diğer tarafın başarılarının kendi çıkarlarını ve kurumsal yapılarını tehdit ettiğini düşünüyor. Dolayısıyla bu soykırımdan sonra bile bölünme sürerse ulusal birliği tehdit edecektir. Biz gözlemciler olarak bunun bazı işaretlerini El Fetih'in bazı açıklamalarında, ayrıca Moskova görüşmelerinde varılan mutabakatın aksine ulusal anlaşmadan farklı olarak Muhammed Mustafa hükümetinin kurulmasında okuyabiliyoruz.

  • HAMAS ideolojisini değiştirerek ulusal bir bağımsızlık hareketi haline gelebilir mi, böylece uluslararası taraflarla anlaşabilir mi?

HAMAS 2017'de ideolojisini değiştirmeye çalıştı ancak uluslararası toplumun ilgisini çekmedi. Elbette HAMAS içinde pragmatistler ile radikaller arasında gizli bir çatışma var. Pragmatistler 2017'de HAMAS'ın siyasi belgesini yazmaya karar verdiklerinde uluslararası toplum buna ilgi göstermedi ve bu da radikallerin hareketi kontrol etme şansını artırdı. Bunun sebebinin uluslararası toplumun Filistinlilerin haklarını inkar etmesi olduğunu düşünüyorum. Eğer uluslararası toplum Filistin Devleti'nin kurulması için çalışır ve İsrail'e yerleşimlerin genişlemesini durdurması, İslami kutsallara yönelik saldırılarını sonlandırması ve Gazze Şeridi'nin kapatılmasından vazgeçmesi için baskı yaparsa bu HAMAS'ın siyasi pragmatistlerini güçlendirecek ve HAMAS'ı işgalcinin Filistinlilerin haklarını tanıması, uluslararası hukuka uyması ve uluslararası meşruiyet kararlarına saygı göstermesi koşuluyla uluslararası ve bölgesel istikrarı sağlayacak bir siyasi yola itecektir.

'ABD'NİN İSRAİL POLİTİKASI SEÇİMLERE YANSIYACAK'

  • Rusya, İran, Türkiye ve Mısır'ın krizin çözümüne yönelik bir girişimde bulunmasını bekliyor musunuz?

Evet sanırım; Türkiye, Mısır, Rusya ve İran, uluslararası ve bölgesel barış ve güvenliğin yanı sıra kendi çıkarları üzerinde büyük etkisi olan bu savaşı durdurmak konusunda çok istekli. Amerikan yönetiminin Moskova'nın bu dosyada rol oynamasına izin verip vermeyeceğini sormamız gerekiyor. Rusya-Ukrayna savaşını göz önüne aldığımızda Washington'un Moskova'nın hayati ve baskın rol oynamasını engelleyeceğini düşünüyorum. Bu nedenle, tüm taraflar belirli konularda uzaklaşarak genel baskı uygulayabilir. Netanyahu'nun uzlaşmazlığı ve uluslararası insancıl hukuku inkarı düşünüldüğünde, Biden'ın önümüzdeki seçimlerde kaybedeceğine dair işaretlerin ardından ABD'nin Orta Doğu'daki politikasının yanlış olduğunu fark ettiğini düşünüyorum.

  • Amerikan politikası İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin olarak İsrail politikasından ne ölçüde farklılaşıyor?

Amerikan politikasının İsrail politikasına hizmet ettiğini düşünüyorum. İsrail'in siyaseti yerleşimci yayılmacı saldırgan bir politika iken, Amerikan politikası İsrail politikasını güçlendiriyor. ABD bölgede barışı ve istikrarı sağlayabilir. ABD İsrail'i zorlayabilir ama İsrail hâlâ ABD'deki lobiler aracılığıyla Amerika'nın siyasi kararlarını etkiliyor. Demokratların ve Cumhuriyetçilerin İsrail'e yönelik politikaları şekil olarak farklılık gösterse de içerik olarak benzer. Gazze'deki soykırımın Amerikan Anayasası ve değerlerinin hatta Amerikan vatandaşlarının ilkelerinin ihlali olmasına rağmen, tüm Demokratlar ve Cumhuriyetçiler İsrail'i destekleme konusunda hemfikirdir. Amerikan toplumunda, Biden'ın önümüzdeki seçimlere yansıyacak dış politikasına karşı bir ret söz konusu.

Sonraki Haber