Mısır ve Türkiye’den gelen açıklamalar ne anlama geliyor?

NEDRET ERSANEL/YENİŞAFAK

Bakan Şükrü’nün sözlerinden anlaşılan, Türkiye ile diplomatik temasın başladığı ama bunun ‘müzakereler’ noktasında olduğunu gösterir açık bir vurgunun olmadığıdır. Bu, Çavuşoğlu’nun “yavaş yavaş” izahına uygundur. Farkı, yavaşlığı kadar hayli zorlu da olacağıdır.

Türkiye-Mısır ilişkilerinin eski renklerine kavuşmasının yarına yetişmeyeceği ortadaysa da, derlenip-toparlanabileceğine ilişkin söylem dahi haritanın her köşesinde yankı yaratacaktır

Karşılıklı açıklamaların ardından gelen, Türkiye’nin AB, Yunanistan ve İsrail’e verdiği, “Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığını ilgilendiren çalışmalarda iznimizin aranması gerekir” mealinde “alayına gider” notası da bu gündemden kopuk değildir.

'BİZİMKİLERE HER ŞEY SERBEST SİYASETİ'

EMİN PAZARCI/AKŞAM

Enver Aysever olayı ortada: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından kendine adrese teslim bir ihale verildi. Aysever'e, 18 günlük okur-yazarlık kursu için tam 238 bin liralık kıyak yapıldı. Yine CHP'den çıt çıkmadı. "Yuh artık, bu ne biçim iş, bu nasıl bir rakam" diyen tek Allah'ın kulu olmadı.Tunç Soyer, önce yaptığını savunacak oldu. Sonra, O da böyle bir garabeti savunamayacağının farkına varıp ihaleyi iptal etmek zorunda kaldı.

'DEAŞ’I TEKRAR SAHAYA SÜRÜYORLAR'

KURTULUŞ TAYİZ/AKŞAM

Şimdi ABD Başkanı Biden ile kaybettikleri inisiyatifi yeniden ele geçirecekleri günü bekliyorlar. Oyuna dönebilmek için DEAŞ'ı yeniden sahaya sürüyorlar. YPG'nin kontrolüne verilen El Hol kampındaki DEAŞ'ın iplerini yavaş yavaş gevşetiyorlar. Bu kamp, DEAŞ'ın kuluçka merkezi olarak yedekte tutuluyor. Irak ve Suriye'de çevrilecek dolaplar için El Hol kampındaki DEAŞ unsurları kullanılacak. Hazırlıklı olalım; Papa'nın ziyareti ve Avrupa Parlamentosu'nun "Türkiye'yi işgalci" ilan ettiği kararın ardından bölgede hareketlilik artacak. Hatta başladı bile.

'ÇÖZÜMLERİ ELLERİNDE KALDI!'

SALİH TUNA/SABAH

Kürtlerin bir mezhebi yokmuş gibi veya Kürtlük sanki bir mezhepmiş gibi "Şiiler, Sünniler ve Kürtler" şeklinde fecaat tasniflere imza attılar.

Çözüm yani çözülme için tanımladıkları "Kürt sorununu" halletseydiler bu sefer de Almanya'nın patronajında "Alevilik sorununa" el atacaklardı.

Neyse ki şimdilik "çözümleri" ellerinde kaldı. Lakin vazgeçmediler, projelerini gerçekleştirmek için yıkım ekibini konsolide ediyorlar.

Muhaliflerin dünyasını bunlar şekillendiriyor. Algı operatörleri bunların lakırdılarını pazarlıyor. Dijital feodaller de alabildiğine arkalarında.

Bunlara göre memleket, yandı bitti kül oldu. Hukuk yok, düşünce özgürlüğü yok, demokrasi yok.Halbuki, Kuddusi Okkır'a cezaevini teneşir yapan da bunlardı, "Gazetecilikten tutuklanmadılar" manşetleri atanlar da!

'BU KADAR ‘LAPSUS' SEBEPSİZ OLMAZ'

HİLAL KAPLAN/SABAH

Millet İttifakı'nın İYİ Parti ayağı üniter devleti savunuyorken, CHP ayağı ise "Avrupa Birliği Özerklik Şartı" diye diretebiliyor. Bu yüzden de onlar anayasa çalışmalarını halktan gizli, kapalı kapılar ardında yapmak zorundalar...

Sorarım size, buradan yapıcı bir birliktelik, ülkeyi ileri taşımaya doğru bir irade çıkması mümkün müdür? Olmadığını, proje bazlı derken, "Erdoğan'ı yıkma" projesinden bahsedildiğini Akşener de biliyor ama kamuoyuna açıklanabilecek olanı ancak bu kadarı.

Nitekim bu ittifak o kadar kırılgan ki, maalesef Akşener, adını HDP lideri Pervin Buldan'la birlikte anan Ekrem İmamoğlu'na tek söz bile edemedi…. Dolayısıyla bence ittifakın en rahatsız üyesi Sayın Akşener olsa gerek; bu kadar "lapsus" sebepsiz olamaz diye düşünüyorum.

ANDIMIZ

İbrahim Kaboğlu’nun açıkladığı CHP, İyi Parti ve Saadet’in HDP ile birlikte yaptığı “Türksüz Anayasa’ya” itiraz etmeyenler “Andımız” yazıları yazıyor...

HDP ile iktidar olma planı yapanlar Türklükten bahsediyor.

Aşağıdaki paylaşım Andımızın kaldırılması programının kime ait olduğunu gösteriyor. Onların devri geride kaldı.

Sonraki Haber