MİT'in Mehmet Eymür raporu: Devlete ve kuruma zarar verdi

Söyleşiler yapılan, yayınlara çıkarılan, Gladyo'yu gizleyerek milli güçleri hedef alan CIA bağlantılı Mehmet Eymür'ün itibarsızlığı ve devlete verdiği zarar tescilli. Buna rağmen Eymür, kritik süreçlerde sahaya sürülüyor. MİT, Eymür'ün devlet terbiyesinden yoksunluğuna dikkat çekiyor

Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, son günlerde verdiği röportajlarla yeniden gündeme geldi. "Devlet benim gözümde her şeyi yapabilir. Meşrudur" diyen Eymür, gerçekte ise devlete ve MİT'e zarar verdiği gerekçesiyle defalarca kez disiplin cezaları aldı.

CIA'yla ilişkisi nedeniyle MİT'ten atılan Mehmet Eymür, yasalara aykırı tutum ve davranışlarda bulunmak, sık sık yetkili olmadığı halde basına demeç vermek gibi suçlamalarla soruşturmaya uğradı. Bu soruşturmalar MİT'in 1998/3897 numaralı yazısında da yer aldı. Eymür, bu tarihlerde MİT'teki görevinden alınarak Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş Genel Müdürlüğü'ne naklen atandı. Atamaya karşı çıkan Eymür, iptal için Danıştay'da dava açtı. Davaya MİT'ten gelen cevap yazısında Eymür'ün sicili ve karakteri ortaya döküldü.

‘ÖNCE İSTİFA ETTİ SONRA VAZGEÇTİ’

Yazıda Eymür'ün 30 Nisan 1973 tarihinde daha iyi imkânları olduğunu belirttiği bir özel şirkette çalışmak üzere istifa dilekçesi verdiği, 13 gün sonra bir dilekçe daha vererek yan ödemelerdeki artış ve sair sebeplerle istifa işlemlerinin durdurulmasını talep ettiği vurgulandı.

‘GİZLİ BİLGİLERİ KİTABINDA İFŞA ETTİ’

Eymür'ün yasaları çiğneyen davranışlarının emekli olduktan sonra da devam ettiğinin vurgulandığı yazıda özetle şu ifadeler kullanıldı:

"Görevde bulunduğu sırada, görevi icabı görüp duyduğu teşkilat çalışmaları ve devlet güvenliği ile ilgili her türlü bilgiyi, hiçbir suretle hiç bir yerde ve hiç bir şahsa veya makama açıklamayacağına dair açık hükme rağmen, görev yaptığı dönemdeki çalışmalarını ve teşkilatın çalışma metod ve prensiplerini, bu dönemde kaleme aldığı 'Analiz' isimli kitabında ayrıntılarıyla ifşa etmekten kaçınmamıştır.”

'DEVLET MEMURLUĞU OLGUNLUĞUNA ULAŞAMADI'

"MİT Müsteşarlığında görev yaptığı yaklaşık 25 yıllık süre içinde kurumunu ve devleti zor durumda bırakacak tutum ve davranışlarını sürekli olarak tekrarlayan, benzeri gerekçelerle aldığı disiplin cezalarına, edindiği mesleki deneyimine ve yönetim kademelerine getirilmesiyle birlikte mutlak surette taşıması gerekli devlet memuru-MİT mensubu ciddiyeti ve yöneticisi olgunluğuna- kendisine gösterilen müsamahaya rağmen ulaşamayan ve adı devamlı, devlet ve ilgili müsteşarlığa zarar verici şekilde gündemde kalan Mehmet Eymür'ün, üstlendiği görevi gereği ve yasal çerçeve içinde, diğer kurum mensuplarıyla birlikte yaptığı bazı başarılı çalışmaları göz ardı edilmemekle beraber, teşkilat metod ve prensipleri ile yasal düzenlemelere uyum sorunu yaşadığı ve anılan müsteşarlığa yeni katılan personel üzerinde olumsuz etki yarattığı kabul edilmek gerekir."

‘HİZMETİN GEREKLERİNE UYUM GÖSTEREMEDİ’

"Kamuoyunda 1. MİT Raporu şeklinde anılan belgedeki iddialara ilişkin olarak, Genelkurmay eski Başkanı davacı Necdet Üruğ tarafından Danıştay 10. Dairesinde Başbakanlık aleyhine açılan manevi tazminat davasının 20 Nisan 1989 tarihli kararı ise bu tespitin tescili mahiyetindedir.

“Anılan dairenin oy birliği ile verilen kararında fikren ve ruhen hizmetin gereklerine uyum gösteremeyecek nitelikteki personelin 2937 sayılı yasanın 19. maddesinde açıkça ve alan nakil imkanına rağmen görevde tutulmasının da bir hizmet kusuru olduğu değerlendirilmektedir."

‘MÜSTEŞARLA GÖRÜŞMEYİ İZİNSİZ KAYDA ALDI’

"Dönemin Müsteşarı Hayri Ündül ile gerçekleştirdiği ikili görüşmelerini, Müsteşarın bilgisi ve izni dışında banda kaydettiği, söz konusu kitabındaki ifadelerden anlaşılan davacının bu davranışı ise devlet terbiyesi, nezaket kuralları ve teşkilat metod ve prensipleri ile izah edilemeyecek seviyedeki tutumlarının ve kendine özgü anlayışının ilgi çekici örneklerinden birini oluşturmaktadır.”

‘MİT TARİHİNDE BİR İLK’

MİT'ten Danıştay'a gönderilen yazıda, Eymür'ün aldığı cezalar da yer aldı. Buna göre Eymür, 1966-1988 yılları arasında 3 Haziran 1970 tarihinde kınama, 21 Şubat 1973'te uyarma, 8 Şubat 1979'da uyarma, 27 Mart 1979'da kınama disiplin cezaları ile cezalandırıldı:

"27 Mart 1979 tarihinde verilen kınama cezası, -görevle hiçbir ilgisi olmaksızın- Erzincan Milletvekili Nurettin Karsu'nun evinin basılması, çocuklarının kaçırılıp dövülmesi ve TBMM'nin tahkir ve tezyif edilmesi olayı ile ilgilidir. Söz konusu olaydan sonra, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'ten -MİT Müsteşarlığının tarihinde başka örneği olmayan- bir yazı alınmıştır. Eymür hakkında, 'Bir kamu görevlisinde bulunması gereken yasalara uygun görev yapma anlayışına aykırı tutum ve davranışları belirlenen kişi' tanımlaması yaparak, 'Artık MİT örgütünde çalıştırılmasında, hizmetin özelliği açısından sakınca' olduğunu vurgulayan dönemin Başbakanı 12 Şubat 1979 tarihli yazı ile davacının (Eymür) 657 sayılı Kanun'un ek geçici 48. maddesi uyarınca Başbakanlık Örgütünde görevlendirilmesi yönünde MİT'ce teklif hazırlanmasını istemiştir. Ancak bu aşamada gerçekleşen hükümet değişikliği ile birlikte söz konusu atama durdurulmuş ve davacının eski görevine devam etmesi sağlanmıştır."

1. MİT RAPORU DA DOSYADA

Eymür'ün aldığı diğer cezalar şöyle:

"1. MİT Raporu olarak bilinen etüdü, Müsteşarlık prensip emirlerine aykırı olarak hiyerarşik düzene riayet edilmeden hazırlamaktan, Müsteşarlık Makamının bilgisi dışında basın organlarına sızdırıp beyanlarda bulunmaktan, MİT Disiplin Kurulu'nca 19 Nisan 1988 tarihinde 'kademe ilerlemesinin durdurulması cezası' ile tecziyesine karar verilmiştir.

"Alaattin Çakıcı'nın eski karısı ve Dündar Kılıç'ın kızı Uğur Kılıç'ın 20 Ocak 1995 tarihinde öldürülmesi olayı vesile edilerek Eymür ve MİT hakkında basın yayın organlarında başlatılan yoğun yıpratma kampanyası nedeniyle Teftiş Kurulu Başkanlığınca yürütülen inceleme neticesinde 'Mehmet Eymür ve yardımcısı Yavuz Ataç arasındaki anlaşmazlıkların, son derece hassas bir çalışmayı gerektiren dairenin faaliyetlerini olumsuz etkilediği, hatta bilgi sızdırılmasına neden olduğu' kanaatine yer verilmiştir.”

‘YARDIMCISIYLA YUMRUKLAŞTI’

"25 Temmuz 1997 tarihinde davacının makam odasında yardımcısı Yavuz Ataç ile yumruklaşmasına varan tartışmanın soruşturma konusu yapılması üzerine, Teftiş Kurulu Başkanlığınca hazırlanan soruşturma raporu uyarınca 20 Ağustos 1997 tarihinde kınama cezası verildi.

“Kamuoyunda Susurluk Raporu olarak anılan çalışmada yer alan hususlardan, MİT'i ilgilendirdiği değerlendirilenlere ilişkin olarak, müsteşarlığın Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda inceleme ve soruşturmalar başlatılmış, bu aşamada davacının bazı olaylardaki teşkilat metod ve prensiplerine aykırı eylemleri tespit edilmiş, hakkında disiplin cezaları ve idari tedbirler teklif edilmiştir.”

Sonraki Haber