Mitinge katılan kadınlar Aydınlık’a konuştu: Yobazlığa karşı aile sıcaklığı
Kimi ailesi, kimi çocukları için endişeliydi. 'Çocukların hormonlarıyla oynamak özgürlük değil.' sesi yükseldi. Mitinge yönelik iftiralara yanıt verdiler: Biz aile için oradaydık, asıl yobazlık emperyalizmin dayatmasını savunmaktır
Aileler, 18 Eylül Pazar günü İstanbul’da Saraçhane Parkı’nda emperyalizmin LGBT dayatmasına karşı kenetlendi. Alanda kadınlar ön plandaydı. Türkiye’nin ihtiyacı olan antiemperyalist büyük birliğe doğru atılan ilk ve çok değerli bir adım oldu. Yanıtlar, hepimizin gerçeğiydi. Katılımcılar eylemin devamını istedi.
Elinde çocuk arabası yanında kocası ile bir katılımcıya yanaştık. Aile Buluşması’na katılmasının nedenlerini anlattı: “Çocuklarımın geleceği için endişe ediyorum. Bunun tamamen bilinçli, Türkiye’deki aile kavramını yok etmek için yapıldığını düşünüyorum. Çocukların özgürleştirilmesi adına aileyi yok etmek planlanıyor. Teşvik ediliyor, propagandası yapılıyor. Türkiye’de aile kavramı hala değerli. Bu desteklenmeli, devamı gelmeli.
EVLİLİK YIL DÖNÜMÜNDE AİLE BULUŞMASI’NDA
Nurten Temel, evlilik yıl dönümünde kocasıyla ellerine Türk bayraklarını alıp ailesini savunmaya gelmiş. “Türk aile yapısının değil, dünyada hiçbir aile yapısının normali değil bu. Nesilsiz bir toplum yaratmaya çalışıyorlar, ona da toplum demeye dilim varmıyor. Aile, toplumun devamlılığı. Biz bu dayatmaya karşıyız, o yüzden buradayız.
“Ben sosyal medyada duyurulduğunda eşime dedim ki orada olmalıyız. Eşim de dedi ki, evlilik yıl dönümümüz. Dedim daha güzel bir şey olabilir mi? Evlilik yıl dönümü demek, ailenin devamı demek. Neslimi korumak için, benim için en güzel etkinlik orada olmak. Benim gibi düşünenlerin yanında olmak. Tek yürek, tek bilek burada bu yürüyüşü desteklemek istiyorum dedim. Bunun için eşime çok teşekkür ederim, kırmadı geldik. Fikren karşı olduğum şeye bedenen de destek vermek için buradayım. Biz sadece sosyal medyada değil, alanda da varız.”
Fatime Erçağ da alandaki birlikteliğe dikkat çekti: “Açığı kapalısı, sarıklısı çarşaflısı ya da cübbelisiyle ama ille de ellerimizdeki şanlı bayraklarımızla biz Türk Milleti ordaydık. Biz diyorum biz! Kimse birbirini ötelemedi, tersine herkes birbirine sevgiyle baktı. Bastıran sağanakta kimimiz çarşaflıların şemsiyesinin altına sığınıp kimimiz şortluların hırkasına sarındık.”
Mitinge kızıyla gelen bir katılımcıya uzandık, fotoğrafının çekilmesini istemedi. İçinden geçenleri anlattı: “Bunun moda haline getirildiğini düşünüyorum. Avrupa’ya özentiden Türkiye’de yayıldı. Aslında bu etkilenme çocuklardan başlıyor, çünkü gençler gittikçe bu yöne doğru yöneliyor ve küçüklükten aile ile karşı karşıya geliyorsa çocuk, kendini başka şeylerde aramaya başlıyor. Ve o zaman aslında kendini kaybediyor. Açıkçası ilk defa böyle bir yürüyüşe katılıyorum ve çok olumlu görüyorum.
ÇOCUKLARIN HORMONLARIYLA OYNAMAK ÖZGÜRLÜK DEĞİL
Bir diğer katılımcı kadın, arkadaşları ile miting alanında… Bir yandan sosyal medya paylaşımı için video ve fotoğraf çekiyor. Bireysel tercihler alana gelenlerin umurunda değil. O da bunu anlatıyor: “Kimsenin kişisel özgürlüğü bizi ilgilendirmiyor, herkes özgür, kimsenin kimseye bir şey söyleme hakkı da yok. Biz onlar için de buradayız. Onların kullanılmasını istemiyoruz. Aynı zamanda dayatmaya ve meşrulaştırmaya karşıyız. O yüzden buradayız, çocuklarımızı bu dayatmadan uzak tutmak için buradayız. 4 yaşından beri hormonlarıyla oynanan gençler, çocuklar var. Ben bir çocuğun hayatına doğduktan sonra müdahale etmenin adının özgürlük olduğunu düşünmüyorum. Bu şekilde kişisel hakka tecavüz ediliyor. İlk defa böyle bir eyleme katılıyorum. Bir parçası olduğum için mutluyum. Çalışan bir anneyim, çok yerde ifade kendimi ifade edemiyorum. Artık dur deme, yeter deme zamanımız gelmişti. Bu da benim için bir fırsat oldu.”