O festivalde neler yaşandı

Moskova’daki festivalden ‘Altın Mikrofon Ödülü’ ile dönen opera sanatçısı Uğur Yılmaz, Tan Sağtürk’ten tebrik yazısı aldı. Ülkesini yurtdışında temsil ederken her zaman elinden geleni fazlasıyla yaptığını belirten Yılmaz’la festivali ve çalışmalarını konuştuk

Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen “Yaltaya Giden Yol” Uluslararası Müzik Festivali’nde “Altın Mikrofon” ödülü alan opera sanatçısı Uğur Yılmaz’a Devlet Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmeni ve Genel Müdürü Tan Sağtürk, tebrik yazısı gönderdi. Belgeyi sosyal medyasında paylaşan Uğur Yılmaz, Tan Sağtürk’e teşekkür ederek “Aldığım en değerli belgelerden biri oldu” dedi.

Uğur Yılmaz, Aydınlık’a yaptığı açıklamada, “Yalta’ya Giden Yol” adlı Uluslararası Müzik Festivali’nin büyük bir festival olduğunu belirterek “Ülkemi en iyi şekilde temsil edebilmek için elimden gelenin en iyisini yaptım” dedi. Festivale katılan sanatçıların Rusya’da çok güzel ağırlandıklarını belirten Yılmaz, Türkiye’ye döndüğünde de aldığı ödül neticesinde gördüğü ilgi ve tebrik mesajlarından dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi.

Kremlin Sarayı'nda final konseri

47 ÜLKE KATILMIŞTI

1 Mayıs'ta Moskova’da Kremlin Sarayı'nda gerçekleştirilen ‘’Yaltaya Giden Yol’’ Uluslararası Müzik Festivali’nde, 250 yarışmacı arasından finale çıkıp ülkemizi temsil eden opera sanatçımız Uğur Yılmaz, ''Altın Mikrofon'' ödülüne lâyık görülmüştü. Rusya’daki Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlenen festivale katılan 47 ülke arasından 15 ülke finale kaldı. Kremlin Sarayı’nda düzenlenen final Gala konserinde, ülkelerini temsil etmeye gelen 15 profesyonel ses sanatçısı, en popüler Sovyet savaş şarkılarını kendi dillerinde seslendirdi. Senfoni orkestrası eşliğindeki konserde, finale kalan sanatçılar, ünlü Rus pop yıldızları ile düet yaparak performanslarını sergiledi.

PUTİN’DEN FESTİVALE MESAJ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de festivale mesaj gönderdi. Festival programında en sevilen şarkıların, tanınmış ustaların ve genç sanatçıların parlak performanslarının yer aldığını belirten Başkan Putin, festivalin kültürel ve tarihi mirası korumaya hizmet ettiğini vurgulayarak festivalin düzenleyicilerine, katılımcılara ve davetlilere teşekkür etti.

Gerçek bir mikrofon olan "Altın Mikrofon Ödülü"nün yanında çikolatadan yapılmış, sadece bir kez dinlenebilen ve içinde eski bir "Çav Bella" kaydı bulunan plak hediye edildi

TAN SAĞTÜRK’TEN SÜRPRİZ

Türkiye’ye dönünce aldığı ödülü duyuran Uğur Yılmaz’a, Devlet Opera ve Balesi Genel Sanat Yönetmeni ve Genel Müdürü Tan Sağtürk de tebrik belgesi gönderdi. Tan Sağtürk imzalı belgede şu ifadeler yer aldı: “Müzik alanında ülkemizi yurtdışında temsil ederek, Rusya’da ‘Yalta’ya Giden Yol’ adlı Uluslararası Müzik Festivali’nde ‘Altın Mikrofon’ ödülünü kazanarak, bizlere yaşattığınız gurur ve mutluluktan dolayı sizi kalben tebrik ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.”

Tan Sağtürk'ün mektubu

‘İLK DEFA SESİMİN DUYULDUĞUNU HİSSEDİYORUM’

Uğur Yılmaz’a sorularımızı yönelttik.

- Bu ödülün anlamı sizin için nedir?

“Altın Mikrofon” ödülü benim için çok önemli çünkü büyük bir festival. 47 ülkenin katıldığı ve kültürlerin bir araya geldiği bir festival. Türkiye’yi temsil etmiş olmam benim için en büyük anlamı taşıyor. En iyi şekilde temsil etmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve bunu başardığım için çok mutluyum. Aynı zamanda 90’lı yıllardan sonra Kremlin Sarayı’nda opera sanatçısı olarak sahneye çıkan ilk Türk olmanın da gururunu yaşıyorum.

Tabi ki sesimi duyurmak için de güzel bir fırsat oldu. Tan Sağtürk’ten aldığım tebrik yazısı, aldığım en değerli belgelerden birisi oldu. Daha önce de yurtdışında ülkemi çok kez temsil etmiştim fakat ilk defa kendi ülkemde sesimin duyulduğunu hissediyorum.

- Festivalin formatı, alışılmışın biraz dışında. Yarışmaya nasıl hazırlandınız?

Size Sovyet zamanındaki savaş şarkılarından, marşlarından birini veriyorlar. Bazıları duygusal, bazıları eğlenceli parçalar. Benim söylediğim, “Mayıs Valsi”, savaş sonrası kutlama şarkısıydı. Bu şarkıyı Türkçeye çevirdim. Orkestra şefi Orhan Şallıel, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müdürü Prof. Şebnem Ünal, Prof. Güzin Gürel ve piyanist Dinara Birnazova, hazırlık sürecinde bana yardım ettiler. Kostüm tasarımımı da Nada Abdullah yaptı.

- Daha önce de yurtdışında sahnelere çıktınız. Bu tarz yarışmalar hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Evet, çok güzel sahnelerde söyledim, güzel fırsatlar yakaladım, ülkemi de güzel şekilde temsil ettim. Politikaya girmeyeceğim ama hep Türk olduğum için bir sorun yaşadım. Her yarışmada bunun gibi sorunlar yaşanıyor maalesef. Ama algıları değiştirebilmek için elimden gelen performansları fazlasıyla gerçekleştirdim yurtdışında ve her tanıştığım ülkede de yetkililer, rejisörler, şefler her zaman memnun kaldılar. Her zaman da ilişkim devam ediyor kendileriyle.

- Gelecek planlarınız neler?

Önümüzdeki sezon, Orhan Şallıel imzalı “Miras” adlı modern müzikalde üç farklı rolle sahnede olacağım. Atatürk’ün hayatının ilk defa müzikal olarak sahneye koyulacağı bu eserde Türk sanatseverlerin karşısına çıkacak olmanın heyecanını şimdiden yaşıyorum. Aynı zamanda solo konserler vermenin hazırlığını yapıyorum. Hayallerimden biri, bazı Türk anonim eserlerini kendi üslubumda seslendirmekti. Bununla alâkalı da çalışmalarımı sürdürüyorum.

FİNALDE ÜLKEMİZİ ANDI

Uğur Yılmaz, final konserinde Rusya Federasyonu Onur Sanatçısı, ünlü aktör Polina Agureeva ile düet yaparak “May Waltz” (Mayıs Valsi) şarkısını Türkçe seslendirdi. Esere yeni bir yorum getiren Yılmaz, performans sonrası yaptığı konuşmada, “Seslendireceğim eserin ruhunu kendi dilimde anlatabilmenin heyecanını ve güzelliğini yaşıyorum. Değerlerimizi yaşatabilmek benim ülkemde de çok önemli. Gelecek neslimize kültürümüzü en iyi şekilde aktarabilmek için ben de ses olmaya geldim” dedi.
Sunucunun sorduğu ''Geniş bir repertuarınız ve tecrübeniz var, ancak Sovyet Valsleri tarzında eserler henüz seslendirmediğinizi düşünüyorum. Bu askeri şarkı sizde hangi duyguları uyandırıyor?" sorusuna Yılmaz'ın cevabı şöyle oldu:

''Kendi ülkemin de kanlı bir geçmişi var. 100 yıl önce kurulmuş olan Cumhuriyetimizin güzelliğini hala iliklerimize kadar yaşıyoruz. Dolayısıyla ülkemin Türk marşlarını ve şarkılarını çok söyledim. Yani duygularınızı iyi anlıyorum. Ben de kendimce sizlere bu duyguları müziğimle anlatmaya çalıştım.''

Sonraki Haber