MS 78’de cerrahi aletler 1*
Lavlar altında alan Pompeii kentindeki arkeolojik kazılarda Cerrah Evi olarak bilinen villada 400 kadar cerrahi alet bulundu.Peki bu aletler neler?
MS 78' de İtalya'da patlayan Vezüv'ün külleri altında kalan Pompeii, sayfiye kentinde arkeolojik kazılara başlayalı henüz birkaç yıl olmuştu ki, daha sonraları "Casa del Chirurgo = Cerrah Evi" adıyla popüler olan şehrin varoşlarındaki bir villada 400 civarında tıp aleti ele geçti. Napoli Üniversitesi Tıp Fakültesi profesörü Benedetto Vulpes bu buluntuların nadir ve tipik olanlarının aynı boyda çizimlerini 1771 yılında yayınladı. Bu serinin tümü üzerindeki ayrıntılı çalışma ise çok daha geç olarak ancak 1994 yılında tamamlanabildi.
O zamana kadar antik literatürde tıp aletlerinin adları ve yer yer de kısa tanımları, Hippokrat Külliyatı'nda (Corpus Hippocraticum), Antik çağın ünlü hekim-yazarı Bergamalı Galenos (131-206)'un eserlerinde veya Romalı 1. yüzyıl yazarı Cornelius Celsus'un kitaplarında ya da belli başlı antik hekim-yazarların kitaplarında mevcuttu.
VÜCUDA GHippİREN SİLAHIN PEŞİNDE
Mesela, Hippokrates'ten yüz yıl kadar önce yaşayan Carystoslu Diocles' in ilk kez tanımladığı harp yaralılarında yaradan ok çıkarmakta kullanılan "Diocles Kaşığı"nı Cornelius Celsus şöyle tanımlamıştı:
"...eğer vücuda giren bir silah, açıcı bir alet yardımıyla çıkarılamazsa, yara biraz daha genişleyip başka bir yara ile birleşmesin diye tasarlayanın adını verdikleri ‘Diocles Kaşığı’ denilen bir aletle çekilmelidir. Ayrıca, 7. yüzyılda yaşayan Bizanslı cerrah Paul'den (Paulus Aeginatae) etkilenerek bir cerrahi kitabı yazan 10. yüzyıl Endülüs İslam cerrahı Ebulkasım Zehravi de kitabında alet resimlerine yer vermişti. Söz konusu bu kitap (et-Tasrif li man Aceze eni'l-Ta'alif veya kısaca et-Tasrif) 13. yüzyılda İtalya'da Latinceye çevrilmiş ve Avrupa'da bir başucu cerrahi eser olmuştu.
DÖRTTE ÜÇÜ ANADOLU’DAN
Hem antik tıp aletlerinin idantifikasyonunda hem de antik tıp ve cerrahi aletleriyle ilgili bilgi birikimi ve literatür oluşmasında Anadolu'nun müstesna bir yeri vardır. Çünkü antik tıp aletleriyle ilgili olarak dünyada bilinen dört koleksiyondan üçü Anadolu'da keşfedilip yurtdışına götürülmüştür ki bunlar, iki "Efes Koleksiyonu" ile "Kolophon Koleksiyonu"dur.
Birinci Efes Koleksiyonunun ilginç bir bulunuş öyküsü vardır. Bir Alman göz hekimi, aynı zamanda adli tıp uzmanı ve tıp tarihçisi Theodor Meyer-Steineg (1873-1936), 1905 yılında o zaman Osmanlı İmparatorluğu sınırları içindeki Irak'ta Ninova'ya ve İstanköy'e (Kos) ve daha sonra da Girit Adası ve Efes'e bir araştırma-inceleme gezisine çıkar. Efes'te uzunca bir süre kalan araştırıcı, orada yerli hastalara göz hekimliği yapar. Bir gün bir köylü elinde bir deste antik tıp aleti ile çıkagelir. Kendi ifadesine göre köylü, bu aletlerden bıçak gibi iş görebilen bazılarını getirmeyip kullanmak için evinde alıkoymuştur.
Yukarıda sözünü ettiğimiz ilk antik tıp aletleri kitabının (Surgical Instruments in Greek and Roman Times-1908) yazarı Milne gibi Theodor Meyer-Steineg de antik dillere ve antik tıp literatürüne hâkimdi ve 36 parçalık bu koleksiyonu hemen değerlendirdi.
Efesli köylünün getirdiği bu alet takımı sayesinde, şimdiye kadar örneği ele geçmemiş olan Diocles Kaşığı'nın ünik örneği keşfedilmiş oldu. Daha önceleri özellikle harp cerrahisi açısından çok önemli olan bu aletle ilgili olarak Alman askeri tıp tarihçisi Hermann Frölich ve Milne tahmini şekillendirme çalışmalarıyla bu kaşığın olası çizimini yapmışlardı. Bu buluntu aletin kendisini ortaya çıkarmıştır.
ÖLÜ FETUS NASIL ÇIKARTILDI
Diğer çok önemli bir keşif de obstetrikte ölü fetusu rahimden parçalayıp çıkarmada kullanılan "cephalotribe" aleti idi. Bu aletin de çizimleri ortaçağ cerrahi kitaplarında mevcuttu. Ayrıca bu birinci Efes koleksiyonunda oftalmolojik aletler ve ilk defa Romalı yazar Archigenes'in yazılarında tanımladığı iltihaplı diş özünü delip apseyi boşaltarak hastayı rahatlatan delgi, "trepan" aleti, de yer alıyordu.
Theodor Meyer-Steineg, İstanköy'de bulduğu aletler, adaklarla Mezopotamya'dan satın aldığı ünlü Babil kralı Hammurabi yasalarında adı geçen bronz bıçaklar ve tüm Efes koleksiyonunu içeren bilimsel eserini 1911 yılında yayınladı. Böylece, antik tıp teknolojisinde adı bilinen fakat örneği ele geçmeyen bazı önemli aletler keşfedilmiş oluyordu.
HAFTAYA: Kolophon Koleksiyonu da Almanya’ya götürüldü.
(*) Sayın İlter Uzel’in çalışmasından derlenerek kamuoyu bilgilenmesi amacı ile hazırlanmıştır.