Mustafa İlker Gürkan hayatını kaybetti

Muğla Barosu eski Başkanı Mustafa İlker Gürkan hayatını kaybetti. Gürkan aynı zamanda Deniz Gezmiş ile birlikte İstanbul’un devrimci gençlik önderi arasındaydı.

Mustafa İlker Gürkan

Mustafa İlker Gürkan, geçtiğimiz günlerde karaciğer kanseri teşhisi nedeniyle Muğla'nın Bodrum ilçesinde tedavi altına alınmıştı. Gürkan'ın, 08.03.2024 saat 00:50'de gelişen komplikasyonlar sonucu hayatını kaybettiği açıklandı.

Deniz Gezmiş ile birlikte “Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşünü” organize eden ve yürüyüşü tamamlayan 3 kişiden biri olan Gürkan, İstanbul’un devrimci gençlik önderi arasındaydı.

Gürkan "Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü"; “O gün Türkiye’de şöyle bir anlayış vardı. İktidar yanlıları ‘Yollar yürümekle aşınmaz’ diyordu. Biz o yürüyüşle bu anlayışa karşı geldik. On binlerle yürüdük. Sloganımız ‘Bağımsız Türkiye’ydi. Çünkü antiemperyalist olmadan solcu olunmayacağını biliyorduk” sözleriyle anlatmıştı.

ERGENEKON'DA DİK DURMUŞTU

Mustafa İlker Gürkan, Muğla Barosu'nda 3 dönem Baro Başkanlığı görevini de yürütmüştü. Muğla Barosu Başkanlığı yaptığı dönemde de Ergenekon Davası'na ilişkin dik duruş gösteren Gürkan, avukatların savunma sürelerinin 15 dakikayla sınırlandırılmasına tepki göstermişti.

Gürkan, Ergenekon Davası'nda avukatların ise savunma hakkının bırakılmadığını söyleyerek "Sorun hukuksal değildir!... Avukatlara gözdağı verebilirsiniz, hatta bu tehdidinizi hayata da geçirebilirsiniz…Ama avukatları görevlerini hakkıyla yapmaktan vazgeçiremezsiniz. Dünyada ne bu ceza gibi bir ceza örneği vardır… Ne de cezalardan korkmuş, yılmış savunmadan vazgeçmiş bir savunma makamı…" ifadelerini kullanmıştı.

LOZAN'I SELAMLAMIŞTI

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in "Lozan Zaferi" ardından Muğla Barosu Başkanı olarak mesaj yayımlayan Gürkan, "Emperyalizmin ve gerici Ermeni şovenizminin karşısında Ulusumuzun bayrağı oldunuz. Türk Ulusunun tarihsel haklılığı ve tarih bilinci adına Lozan’da kazandığınız büyük başarıyı minnet ve saygıyla selamlıyoruz." ifadelerini kullanmıştı.

17 Şubat 2014 tarihinde Aydınlık'taki köşesinden Mustafa İlker Gürkan'ın iletisini yayınlayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gürkan için "Mustafa İlker Gürkan, yarım yüzyılık kıdemli arkadaşım. Deniz Gezmiş ile birlikte İstanbul’un devrimci gençlik önderi." ifadelerini kullanmıştı.

Ergenokon Davası'nda tutuklanan Aydınlık Gazetesi Yazarı Hikmet Çiçek için de protesto metni yayınlayan Mustafa İlker Gürkan şunları ifade etmişti;

"Bir insan, 64 yaşında…Ömrünün üçte biri hapiste ve tamamı millet yolunda geçmiş. Bir insan, muhalif… Yeni dünya düzenine… Siyasal İktidara.. Sömürüye Baskıya Yalana.. Bir insan tertemiz… Boğazından tek bir lokma haram geçmemiş.. Ama ömrü hapishanede geçmiş… Tutkusu özgürlük ama halen, en çok özgürlüğünden yoksun bırakılan insanların ilk sıralarında O’nun adı var. Ne yaparlarsa yapsınlar Hikmet ÇİÇEK özgürdür. O kendi seçimini –seçiminin sonuçlarını özgürce değerlendirerek- özgürce yapmıştır. Bu insanın özgürlüğünü kim elinden alabilir? Aklının, Yüreğinin ve Kaleminin özgürlüğünü alamıyorlar ama bedenini tutsak ediyorlar.

BUNCA YILDIR HAK BİLDİĞİ YOLDA YÜRÜDÜ

Bunca yıldır hak bildiği yolda namusuyla, muhteşem birikimi ve bilgisiyle ve de kalemiyle savaşıyor… Hani derler ya; hep “pir aşkına dövüşüyor. Pir aşkına ..Yani Ulusu ve Ülkesi için… Vatan Namus ve Emek için…Nereden belli dersen? Bu sıfatları… Bir kalemi, bir de kocaman kalın camlı gözlüklerinden başka bir şeyi yoktur. Bunca yıldır düşman azdıkça azar.. Hikmet Çiçek ; Korkmadan , yılmadan, bıkmadan yazar… Gazeteci olmak..”Gazetecilik” sıfatına layık kalem oynatmak, savaş meydanlarında kılıç oynatmaktan daha az şerefli değildir.

HUKUKÇU VİCDANIMIZ BUNU KABUL ETMİYOR

Bu satırları neden yazıyorum. Hikmet Çiçek, 25 Mart 2008 günü gözaltına alındı ve tutuklandı. Birkaç gün sonunda Silivri kal’asında 5 yıl’ı dolacak.. Ergenekon davasında tutuklu en yaşlı gazeteci. Çiçek’in hayatının hapiste geçen süresi 20 yılı buldu. Türk dilinde Adalet, Tüze demektir. Tüze..Düz..Doğru sözünden gelir. Kutadgu Biligde Adaletli yönetici “Küntogdu”; “Benim doğam, özyapım eğilmez, doğrudur; doğru eğrilirse kıyamet kopar...” Bir gazetecinin 5 yıldır tutuklu kalması ve yargılanmasının doğruluk neresindedir.. Tüze neresindedir? Doğru eğrilmiştir…. Kıyamet kopmaktadır…

Hukuk demiyoruz… AİHS , ya da Anayasa yada CMK demiyoruz. Sorun hukuksal değil ki çözümü hukukta arayalım. Sorun “Anti-Kemalist Teo-Faşist Karşı devrim” sorunudur. Bir solucan bile üzerine basan ayağa başkaldırır…” Hikmet Çiçek hepimiz için kalemiyle “kıyam” etmiştir. Onun tutuklanması da o günden beri tutuklu kalması da haksızlıktır. Zulümdür. Hukukçu vicdanımız bunu kabul etmiyor. Çığlığımızdır: Hikmet Çiçeğin ve O’nun şahsında bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Milletimizin kalbine ulaşması dileğiyledir."

ÇUVAL DAVASI'NIN AVUKATIYDI

Gürkan aryıca Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde ABD askerine çuval geçiren TGB üyelerinin de avukatlığını üstlenmişti.

6 Mayıs 1972 sabahı idam edilen Deniz Gezmiş, Ankara Kapalı Merkez Cezaevi’nden Mustafa İlker Gürkan'a şu mektupları yazmıştı;

MORALİMİZ SAĞLAM

(19 Ocak 1972) Kardeşim Gürkan, gönderdiğin kartı ve telgrafı aldım. Benim durumum bildiğin gibi. Yargıtay onayladı. Sıra şimdi Meclis’te, öyle zannediyorum ki o da onaylayacak. Ben, Yusuf ve Hüseyin yan yana kalıyoruz. Keyfimiz ve sağlığımız yerinde. Gerisi vız geliyor bize. Senin anlayacağın moralimiz sağlam. Yusuf ve Hüseyin’in selamı var. Oradaki bütün arkadaşlara selam. Hoşçakal.

DEVRİMCİ SELAMLAR

(16 Mart 1972) Kardeşim Gürkan, cevap yazmakta geciktim. Artık bir daha mektup yazmaya da vaktim olmayacak. Belki bu mektup eline geçtiği zaman mezarı boylamış olacağım. Geçmişi unutmuş değilim. Gelecek konusunda umutluyum. Yarınların daha aydınlık olacağına inanıyorum. Sana ve diğer arkadaşlara devrimci selamlar. Deniz Gezmiş.

Sonraki Haber