Dervişoğlu: Provokasyon beklememek ahmaklık olur

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında Kayseri'deki olaylara değindi. Partisinin hazırladığı 6 maddelik eylem planını kamuoyuyla paylaşan Dervişoğlu, tüm siyasi partileri de 'milli mutabakata' davet etti.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında Kayseri'de yaşanan kışkırtmalara değindi.

"İstenmeyen olayların engellenmesi insanımızın endişelerinin giderilmesi" için acil adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, partisinin önerdiği altı maddelik planın hayata geçirilmesi için tüm siyasi partileri "milli mutabakata" davet etti.

Kayseri'de yaşanan olaylar için "provokasyon beklememek ahmaklık olur" diyen Dervişoğlu, "Bunlara karşı elbette dikkatli olmak ve oyunlara gelmemek lazımdır. Ancak ortada duran bir gerçek vardır: Nasıl ki kurumuş çam ağaçlarıyla dolu bir orman yaz sıcağında tutuşmak için küçük bir kıvılcımı bekliyorsa, Yıllardır sabreden milletimizin sabır taşını çatlatmak için ufak bir olay kafidir." ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Dört bir yanda yangın var. Milletinin varlığına dönük yaşamsal tehdit öyle bir boyuttadır ki, egemenlik, yangın yeridir. Adalet mahkemelere değil, saraylara hapistir ki, adalet, yangın yeridir. Milletimiz derin bir ekonomik krizin pençesindedir, kuru ekmeğe muhtaç hale gelmiştir ki, mutfaklar, yangın yeridir. Eğitim sistemimiz çökmüş, eşit ve nitelikli eğitim artık imkansız hale getirilmiştir ki, Milli Eğitim yangın yeridir. Doğamız, ağacımız, hayvanlarımız yanmaktadır. Vatan toprağı yangın yeridir.

'YANGIN SÖNDÜRME UÇAKLARI NEDEN TEDARİK EDİLMİYOR'

Birçok alanda gördüğümüz İHA’ları, orman yangınlarında etkin bir şekilde kullanmak için daha kaç yangın bekleyeceğimizi bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı’nın ve bakanların emrine, sayısı belirsiz özel jetler, filolar amade ederken, yıllardır yeterli sayıda yangın söndürme uçakları tedarik etmemelerini vergimatik Mehmet’in tasarruf tedbirleriyle mi açıklıyorlar? Bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey vardır. Tasarruf ehli Mehmet, büyük fedakarlıklar yapıyormuş. Kendisi söylüyor, ben değil. Yaptığı kamu hizmetini yani bakanlık görevini, 'zorunlu askerlik hizmeti' gibi görüyor, ülkesini çok sevdiği için bu sorumluluğu taşıyormuş. Maddi ve manevi olarak da büyük fedakarlık yapıyormuş. Evet, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine ve Maliye Bakanı koltuğunda oturan zat, İngiliz vatandaşı Mehmet Şimşek söylüyor bunu. Ben başka bir şey eklemiyorum.

EYT, muhalefet yüzünden oldu diyen, gri listeden, Sayın Cumhurbaşkanının gayretleri ile çıkıldı diyen zat söylüyor. KKM ile 818 milyar zarar ettirilen hazinenin bakanı söylüyor. Toplumu enflasyona ezdirmedik diyen zat söylüyor. Asgari ücret yüksektir, maaş zammına gerek yoktur diyen zat söylüyor. Enflasyonun yüzde 75 olduğu ülkenin hazine bakanı söylüyor. Hem de elektriğe yüzde 38 zam yapılan hafta söylüyor tüm bunları. Vergimatik Mehmet’in Diğer Açıklamalarına girmeyeceğim. Çünkü onun da gideceği yer bellidir."

'BEKLENEN YANSIMA' DEDİ

Türkiye, dünyada en fazla sığınmacı ve kaçak barındıran ülkesi konumuna geldi. 10 milyondan fazla kaçağa, sığınmacıya, mülteciye, adını siz koyun ev sahipliği yapıyor. Bu yüzden de pazar gecesi Kayseri’de, pazartesi günü ise Suriye’nin Kuzey’inde yaşananları, Türk milletinin bugünkü ve gelecekteki varlığına dönük açık ve sürekli hale gelmiş yıkım projesinin olağan sonuçları, beklenen yansımaları olarak görüyoruz. 10 milyondan fazla kaçak ve sığınmacı barındıran bir ülke pek tabiidir ki her türlü riske açıktır.

'PROVOKASYON BEKLEMEMEK AHMAKLIK OLUR'

Provokasyon olabilir. Provokatörler de olabilir. Özellikle Suriye devleti ile ilişki kapıları sessiz sedasız açılmışken ve Erdoğan eski kankasına tekrar 'Sayın' sıfatıyla hitap ediyorken provokasyon beklememek ahmaklık olur. Emperyalist güçlerin Türkiye’yi rahat bırakmamak için türlü oyunları sahneye koymaya kalkışacakları bilinen bir gerçektir. Bunlara karşı elbette dikkatli olmak ve oyunlara gelmemek lazımdır. Ancak ortada duran bir gerçek vardır: Nasıl ki kurumuş çam ağaçlarıyla dolu bir orman yaz sıcağında tutuşmak için küçük bir kıvılcımı bekliyorsa, yıllardır sabreden milletimizin sabır taşını çatlatmak için ufak bir olay kafidir.

KAYSERİ'DE YAŞANAN OLAYLAR

Küçük bir kız çocuğuna yapılanlar ve Türk bayrağının indirilmesi ve yakılması küçük kıvılcımları aşan alevlerdir. Yani sorumlu ve provokatör arayışı beyhudedir. Aslolan tedbir almaktır. Savaştan kaçanlara yardım ederken de tedbirsiz gelenlerin gidişini düşünmeye başlarken de tedbirle işe başlamak lazımdır.

İYİ PARTİ'DEN 6 MADDELİK ÖNERİ

Ancak ortada duran bir diğer hakikat de şudur: Kaçakları kim doldurduysa, sınırlarda açık kapı siyasetini kim yürüttüyse savaş koşulları sona ermesine rağmen kaçakları kalıcı hale getirmek için
Kim teşvik edici işler yaptıysa bu yangının sorumlusu odur. Hiç vakit kaybetmeden, bu demografik yıkım girişiminin Milli Güvenlik Kurulu tarafından birinci derecede tehdit olarak tanımlanması gerekmektedir. Bu tehdit tanımlamasına uygun şekilde adımlar atılması, topyekün demografik saldırının bertaraf edilebilmesi adına, her türlü diplomatik, idari ve güvenlik tedbirlerinin bir bütün halinde ve kapsamlı şekilde planlanması gerekmektedir.

İkinci olarak bu plana uygun olarak rasyonel ve uygulanabilir bir geri dönüş takviminin hükümetçe değil, devlet tarafından belirlenmesi çözümün ilk aşamasını oluşturmalıdır.

Üç; Açıklanan takvime uyulabilmesi ve gerekli eylem ve işlemlerin yürütülebilmesi adına bu konudaki kararı ve tavrı, Açık ve net olan tüm Siyasi partilerin ve Tüm sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelebileceği, bağımsız bir kurul oluşturulması şarttır.

Dört; Kaçak ve sığınmacılar sorunu, doğrudan doğruya Türk milletinin vatanı yani Anadolu ve Trakya coğrafyaları üzerindeki kayıtsız şartsız egemenlik haklarıyla ilişkili olduğu için, TBMM’nin kurucu sıfatı ve birleştirici çatısı altında buluşulması en doğru yöntemdir.

Beş; İstenmeyen olayların engellenmesi insanımızın endişelerinin giderilmesinden geçer. Türk milletinin an be an gelişmelerden haberdar edilmesi için, sarayın sekreterlerinden bozma bakanlarının veya devlete reklamcılık oynatan iletişim başkanlığının değil, bağımsız Kurulun verilere ulaşması ve paylaşması elzemdir.

Altı; Sorun sadece Türkiye içini değil, dış dünyayı da ilgilendirmektedir. Bu sebeple, oluşturulacak bağımsız kurulun bir ayağı da AB, Suriye hükümeti ve BM nezdinde görüşmeler yürütebilecek bir diplomasi grubundan oluşturulmalıdır.

İYİ Parti olarak önerdiğimiz ve bu gecikmeden hayata geçirilmesi gereken adımlarla tüm siyasi partileri bir milli mutabakata davet ediyorum."

Sonraki Haber