MÜSİAD Kurucu Başkanı Erol Yarar dolar hakimiyetine böyle karşı çıktı: Tek yol devrim

Aydınlık'a konuşan Yarar, 'Para politikalarına önem verince sanayi politikalarını ikinci plana bıraktık' dedi ve ekledi: Bizim bir zihniyet devrimi yapmamız lazım. Üretim öncelikli olmalı. Buradan tek çıkış milli sanayinin güçlendirilmesidir

Sanayici Erol Yarar, güncel ekonomik gelişmelere ilişkin kaleme aldığı yazıda, “Tek yol devrim” çıkışı yaptı. “Dolar arttı, dolar düştü. Yok mu bunun çaresi? Yıllardır aranıp da cevabı bulunamayan denklem gibi sorup duruyoruz” diyen sanayici Erol Yarar, HaberVakti adlı internet sitesinde yer alan yazısında, “İktisat uygulamaları belirli bir stratejiye dayanmak zorunda. Yeni bir kıta keşfetmemizde gerek yok. Sıcak para politikası ile iktisadi sistemi düzeltmeye çalışmak, ayı ile yatağa girmeye benzer. Dünya fonlarının imanı ve insafı yoktur. Kapitalist ekonominin en vahşi yönü para fonlarıdır. Zayıf bünyelere girip büyüyen parazit gibi ülkeleri perişan etmekten çekinmez, tek hedef kısa süreli mutluluk karşılığı maksimum kar alıp çıkmak. Yüksek faize dayalı sıcak para politikası bunu gerçekleştirmek için en uygun ortamı sağlar, parasal dengesizliği adeta hastayı ağrı kesiciyle tedavi etmek gibi bir hatanın içine çeker, sonuç hastalık geçmiş gibi görünürken geçici mutluluğun sonu daha büyük bir sorun haline gelir” ifadelerini kullandı.

İHRACAT ORDUMUZ VAR

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Kurucu Başkanı Erol Yarar, “Dünya parasal büyüklüğünün eriştiği nokta, üretim ve ticaret toplamından kat kat fazla. Kağıda yeşil rengi basıp her şeyi satın alabilen bu sisteme karşı durmak fırtınada gemi kaptanı olmaya benzer. Bu fasit daireden çıkmak mümkündür ama öncelikle çok ciddi bir üretim ve ticaret planlaması istiyor. Cari fazla hedefiyle yapılması gereken bu planlama göründüğü kadar basit değil ama imkansız da değil” mesajı verdi. Ülke olarak elimizde güçlü bir endüstriyel altyapı ve yıllar içinde yetişip 6 kıtaya yayılmış ihracat ordumuzun olduğunu anlatan Erol Yarar, “Ordumuz diyorum, çünkü iktisadi sistemde her ihracatçı bir askerdir ve üreticiler bir takım gibidir. Japonya'nın, Kore'nin ve Çin'in iktisadi başarısı bu birimleri adeta bir ordu gibi uyumlu çalıştırmak ve hedefe göre plan yapmaktan geçiyor. Tüm iktisadi gücümüzü cari fazla verecek bir iktisadi sistem kurmadan, yarın dolar ne olacak sorusunun cevabı, dünya sermaye baronlarının insafına kalmıştır. Bu geçiş nasıl olacak sorusunun cevabı, bir dönem komünist ideolojinin sloganında yatıyor; Tek yol devrim” mesajı verdi.

MİLLİ SANAYİ GÜÇLENDİRİLMELİ

Döviz kurlarının konuşulduğu şu günlerde anlamlı bir çıkış yaparak adeta “Dolara değil üretime bak” diyen Erol Yarar'a ulaştık. Üçüncü kuşak sanayici Erol Yarar'ın dedesi merhum Osman Yarar 1925'te İzmir İktisat Kongresi'ne katılan iş insanlarından biri. Sohbetimize başladığımızda, 1970 yılında Milliyet Gazetesi'nin attığı “Dolar 15 lira oldu” manşetini hatırlatan Erol Yarar, “O zaman 10 yaşındaydım. 51 yıl geçmiş. Bizim dolar ne olacak diye düşünmemiz; çözmemiz gereken meseleleri istenilen seviyede çözümediğimizi gösteriyor. Dedem zamanından beri 1920'den beri milli sanayi mücadelesi veriyoruz. Tek çıkış milli sanayinin güçlendirilmesidir. Para politikalarına önem verince sanayi politiakalarını ikinci plana bıraktık” dedi.

ARSA, BİNA, KREDİ DEVLETTEN

Son 2-3 yıldır sanayileşme hamlesi yönündeki gayretlere dikkat çeken Erol Yarar, “Buna odaklanmamız lazım. Birinci önceliğimiz para politikası değil sanayi politikası olmalı. Sanayi politikası olmadan, güçlü bir ihracat olmadan, cari fazla vermeden, bizim kurlarımızı 70'den bu yana etkileyen makus talihimiz değişmez” diye konuştu.

Yazısında “Tek yol devrim” mesajı veren Erol Yarar'a, Lenin'in sorduğu gibi “Ne yapmalı?” diye sorduğumuzda, şunları söyledi: “Uzun vadeli kredilere ihtiyaç var. Berlin Belediye Başkanı yıllar önce misafirimiz olmuştu. Şunu söyledi: Berlin'e gelip yatırım yapın, arsayı bedava verelim, binayı biz yapalım, makineler için de iki yıl ödemesiz 20 yıllık kredi verelim, yeter ki gelin! Dünya sanayiciye böyle kıymet veriyor. Ticaret yapmak bir parametre ise üretim 40 parametre. Bunun 3-4'ünü devlet olarak çözeyim, senin daha 25 parametre çözmen gerekiyor. Var olan girişimci ruhunu şahlandırmaya odaklanmamız gerekiyor.”

UZUN VADELİ YATIRIM KREDİSİ FORMÜLÜ

Türkiye'de zaman içerisinde gerekli altyapının oluştuğunu, ülkenin 100 bin kişilik bir ihracatçı ordusu yani bir subay kadrosu bulunduğunu hatırlatan sanayici Erol Yarar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Askerlerle çok daha fazla. Dünya piyasalarını biliyorlar. Biz MÜSİAD'da dual ekonomi diyoruz. İki başlı; ithalatı azaltacak, ihracatı artıracak politikalarla Türkiye 5-7 sene içerisinde ciddi fazla veren bir ülke oldu. Uluslararası arenada lojistik sistemler üzerinden e-ihracat eklendi, Türk Hava Yolları ile beraber müthiş bir kargo potansiyelimiz var. Lojistik üssü artı üretim üssü olacak bir altyapı. Patlamaya hazır bir bomba gibiyiz. Döviz ne olacak tartışmalarından sanayi politikalarına bütçe ayıramıyoruz. Yatırım politikaları ciddi bir finansman ister. Devletin kamu bankaları ile 10-20 yıllık, iki yıl ödemesiz, faizsiz, kur riskinden arındırılmış ihracata yönelik yatırımlara kaynak sağlaması lazım. Bunun 10-15 milyar faiz yükü olur, 100 milyarlık bir yatırımın üstlenildiğini varsayalım. Bir de bizim kredi piyasasında rakibimiz kamu alacakları var. Kamu alacakları tahsil edilemediği için bankalardan kredi kullanılıyor. Halbuki devlet bu borçları bir iki ay içinde ödüyor olsa fonlar daha hızlı yatırıma gider. ABD'de para bollaştı eksi faize geçiyorlar. Arz fazla talep yok. Bizde talep fazla arz yok.”

'PARA DEĞİL ÜRETİM ÖNCELİK OLMALI, BU DEVRİMDİR'

Sanayici Erol Yarar'a yazısının sonunda yaptığı “Tek yol devrim” vurgusunun hangi anlamda olduğunu, bunun bir üretim devrimi çağrısı olup olmadığını sorduk. Yarar, sorumuzu şöyle yanıtladı: “Tabii. Ekonomik parametrelerin hepsini baş aşağı etmemiz lazım. Para öncelik değil üretim öncelik dememiz lazım. Bu bir devrimdir. Sanayicinin gelirini konuşmamız lazım. Sanayiciye 10-20 yıllık yatırım kredisi verilecek mi? İşte bunun cevabı bir devrimdir. Dişe dokunur tutarda devlet bütçesinden finanse edilirse Türkiye'nin şekli çok değişir. Bazı şirketlerimiz var. Milyarlarca dolar değer elde ettiler. Eve teslim sistemler, oyun firmaları... Neden bir Alibaba, Amazon yapmıyoruz? Böyle bir politika. Türkiye teknolojik devrim yaptı savunmada atılım yaptı, takdire şayandır. Her sanayi kolunda stratejik üstünlük kazandıracak altyapımız var. Yeter ki o devrimi gerçekleştirelim. Bir zihniyet devrimi, devrim bir fikri değişiklik ister. İkincisi kararlılık ister. Uygulamada azim ve ekip ister. Aksiyon ekibi olacak. Kararlı olacak ve bundan dönmeyecek. Bunun için de sanayicimize ihracatçıya güvenilmeli.”

PANSUMAN DEĞİL TEDAVİ GEREK

Sanayici Erol Yarar'a sıcak para vurguncularının yarattığı etkiyi sorduğumuzda, “Bunlar şimdi hastanedeki doktor gibi hastanın durumunu kontrol ediyorlar. Türkiye'yi dünyadaki bütün ülkeleri iyi tanıyorlar. Algoritmalar var. Tabiri caizse kimi çarpacaklarını iyi biliyorlar. Zaafınız varsa 2-3 ayda para kazanıyorlar” bilgisini paylaştı. Türkiye'nin pansumana değil tedaviye yönelmesini öneren Erol Yarar, “Cari fazla verdiğimizi düşünelim. Döviz ne olacak diye düşünmeyiz. 30-40 yıldır hatta bilhassa son 10 senede altyapı yatırımları yapıldı. Artık altyapıdan ziyade bunun uçuşa geçmesini sağlayacak potansiyel sinerji de oluştu” diyerek, sanayileşme politikalarına işaret etti.

Sonraki Haber