Müzisyenlerin talebi: Sosyal güvence
Şimdiye kadar kayıt dışı çalışan bir sektör içinde varolmaya çalışan müzisyenlik mesleği, salgın ile birlikte en çok mağduriyet yaşayan kesimlerden biri oldu. Müzisyenler mesleklerinin bir sanat kolu olarak hak ettiği saygınlığı kazanmasını bekliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müzisyenlere yardım yapmak amacıyla referans kurumu olarak belirlediği meslek kuruluşları, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’dan görüşme talep etti. Bir süredir müzisyenlere “Müzik Susmasın” projesi ile destekte bulunan bakanlık ile görüşülecek olması müzisyenlerde umut yarattı. Aydınlık’a konuşan müzisyen Mesut Ahmet Demir yaşadığı süreci ve beklentilerini anlattı. Sanatçı olarak mesleğini yapamadığını belirten Demir, “Müzisyenlere özel hayat sigortaları olmalı” dedi.
Aralarında meslek birliklerinin de bulunduğu 9 kuruluş, önceki gün sosyal medya hesaplarından yaptıkları duyuruda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 4 ay boyunca sürdürdüğü “Müzik Susmasın” desteğinin son kısıtlamalar neticesinde devam etmesi için ve salgın sürecinde müziğin susmaması için geliştirdikleri projeleri görüşmek üzere Bakan Ersoy’dan görüşme talep ettiklerini belirttiler. Bakanlığın belirlemiş olduğu referans kurumları, müzik meslek birlikleri, müzisyenler, vakıf ve federasyonlarından oluşuyor.
Küresel salgın ile birlikte müzik sektörü durma noktasına gelince, müzisyenler de işlerinden olmuşlar, kayıt dışı çalışma koşullarında oldukları için de hiçbir sosyal yardımdan faydalanamamışlardı. Salgın dönemi mağduriyetini en ağır şekilde yaşayan sanatçılar, 2021’in Ocak ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan “Müzik Susmasın” projesi ile ayda 1000 TL destek almaya başladılar. Nisan ayının son haftası ödenecek olan 4. ay yardımı ile birlikte, 37 bin müzisyen, kişi başı toplamda 4000 TL destek almış olacak.
‘SOSYAL GÜVENCE İSTİYORUZ’
Müzisyenlerin yaşadıkları sorunları ve beklentilerini JazzMatiz grubunun solisti Mesut Ahmet Demir ile konuştuk. Aydınlık’ın sorularını yanıtlayan Demir’in görüşlerini sunuyoruz;
- Hayatını müzik ile geçindiren biri olarak, pandemi öncesi ve sonrasını kıyasladığınızda ne gibi değişiklikler yaşadınız?
Evliyim, sokaktan kurtardığım iki kedim var. Pandemi öncesi evin geçimi tamamen bana aitti. Kiradaydım ve genellikle de ucu ucuna ay sonunu getiriyordum. Pandemi ile beraber herşey alt üst oldu. Tabi ki, kirayı ödeyemediğim için ailemin yanına geçmek zorunda kaldık. Çok borçlandım, ailemin desteği ile geçimimi sürdürüyorum.
- Herhangi bir sosyal güvenceniz var mı?
Müzisyen olarak her hangi bir sosyal güvencem yok. Genel Sağlık Sigortası’ndan (GSS) yararlanıyorum. Onun da primlerini ödeyemiyorum zaten.
-Küresel salgın döneminde devletten, sanatçıyı korumak için ne gibi adımlar atmasını bekliyorsunuz?
Devletin yaptığı 1000 TL’lik desteğe başvuru sürecinde bazı sıkıntılar yaşandı. Tekrar bir başvuru alma süreci olmalı. Geçen sürede daha kötü ya da daha iyi duruma gelenler olabilir. Onun dışında genel olarak sanatçıların derdi işsizlik ve mesleğini yapamamak. Açık alanda etkinliklere izin verilmesini ve bunların denetiminin sağlanmasını bekliyorum. Sigorta primlerimin, faturalarımın bir kısmının devlet tarafından ödenmesi gerektiğini düşünüyorum.
-Genel olarak müzisyenlerin uzun vadedeki ihtiyaçları ve beklentileri nelerdir?
Genel olarak müzisyenlerin farklı kültürlerden gelebileceğinin farkında olan, hepsini kucaklayan tek bir çatının inşa edilmesinin gerektiğini düşünüyorum. Yurtiçi, yurtdışı etkinliklere gitmede kolaylıklar sağlanmalı. Hayatını bu mesleğe verip 40 yıl sonra hiç bir şeyi olmayan insanlara dönüşülmesin diye, müzisyenlere özel hayat sigortaları olmalı.