Myanmar’da ABD’ye meydan okuma
Yeni ABD Başkanı Biden Myanmar Ordusu’na yaptırım tehdidinde bulundu.Uzmanlar Myanmar’daki gelişmeleri ABD’nin Asya-Pasifik’teki, askeri, politik ve ekonomik güç kaybı, Çin’in yükselişi olarak yorumluyor
Güneydoğu Asya’nın zengin enerji yataklarına sahip ülkesi Myanmar özellikle petrol ve doğalgaz rezervleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca, Hindistan, Bangladeş, Çin, Laos ve Tayland’a komşu olan Myanmar, enerji geçiş güzergahları açısından da önemli bir jeopolitik konuma sahip.
Uzun süre İngiliz sömürgesi olan Myanmar, bağımsızlığını kazandığı 1948 yılından beridir de özellikle Çin ve Hindistan’ın bölgedeki kalkınmasının önüne geçmek isteyen Batılı güçlerin istikrarsızlaştırma müdahalelerine maruz kaldı. Arakan sorunu da bu bağlamda ABD ve Avrupa tarafından bir çatışma ve müdahale unsuru olarak kullanıldı.
ABD ise özellikle Obama döneminde Asya-Pasifik stratejisi doğrultusunda Myanmar’a ilgi gösterdi. Trump döneminde ise, Myanmar ordusuna Arakan sorunu kullanılarak yaptırım uygulanmıştı.
Batı tarafından sevilen ve daha önce Nobel Barış Ödülü verilen, devrik hükümetin lideri Aung San Suu Kyi ise, yaptırımlar sonrasında Çin ile ilişkileri geliştirse de Batı’ya yakınlığı ile biliniyor.
ÇİN VE RUSYA İLE GELİŞEN İLİŞKİLER
Diğer yandan, daha önce ABD ve İngiltere tarafından yaptırıma maruz kalan Myanmar Genelkurmay Başkanı Ming Ang Hlaing, Rusya ve Çin ile iyi ilişkilere sahip.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, geçen ay Kuşak Yol İnisiyatifi için önemli bir ülke olan Myanmar’ı ziyaretinde, Genelkurmay Başkanı Ming Ang Hlaing ile de görüşmüş ve ordunun ulusal canlanmasını överken, iki ülkeyi kardeş ilan etmişti.
Pekin yönetiminin Myanmar’da Ordu’nun yönetimi el koyması sonrası yaptığı açıklamalarda dikkat çekti. Hem hükümet hem de ordu ile iyi ilişkileri olan Pekin’den şu açıklama geldi:
"Çin, Myanmar'ın dost komşusudur. Tüm tarafların farklılıklarını anayasal ve yasal çerçeve içinde çözmesini, siyasi ve toplumsal istikrarı korumasını umuyoruz."
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da 21 Ocak’ta Myanmar’daydı. Şoygu, General Min Aung Hlaing ile görüşmüş ve "Bugünkü görüşmeleri özellikle askeri alanda işbirliğimizi ilerletmek için bir fırsat olarak görüyoruz. Bu zor zamanların bize getirdiği kısıtlamalar ne olursa olsun, savunma kurumlarımız arasındaki ilişkileri derinleştirmeyi umuyoruz” açıklamasını yapmıştı.
General Hlaing ise, ziyaret için Şoygu'ya teşekkür ederek, “Sadık bir dost gibi, Rusya Myanmar'ı zor anlarda, özellikle son dört yılda her zaman destekledi” ifadelerini kullanmıştı.
İki ülke, Pantsir-S1 uçaksavar füzesi ve silah sistemleri, Orlan-10E İHA ve radarlar tedariği anlaşmasının yanı sıra uçuş güvenliği işbirliği konusunda da bir anlaşma imzalamıştı.
Kremlin de Myanmar’daki gelişmeler sonrasında ABD ve Avrupa’nın sert açıklamalarının aksine, “Olayları çok dikkatli bir biçimde izliyor, analiz ediyoruz” açıklamasını yaptı.
ABC News’in haberine göre, isim vermeyen bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, ABD’nin Myanmar Ordusu ile -neredeyse yok gibi- olan sınırlı bağlarını kabul etti.
ABD İNİSİYATİF KAYBETTİ
General Hlaing’in Myanmar’da yönetime el koyması sonrası yeni ABD Başkanı Biden’ın ‘harekete geçeriz’, ‘yaptırım uygularız’ tehditleri ise, uzmanlar tarafından Çin ve Rusya’nın bölgede güçlenmesi, ABD’nin ise inisiyatif kaybetmesi olarak yorumlanıyor.
Bloomberg Myanmar’daki gelişmelerle ilgili yayınladığı analizde Güneydoğu Asya uzmanı gazeteci-yazar Sebastian Strangio’dan şu yorumları aktarıyor:
“Güneydoğu Asya'daki son olaylar, Çin’in artan gücü ve Batı’daki demokratik gerileme ile ABD’nin ve diğer Batılı ülkelerin artık bölgede normatif gündemi belirleyecek ahlaki otoriteye veya ekonomik ve politik araçlara sahip olmadığını gösterdi."
ABD’nin Pekin’in yükselişine karşı temel stratejilerinden birinin bölgede ‘demokrasileri desteleme’ söylemi olduğunu belirten Strangio, ancak Washington’daki Kongre baskını ile ABD’nin artık bu zemini kaybettiği yorumunu yapıyor.
YAPTIRIM TEHDİDİ BOŞA DÜŞEBİLİR
ABD Başkanı Biden, olaydan sonra, geçen on yılda demokrasi alanındaki ilerlemesinden dolayı Myanmar’a yaptırımları kaldırdıklarını hatırlatarak, “Bu sürecin geri çevrilmesi yaptırımların gözden geçirilmesi ve uygun adımların atılmasını gerektirecektir” açıklamasını yapmıştı.
Önceki gün de Washington, Myanmar’da ordunun yönetime el koymasını darbe olarak adlandırarak, ABD’nin o ülkeye yabancı yardımları kestiğini duyurdu.
Jerusalem Post’un Myanmar’da iş yapan ABD’li bir avukatın açıklamalarına dayandırdığı haberinde ise, Myanmar ile ekonomik bağları açık tutmak isteyen bazı şirketler ve iş insanları yaptırım yaklaşımına karşı çıkabilir.
Ayrıca, aynı habere göre, eski yetkililer ve uzmanlar, ABD'nin iktidarı ele geçiren generaller üzerinde sınırlı bir nüfuza sahip olduğunu belirtiyor. O Myanmarlı generallerin ise güçlü yerel şirketlerle bağları olduğu ve mali yaptırımlardan etkilenebilecek çok az denizaşırı çıkarları bulunduğu kaydediliyor.
İsrail gazetesinin haberine göre, Obama yönetiminin Doğu Asya konusunda üst düzey ABD’li diplomatı Daniel Russel da "Burma ordusuna basitçe daha fazla yaptırım uygulamak bu sorunu çözmez" diyor.
BIDEN FIRSAT KOLLAYABİLİR
Çin'in Xiamen Üniversitesi’nde Myanmar sorunları konusunda uzman olan Fan Hongwei, Global Times'a yaptığı açıklamada ABD'nin Myanmar'a yaptırımlar uygulayabileceğini söylemişti.
Fan Hongwei, diğer yandan, Biden yönetiminin, Myanmar’la ilişkileri düzeltmek, Myanmar'ı sorunlu hale getirmek ve Çin'e baskı yapmak için kullanmak üzere fırsat kollayabileceği yorumunu yapmıştı.
ORDU YÖNETİME EL KOYMUŞTU
Devlet Başkanı Win Myint, Devlet Konseyi Başkanı ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii ile partinin diğer yöneticileri gözaltına alınmıştı.
Myanmar ordusu, seçimlerde hile yapıldığı iddiasıyla yönetime el koyduğunu ve 1 yıl boyunca ülkeyi yöneteceğini açıklamıştı.
Önceki sabah saatlerinde Myanmar ordusunun yayın organından yapılan açıklamada ülke idaresinin artık Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'in elinde olduğu duyurulmuştu. Ülkede olağanüstü hal ilan edildiğini açıklayan ordu, Myanmar'ın bir seneliğine askeri yönetimle idare edileceğini belirtmişti. Eski General Myint Swe, ordu tarafından başkan vekili olarak atanmıştı.
İlerleyen süreçte yeni bir seçim yapılacağını bildiren ordu, devlet gücünü yeni hükümete iade edeceğini duyurdu. Ordu, olağanüstü hal süresince Seçim Komisyonu'nda reform yapılacağını ve parlamento seçim sonuçlarının gözden geçirileceğini söyledi.
Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii'nin başkent Nepido'daki evinde hapis tutulduğu iddia edildi.