Naci Ağbal gitti Kavcıoğlu geldi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındı. Yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. Kavcıoğlu, “Sıkı para politikasından vazgeçerek yatırım ve ihracat odaklı, istihdam sağlayan büyüme”den yana politikaların izlenmesi taraftarı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal görevden alındı. Yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu atandı. Kasım ayında Murat Uysal, TCMB Başkanlığından alınmış yerine Naci Ağbal atanmıştı. Yine Murat Çetinkaya da Temmuz 2019'da görevden alınmış yerine Murat Uysal atanmıştı. Çetinkaya, faiz indirmediği için, Uysal faizi zamanında artırmadığı için, Ağbal da faizi çok artırdığı için olsa gerek görevden alınmış oldu. Böylece son iki yılda üç başkan eskittik. Naci Ağbal göreve gelir gelmez para politikasında sadeleşmeye gitti. Fiiliyatta uygulanan faiz ile kağıt üzerindeki faizi eşitledi. Yüzde 15'e çekilen faiz ardından yüzde 17'ye nihayet bu hafta içinde de yüzde 19'a çıkarıldı. Ağbal görevi sürecinde para politikasında şahin bir politika izledi ve paranın ipini sıkı tutmaya çalıştı. Ancak son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında da dikkat çekildiği üzere kredi genişlemesinin sürdü ve ithalat fiyatları üzerinden enflasyonun yukarı baskılanması sürdü. Ağbal bu riskleri görerek piyasanın beklentilerinin üzerinde bir faiz artışına gitti.
KOBİ'LER FAİZDEN RAHATSIZ OLDU
Birçok ekonomist ABD tahvil faizlerinin ve enflasyon beklentilerinin arttığı ortamda yüzde 19'un yüksek bir oran olmadığını dile getirdiler. Buna karşın birçok sanayisi ise bu faiz artışına tepki gösterdi. Bu isimler arasında geçen haftalarda fiyat istikrarına destek veren STK'lar arasında yer alan MÜSİAD Başkanı da vardı. Bana bizzat ulaşarak bu faiz artışından rahatsızlığını dile getiren iş dünyası STK'sı başkanları oldu. Ağbal'ın görevden alınması sonrası “Ben memnun oldum” diyenler dahi vardı. Özellikle KOBİ seviyesindeki işletmeler para politikasındaki bu şahin duruştan oldukça rahatsızlardı. Aralık ayında yapılan 200 baz puanlık faiz artışı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu durumdan rahatızlığını sert sözlerle bildirdiği, Ağbal'ın o günlerde istifayı masaya koyduğu yönünde kulisler geliyordu. Bir sonraki ay ise TOBB, TÜSİAD, TESK, MÜSİAD Başkanları Ağbal'ın fiyat istikrarı yolunda izlediği politikaya destek açıklaması yaptılar. Faiz artışı sonrası ülkeye çoğu carry trade parası/ vurguncu sıcak para olmak üzere 20 milyar dolar fon girişi oldu. Dolar kuru 8.50'lerden 7'lere kadar gevşedi. Ancak TL cephesinde iniş çıkışlar 7.20 ile 7.70 TL arasında seyretti.
AĞBAL'DAN 'ŞÜKRAN' MESAJI
Gelinen süreçte görevden alınan Başkan Ağbal, dün Twitter hesabından yayınldığı mesajda, “Sayın Cumhurbaşkanımıza Merkez Bankası Başkanlığı dahil bugüne kadar uygun görerek atadığı tüm görevlerden dolayı teşekkür ederim. Bugün itibarıyle görevden alınmam nedeniyle de şükranlarımı arz ediyorum. Rabbim hepimizin hakkında hayırlısını nasip eylesin” ifadelerini kullandı. Ağbal yerine gelen isim Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, Yeni Şafak'ta kaleme aldığı faiz karşıtı yazıları ile tanınan bir isim. Ağbal gibi Bayburtlu olan Kavcıoğlu'nun yüksek öğrenimi işletme üzerine ve bankacılık sektöründe uzun yıllara dayanan tecrübesi var. Eski AK Parti Milletvekili Kavcıoğlu'nun müstafi Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Berat Albayrak'ın çalışma ekibi içinde olduğu ifade ediliyor. Yansıyan bilgilere göre Kavcıoğlu'nun tez hocası da Albayrak'ın hocası olarak kamuoyununda tanınan Prof. Dr. Erişah Arıcan. Arıcan, halen Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkan Vekili görevini yürütüyor. Kulislere yansıyanlara göre Ağbal ile Kavcıoğlu'nun arası pek iyi değil. Söz konusu kulisi Ağbal çevresinden de doğrulattık. TCMB Başkanı Kavcıoğlu, yukarıda belirttiğimiz üzere sıkı bir yüksek faiz karşıtı. Kavcıoğlu'nun Yeni Şafak'ta kaleme aldığı yazılarından bazı bölümleri bu anlamda dikkatinize sunuyoruz.
“TÜRKİYE 2020 YILINDA NASIL BÜYÜDÜ"/ 9 Mart 2021:
“Pandeminin 2021 yılını da olumsuz etkilememesi için kalıcı büyümeyi hedefleyip, sıkı para politikasından vazgeçerek yatırım ve ihracat odaklı, istihdam sağlayan büyümeyi gerçekleştirmeliyiz. Bunun için, yatırım ve üretim maliyetini doğrudan etkileyen kredi maliyetlerinin makul seviyede olması için faiz artışından vazgeçmemiz gerekir.”
“MERKEZ BANKASI REZERVLERİ NİÇİN VARDIR?” / 2 Mart 2021:
“Kısaca ihtiyaç olduğunda rezervler kullanılmayacaksa ne zaman kullanılacak? Kovid-19 başlayınca Mart 2020’de bütün dünya ekonomileri durdu, çalışamaz hale geldi, üretimler aksadı, işsizlik arttı, fiyatlama davranışı anormalleşti, talep düştüğü halde kurlar spekülatif ataklarla yükseltilmeye çalışıldı. Eğer rezervler böyle zamanlarda kullanılmasaydı, USD/TL kuru ne olurdu? Enflasyon ya da faizler kaça yükselirdi?”
“ENFLASYON, FAİZ VE DÖVİZ KURU” / 9 Şubat 2021:
“Artık tüm kesimlerinin alışılagelmiş politikalardan vazgeçerek, daha yapısal çözümler üzerinde uzlaşması gerekiyor. Dünyada negatif faiz söz konusu iken bu ülkenin önemli ekonomi yazarlarının, bankacılarının, iş kuruluşu temsilcilerinin yüksek faizde istikrar aramaları gerçekten üzücü bir durum.”
“Merkez Bankası’nın yüksek faiz politikasında ısrar etmemesi gerekir. Dünyada faizler sıfıra yakınken bizde faiz artışına gitmek ekonomik sorunları çözmeyecektir. Aksine, ilerleyen dönemlerde sorunları daha da derinleştirecektir. Çünkü, faiz artışları dolaylı olarak enflasyonun artmasına yol açacaktır.”
“Dünyada likiditenin bol olduğu dönemlerde Türkiye yıllarca yüksek faiz düşük kur politikası uyguladı. Sıcak para yatırıma değil yüksek faize geldi. Sıcak para ülkeden çıkarken de düşük kurdan TL’den dövize dönüp ülkeden çıktılar. Yüksek faiz düşük kur politikasından kaybeden hep ülkemiz oldu.”
“Türkiye tasarruf eksiği olan bir ülke konumunda ve ülkemizde milli geliri artırmak için yapacağınız yatırımlar için sermaye en önemli girdi. Üreticinin yüksek faizle aldığı para üretim maliyetlerini artıracaktır. Dolayısıyla faiz artışını değil üretimi artıracak, girdi maliyetlerini düşürecek kararları teşvik etmek gerekir.”
“Yoksa maliyet enflasyonu ile başlayan süreç talep enflasyonuna o kanaldan da tekrar faizlere yansıyacak. Bu arada enflasyonun kuru tetiklemesi, artan kurun da tekrar enflasyonu tetiklemesi şu anki kazanımları tersine çevirebilecektir. Ayrıca, bir yerden sonra faizlerin de ne kadar artırılırsa artırılsın sonuçsuz kalmasını sağlayacak.”
“FİYAT İSTİKRARI VE İŞ KURULUŞLARININ DAYANIŞMASI” / 2 Şubat 2021:
(TOBB, TÜSİAD, TESK, MÜSİAD'ın ortak açıklamasını eleştirdikten sonra)
“Enflasyon ve fiyat istikrarının sağlanması için TCMB’nin sıkılaştırma politikasına daha uzun bir süre devam etmesine diğer bir ifadeyle, sadece yüksek faiz politikasını sürdürmesine destek olmaktır.”
“Bu politikaya ikinci destek ne yazık ki bu kuruluşların yanı sıra IMF’den gelmiştir. IMF ilk defa TCMB’nin politikalarını doğru buluyor ve destekliyor.”