Namık Tan yine Amerika’nın sesi oldu: Türkiye’nin güvenlik kaygısı saçmalıkmış

ABD ve İsrail’in Türkiye’ye yönelik tehdidi için Tan, ‘Türkiye bir NATO ülkesidir, 72 yıldır mensubu olduğu bu ittifakın müşterek güvenlik ve caydırıcılık şemsiyesi altındadır. Böyle bir ülkenin güvenlik kaygısı olmamıştır, olamaz. Aksini ileri sürmek ayıptır, düpedüz saçmalıktır.’ dedi.

CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Namık Tan dün sosyal medya hesabından “İsrail’in bundan sonraki hedefi Türkiye mi” başlıklı bir değerlendirme paylaştı. Tan, AK Parti hükümetini mezhepçi dış politika yapmakla eleştirdi. “Neden Şiî ve İran ile Suriye’ye yakın Hasan Nasrallah için adının zikredildiği bir kınama bile duymadık?” diye sordu. “İsrail’in önünde en büyük engel olabilecek Suriye, Türkiye’nin de hesapsızca içine dalıp körüklediği mezhep savaşıyla çökertildi.” ifadelerini kullandı.

Tan, yorumunda Türkiye’nin güvenlik problemi olmadığını öne sürdü. HAMAS karşıtı söylemlerini sürdüren Tan, NATO’nun Türkiye’yi koruduğunu iddia etti. İsrail’in hedefinin Türkiye olduğu yaklaşımını “saçmalık” olarak niteledi.

‘BATI İÇİNDE SAVUNABİLİYORDUK’

Namık Tan’ın paylaşımında şu noktalar dikkat çekti:

“Türkiye, Ortadoğu’da din ve mezhep çatışmalarını kışkırtarak siyaset yapan devletlere karşı barış ve istikrarın güvencesiydi. Türkiye, yerleşik politikasına devam ederek ağırlığını koruyabilseydi bölgesel çatışmaların yayılmasının önünde durabilirdi. Sünni ve Şiî yanaşmaların silahlandırılarak Suriye’den Yemen’e uzanan coğrafyada körükledikleri çatışmaların ateşini düşürebilirdi...

“Erdoğan’ın başarısızlığı aşikâr dış politika yönetimine kadar, Türkiye, 1948’den beri İsrail üzerinde ağırlığı olan Müslüman nüfus çoğunluğuna sahip tek ülkeydi. Biz, Filistin konusunda İsrail’e baskı yapabilecek güçteydik. Üyesi olduğumuz Batı İttifakı içinde Filistin’in haklarını savunabiliyorduk. Fakat Erdoğan yönetimi, Türkiye’nin Filistin politikasını Müslüman Kardeşler bağlantılı Hamas’ın çıkarlarına indirgedi...”

‘NATO’NUN CAYDIRICILIĞI ALTINDAYIZ’

“Türkiye hangi uydurma ve hayal ürünü bahaneyle olursa olsun, İsrail ve Filistin arasındaki silahlı çatışmanın tarafı ilan edilemez. Bunun dillendirilmesi bile başlı başına garabettir, şuursuzluktur, fevkalade sorunludur. Daha ötesi, bu ifadeler tarih önünde cumhurbaşkanına çok ağır sorumluluk ve izahat mecburiyeti yükler. Öyleyse, her şeyden ve herkesten önce aziz Türk Milleti bu iddiaların açıklanmasını isteme hakkına sahiptir. Tatminkar açıklama getirilmezse, hakikati büken, yapay algılar üreten bir zihniyetle mücadele ettiğimiz ortaya çıkacaktır...

“Türkiye Cumhuriyeti, tüm silahlı kuvvetleri, emniyet ve istihbarat teşkilatları ile dünyada gücünü herkese kanıtlamıştır. İsrail şöyle dursun, dünyanın süper gücü olarak anılan devletleri bile Türkiye’ye askeri tehdit yöneltemez. Türkiye gücünü, binlerce yıllık askeri deneyimi kadar, halkının kendi vatanına bağlılığından ve kararlılığından alır. Üstelik, Türkiye bir NATO ülkesidir, 72 yıldır mensubu olduğu bu ittifakın müşterek güvenlik ve caydırıcılık şemsiyesi altındadır. Böyle bir ülkenin güvenlik kaygısı olmamıştır, olamaz. Aksini ileri sürmek ayıptır, düpedüz saçmalıktır...”

‘AMAÇ MUHALİF SESLERİ KISMAK’

“İşin aslı başkadır. Gündem değiştirmek, gerçek meseleleri görünmez hale getirmek, sözüm ona kurgusal bir dış düşmana karşı ‘iç cepheyi tahkim edip’, muhalif sesleri kısmak asli ve yegane gayedir...

“Hamas, büyük bir aymazlıkla ‘Kuvayı Milliye’ ve ‘Anadolu’nun savunucusu’ ilan edildi. Sünni ve Müslüman Kardeşler bağlantılı İsmail Haniye için resmi yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi, selâlar okutuldu, gıyabi cenaze namazı kılındı. Dünyada sadece 5 ülke benzer uygulama yaptı. Onlarca Müslüman ülke bundan kaçındı. Neden? Şiî ve İran ile Suriye’ye yakın Hasan Nasrallah için adının zikredildiği bir kınama bile duymadık. Neden? Zira, İsrail’e direnen Hizbullah lideri, Şam’da Esad’ın müttefikiydi. Erdoğan, Şam ve Tahran’la sorunlarını çözmeden Türkiye’yi Hamas’ın sözcüsü yaparak, Filistin konusunda İsrail’e karşı ortak bir cephe zaten yaratamayacaktı...”

CFR İLE BAĞLANTILI

Namık Tan, ABD Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) Türkiye şubesi olarak adlandırılan Global İlişkiler Forumu’nun (GİF) üyesi. Türkiye’nin yeniden Atlantik kampına girmesi, Avrupa Birliği üyelik sürecinin yeniden başlatılması gerektiğini savunan GİF, Türkiye’nin yükselen Asya’ya karşı Batı’nın yanında yer almasını öne sürüyor. GİF, ABD’nin gölge dışişleri olarak bilinen CFR’nin de üyesi. GİF ve CFR, her yıl “Yuvarlak Masa” toplantılarında bir araya geliyor. Toplantılara ABD’li üst düzey devlet yetkilileri de katılıyor.

Sonraki Haber