Narin üstünden reyting yarışı

Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra öldürülmüş halde bulunan Narin Güran tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Medya ise reyting ve tık yarışına girdi

Türkiye'yi sarsan Narin Güran olayında soruşturma devam ediyor. Soruşturmanın sağlıklı ilerlemesi için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yayın yasağı getirdi. Ancak kimse yasak dinlemedi. Hem sosyal medyada hem de ana akım medyada herkes kendine dedektif rolü biçmeye kalktı.

Bir kanalda Narin’in katili amcası ilan edilirken bir diğer kanalda katil Narin’in ağabeyi oldu. Yaşanan trajik olayda medyanın görevi halkı gelişmelerden doğru bir şekilde bilgilendirmek olmalıyken yapılan yayınlarla vatandaşların aklı bulandı. Sosyal medyada insanlar “aile” kavramına düşman kesildi, dışarıda katil avcıları türemeye başladı.

‘BENİ DE DÜŞÜNÜN’

Her gün ortaya asılsız iddialar atan medyaya en başta Narin’in abisi isyan etti. Narin’in göz altına alınmayan abisi Baran Güran sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “"Her şey tam belli olmadan anneme, babama, kardeşlerime kötü şeyler söylemeyin. Allah büyük. Bunu yapan kansız çıkacak. Her yerde annemi, kardeşlerimi görüyorum. Ağır küfürler var, Allah için yapmayın. Beni de düşünün; ne annem var yanımda, ne babam, ne de akrabalarım." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Tülin Oygür

NAKLEN FACİA İZLETTİRİYORSUNUZ

Ulusal Kanal’da Yeşim Eryılmaz’ın sunduğu Gün Ortası programına konuk olan Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, medyayı sert sözlerle eleştirdi:

“Narin olayına daha serinkanlı baktığımızda neticede bu bir çocuk cinayeti. Biz hiçbir çocuğumuzun öldürülmesine dayanamıyoruz. Şu ana kadar hiçbir yorumda bulunmanın imkanı yok. Ben medyayı son derece hatalı buluyorum. Hangi kanalı açarsak başka bir senaryoyla karşılaşıyoruz. Kurgular, fantastik senaryolar neler neler… Buna ne hakkınız var ya? Medya böyle mi olur? Ne kadar vazifesini yapmış emekli olmuş insanların her biri kanal kanal geziyor. Bir kanalı açıyorsunuz abi öldürmüş diyorlar ötekini açıyorsun amca öldürmüş diyorlar. Böyle bir şey olmaz. Burada Türkiye’ye naklen izlettirilen bir facia var.”

‘TÜRK EMNİYETİNE İFTİRA ATMAYALIM’

Narin soruşturmasının toplum baskısıyla devam ettiğini iddia edenlere cevap veren Prof. Dr. Oygür, şunları söyledi:

“Bazıları da diyor ki ‘Bu baskı olmasaydı Narin böyle aranmazdı. İki gün sonra arama biterdi.’ Buna ihtimal bile vermiyorum. 8 yaşında bir çocuk kaybolacak toplumsal baskı sayesinde mi aranacak? Öyle bir şey yok. Türk polisine, Türk emniyetine böyle iftira atmayalım bu insafsızlıktır. Bunun bir sosyolojik tarafı var. Devlete karşı büyük bir güvensizlik inşa edilmiş durumda. Bu çok acı. Toplumun önemli bir kesiminde devletin icraatlarına karşı kara propagandayla büyük bir güvensizlik yaratılmış. Bundan iktidar da sorumlu. Şu anda güçlü, tam olarak ne yaptığı belli olan bir iktidar değil. Bu da insanları çok bunalttı.”

‘MİLLİ DEVLETE İHTİYACIMIZ VAR’

Artan çocuk istismarı, uyuşturucu vakaları ve kadın istismarı hakkında konuşan Prof. Dr. Tülin Oygür, Türkiye’nin milli devlete ihtiyaca olduğunu bildirdi. Oygür, şöyle konuştu:

“Toplum çürüyor. Türkiye’de çocuklar kaçırılıyor, Türkiye’de uyuşturucu hat safhada kullanılıyor. Türkiye’de her türlü yozlaşmanın önü açıldı. Sözde demokratik olmuşuz. Tüm milleti temsil eden bir milli devlete ihtiyacımız var. Baştan aşağı kurgulanacak bir eğitim sistemi ve ciddi bir kültür devrimi yapmalıyız. İnsan yetiştirmeyi, kendi kültürümüzü, manevi değerlerimizi çocuklarımıza vermeliyiz. Bizim yeniden başlamamız gerek. Yoksa ne çocuk cinayeti bitecek ne uyuşturucu ne de kadın cinayeti. Gelecek nesillere böyle bir Türkiye bırakma hakkımız yok.”

Sonraki Haber