Navlun bedelleri yüzde 300, demuraj ve ardiye fiyatları yüzde 50 arttı
Pandemi nedeniyle dünya genelinde mal satışında yaşanan daralma deniz ticaretini de etkiledi. Gemilerin ve konteynerlerin büyük kısmının Çin ve ABD’de demirlemesiyle navlun bedellerinde yüzde 300’e varan artışlara neden olurken, aynı durum demuraj ve ardiye fiyatlarında da yaşandı.
TİAD Başkanı Fatih Varlık, bütün bu olumsuzlukların sanayiciyi iyiden iyiye zorladığına dikkat çekerek, “Demuraj, ardiye ve navlun ücretlerinin toplamı malın değerini geçtiği durumlar yaşanıyor. Üstelik ödenen bu bedeller devletin kasasına vergi olarak girmiyor, konteynerlerin sahibi olan yabancı armatörlere ödeniyor” dedi. TİAD söz konusu sorunu Ticaret, Sanayi ve Ulaştırma bakanlıklarına da taşıdı ve beş maddelik de çözüm önerisinde bulundu.
Navlun bedellerinde son bir yılda yüzde 300’e varan artışlar kaydedildi. 40 ft'lik bir konteynerin taşınma maliyeti Ocak 2020’de 3 bin dolar değerindeyken bu rakam 2021 Ocak ayında yüzde 300 artışla 12 bin dolara yükseldi. Uzmanlar, pandemi nedeniyle küresel ticaretin bozulduğunu bu nedenle de navlun bedellerinde artış yaşandığını kaydetti. Hızla artan navlun bedellerinin takım tezgahları sektörünü endişelendirdiğini söyleyen Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Başkanı Fatih Varlık; Türkiye’de yaşam amaçlı konteyner üretiminin olduğunu, ancak nakliye amaçlı konteyner üretimi için gerekli basınç, hidrolik vb. testleri yapacak merkez olmadığından üretiminin yapılamadığını söyledi.
“DEMURAJ, ARDİYE VE NAVLUN ÜCRETİ MALIN DEĞERİNİ GEÇEBİLİYOR”
Salgın öncesinde dünya üzerindeki ticaretin yüzde 85’inin deniz yoluyla yapıldığını ve bu oranın bugün yüzde 90’lara ulaştığını belirten TİAD Başkanı Varlık, sözlerini şöyle sürdürdü; “Pandemi nedeniyle dünya genelinde ticaret önemli seviyelerde düştü. Bu düşüş küresel ticaretin yoğun olarak gerçekleştirildiği deniz ticaretini de etkiledi; gemilerin ve konteynerlerin büyük kısmı Çin ve ABD’de demirlendi. Ayrıca, ABD ve Çin arasında artan tıbbi malzeme ticareti nedeniyle gemi ve konteynerler bu 2 ülke arasında sıkışmış durumda. Konteyner ve gemi bulunup ihracat yapılsa bile, diğer ülkelerden yapılacak ihracat olmadığında gemi ve konteynerler gittiği ülkede demirlemek zorunda kaldığından ciddi bir demuraj ve ardiye ücreti oluşuyor. Son 1 yıla bakıldığında ortalama olarak, navlun fiyatlarında ithalatta 3 kat, ihracatta 2 kat artış gerçekleşti. Türkiye gümrüklerinde denetime tabi tutulan konteyner miktarı son 1 yılda yüzde 9 artış gösterdi. Gümrük denetimleri ülkemize kalitesiz ürünün girmesini engelliyor ancak, TSE’nin personel sayısının ve ürün çeşitliliği doğrultusunda uzmanlık düzeyinin yeterli olmaması nedeniyle bekleme süreleri çok uzuyor. Ayrıca, ürün güvenliği denetimlerinde TSE personeli başına düşen dosya sayısı 70 civarında, bu da personel üzerinde ağır bir iş yükü oluşturuyor. Bu olumsuzluklar doğrultusunda ortaya çıkan demuraj, ardiye ve navlun ücretlerinin toplamı malın değerini geçebiliyor, üstelik ödenen bu bedeller devletin kasasına vergi olarak girmiyor, konteynerlerin sahibi olan yabancı armatörlere ödeniyor.”
SANAYİCİNİN YATIRIM MALİYETİNDE ARTIŞ YÜZDE 50’LERİ BULDU
Birbirini etkileyen bu zincirleme gelişmelerin sanayiciye ciddi ek maliyetler doğurduğuna işaret eden Varlık, dernek olarak çözüm önerilerini de barındıran yazılar oluşturarak sorunu bakanlıklara taşıdıklarını söyledi. Yazıları Ticaret Bakanlığına, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına ilettiklerini kaydeden Varlık çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
- Nakliye amaçlı konteyner üretimi için acil olarak test merkezi kurulmalı,
- Nakliye amaçlı konteyner üretiminin Türkiye’de yapılmasını sağlamak için, konteyner üretiminde tecrübeli olan firmalara şartsız teşvik sağlanmalı,
- Navlun ücretlerinin düşürülmesi için taşımacılık sektörü desteklenmeli,
- Ticaret ve üretimi rahatlatmak amacıyla demuraj, ardiye ve denetimlerdeki bekleme sürelerini en aza indirmek amacıyla;
- Ürün tipine göre ihtisas gümrükleri kurulmalı,
- TSE’nin yetersiz olan denetim personeli sayısının artırılması ve personelin ürün tipine (GTİP kırılımlarına göre) göre uzmanlaşması sağlanmalı,
- Sanayicinin kullanacağı ve sarf malzemesi olmayan, yatırım ve üretim amacıyla alınan takım tezgahı, pres, üretim hattı gibi makine ve ekipmanların ürün güvenliği denetimlerinin gümrük yerine sahada yapılması sağlanmalı,
- İhracata yönelik üretimde kullanılacağı taahhüt edilmek şartıyla yapılacak makine ve tamamlayıcı ekipman ithalatında İlave Gümrük Vergisi kaldırılmalı,
- Nitelikli çelik ithalatında kota ve vergi uygulamaları minimum düzeye indirilmeli.
ÇELİK FİYATLARINDAKİ ARTIŞTA SANAYİCİYİ ETKİLEDİ
Makine üretimi için ihtiyaç duyulan ve dışa bağımlı olduğumuz nitelikli çelik fiyatlarında da son 2 ayda yüzde 50’ye yakın artış yaşandığını kaydeden Varlık, “Çelikteki artış nedeniyle hem dünyadaki makine ve ara malı üretimi hem de Türkiye’deki imalat sanayinin maliyetleri önemli ölçüde arttı. Bunun sonucu olarak, ithal edilen ara malın girdisiyle birlikte makine fiyatları, geçen yıla göre ortalama olarak döviz bazında yüzde 20 artış gösterdi. Bu yüzde 20’lik artışın üzerine döviz kuru ve İlave Gümrük Vergileri de eklenince Türk sanayiciler için yatırım maliyeti artışı yüzde 50’leri buldu. Bu durum en fazla sanayimizin bel kemiği olan KOBİ’leri zor duruma düşürdü” açıklamasında bulundu.