Neoliberal feminizmin önüne Türkiye ve Çin dikilecek

CKD Genel Başkanı Tülin Oygür, neoliberal feminizmin kadın sorununu sınıfsal temelinden kopardığını söyledi. Feminizmin, milli devletleri zaafa uğratma aracı haline getirilmeye çalışıldığını belirten Oygür, Türkiye ve Çin'in bu akımın önüne dikilecek güçler olduğunu söyledi.

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, Çin Komünist Partisi'nin 100. yılı ve Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin 50. yılı kapsamında düzenlenen etkinlikte konuştu.

Teori Dergisi, Çin Ankara Büyükelçiliği, VP Ulusal Strateji Merkezi, BRIQ Dergisi ve Türk Çin İş Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte Oygür'ün şu vurguları öne çıktı:

“Sınıflı topluma geçişle birlikte ortaya çıkan kadın ve erkek eşitsizliği insanlık tarihinde insan onuruna indirilmiş en büyük darbedir. Adeta doğayı alt ederek, sınıfsal temelde insan eliyle ortaya çıkan bu sorunu, yine insanlığın aşacağı kuşkusuzdur ve bu yolda muazzam ilerlemeler kaydedilmiştir. Batı dünyasında 17. yüzyıldan itibaren kapitalizmin gelişmesiyle birlikte kadınların da üretim ilişkileri içine girmesi, kadınlar yönünden büyük bir atılımın başlamasını sağlamıştır.

ÇİN VE TÜRKİYE'DE KADIN MÜCADELESİ BENZER

“Kapitalistleşme sürecine geç giren Çin’de ve Türkiye’de ise feodalitenin kadın üzerindeki ağır baskısı, en nihayet, büyük önderlerimiz Mustafa Kemal Atatürk ve Mao Zedung’un önderliğinde gerçekleşen devrimler sayesinde tasfiye edilebilmiştir. Bu bakımdan Çin ve Türkiye’de kadın sorunu ve kadın mücadelesi büyük benzerlikler taşımaktadır.

HUKUKSAL TEMELDE EŞİTLENİLDİ

“Mao Zedung göğün yarısını kadınlar omuzlar!' demiştir. Atatürk de 'Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer yarısı semalara yükselsin' sözleriyle kadınların özgürleşmesinin mutlak gerekliliğine işaret etmiştir. Bugün kuşkusuz Çin ve Türkiye, iki cinsin ortak yükselişine tanık olmaktadır. Bugün iki ülkenin kadınları da hukuksal temelde erkekle eşitlenmişlerdir. Hatta uygulamalarda kadın lehine alınan kararlar vardır.

BİLİNCİMİZ VE SABRIMIZ TAM!

“Ne var ki 10 bin yılın kadın ve erkek bilincine kazıdığı cinsiyet eşitsizliğinin toplumsal yaşamda hala kendini gösteren derin kökleri vardır. Bugün bu kökleri yok etmek için verdiğimiz mücadele esasen toplumlarımızı her açıdan refaha kavuşmuş sosyalist ülkeler kurma mücadelemizden başka bir şey değildir. Çünkü sınıfsal temelli kadın ezilmişliği yine sınıf mücadelesinin kazanımları ile gerçek anlamda son bulacaktır. Bunun bilincindeyiz ve sabrımız tamdır.

NEOLİBERAL FEMİNİZİM KUŞATMASI

“Çin’in; insanlığa sunduğu ve 'Yeni Dünya, Yeni uygarlık' diye adlandırdığımız sosyalist dünyanın ikinci yüz yıldaki inşasında ilerlerken, emperyalist kapitalizmin politik, ekonomik ve kültürel ideolojisi olan neoliberalizmle göğüs göğüse çarpışmak zorunda olduğunu bilmekteyiz. Yeni Dünyanın gerçekleşmesi önünde saldırganlığını artıran emperyalist kapitalizmin insanı çürüten ideolojisi, evrensel kadın mücadelesini de neoliberal feminizmle kuşatmak istemektedir. Kadın sorunu; kökleşmiş geçmişi, evrenselliği ve insan onurunu yaralayan yönüyle, neoliberal söylemlerin de kendine yer bulduğu, bereketli bir alanıdır. Nitekim neoliberal feminizm kadın sorununu sınıfsal temelinden koparmış ve kadın mücadelesini erkeğe ve erkek egemen devlete düşmanlık temeline oturtarak, milli devletleri zaafa uğratma aracı yapmıştır. İşte bu noktada, Çin’in yanında Türkiye de bu akımın önüne dikilecek en büyük güçler olacaktır.”

Sonraki Haber