Nüfusumuz yaşlanıyor! Sıcak gündem: Yaşlı bakımı
Adana Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi’nde 22 yıl idarecilik yapan Nurdan Avcı, her biri hayırseverlerce yaptırılan 52 ‘Küçük Ev’ ile sokak tipi huzurevlerinin öncülüğünü yaparak yaşlılık alanındaki örnek projenin hayata geçirilmesinde aktif rol aldı
Nurdan Avcı, İzmir Kız Lisesi ve Ankara Sosyal Hizmetler Akademisi mezunu bir Sosyal Hizmet Uzmanı. Adana Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi’nde 22 yıl idarecilik yapmış. Kurumda 350 yaşlıya hizmet verilirken, diğer yandan yaşlı köyü konseptinde, her biri hayırseverlerce yaptırılan 52 “Küçük Ev” ile sokak tipi huzurevlerinin öncülüğünü yaparak yaşlılık alanındaki örnek projenin hayata geçirilmesinde aktif rol almış.
Başkent Üniversitesi’nden Adana’nın Kadın İlkleri, Taşköprü Lions Kulübü Yılın Annesi, TKB Adana’ya Güç Veren Kadınlar, Rotary Meslek Hizmetleri vb. ödülleri bulunuyor.
Tecrübe, tarih, bilgelik dolu ve bir o kadar da trajik yaşlılık alanını çok sevdiğinden, emeklilik sonrası hâlen bu alanda çalışmalarını sürdürüyor.
‘YAŞLI PROFİLİ DEĞİŞMEKTE’
Avcı, yaşlılık bakımı konusunda bilgilerini ve deneyimlerini bizimle paylaştı:
“Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfus her geçen gün artmaktadır. Bunun yanında çekirdek aileye geçiş, kadının iş hayatında aktif rol alması, geleneksel sosyal destek sistemlerinin zayıflaması ve toplumsal hayatta ortaya çıkan değişimler nedeniyle yaşlıların bakımı ciddi bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.”
“Bununla birlikte yaşlı profilinde değişiklikler görülmekte, yaşlıların sağlık ve bakım dışında sosyal ve kültürel talepleri de gündeme gelmektedir.”
“Yaşlılık multidisipliner bir olgudur. Sağlık, ulaşım, çevre ve bakım hizmetleri, mimari, teknoloji, kültürel yaşam gibi birçok konuyu kapsamaktadır. Ülkemizde hızla artan yaşlı nüfusla birlikte doğacak sorunların ve çözümlerinin son yıllarda geç de olsa farkına varıldığını düşünüyorum. Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ve Belediyelerin, yaşlı hizmetlerinin kurum bakımı ile sınırlandırılamayacağını görerek “Evde Bakım ve Destek Hizmetleri”ne başlaması, “Gündüzlü Bakım Kuruluşları”nın açılması sevindirici bir gelişmedir.”
‘HUZUREVLERİNİN KAPASİTESİ YETERLİ DEĞİL’
“Ülkemizde yaşlılara yönelik kurum bakımı hizmetleri, öncelikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın uhdesindedir. Bakanlığa bağlı 168 Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi, 25 Belediye, Vakıf ve Derneklere bağlı Huzurevi ve 268 Özel Huzurevi hizmet vermektedir. Bakanlık Huzurevlerinin ücretlerinin düşük olması, geliri olmayan ihtiyaçlı yaşlılara ücretsiz hizmet vermesi nedenleriyle talep çok fazla olmakta, kapasite yeterli gelmemektedir. Özel Huzurevlerine ise yüksek ücretler nedeniyle yaşlılar yerleşememektedir.”
“Esasen, kurum bakımı son tercih olmalı. Yaşlı mümkün olduğu kadar evde bakım ve destek hizmetleri ile yaşadığı ortamdan kopmadan ve sosyalleşmesi ihmal edilmeden yaşamını sürdürmelidir. Gündüz Bakım Merkezleri (Yaşlı Kreşleri), yaşlının birlikte yaşadığı ailesinin iş ve sosyal hayatının devamı, yaşlının sosyal yaşamdan kopmaması açısından çok önemli olduğu gibi Yaşlı Kulüpleri ve Danışma Merkezleri ise yaşlının aktifleşmesi, sosyal hayattan kopmaması açısından önemlidir.”
‘HİZMET KURUMLARI AYRIŞMALI’
“Gerek özel gerek devlet huzurevlerinin ihtisas huzurevlerine dönüşmesi, yaşlıların daha kaliteli ve konforlu hizmet almasını sağlayacaktır. Alzheimer, yatağa bağımlı, sağlıklı yaşlılara hizmet veren kurumların ayrışması, gerek hizmet alanlar gerekse hizmet veren profesyoneller açısından çok daha verimli olacaktır.
"Yaşlı bakımı, bu alandaki en önemli sorunlardan birisidir. Bu konuda üniversitelerde “Yaşlı Bakım Teknikeri” yetiştiren ön lisans programlarının açılması, kuruluşlarda bu elemanlar ile sertifikalı elemanların çalıştırılması, artık yaşlı bakımının profesyonel bir meslek olarak görülmesi de sevindirici birer gelişmedir.”
SOSYAL DEVLETİN GÖREVİ
Sonuç olarak, her yaşlının durumuna uygun bir hizmet modelinden faydalanması sağlanmalıdır. Hızla yaşlanan nüfusumuz dolayısıyla, sosyal devletin en önemli görevlerinden biri de budur.
‘Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur.’ diyen Atatürk’ün sözleri ile bitirmek isterim.