ODTÜ depremin ön inceleme raporunu hazırladı: Binden fazla binada yönetmelik ihlali var
Binalarda ağır hasara ve göçmeye neden olan tipik eksikliklerin sıralandığı raporda, '2002 sonrası inşa edilmiş 1000’den fazla bina yönetmelikçe belirtilen performans hedeflerini ihlal ederek ya ağır hasar almış ya da tamamen yıkılmıştır.' denildi.
Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi tarafından ön inceleme raporu hazırlandı. Raporda 2000 yılı öncesi inşa edilmiş çerçeve türü betonarme binalarda ağır hasara ve göçmeye neden olan tipik eksikliklerin; düz donatı kullanılması, yetersiz donatı detayı ve olası düşük beton dayanımı olduğu belirtildi. Raporda 2000 yılı sonrası yapılan binaların eski tarihli binalara göre daha iyi performans gösterdiği kaydedildi.
ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi, 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen depremlere ilişkin ön değerlendirme raporu hazırladı. Aydınlık’ın ulaştığı 94 sayfalık raporda şu ifadeler yer aldı: "Depremin hemen ardından (başlayan) keşif çalışmaları, Türkiye'de en çok etkilenen şehirleri de kapsayacak şekilde yaklaşık 450 km uzunluğunda ve 100 km genişliğinde bir alanı kapsamaktadır. Bu öncü keşif ve araştırma raporunun amacı, olayın doğal ve inşa edilmiş çevre üzerindeki etkilerini paylaşmaktır. İlk ekip, olayların ertesi günü, 7 Şubat tarihinde yapısal hasar, fay kırılması, zemin deformasyonları, sıvılaşma belirtileri, zemin ve kayaların olası yenilme veya yenilmeme performansları, şevler, binalar, istinat yapıları, limanlar, yollar, köprüler, havaalanları, yaşam hatları, hidrolik yapılar ve depremin sosyal etkileri konularında çalışmak ve özellikle de sahada silinebilir verileri toplamak ve belgelemek üzere ivedilikle bölgeye intikal etmiştir."
PERFORMANSLARINDAKİ BELİRLEYİCİ UNSURLAR
Pazarcık/Elbistan depremlerinin son yüzyılın en büyük olmasa bile en yıkıcı depremlerinden olduğu kaydedilen raporda şöyle denildi: "Hasarın tek bir şehirde yoğunlaştığı önceki depremlerin aksine, bina hasarları 11 ile yayılmıştır. Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman ve Malatya illeri faya yakınlıkları nedeniyle büyük hasar görmüş iken Kilis, Adana, Diyarbakır, Osmaniye, Şanlıurfa ve Elazığ illerindeki yıkılan bina sayısı daha azdır. Yer hareketinin şiddeti, yapısal sistem, tasarım ve yapım kalitesi bina performansında belirleyici unsurlar olmuştur."
ESKİ BİNALAR
Raporda 2000 öncesi inşa edilmiş betonarme binaların performansına ilişkin saptamalar da yer aldı:
"2000 öncesi inşa edilmiş çerçeve türü betonarme binalarda ağır hasara ve göçmeye neden olan tipik eksiklikler; düz (nervürsüz) donatı kullanılması, yetersiz donatı detayı ve olası düşük beton dayanımıdır. Zemin kattaki veya subasman seviyesi üzerindeki yumuşak kat mevcudiyeti, birçok binada göçmenin anahtar nedenlerinden biridir. Önceki depremlerde (Kocaeli 1999, Van 2011) de gözlemlendiği üzere, kısmi dolgu duvarlı ya da dolgu duvarsız zemin katların iş yeri olarak kullanılması, kolonlarda plastik mafsallaşma oluşmasına bağlı olarak 'pancake' tipi çökmenin sorumlusudur. Birçok bina kiriş-kolon birleşim bölgesi hasarına maruz kalmıştır. İlginç diğer bir hasar durumu ise, binanın yatay yükleri temele transfer edemeyerek devrilmesidir."
2000 YILI SONRASI YAPILAR
Raporda, 2000 yılı sonrası inşa edilmiş betonarme binaların performansına ilişkin de şu ifadeler yer aldı:
"Yönetmeliklere göre tasarlandığı ve inşa edildiği farz edilen bu binalar eski tarihli binalara göre daha iyi performans göstermiştir. Ancak, 2002 sonrası inşa edilmiş 1000’den fazla bina yönetmelikçe belirtilen performans hedeflerini ihlal ederek ya ağır hasar almış ya da tamamen yıkılmıştır. Görünen odur ki, bu önemli gözlem bu binaların tasarım ve inşaat kalitesine dair daha detaylı incelenmelerini gerektirmektedir. Ağır hasar alan bu binalarda hasarların olası nedenleri şunlara bağlanabilir:
- Asmolen döşemelerin diyafram olarak kullanılması.
- Yapı tasarım yazılımlarının bilinçsiz bir şekilde kullanılmasına bağlı olarak yatay deprem yüklerinin düşey yük taşıyıcı elemanlara düzgün dağıtılmaması (yetersiz mühendislik tasarımı)
- Bina şantiyesinde olası donatı detaylandırma hataları.
- Deprem yüklerinin eksik hesaplanması/tahmini.
- Özellikle Hatay ve Gölbaşı bölgelerinde bina inşaatı öncesinde yerel zemin şartlarının tespitine yönelik yetersiz jeoteknik/geoteknik araştırmalar/incelemeler."
BİNDEN FAZLA KÖPRÜDEN 15'İ ETKİLENDİ
Ardışık depremler sırasında demiryolu ve karayolu köprüler üzerinde enkaz durumu veya ölümcül bir sonucun olmadığı bildirilen raporda şu tespitlere yer verildi:
"Bu bölge içerisinde 1000’in üzerinde köprü bulunmaktadır. Sadece 15 köprü etkilenmiş olup bunlardan yarısından fazlası ertesi gün kullanıma açılmıştır. Tünel yapılarında kabuk dökülmesi veya portal yapılarında hareketlilik gözlemlenmiştir. Köprülerin genel sorunlar ise mesnet ve derz hareketliliği, genleşme derzleri hareketliliği, kenar ayak yaklaşım dolgu çökmesi, üstyapı derz bölgesinde çekiçleme, deprem takozu hasarları, zemin sıvılaşması, kolonlarda beton paspayı kabuk atması ve plastik mafsal başlangıcıdır."
'GÜÇLENDİRİLMİŞ BİNALAR YIKILMADI'
Hatay’da, 2008’de ODTÜ ekibi tarafından güçlendirilmiş bir binanın ziyaret edildiği belirtilirken "Güçlendirilmiş binalardan hiçbiri yıkılmamış olup bazı hasarlar gözlemlenmiştir. Sonraki saha ziyaretleri ile genişletilecek olan bu gözlemler, bina güçlendirmenin yaygın bir şekilde uygulanmasını teşvik etmektedir." denildi. Raporda, bölgedeki bazı hasarlarla birlikte diğer bina türlerine göre çok daha iyi bir performans gösterdiği belirtildi. Bunun nedeni ise, "Genellikle kat alanının yüzde 2,5’inden fazla perde duvar alanı kullanılması, genellikle sıkı/sert zemin koşullarına sahip yerlerin seçilmesi, orta (4 ila 8) katlı yapıların inşa edilmesi." denildi.