Öğretim üyelerinin usulsüzlüğü raporda

Sayıştay raporunda Hacettepe Üniversitesi Radyoloji birimindeki bazı öğretim üyelerinin, ek ücret aldıkları özel hastalarının muayenelerini mesai saatleri içerisinde yaptıkları tespit edildi.

Sayıştay'ın üniversitelere ilişkin 2020 yılı denetim raporunda dikkat çeken hususlar yer aldı. Hacettepe Üniversitesi'ne ilişkin hazırlanan raporda, Erişkin Hastanesi Radyoloji biriminde görev yapan bazı öğretim üyelerinin, mesai saatleri dışında tedavi etmeleri gereken ücretli hastalarının tetkik ve muayenelerini mesai saatleri içerisinde gerçekleştirdikleri kaydedildi.

Mevzuat hükümlerinde belirtildiği gibi üniversite hastanelerinde görev yapan öğretim üyeleri tarafından mesai saatleri dışında bizzat verilen sağlık hizmetleri için kişilerden ilave ücret alınabildiği belirtilen raporda, şu tespitler yer aldı:

"Bu çerçevede Hacettepe Üniversitesi hastanelerinde öğretim üyeleri tarafından ilave ücret ödemesi yapan hastalara 'mesai dışı öğretim üyesi muayenesi' niteliğinde sağlık hizmeti sunulmaktadır. Başta Erişkin Hastanesi Ultrason birimi olmak üzere, farklı radyoloji birimlerinde öğretim üyeleri tarafından mesai dışında bizzat yapılan ultrason tetkikleri ve girişimsel radyoloji işlemleri için yasal mevzuatta yer alan 'mesai dışı öğretim üyesi muayenesi' ifadesinin gereği olarak, hem ilgili tetkik veya işlemin hem de yapılan muayene ve tetkiklere ilişkin raporlama hizmetinin tümüyle mesai sonrasında gerçekleştirilmesi mecburiyeti bulunmaktadır. Ancak Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesinde Radyoloji biriminde görev yapan öğretim elemanlarının söz konusu muayene, tetkik ve işlemleri mesai saatleri içerisinde gerçekleştirdikleri, bazı öğretim elemanlarının da mesai içerisinde gerçekleştirdikleri ücretli hastalara ait muayene ve tetkiklere ilişkin olarak 'Hastane Bilgi Sisteminde' düzenledikleri raporları, mesai dışında onaylamak suretiyle mesai içinde gerçekleştirdikleri tetkik ve işlemleri mesai dışında gerçekleştirmiş izlenimi yarattıkları Hastane Bilgi Sisteminden alınan verilerden tarafımızca tespit edilmiştir."

'AŞIRI YIĞILMALARA

SEBEP OLUYOR'

Kamu İdaresinin yanıtında; radyoloji tetkiklerinin, ön hazırlık işlemlerinin gerçekleştirilmesinden hekim raporunun hazırlanması aşamasına kadar olan tüm süreçlerin oldukça uzun bir zamanı kapsadığı ve hasta yoğunluğu sebebiyle mesai içi-mesai dışı ayrımının gözetilemediğini ifade ettiği aktarılan raporda, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye'de aynı koşullarda hizmet veren pek çok devlet hastanesinde mesai içi-mesai dışı ayrımına dayalı sistemin uygulanabildiği görülmektedir. Nitekim mesai içi-mesai dışı ayrımı öğretim elemanlarına ödenen performansa dayalı ek ödemelerin de temelini oluşturmaktadır. Mesai sonrası öğretim üyesi muayenesi uygulamasının temel amacının hastaların 'özel fark' ödemek suretiyle bizzat öğretim üyelerinden doğrudan sağlık hizmeti almalarını sağlamak olduğu aşikârdır. Radyoloji tetkiklerini ve muayenelerini mesai saatleri içerisinde sosyal güvenceleri kapsamında yaptırmak isteyen hastalar için ayrılması zorunlu olan zaman dilimlerinde, önemli sayıdaki randevuların öğretim üyelerine özel muayene yapmaları için tahsis edilmesiyle, özel fark ödemeyen ve sosyal güvencesi kapsamında muayene olmak isteyen hasta tetkik randevularında aşırı yığılmalar meydana geldiğinden bu hastaların tetkiklerinin oldukça geç tarihlerde yapılmasına (veya) yapılamamasına sebebiyet verilmektedir. Sosyal güvencesi kapsamında mesai içinde muayene ve tetkik yaptırmak isteyen hastalara ayrılması gereken zaman dilimlerinin ve kamu olanaklarının 'özel muayene' randevularına açılmasının mevzuata açıkça aykırılık teşkil ettiği ve özel fark ödeme gücü bulunmayan sosyal güvenceli hastalar aleyhine bir durum yaratıldığı değerlendirilmektedir."

'KUSURLU SAĞLIK HİZMETİ'

Sayıştay'ın raporunda ayrıca, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi gören hastalara yönelik yapılan işlemlerin öncesinde hasta ve hasta yakınlarının mevzuata uygun olarak bilgilendirilmediği, işlem sonrası yaşanan olumsuzluklara karşı İdare aleyhine açılan davaların kaybedilerek maddi/manevi tazminat ödendiği tespit edildi. Herhangi bir tıbbi müdahaleye başlamadan önce kişilerin yapılacak işlemlerin riskleriyle ilgili olarak aydınlatılması ve rızalarının alınması gerekmekte olup, aydınlatma ve rızanın alınmaması hali, sağlık hizmetinin kusurlu yürütüldüğü sonucunu doğurduğu kaydedilen raporda şöyle denildi:

"Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları da, hükmedilen tazminatlarda hukuki düzenlemeleri esas almaktadır. Açıklanan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde sağlık hizmeti veren idarenin, sağlık hizmetine ilişkin işlemlere başlamadan önce sağlık hizmetinden yararlanan kişiyi ve/veya kişi yakınını aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmesi, yapılacak tedaviye yönelik işlemlerin detaylarıyla açıkça belirtilmesi ve ilgililerin belirtilen mevzuat doğrultusunda aydınlatıldığının da ayrıca imza altına alınarak belgelendirilmesi gerekmektedir."

Sonraki Haber