Öğretmenler eğitim maratonuna hazır

Sınıf öğretmenleri, yüz yüze eğitimin dışında okuma yazmayı öğretmenin mümkün olmadığı görüşünde. Listelerin oluştuğu okullarda öğretmenler, velilerle temasa geçti. İlk hazırlıklar başladı. Öğretmenler, ‘Biz tedbirimizi alır çocuklara okumayı öğretiriz’ dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı eğitimde rotayı belirledi. Birinci sınıflar 21 Eylül’de haftada bir gün okula gidecek. Yüz yüze eğitim, sonraki haftalarda haftada iki şeklinde devam edecek. Üç hafta sonra diğer sınıf ve kademeler için durum yeniden değerlendirilecek. Öğrenciler yüz yüze eğitim devam ederken uzaktan eğitimle de desteklenecekler. Sınıflar ikiye ya da üçe bölünecek. Öğretmenler sınıflarına gruplar halinde ders verecekler.

Sınıf öğretmenleri, yüz yüze eğitimin dışında okuma yazmayı öğretmenin mümkün olmadığı görüşünde. Henüz ellerinde bir yol haritası yok. Öğretmenler fedakârca çalışmaya başladı. Her ne kadar birinci sınıflar için henüz eğitim öğretim başlamamış olsa da listelerin oluştuğu sınıflarda öğretmenler, velilerle temasa geçti. Öğretmenler, “Biz tedbirimizi alır çocuklara okumayı öğretiriz, ancak velinin isteğine bağlı olması işleri karıştırıyor” dedi.

‘ÖĞRENCİLERİN ÇOĞU KAYIT OLMADI’

İstanbul’daki Büyükçekmece Erdem Beyazıt İlkokulu öğretmeni Elif Şahsi Aksoy, okula henüz yeterli sayıda öğrencinin kayıt olmadığını söyledi. Aksoy, “Sistemde 200 çocuk görünüyor ama 30 kadar çocuk kayıt oldu. 68 aylık olan çocukların velileri, göndermeme kararı aldı” dedi.

Uzaktan eğitimle okuma yazma öğretmenin mümkün olmadığını söyleyen Aksoy sözlerine şöyle devam etti: “Biz çocuklarla temas etmek zorundayız. Yeri geliyor çocuk ağlıyor ve kucağımıza alıyoruz. Elinden tutup yazı yazdırıyoruz. Biz önlemimizi alır, görevimizi yaparız. Yeter ki çocuklar okuma yazmayı öğrensinler. Yüz yüze eğitim kararının velilerin isteğine bırakılması karmaşaya neden olacak. Aynı sınıfta bazı çocuklar tamamen uzaktan eğitim alacak bazıları okula gelecek. Yalnızca uzaktan eğitimle okuma yazmayı öğrenmesi çok zor. İkinci sınıfa geçtiklerinde bazıları okuma yazmayı öğrenememiş olacak. Uzaktan eğitime geçen yıl 27 kişilik sınıfta 13 kişi katılamadı. Velilerimizin bir kısmı pandemide işsiz kaldı. Uzaktan eğitime katılamayan öğrenciler çoğunlukla internete erişemeyen maddi olarak zoru durumda olanlardı.

‘YEMEK İÇMEK YASAK’

İstanbul Pendik’te 38 mevcutlu bir sınıfın öğretmeni, velileriyle temasa geçtiğini çocukları okula hazırlamaya başladıklarını söyledi. Öğretmen, “Bize ‘Sınıfları ikiye böleceksiniz’ denildi. Sınıflar küçük olduğu için üçe bölmeyi talep ettik. Okulda yemeye içmeye izin yok. Birinci sınıf öğrencisi oldukları için en fazla dört verilir. Henüz netleşmedi ama büyük olasılıkla sabahçı ve öğlenci olarak alacağız” dedi. Sınıflara dezenfektanlar takıldı. Öğretmenler mesleki eğitim programları boyunca kendi maskelerini getirdi. Öğretmen, “Henüz MEB’den bize gelen bir şey yok. Biz de bir değişiklik olmazsa velilerimizden öğrencileri için kendi maskelerini dezenfektanlarını temin etmelerini isteyeceğiz.”

‘TUVALET SORUNU’

Okullarda en büyük sorun tuvaletler. Bir tuvalete 6 öğrencinin aynı anda girmesi mesafe kuralına aykırı, kapı kollarının her kullanımdan sonra temizlenmesi de güç. Öğretmen, “Okulumuzda bir yardımcı personel var. Onun bütün okula yetişmesi mümkün değil” dedi. Öğretmenler, uyum haftasında okulu ve kendilerini tanıtacak öğrencilerle iletişim kurmaya çalışacaklar. Öğretmen, “Sınıfımdaki velilerle temasa geçtim. Çocukları okula hazırlıyoruz. Okula istekli ve hevesle gelecekler” dedi. Öğrenciler veliler, rehber öğretmenlerin belirlediği yazı ve videolarla Kovid-19 konusunda da bilgilendiriliyorlar. Uzaktan eğitimde ise sorumluluk biraz daha fazla velinin omuzlarında. Geçen yıl uzaktan eğitimle birinci sınıfları okutan bir öğretmen, “Çocuklar, öğretmen söyleyince daha kolay sorumluluk üsteleniyorlar. Velilerin ödev yaptırması biraz daha zor oluyor. Evde gerilim artıyor” dedi.

‘VELİLERE SORUMLULUK DÜŞÜYOR’

Öğrenciler, haftada iki gün okula gelecek, onun dışında uzaktan eğitimle telafi yapılacak. Öğretmenler canlı derslerle bilgisayardan öğrencilerine erişecek. Ankara’da yer alan Şehit Albay İbrahim Karaoğlanoğlu İlkokulu öğretmeni, Eğitim-İş Ankara 2 Nolu Şube Altındağ Örgütlenme Sekreteri Hafize Selçuk, yarı yarıya uzaktan eğitimin devam ettiği süreçte velilere büyük sorumluluk düştüğünü söyledi. Selçuk, “Henüz sınıf listelerimiz oluşmadı. Liste oluşur oluşmaz velilerle temasa geçip hazırlıklara başlayacağız. Bu süreçte daha çok telefon üzerinden gruplar aracılığıyla, velileri bilgilendirerek ilerlemeye çalışacağız” dedi. Uzun süreli kapanma olması halinde velilere çok daha büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen Selçuk, “Velilere neler yapmaları gerektiğini güzel bir şekilde anlatacağız. Canlı derslerde velilerle birlikte dersi işlememiz gerekecek” dedi.

Tuğba Yavuz

‘AİLELER ÇOK SABIRLI OLMALI'

Uzman Psikolog Tuğba Yavuz, olumsuz şartlara uyum sağlamak gerektiğini bunun için de yüz yüze ve uzaktan eğitimin önemli olduğunu söyledi. Yavuz, küçük yaş grubunun uzaktan eğitimde canlı derslerde bilgisayarın başında nasıl verimli olabileceğine ilişkin sorumuzu yanıtladı. “Ailelerin daha sabırlı olması gerekiyor. Günün bir saatinde okuldaymış gibi derslerle ilgilenilebilir, Bu oyuna da çevrilerek çocuğun ilgisi çekilebilir. Mükemmeliyetçi tutumlar olabiliyor. Onların çocuk olduğunu unutmamak gerek. Aileler çocukların kendi sorumluluğunu almasını sağlamalı. Bir çiçeğin bakımını üstelenebilir. Çiçeğe su verdikçe büyümesi, ‘Bak çiçeğe su verdikçe büyüyor, sen de öğretmenini dinlersen daha bilgili olacaksın’ diye örneklendirilebilir. Sevdiği arkadaşı varsa teknoloji de kullanılarak bilgisayar üzerinden canlı görüşme ile ödevlerini birlikte yapabilirler. Çocuğa dünyada ve ülkemizdeki şartları anlatmak gerekir. Çocuklar, bu koşulları bilirlerse daha kolay uyum sağlar ve derse çevrimiçi de katılmaları gerektiğini fark ederler. Veliler, bu süreçte şiddetle, öfkeyle çocuklarına hiçbir şey yaptıramayacaklarını bilmeliler. Burada çözüm çocuğa sorumluluk almasını öğretmektir. Onun çocuk olduğunu oyuna ihtiyacı olduğunu da unutmamak gerekir.”

Sonraki Haber