Öğretmenlerin yüzde 68’i mesleği bırakmak istiyor!

Öğretmenler günü kapsamında Türk Eğitim Sen, 81 ilden 4 bin 345 öğretmene eğitim sistemini ve meslek hayatlarında karşılaştıkları zorlukları sordu. 31 Ekim 10 Kasım tarihlerinde yapılan anket dün rapor halinde basına sunuldu. "Eğitim Çalışanlarının Gerçek Gündemi" başlığıyla hazırlanan rapor, öğretmenlerin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve Milli Eğitim Akademisi, öğretmenlerin ekonomik durumu ve eğitim sistemi konularındaki görüşlerini yansıttı.

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, anket sonuçlarını yazılı bir açıklamayla duyurdu. Geylan, anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerinde, toplumun tamamıyla doğrudan ya da dolaylı etkileşimde bulunan öğretmenlik meslek grubunun ülkenin geleceğine yönelik umutlarını artıracak politikaların geliştirilmesi ve uygulanması gerektiğine vurgu yaptı. Açıklamasında, eğitim çalışanlarının motivasyonunu artıracak adımların önemine dikkat çeken Geylan, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, ÖMK ve Milli Eğitim Akademisine dair görüş ve beklentiler dikkat çekicidir. Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu görüşler çerçevesinde Maarif Modeli ve ÖMK’da düzenleme yapması en büyük beklentimizdir.” ifadelerini kullandı.

İşte anket sonuçları:

ÖĞRETMENLERİN YÜZDE 13’Ü EK İŞ YAPIYOR

Ekonomik olarak daha iyi şartlara sahip olmak için katılımcıların yüzde 13.3'ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yapıyor. Katılımcıların ay sonunda zorunlu harcamalarından sonra hesaplarında/ceplerinde para kalıp kalmadığı sorulduğunda, yüzde 77.8'i ay sonunda hesabında veya cebinde parasının artmadığını belirtti. Katılımcıların yüzde 68.3'ü daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakacaklarını, yüzde 31.7 si ise daha iyi şartlarda bir iş olsa öğretmenliği bırakmayacaklarını belirtti.

‘ÖĞRETMENLER ÜLKÜSÜZ EĞİTİMİN İÇİNDE’

Öğretmenlerin yüzde 68.3’ünün mesleği bırakma eşiğine gelmesini değerlendiren Hepimizin Sendikası Grubu Sözcüsü Zafer İncebacak şunları söyledi:

“Öğretmenlerin tüm toplum gibi geçim sıkıntıları var, özellikle büyük kentlerde barınma sorunu ciddi bir sorun. Fakat sistem içinde eğitim ülküsü yok, dolayısıyla öğretmenler de ülküsüz eğitim içinde toplumsal rollerini yerine getiremiyorlar. Biz öğretmenler Türk milletinin bir parçasıyız, halk çocuklarını eğitiyoruz. Onların geçim sorunları, barınma sorunları bizim de sorunumuz. Asgarî ücretlinin, emeklinin, emekçinin Türk milletinin büyük çoğunluğunun geçim sorunları var. Biz öncülümüz TÖS'ün, Fakir Baykurtların dediği gibi mutsuz halkın mutlu öğretmenleri olmayı değil, tüm toplumun mutlu olmasını, refah içinde yaşamasını, geçim sorunlarının son bulmasını istiyoruz. Bunun için Türkiye'nin üreten, ürettiğini adil paylaşan yeni bir sisteme ihtiyacı var. Halkımızın, biz eğitimcilerin, çocuklarımızın nafakası, hakkı çeşitli adlar altında emperyalist tekellere akıtılıyor.

“Öğretmenlerimizi, geçim sorunları nedeniyle iş değiştirmeyi düşünmek yerine üreten, barınma, gıda, eğitim, sağlık, ulaşım gibi temel ihtiyaçların kamusal güvence altında olduğu bir Türkiye mücadelesine omuz vermeye davet ediyoruz.”

EĞİTİM SİSTEMİNİN EN BÜYÜK SORUNU NE?

Katılımcı öğretmenlerin yüzde 8.5’i eğitimin geleceğinden umutluyken umutlu olmayanların oranı yüzde 36.9 olarak gözlendi.

Katılımcılar "eğitimin en büyük sorunu nedir?" sorusuna en çok sırasıyla; öğretmenlerin değer görmemesi (yüzde 79), ücret ve özlük hakları açısından dünyadaki meslektaşlarımıza kıyasla çok daha geri bir noktada olmak (yüzde 72), liyakatsizlik (yüzde 68.8), kadrolaşma(yüzde 24) cevabı vermişlerdir. Ayrımcılık (yüzde 21.2), sınıf mevcutları (yüzde 20.8) ve okulların fiziki yapısının yetersiz olması (yüzde 19.6) ise diğer yanıtlar arasındadır.

ÖĞRETMENLER MAARİF MODELİNDEN MEMNUN DEĞİL

Katılımcıların yüzde 56.7’si Maarif Modelini politik ve gereksiz bir çalışma olarak değerlendirirken uygulanan müfredattan memnun olmayanların oranı ise yüzde 40.1 olarak tespit edildi. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelini olumlu bir çalışma olarak gören katılımcıların oranı ise yüzde 12.5 olarak gözlendi.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinin eğitimde kaliteyi artırması hakkında katılımcıların görüşleri incelendiğinde; hiçbir faydası olmayacağını düşünen katılımcıların oranı yüzde 54.2 iken, kısmen faydası olacağını düşünenlerin oranı yüzde 39.6’dır.