Okullarda her gün risk taraması yapılacak

Yaklaşık bir buçuk sene okullarından ayrı kalan 18 milyon öğrenci için dün ders zili çaldı. Aydınlık’a konuşan öğretmenler koronavirüs salgını için okulllarında alınan önlemleri anlattı

Okul öncesi ve birinci sınıf öğrencilerinin 1-3 Eylül'de yüz yüze yürütülen uyum eğitiminin ardından, uzun bir aradan sonra 18 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmen için de yüz yüze eğitim dün resmen başladı. Koronavirüs tedbirleri altında haftada 5 gün ders başı yapacak öğrenciler için her türlü hijyen koşulları sağlandı. Devlet okullarında ve özel okullardaki salgın tedbirlerinin benzerliği dikkat çekti.

Yeni eğitim-öğretim yılı ve salgına karşı alınan önlemleri Aydınlık’a anlatan Halis Kutmangil İlköğretim Okulu Sınıf Öğretmeni Ceylan Aslan ve Özel Güngören Uğur İlkokulu Sınıf Öğretmeni Kader Özdemir, koronavirüse karşı okuldaki tüm sınıf ve koridorlara dezenfektan konulduğunu, maskelerin kullanımı konusunda öğrencilere gerekli uyarılarda bulunulduğunu ve pozitif veya temaslı kişilerin tespiti için öğrenci, öğretmen ve velilerin HES kodlarının alındığını, her gün tarama yapılarak riskli öğrencilerin uzaktan eğitimle derslerine devam etmelerinin sağlanacağını anlattılar.

‘DERSE ODAKLANMA SÜRESİ ARTTI’

Sınıf Öğretmeni Ceylan Aslan uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitim için şu ifadeleri kullandı: Uzaktan eğitim sistemi çocuklar için yüz yüze eğitim kadar ne yazık ki verimli olmadı. Uzaktan eğitimde veli de çocuğun yanına oturup çocuğuna yardım ediyordu. Çocuğun başarılı görünmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. Bu da çocukların öğrenmesini engelleyen bir davranıştı. Bilgisayarı, interneti olamayan öğrencilerimiz, internet bağlantısında kopma gibi teknik ve maddi olumsuzluklar da cabası. Yüz yüze eğitimde çocuğun halini, tavrını gözlemleyebiliyoruz. Arkadaşları ile iletişimini de gözlemlemiş oluyoruz. Yüz yüze eğitim almak bir anlamda sosyalleşmek de demek. Yüz yüze eğitimin başlaması çocuğun sosyalleşmesi açısından da çok iyi oldu. Uzaktan eğitimde eğlenerek öğrenme yöntemi çok mümkün olmuyordu. Çocuklar internet üzerinden derse adapte olamıyorlardı. Yüz yüze eğitimde öğretmeler çocukların hal ve tavırlarını rahat bir şekilde görebildiği için, çocukların derse odaklanma süresini elimizden geldiğince arttırabiliyoruz. Derse odaklanma süresi yüz yüze eğitimle birlikte daha da artı.”

‘HİJYEN EĞİTİMİNİ SIKLAŞTIRACAĞIZ’

Aslan, hijyen kuralları konusunda her türlü önlemi aldıklarını aktararak şunları kaydetti: “Çocuklar okulda ister istemez birbirleri ile temas içerisinde oluyorlar. Eşya alışverişinde bulunuyorlar. Oyun oynarken temas içerisinde oluyorlar. Çocuklar bunun bilincinde değiller. Pandemi koşullarında eğitim görmeye pek te adapte olamıyorlar. Bu nedenle maske takmakta da zorlanıyorlar. Yemek saatlerinde de doğal olarak maske takamıyorlar. Yüz yüze eğitimin bulaştırıcılık bakımından riskleri biraz fazla. Bu nedenle biz de eğitimciler olarak bulaştırıcılığı en aza indirmek için hijyen eğitimi faaliyetlerimizi sıklaştıracağız. Koronavirüsden nasıl korunacakları yönünde gerekli uyarı öğrencilerimize yapacağız.”

‘HER TÜRLÜ ÖNLEMİ ALDIK’

“Zaten dezenfektanlarımız her sınıfta hazır. Derse her geldiğimizde temizlik görevlisi arkadaşlarımızın haricinde biz öğretmenler olarak da temizlik yapıyoruz. Masalarımızı, sırlarımızı siliyoruz. Her sınıfa geldiğimizde ortak kullanılan eşyaları (Kapı-pencere kolu gibi) tekrar siliyoruz. Maskelerimizi sınıfta yeterli miktarda bulunduruyoruz. Peçetelerimiz her zamanımızda. Velilerimiz de hijyen konusunda bizlere yardımcı olmaya çalışıyorlar. Her türlü önlemi aldık.

“Öğretmelerimize aşı hakkı geçen yıl verildi. Yüz yüze eğitimin başlayacağını duyan tüm öğretmen arkadaşlarım aşılarını oldular. Velilerimizin de çoğunun olduğunu biliyoruz.”

‘VELİ VE ÖĞRENCİLERİN HES KODLARINI TOPLADIK’

“Öğrencilerin koronavirüsü taşıyıp taşımadığı veya temaslı olup olmadığı ile ilgi de bir çalışma yaptık. Tüm veli ve öğrencilerin HES kodlarını topladık. Bu kodları her gün yoklama alır gibi sisteme girerek tarama yapıyoruz. Temaslı veya pozitif olan öğrencinin derslere girmesinin önüne geçiyoruz. O öğrencilerin de uzaktan eğitimle derslerimize katılacağı konusunda çalışmalar olduğunu biliyorum. Bulaş riskini en aza indirmek için elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz.”

‘ÇOCUKLARIMIZ VİRÜSE KARŞI DUYARLI’

Özel Güngören Uğur İlkokulu Sınıf Öğretmeni Kader Özdemir de öğrencilerinin okullarına kavuştukları için çok heyecanlı olduğunu belirterek, virüse karşı aldıkları tedbirleri şu ifadelerle anlattı: “Okumuzun girişinde, katlarında, sınıflarda ve çocukların yanlarında taşıdıkları dezenfektanları var. Okul girişlerinde ateş ölçme ve maske denetimlerimiz oluyor. Yemekhanelerde sosyal mesafeli otuma düzeni alıyoruz. Tüm önlemleri alarak eğitimi-öğretim yılımıza başladık. Uzaktan eğitimde de açıldık kapandık ama o süreçte aynı önlemleri alarak sorun yaşamadan atlattık. Çocuklarımız virüse karşı çok duyarlılar. Hiçbir zaman maskelerini çıkartmıyorlar. Maske ve mesafe uyarılarımızı sürekli yapıyoruz. Elini dezenfekte et ve sık sık elini yüzünü yıka diyoruz. Çocuklar da bu durumun bilincindeler zaten. Tüm veli ve öğrencilerin HES kodlarını topladık ve okulumuzun hemşiresine verdik. Hemşiremiz HES kodu üzerinden tarama yaparak temaslı ve korona testi pozitif olan öğrenci öğretmen ve velileri saptıyor. Riskli konumdaki öğretmen veya öğrencinin bilgisi hemen sisteme giriliyor ve karantinaya alınıyor. Karantinaya alınan öğrenci de uzaktan eğitim sistemi ile evinden eğitimini almaya devam ediyor. Öğrenci böylelikle eğitiminden mahrum kalmıyor.”

DOĞUSU BATISI AYNI

Doğu illerimizdeki öğretmen temsilcileri, ilk gün uygulamalarından ve denetimlerinden memnun. Türkiye genelinde aşı yapma oranı öğretmen kitlesinde yüzde 80’e dayandı. Türkiye ortalamasına göre Milli Eğitim Bakanlığı camiası, okullar açılmadan önce de bu aşı seviyelerinde yüz yüze eğitime hazırdı. Bakanlık, şimdi bunu yüzde 100‘lere çıkartmaya çalışıyor. Diyarbakır, Mardin gibi şehir merkezlerinde, bölgedeki düşük aşılama oranlarına karşılık inatçı bir kesim aşıya karşı direniyor. Pandeminin başında Sağlık Bakanlığı uygulamalarına burun kıvıran malum bölücü cephe, son dönemde şüphe ve endişe yaratan propagandaların yanısıra aşı karşıtlığını bıraktı. Hala aşı ve PCR testine yanaşmayan inatçı kesim, ne yazık ki batıl inanışlara ve saplantılara yenik düşüyor. Başlıca propaganda malzemeleri, aşı öncesi imzalatılan “Sorumluluk kabul etmiyoruz.” şeklindeki belge. Ne imza ne aşı ne de PCR testien yanaşmayan bu kesim, “Allah nasıl yazmışsa öyle olur!” diye inat ediyor. Güler misin ağlar mısın denebilecek bir durum da, hekimlere ve öğretmenlere “Bunları yaptırmasam cezası nedir?” şeklinde gelen sorular…

Doğu illerimizde aşı ve PCR denetimi ilk gün olumlu geçti. Bazı köy okullarında suların kesik olması ve personel yetersizliği dışında ciddi bir engelle karşılaşılmadığı bildirildi. Bölgedeki eğitimciler, PCR testlerinin bir tür “Velilere yönelik bir çeşit aşı zorlaması“ olduğunu değerlendirdiler.

Bir başka endişe de sınıflardaki kalabalık öğrenci sayısıydı. Ancak, büyük şehirlerde kimi merkezlerde görüle 50-60 kişilik sınıflar, doğu illerimizde görülmedi. Tersine, son birkaç yıldır tarihi bir dönem yaşandığını, çok sayıda okul ihalesi yapıldığını kaydettiler. Mardin, Hakkari, Diyarbakır ve Ağrı’dan konuştuğumuz öğretmenlerin ilk sözü, “Ohh diyoruz! Çok şükür terör ve HDP kışkırtması artık okullarımıza uzanamadı. Gerisini hallederiz.” oldu.

Sonraki Haber