Okullarda şiddet endişe verici boyutta! Şiddet ve ihmale maruz kalan çocuğun zorbalığa eğilimi artıyor

Almanya'daki okullarda şiddet eylemleri ürkütücü boyuta ulaştı. Resmi rakamlara göre 2023 yılında 27 bin 470 şiddet suçu işlendi. Klinik Psikolog Kübra Keçeci, okullardaki şiddeti Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi.

Almanya'da okullardaki şiddet vakalarında önemli artışlar yaşanıyor. Kamuoyuna yansıyan rakamlar endişe verici. 2023 yılında Alman okullarında 27.470 şiddet olayı işlendi; önceki yıla göre yüzde 27 daha fazla. 2022 yılında hafif ve ciddi fiziksel yaralanmaların da aralarında bulunduğu 21.570 şiddet vakası işlenmişti.

En kalabalık eyalet olan Kuzey Ren-Vestfalya'da geçen yıl 4 bin 808 şiddet kaydedildi. Önceki yılki rakam ise 2.972. Baden-Württemberg, bir önceki yıl kaydedilen 2.456 şiddet olayı 3000’e çıktı. Aşağı Saksonya'da bu sayı 2295'ten 2850'ye, Berlin'de 2325'ten 2721'e ve Bavyera'da 2228'den 2645'e yükseldi.

OKULLARDA BIÇAK KONTROLLERİ

Şiddetin dozu da bazı durumlarda artıyor. Son olarak Hamburg’ta yaşanan olay herkesi kaygılandırdı. İki öğrenci arasında tartışma çıktı. 11 yaşındaki öğrencide silah görüldü. Polis okula operasyon yaptı.

Almanya’da bazı okullarda bıçak kontrolleri de yapılmaya başlandı. Özellikle teneffüslerde okullardaki şiddet eylemlerinde önemli ölçüde artış kaydediliyor. Öğretmelerden öğrencilerin kendilerini tehdit ettiği yönünde şikâyetler de geliyor.

Peki şiddet vakaları neden artıyor? Bu artışın perde arkasında neler var? Klinik Psikolog Kübra Keçeci, okullardaki şiddet konusunu Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi. Almanya’da yaşayan Keçeci, yetişkin, çocuk, ergen alanında çalışmalar yürütüyor.

ŞİDDET VAKALARININ DOZU DA YÜKSELİYOR

Kübra Keçeci

Resmi rakamlara baktığımızda Almanya`da okullardaki şiddet vakalarında artış var. Bu artışın sebepleri neler olabilir?

Öncelikle, okullarda karşılaşılan şiddet konusunu gruplara ayırarak değerlendirmek gerekiyor. Öğretmenin öğrenciye uyguladığı şiddet, öğrencilerin kendi aralarında yaşıtlarına uyguladığı bullying olarak da adlandırdığımız akran zorbalığı veya bir grup öğrencinin/sınıfın tek bir öğrenciye uyguladığı şiddet, öğretmene uygulanan şiddet… Bunlar hem fiziksel hem de psikolojik yönüyle birçok öğrencinin yaşadığı durumlar olarak karşımıza çıkabiliyor.

Şiddet artışındaki en önemli sebepler; olumsuz medya kullanımı, pandeminin halen süren etkisi, aile içi şiddet vakalarındaki artış, çocuğun dürtüsel oluşu, öfke problemleri, madde kullanımı, çocuk eğitimindeki eksiklikler, ayrımcılık, okullardaki otorite ve güvenlik eksikliği sayılabilir.

Ancak son dönemlerde, şiddet vakalarının sadece artışı değil dozunun da artışına bıçak veya silah tarzı tehlikeli, zarar verici aletlerin okula getirilmesiyle medyaya yansıyan haberlerden tanıklık ediyoruz. Bu yönü bize şiddetin, sadece şiddet olmaktan çıkarak ciddi suç boyutlarına dönüştüğünü gösteriyor.

OKUL YÖNETİMLERİ AKRAN ZORBALIĞININ ÖNÜNE GEÇEBİLİR

Özellikle akran zorbalığı okullarda öne çıkan başlıklardan birisi. Bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Akran zorbalığı okullarda sıklıkla karşılaşılan bir durum. Akran zorbalığını, öğrencilerin kendi yaşıtlarına karşı fiziksel, duygusal ya da sosyal biçimde zarar veren, tekrar tekrar yaşanan saldırgan davranış biçimi olarak tanımlıyoruz. Daha küçük yaşta, bedence zayıf çocuklar, yabancı çocuklar, otizmli çocuklar genellikle mağdur olarak seçilmektedirler.

Burada tabiki önemli olan şeylerden bir tanesi, akran zorbalığına dur diyebilecek olanın da sürdürülmesinde etkisi olanın da öğretmen ve okul yönetimi olduğunu birçok yaşanmış vakadan biliyoruz. Her şeyden önce, duruma müdahale edecek ve önleyecek güce sahip merci ve yetki onlardayken, sessiz kalabiliyorlar. Ancak okul yönetimi tarafından pasif kalınan böyle durumlarda birçok öğrenci zorbalık yaşamaya devam edebiliyor ve bunun sonucunda psikolojik olarak yıprandıklarına, akademik yaşamlarında düşüş yaşadıklarını, intihara sürüklendiklerini, yetişkinliklerinde dahi üzerlerinde yaşamış oldukları zorbalığın, şiddetin etkisini kolay kolay atamadıklarını görüyoruz.

İHMAL EDİLEN, BASKI VE ŞİDDET GÖREN ÇOCUKTA ZORBALIK DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Akran zorbalığının temelinde ne yatıyor? Çocuklar hangi duygu içerisine girip arkadaşına zorbalık uygulayabiliyor?

Bunun temel nedenlerinden bir tanesi, aile yaşantısıdır diyebilirim. Ailesi tarafından ihmal edilen veya aşırı koruyucu olan ya da şiddet gören çocuklarda zorbalık davranışı daha fazla görülüyor. İhmal edilen çocuk, dikkat çekme gibi nedenlerle böyle bir davranışa sürüklenebiliyor veya ailesinde direkt veya dolaylı şiddete tanıklık eden çocuk, problem becerisi olarak şiddeti öğrenmiş oluyor, çevresine de onu uyguluyor. Aşırı kontrolcü aile yapısında ise, çocuk da başkaları üzerinde hakimiyet kurabilmek ve birey hissedebilmek için zorbalığa başvurabiliyor. Bunların yanında, medya ve teknolojinin olumsuz kullanımı, özgüven eksikliği de önemli faktörler arasında yer alıyor. Çünkü, zorbalığın mağdurun özgüvenine ve psikolojisine zarar verdiğini biliyoruz ancak zorbalık uygulayanın da bir o kadar özgüven eksikliği yaşadığı söylenebilir; uyguladıkları zorbalıkla kendi değerlerini yükseltmeye, güçlü görünmeye çalışabiliyorlar.

MÜLTECİ ÇOCUKLAR AYRIMCILIĞA UĞRUYOR

Almanya'da okuyan yabancı (mülteci ya da sığınmacı) çocukları da göz önüne alırsak onlara karşı uygulanan bir ayrımcılık var mı? Varsa bu şiddet tablosunda nereye oturuyor?

Evet, var. Ne kadar acı ki, çocuklar bu gerçeği yaşayarak büyüyorlar ve bizlerin de sonuçlarıyla birlikte sıklıkla klinik vakalarda karşılaştığımız bir durum.

Etnik kökeni nedeniyle, ortada herhangi bir neden olmaksızın sınıfın dışında tek başına bekletilen, tahtaya ters oturtulan, sınıftan/gruptan dışlayıcı cezalar verilen, daha ileri boyutlarda cezalandırılan, hakarete maruz kalan çocuklar bulunuyor ve bu durum belki bir akran zorbalığı veya psikolojik şiddet kadar çok duyulmuyor ancak şiddetin en ağır boyutuyla tabloda yerini alıyor. Özellikle mülteci ve sığınmacı çocuklarda, arka planda bir travma olması yüksek ihtimalken, bir travmaya da okuldan yana maruz kalıyorlar; travma üzerine travma yaşıyorlar. Bu, çocuğun ülkeye, bulunduğu ortama adaptasyonunu, motivasyonunu, kişilik gelişimini, özgüvenini olumsuz etkiliyor.

AİLELERE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR

Şiddeti azaltmak için neler yapılmalı? Yetkililere, okul yönetimlerine ve ailelere bu konuda çağrınız ne olur?

Ben ilk etapta ailelere seslenmek istiyorum. Birçok çocuk hangi türü olursa olsun okulda şiddete maruz kalırken ve bunu uzun bir süre yaşarken, çocukların maruz kaldıkları durumlardan ailelerin haberleri olmayabiliyor. Ancak şiddete uğrayan çocuk duygu durumlarındaki ve davranışlarındaki negatif değişim ile kendisini belli ediyor. Anne-babalar olarak iyi gözlemci olmaları, arkadaşları ile de irtibat halinde olmaları önem arz ediyor. Çünkü bazen çocuklardan öğrenemedikleri durumları arkadaşlarından duyabiliyorlar.

Şu da önemli ki, şiddet veya zorbalık her zaman direkt kendi çocuklarına karşı gerçekleşmese bile, dolaylı olarak bir ortamda buna şahit olmak zorunda kalan her çocuk az veya çok durumdan negatif etkilenebilir.

ÇOCUK TOPLUMUN SORUMLULUĞUDUR

Gerekli merci ve makamlara da şunu söylemek istiyorum. Çocuk toplumun sorumluluğudur. Bizler hangi pozisyonda, kim olursak olalım herkese bu ve buna benzer birçok konuda sorumluluk düşüyor. Ancak çoğu zaman sadece bir olay duyulduğunda tepki gösterildiğini ve daha sonrası için hiçbir adım atılmadığını gözlemliyorum. Halbuki sadece bir an negatif sözler söyleyerek, kızılarak geçiştirilen durum, bir çocuğun ömür boyu taşıyacağı yara olarak karşımıza çıkıyor ve bir çocuk da açılan yaranın diğer çocuklarda açılmasına fırsat vermemek gerekiyor. Dolayısıyla bu konular uzun vadeli hassasiyet ve ciddi çalışmalar gerektiriyor.

Sonraki Haber