Öncü Kadın: 'Sevr Barışı'na karşı 'Mavi Vatan'ı savunacağız

Vatan Partisi Öncü Kadın, 'Türkiye ve Yunanistanlı Kadınların Barış Çağrısı' başlığıyla yayımlanan bildiriye tepki gösterdi.

Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, yaptığı açıklamada Türkiye'nin emperyalist tehdidi alt etme mücadelesi verdiğini kaydetti. “Kararlılığımızı ve milli birliğimizi zaafa uğratacak bildiriler yayınlanmakta, 'barış' perdeli teslimiyet çağrıları yapıldı” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, bahsi geçen 'barış'ın Sevr Barışı olduğunun altı çizildi.

Ayvalı'nın açıklaması şöyle:

"Saygıdeğer Türk Milleti,

Ülkemiz Mavi Vatanımıza yönelik emperyalist tehdidi alt etme mücadelesi verirken, kararlılığımızı ve milli birliğimizi zaafa uğratacak bildiriler yayınlanmakta, 'barış' perdeli teslimiyet çağrıları yapılmaktadır.

Türkiye ve Yunanistanlı Kadınların Barış Çağrısı başlığıyla womencallforpeace.net internet sitesi üzerinden bir bildiri metni imzaya açılarak 'Biz Türkiyeli ve Yunanistanlı kadınlar, Doğu Akdeniz’de her geçen gün artan gerilimi endişe ile takip ediyoruz. Çatışmacı söylemler ile yükseltilen gerginlik, her iki tarafın da bölgede askeri varlıklarını arttırması sıcak çatışma riskini arttırıyor…Biz kadınlar bu tehlikeli tırmanışa dur diyoruz. Yunanistan ve Türkiye’nin anlaşmazlıklarını barışçıl ve özenli bir diplomasi ile uluslararası hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde ve gerekirse uluslararası kurumlardan gözlemciler ile çözebileceklerine inanıyoruz. Yunanistan ve Türkiye toplumlarının barış içinde, yan yana yaşaması bütün yeraltı kaynaklardan daha değerlidir' denilmiştir.

Türkiye’nin Ege ve Akdeniz’deki haklı davasından tek kelime bile bahsedilmeyen bildirideki barışın Sevr Barışı olduğu anlaşılmaktadır. 1593 imzacının içinde Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Ece Temelkuran, Evrim Kepenek, Füsun Demirel, Hülya Gülbahar, Mehveş Evin, Melda Onur, Müjde Ar, Nesrin Nas, Pınar Kür, Serenay Sarıkaya, Türkan Elçi gibi yazar, oyuncu, gazeteci, akademisyen, “aktivistlerin” yanı sıra Zeynep Altıok Akatlı, Binnaz Toprak, Filiz Kerestecioğlu, Hüda Kaya, Oya Ersoy, Sena Kaleli gibi eski ya da mevcut HDP ve CHP milletvekilleri yer almaktadır. Bu bildiri, Türkiye’ye Ankara’dan değil Washington’dan, Paris’ten, Atina’dan bakanların bildirisidir.

Diğer yandan, Türkiye’de Zeynep Oral önderliğinde gelişen bir iletişim ağı olan Barış İçin Kadın Girişimi’nin imzasıyla Şiddetsiz Çözüm Çağrısı başlıklı benzer bir bildiri yayınlanarak Doğu Akdeniz’deki gelişmelerden endişe duyulduğu belirtilmiştir. Şiddetsiz Çözüm Çağrısı metninde, “Akdeniz’deki hidrokarbon gazının bir zerresi için çocuğunun yaşamını fedaya hazır tek bir kadın bile var mıdır? Hiç sanmıyoruz… Bu arada, tüm gezegeni tehdit eden iklim değişikliğinin ana sebebi olduğu bilim insanlarınca kanıtlanan fosil yakıtlar için bu kavgayı ironik bulduğumuzu belirtmeliyiz. Hükümetlerimizi enerjilerini bu tür yakıtların tüketimini azaltarak, yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmaya yönlendirmeye çağırıyoruz” ifadeleri yer almıştır.

BARIŞ DEĞİL TESLİMİYET İSTİYORLAR

Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye emperyalist Batı destekli Yunanistan ve GKRY üzerinden yönelen tehdidi görmezden gelen, denizler üzerindeki hak ve menfaatlerimizi önemsemeyen bu bildiriler Mavi Vatanı savunma mücadelemizi değersizleştirmeye yöneliktir. Mavi Vatan, vatanımızın ayrılmaz parçasıdır ve ne pahasına olursa olsun savunulacaktır. Bu kararlılığın dosta düşmana ilan edilmediği çağrılar içi boş barış çağrıları olmanın ötesinde ABD planlarına hizmet etmektedir. Türkiye’yi denizlerden koparacak bir barış olsa olsa ABD-İsrail barışı olur. Ve onun gerçek adı teslimiyettir.

SAVAŞI KUVVET ÖNLER

Doğu Akdeniz’deki meydan okumaların ve hesaplaşmaların sonucunu kuvvet belirleyecektir. Türkiye, hukuk düzleminde haklıdır. Ne var ki bu haklı konum ancak ve ancak kuvvet sayesinde hayata geçer. Savaşın önlenmesi de ancak kuvvetle mümkündür. Savaşı önleyecek etkenler, en başta devletimizin kararlılığıdır ve milletimizi seferber etme yeteneğidir, silahlı kuvvetlerimizin üstün savaş gücüdür, milletimiz ile devletimiz arasındaki birliktir ve komşularımızdan Asya’nın derinliklerine kadar uzanan ittifak birikimimizin ortak çıkarlar temelinde devreye sokulmasıdır. Barışsever Türk kadınlarının öncelikli görevi Mavi Vatan’ı koruma ve iç cephede bozgunculuğu önleme mevziinde konumlanmaktır. Barışsever Yunan kadınlarından beklenen ise, Yunan hükümetinin emperyalist oyunlara alet olmamasını talep etmeleridir. Türkiye kavga istememektedir, diyaloga açıktır ancak uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının gasp edilmesine asla göz yummayacaktır. Güvenliği ve refahı için mücadelesinde haklıdır.

Türkiye’nin egemenlik alanlarındaki enerji kaynaklarına sahip çıkmasını hafife alanlar okyanus ötesinden gelerek bölgemizde petrol arayanlara, Batı Asya’nın yeraltı kaynakları için milyonlarca insanı katledenlere sessiz kalmayı tercih etmektedir. Emperyalizmden bihaber olanlar, doğal kaynaklarımızın kullanımı neticesinde artacak zenginliğin kadınları geliştireceğinden de mi bihaberdir?

MAVİ VATAN VATANDIR

Mavi Vatan geleceğimizdir.

Türk kadını nasıl ki yüz yıl önce emperyalizme karşı kurtuluş savaşının, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en ön cephesinde kahramanca yer alıp barışı tesis ettiyse bugün de aynısını yapacak, geleceğine sahip çıkacaktır. İmzaya açılan bildiri metinlerinin, istikbali Türk milletinin istikbaline dâhil olan Türk kadınının Mavi Vatan’ı koruma kararlılığını yansıtmadığını ve kabul edilemez olduğunu kamuoyuna ilan ediyoruz. Barış sözcüğünün büyüsüne kapılarak vatansız girişimlerin parçası haline gelen yurttaşlarımızı ise bu platformları terk etmeye davet ediyoruz.

'Yurtta Barış Dünyada Barış' sloganını dünyaya armağan eden büyük devrimci önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız ders; vatanını savunma iradesi göstermeyenin barışı sağlayamayacağıdır. Türkiyeli kadınlar değil Türk kadınları olarak Mavi Vatanı canımız pahasına savunacağız."

Sonraki Haber