‘ABD, daha büyük planları için PKK’dan vazgeçebilir’

Terör ve güvenlik uzmanları, Ayn el-Arab operasyonunun eli kulağında olduğunu söyledi. Dr. Eray Güçlüer, 'ABD, daha büyük planları için PKK’dan vazgeçme durumuna geldi.' diyerek, ABD’nin ‘yeni güvenlik mimarisi’nden söz etti

Türkiye’nin denetimindeki Suriye Milli Ordusu (SMO), Ayn el-Arab (Kobane)’ta operasyon için hazırlık yaparken, PKK/PYD’den süreci durdurmaya yönelik “ABD gözetiminde askerden arındırılmış bölge kurulması” önerisi, ABD’den de bu öneriye uymazsa Türkiye’ye yaptırım tehditleri geliyor. Sahayı iyi bilen, terör ve güvenlik alanında uzmanların konuyla ilgili görüşüne başvurduk.

Uzmanlar; Türkiye’nin artık ilan ettiğini ve operasyonun an meselesi olduğunu, Suriye’nin geleceğinde artık PKK/PYD olmayacağını, Biden yönetiminin zaman kazanmak için oyalama taktiği güttüğünü, Türkiye’nin de sahadaki güçleri kullanarak ABD’yi zorladığını, ocak ayında görevi devralacak Donald Trump yönetimiyle süreci daha sağlıklı götüreceği yönünde görüşler bildirdi.

Dr. Eray Güçlüer, “ABD, daha büyük planları için PKK’dan vazgeçme durumuna geldi.” diyerek, ABD’nin ‘yeni güvenlik mimarisi’nden söz etti. Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ise ABD için temel hesabın İsrail’in güvenliği olduğunu vurguladı. Coşkun Başbuğ ise ABD ile daha önce düşülen hatalara düşülmeöesi gerektiğine işaret ederek, “Harekât sonuna kadar sürdürülmeli.” diye konuştu. İşte o değerlendirmeler.

‘ABD ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞIYOR’

Biden yönetimiyle bir tıkanma yaşandığını belirten İstanbul Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi, ASAM Başkanı Dr. Eray Güçlüer, politik sürecin yürümesi gerektiğini ifade ederek özetle şunları aktardı:

“Türkiye, artık PKK/PYD yapılanmasına karşı harekâtı deklare etti. Türkiye, Suriye Milli Ordusu (SMO) ve Arap aşiretleriyle PKK/PYD’ye karşı sonuç alınmasını sağlayan harekâtı yapar. Ateş desteği sağlayarak da alanı kontrol eder ve olası terör faaliyetlerini baskılar. Sahada askeri durumda sorun yok. Fakat Türkiye bunu siyasi olarak bir uzlaşmayla yapmak istiyor. Biden yönetimi, ‘PKK benim dönemimde yok oldu’ dedirtmemek için Trump’ın göreve gelmesine kadar bu işi uzatmak istiyorlar. ABD’den teklifler geliyor gidiyor, havada uçuşuyor. ABD’nin Suriye’deki askerleri varlığı bir sorun. Bunun için uzlaşmaya gitmek lazım. ABD, zaman kazanmaya çalışıyor.”

‘TRUMP’IN GELMESİYLE BEKLENTİLER CEVAP BULABİLİR’

ABD’nin tavrının bir yerde kopacağını, taktik siyasi manevraların çok sürdürülebilir olmadığını, Türkiye’nin taktik güderek sahadaki güçlerle ABD ve PKK’yı sıkıştırmak istediğini sözlerine ekleyen Güçlüer, bunu şöyle temellendirdi:

“ABD’nin uzlaşmaz tavırlara gittiğini görüyoruz. ABD’nin zaman kazanma hamleleri çok sürdürülebilir değil. Türkiye, burada güçlerini kullanarak ABD’yi çıkmaya zorluyor. ABD zaman kazanmaya çalışırken, Türkiye de bölgedeki yumuşak gücünü kullanıyor ve paydaşlarıyla bir zemin hazırlıyor. Türkiye’nin yavaş hareket etmesinin bir nedeni de, PYD’ye katılan kuvvetlerin ayrıştırılması, PYD’nin izole edilmesi. Türkiye bölgedeki terör unsurlarını vuruyor, psikososyal çalışmalar uygulayarak çözülme yaratıyor. Bu sürecin barışçıl bir şekilde sonuçlandırılması için Türkiye çalışma yürütüyor. Türkiye’nin elinde bir zaman çizelgesi var. 1 Mart’a kadar bu işin temizleneceğini öngörülüyor diye düşünüyorum. Suriye’nin geleceğinde artık PKK/PYD olmayacak. ABD, SMO ile çatışırsa Türkiye’yi de karşısına almış olur. ABD, SMO’yu vurabilir, o da istenmeyen sonuçlara gider. Türkiye’de SMO’nun açık yanında yer alır.”

‘ABD’NİN ORTADOĞU VE AVRUPA’DA YENİ GÜVENLİK MİMARİSİ’

“Trump’un gelmesiyle Türkiye’nin beklentileri cevap bulabilir. ABD, daha büyük planları için PKK’dan vazgeçme durumuna geldi. Soğuk Savaş zamanındaki eski dünyayı etkileme kapasitesiyle şu andaki ABD aynı değil. Türkiye de artık eski Soğuk Savaş zamanındaki Türkiye değil. Türkiye ABD’yi bölgede birlikte hareket etmeye zorlamak istiyor ama Biden yönetimi bunu istemiyor. Savunma sanayinde geliştirdiği teknolojilerle 2028’den itibaren hava savunma gücü tamamen Türkiye’ye geçiyor.

“Bütün bu sebeplerden dolayı, ABD’nin çok direneceğini düşünmüyorum. Değişen dengeler bağlamında Ortadoğu ve Avrupa jeopolitiğinde yeni bir güvenlik mimarisi tesis ediliyor. Bu mimaride Türkiye yeni bir pozisyon ve konuma geliyor. Bu kapsamda Türkiye, Donald Trump yönetimiyle süreci daha sağlıklı götüreceğini düşünüyor. Bu denklemde de PKK/PYD olmayacak.”

‘AYN EL-ARAB EN KRİTİK NOKTA’

Ayn el-Arab’ın en kritik nokta ve harekatın çok yakın olduğunu dile getiren Güvenlik ve Terör Uzmanı Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ da “ABD daha önce de oyalamıştı, bu sefer o hataya düşmememiz lazım.” uyarısında bulunarak şu görüşleri paylaştı:

“Deyrizor ile Ebu Kemal önüne geçse de Ayn el-Arab hala denklemde en kritik yer. Hatta iki harekat bölgesinde sağlı-sollu kuşatılması, aynı zamanda Münbiç'in de güneyden o benzer kuşatmayı yaşatıyor olması Aynel Arab'ı daha da kritik bir hale getirdi. Kamışlı oyunun son perdesi. Orayı Haseke ile birlikte ele geçirdiği an zaten olay bitmiş olacak. Ciddi hazırlık var. Oraya eninde sonunda muhakkak bir harekât yapılacak.

‘OPERASYON ÇOK YAKIN’

İhtiyaç olursa Türk ordusunun da bir giriş yapmasının muhtemel olduğu tespitini yapan Başbuğ, “Ayn el-Arab'ta hem bölge halkının hem de sadece Suriye Milli Ordusu'nun katkılarıyla bu süreç sonlanır mı? Bekleyip göreceğiz. Ama Ayn el Arab öyle Ferhat Abdi Şahin denen o çapulcunun sözleriyle, Amerika'nın ‘yaptırım, ateşkes, Kürtler de bu sürecin içinde olsun’ gibi oyunlarıyla duracak bir yer değil. Eninde sonunda bir operasyon yapılacak. Çok yakın bir süre içinde diye rahatlıkla söyleyebilirim.

‘ABD İLE AYNI HATAYA DÜŞÜLMEMELİ’

ABD ile bir uzlaşma ya da ara çözüm mümkün mü sorumuza Başbuğ, şu yanıtı verdi:

“Amerika'yla burada yapılacak herhangi bir anlaşma, harekâta ara verme veya Amerika'nın oyalayıcı taktiklerine ortam yaratacak bir zemin bize alanda çok şey kaybettirir. Biz bu hatayı daha önce Tel Rıf’at ve Münbiç’te yaptık. Dolayısıyla harekat olanca hızla devam etmeli ve sonuç alana kadar da sürmeli. Amerika'nın şu son 1 haftadır bütün amacını oyalama taktiği olarak görüyorum. Daha önce biz bunun bedelini ödedik. Dolayısıyla aynı hataya düşülmemeli. Harekât sonuna kadar sürdürülmeli. Bunun tek çıkar yolu bu.

‘HAREKÂT ELİ KULAĞINDA’

“Harekatın eli kulağında” diyen Terörizm, Güvenlik Uzmanı, Emekli Jandarma Binbaşı Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ise şunları dile getirdi:

“ABD Dışişleri Bakanı Bilinken’in ziyaretinde Türkiye tavrını söyledi. İzleyeceği politikaları belirtti. Yine Milli Savunma Bakanı açıklama yaptı ardından. Türkiye bu politikasında ısrarlı. Suriye'de değişen aktörleri de gördüğümüzde (İran ve Rusya'nın pasifize edilerek Amerika ve İsrail'in ön plana çıkması), Ürdün'deki toplantıda ABD’nin olması oldukça önemliydi. Dolayısıyla sanki ABD ile Türkiye bölgede belirli bir konuda uzlaşmış gibi gözüküyor. Bu konu DAEŞ mücadelesinde Türkiye'ye etkin bir rol verip vermeme konusunda düğümleniyor. Türkiye daha önce de söylemişti, biz mücadele ederiz demişti. Sanırım Amerika'da bu konuda tartışmalar var.

‘TEMEL HESAP İSRAİL’İN BEKASI’

“Burada düğüm şurada yani şu konuda önemli: DAEŞ'i kim kontrol edecek? PYD’yi onun üzerinden meşrulaştırmaya çalışılıyor ABD. Aslında temel hesap o değil, İsrail'in bekası. Türkiye ile İsrail arasındaki gelişmeleri sıkı tutarsa, bu konudaki yaklaşımını netleştirirse bölgeden çekilir gibi geliyor.

“Türk Silahlı Kuvvetleri hazırlıklarını yaptı, ateş destek vasıtalarıyla oradaki PKK-YPG mevzileri vuruluyor. Sadece bir kara harekatına kaldı. O da olabilir kısa zamanda. Askeri hazırlıklar yapılacağını gösteriyor. Ama diplomasideki gelişmeler, diplomatik alandaki gelişmeler nasıl seyreder onu bilemiyoruz. Eğer diplomatik alanda yol alınırsa daha kolay askeri harekat yapılır. Eğer yol alınamazsa o zaman Türkiye iki seçenek içerisinde kalacak. Amerika'ya rağmen mi yapacak? Yoksa yapmayacak mı? Cumhurbaşkanının açıklamaları sanki Amerika'ya rağmen de yapmayı düşündüğünü, en azından Ayn el-Arab Bölgesi'ne yapmayı düşündüğünü gösteriyor.”

PEDERSEN'İN PKK/PYD KAYGISI

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Temsilcisi Geir Pedersen, Şam'daki temaslarını sürdürüyor. Daha önce Suriye'nin fiili lideri Ebu Muhammed el-Colani kod adlı Ahmed el-Şara ile görüşen BM Elçisi salı günü yaptığı açıklamada, Türkiye'nin desteklediği gruplar ile PKK/PYD arasındaki çatışmalara atıfta bulundu.

Pedersen, “ateşkes sağlanmadan önce son iki hafta boyunca yoğun çatışmalar yaşandığına” dikkat çekerek, “Beş günlük ateşkes süresinin dolduğunu” hatırlattı. “Askeri tırmanış haberlerinden derin endişe duyuyorum.” diyen Pedersen, bunun “bir felaketle sonuçlanacağını” savundu.

Sonraki Haber