Org. Eşref Bitlis’in şehit edilişinin 30. Yılı: Türk vatanseverliğinin cesur ismi
Eşref Paşa vatansever bir Türk subayıydı ve bu uğurda canını esirgemeden gereğini yaptı. Onun yaşamı Türk ordusuna ve vatanseverlere büyük bir miras bıraktı.
ABD bugün Irak ve Suriye’de cirit atıyor. PKK ve PYD’ye açıkça silah veriyor. Başta Irak ve Suriye olmak üzere Türkiye ve İran’ı da hedef alan İkinci İsrail’i kurmaya çalışıyor. İşte bunu Jandarma Genel Komutanı olarak saptayan ve buna karşı önlemler alan Org. Eşref Bitlis, 17 Şubat 1993 günü uçağının düşürülmesi sonucu şehit oldu. Eşref Paşa vatansever bir Türk subayıydı ve bu uğurda canını esirgemeden gereğini yaptı. Onun yaşamı Türk ordusuna ve vatanseverlere büyük bir miras bıraktı.
5 DAKİKADA YERE ÇAKILDI
60 yaşındaki Org. Eşref Bitlis o gün uçağıyla Diyarbakır'a gidiyordu. Özel uçak Ankara Güvercinlik Askeri Havaalanı'ndan 12.20'de kalktıktan 5 dakika sonra 'arıza anonsu' yaptı ve kısa süre içinde yanarak yere çakıldı. Uçağın içinde bulunan Org. Bitlis ile birlikte Emir Subayı Albay Fahir Işık, 1. Pilot Kurmay Binb. Yaşar Eliyar, 2. Pilot Kur. Yzb. Tuğrul Sezginler ile Uçuş Teknisyeni Astsubay Başçavuş Emin Öner ve PTT Güvenlik Görevlisi Tuhi Salay şehit oldu.
Olay yerine gelen zamanın Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş ve Başbakan Süleyman Demirel gazetecilerin 'Sabotaj mı?' sorusuna "Öyle bir şey yok" karşılığını verdiler. Genelkurmay Başkanlığı tarafından iki gün sonra yapılan açıklamada da "Ani buzlanma" dendi. Ertesi günkü gazetelerin çoğu da 'Sabotaj değil kaza' manşetini attılar. Aydınlık ise işin peşini bırakmadı. Aydınlık'ın 19 Eylül 1993 tarihli manşeti 'GATA'nın otopsi raporu Güreş'in emriyle yok edildi' şeklindeydi. Bitlis'in yakınında bulunan bir kurmay subay Aydınlık'a, “Bitlis öldürüldü. ABD-PKK ilişkisini kanıtlamıştı.” dedi. Aydınlık'ın ortaya çıkardığı önemli bir bilgi ise 'suikastın motora yapılması'ydı. Plana göre yakıt deposuna konulan bir madde, uçak havadayken motora giden yakıt borularını tıkayacak ve uçak yere çakılacaktı. Pilotun son anonslarında 'motor arızası' demesi bunu kuvvetlendirdi.
BUZLANMA DİYE GEÇİŞTİRİLDİ
Suikastın en önemli yalanı “uçak kalkıştan sonra buzlandı ve yere çakıldı" şeklindeydi. Bu da 'kaza'ya gerekçe yapıldı. Bir de raporlarda 'pilotoj hatası' deniliyordu. Olayda şehit olan Yzb. Tuğrul Sezginler'in ailesi uçağın ABD'deki firmasına dava açtı. Ailenin Avukatı Nusret Senem'di... Senem, kaybedileceğini bile bile açtığı dava aracılığıyla, suikastı ortaya çıkarak rapor ve belgelere ulaşmayı başardı. Dava Gelen bilgiler olayın çözülmesinde önemli ipucu oldu: "Uçaklarımız sağlamdır. Eksi 60 derecede bile uçar. Kaldı ki uçağın buzlanmaya karşı sistemi var ve anında devreye girer."
Esenboğa Meteoroloji Müdürlüğü de bunu destekler mahiyette, o günkü hava soğukluğunun sadece küçük tip uçaklar için sorun olacağını ve büyük tip uçaklarda buzlanma yaratmayacağını açıkladı. Aile olayın peşine düştükçe gelen yanıtlar aksineydi ancak çok şey de ortaya dökülüyordu. Her gelen yeni bilgi 'suikastı' güçlendirdi. Motorun kazadan sonra ciddi bir incelemeye tabi tutulmaması ve enkazın süpürgeyle kaldırılması da ayrı bir sorundu.
BİTLİS PAŞA NEDEN HEDEF SEÇİLDİ?
Geleceğin Genelkurmay Başkanı olarak da görülen Eşref Bitlis, ABD'de değil Almanya'da eğitim almış ve ayrı bir ekoldendi. Özellikle 'Kürt meselesi'nde 'bölgesel çözüm' peşindeydi. Buna 'Bitlis Planı' deniliyordu. Bitlis, Gladyo'nun Güneydoğu'da uyguladığı şiddet ve göç politikasından da rahatsızdı. Planda şu önemli başlıklar vardı: "Bölge halkı kazanılacak. Irak yönetimi, Barzaniler ve Türkiye ortak hareket edecek. Dış destekli PKK bölgeden çıkarılacak."
PKK'nın arkasında ABD ve Batılı güçlerin de olduğunu tespit eden Org. Bitlis, buna ilişkin görüş ve önerilerini zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a da rapor etmişti. (22 Mart 1992 tarihli mektubu gibi...) Özal'ın da bu raporları ABD'li yetkililere verdiği, bu bilgilerden rahatsız olan ABD'nin Türkiye'deki Gladyo unsurlarını kullanarak suikastı planlandığı ileri sürüldü.
Olayda ABD Adana Konsolosu Elizabeth Shelton'un da etkin olduğunu Aydınlık yazdı. Aydınlık Haber Müdürü Adnan Akfırat da gelişmeleri 'Eşref Bitlis Suikastı' ismiyle kitaplaştırdı. Dönemin Jandarma Asayiş Komutanı Org. Necati Özgen, 2002 yılında Ulusal Kanal ve basına yaptığı açıklama Bitlis'e yönelik saldırının daha önce başladığını ortaya koydu: “1992 yılında Irak'ın kuzeyinde bir operasyon sırasında Org. Bitlis'in içinde bulunduğu Sikorsky helikopteri, ABD jetlerinin tacizine uğradı. İçinde ben de vardım. Neredeyse yere çakılacaktık.”