Örgütten kaçtı Aydınlık'a anlattı: HDP haraç kesip PKK'ya gönderiyor
Mustafa Biçer PKK'dan kaçtı, nöbet tutan ailesine kavuştu, Türkiye Gençlik Birliği'ne katıldı, askerlik başvurusunu yaptı. PKK-HDP-ABD bağını anlatan Biçer, 'HDP, esnaftan haraç keserek PKK'nın finansını sağlıyor. Bunların lojistiği, cephanesi, eğitimleri bizzat Amerika tarafından veriliyor' dedi
Diyarbakır'da evlat nöbetini başlatan annelerden Ayşegül Biçer'in PKK'dan kaçıp teslim olan oğlu Mustafa Biçer, konuştu. HDP-PKK bağlantısını da anlatan Mustafa Biçer, "HDP, esnaftan haraç keserek PKK'nın finansını sağlıyor" dedi. Biçer, örgütün kendisini kandırıp dağa kaçırma sürecini, örgütte olanları ve teslim olduktan sonra yaşadıklarını, HDP-PKK ilişkilerini özetle şöyle anlattı:
'İNTERNETTEN KANDIRILDIM'
"2018 yılının kasım ayında terör örgütü PKK tarafından internetten kandırılarak kaçırıldım. O zaman yaşım 16'ydı. Örgüt, 'IŞİD'e karşı burada İslam savaşı var. Savaşmanız lazım.' şeklinde videolar paylaşmıştı. Örgüte gittiğim ilk gün, daha Türkiye tarafındayken pişman oldum. Eve gitmek istiyorum, dedim. Örgüt tarafından korkutularak orada kaldım. Zorla beni Şanlıurfa'dan Suriye tarafına geçirdiler. İlk gün eve gitmek istediğim için örgüt tarafından tutuklandım. Küçük bir banyoda tutuklu kaldım.”
'ÖRGÜTTE DOĞAN BEBEKLER MAHMUR'A GÖTÜRÜLÜYOR'
"Urfa'da evinde kaldığımız kişi kendini korucu başı olarak tanıttı. Sonra Suriye tarafından gelen iki kaçakçı bizi zorla Tel Abyad bölgesine geçirdi.
"Örgütte tecritte kaldım. İnsanlık dışı bir durumdu. Örgütte kaldığım süre içinde hep eve dönmek istiyordum. Ama örgüt içinde güvensizlik çok olduğu için kimse kimseye böyle şeyleri söyleyemiyordu. Onun için sabrettim, bekledim. Bu süre içinde örgütte birçok kirli şey gördüm. Hamile kalan kadınları bile gördüm, çocuklar doğar doğmaz Mahmur Kampı'na gönderiliyor.”
'YALAN EĞİTİMLER VERİLİYOR'
"Örgüt, ideolojik eğitimlerle mensuplarının beynine kirli şeyler sokup kandırmaya çalışıyor. Örgüt içi kaçışlar en çok 2004 ve günümüzde oluyor. Örgütte çözülmeler başlamıştı. Örgüt, ideolojik eğitimlerle mensuplarının beynine kirli şeyler sokup kandırmaya çalışıyor, 'Zulüm var, dilinizi konuşamıyorsunuz.' diyerek. Ama gerçeğe baktığımızda öyle bir şey yok. 90'lı yıllarda Kürtçe konuşamıyorken, şu anda, Allah Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan razı olsun, rahatça resmi dairelerde Kürtçe konuşabiliyoruz, Kürtçe filmler yapılıyor.”
‘ÖRGÜTE İNANMAYAN BİRÇOK KİŞİ VAR’
“Örgütten kaçışlar çoğaldığından dolayı örgütte telefon yasaklandı. Sonra Türk kanalların izlenmesi bile yasaklandı. Ben Kürt asıllı bir Türk vatandaşı olduğum için Türkiye'de gerçekleri gördüm. Dilimi konuşabiliyorum, özgürce gezebiliyorum. Onun için onların verdiği bu eğitimlere ben inanmadım. Benim gibi inanmayan birçok kişi vardı. Onlar da zaten daha önce teslim oldu, teslim olmaya da devam ediyorlar.
“Benim örgüt içerisinde gördüğüm en küçük kişi 13 yaşındaydı. Suriye tarafından bazı aileler fakir oldukları için kendi çocuklarını getirip örgüte veriyorlardı. Sırf örgüt onlara para versin diye. Küçük yaşta bir çocuğa siz nasıl silah verirsiniz?
'GİDENLER HDP DİYARBAKIR BİNASINDAN'
“Örgütte kaldığım süre içinde birçok kişiyi gördüm. Bu kişiler de HDP tarafından Diyarbakır il binasına gitmişler, bazıları kaldıklar şehirde gittikleri HDP il binasından örgüte katılmışlar.
“Ben örgüt içinde Çinli gördüm, Alman gördüm, İngiliz, Amerikan militan gördüm. Hatta bizzat Amerikan askerleri örgütün bir birimine eğitim, cephane, lojistik veriyor. Onun dışında Türk solu dediğimiz bazı örgütler gelip Suriye'de PKK tarafından eğitim görüyor, örgütle iş birliği içerisindeler. Bunlar özel olarak yetiştirilip Türkiye'ye karşı kullanılıyor.
“Örgütün ana kanalı ve Türkçe kanallar örgütün komutası izlesin, son durumdan haberdar olsun diye serbest. Ben de şans eseri A Haber üzerinden ailemi gördüm. O zaman aileler 20 gündür eylemdeydi. Zaten örgütten kaçmak istiyordum. Annem ve oradaki aileler bana umut oldu. Onların çığlıkları bana umut olduğu için sabrettim.”
'ÖRGÜTÜN MEDYASINA ZORLA ÇIKARILDIM'
Biçer, Türk Silahlı Kuvvetlerince etkisiz hale getirilen Sofi Nurettin kod adlı üst düzey örgüt yöneticisinin propaganda amaçlı kendisini televizyona çıkarttığını belirtti:
“Ailem televizyona çıktıktan sonra, zorla örgütün medyasında televizyona çıkarıldım. Aileme karşı konuşturuldum. Devlete karşı konuşturuldum. Bunu da ben teslim olmayayım diye, korkayım diye yaptılar. Evlat nöbeti için bana şunları söylettiler: 'Ailelerimizi zorla götürüyorlar', 'devlet ailelere zulüm ediyor', 'aileler üzerinde baskı var', 'aileler HDP il binası önünden kalksın AK Parti il binası önünde otursun'. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Bakan Soylu'ya hakaret içerikli mesajlar söylememi istediler. Bunları söylememi de geçen günlerde etkisiz hale getirilen Sofi Nurettin istedi. İki gün boyunca bana bir kâğıt yazdılar. O kâğıdı ezberleyip televizyona konuştum.”
‘HİÇ BOŞ VAKİT BIRAKMIYORLAR’
Biçer, örgütteki çözülmenin düzeyini şöyle anlattı:
“Sabit olarak iki ay Kobani'de, iki ay Tabka'da kaldım. Tabka'da kaldığım yerde örgütün 'tugay' diye nitelendirdiği askeri alanı vardı. Oradan örgütün cephe hattı dediği Kobani'ye gidiyorduk. Hem Kobani'de hem Tabka'da kaldığımız süre içerisinde hem silahlı askeri eğitimler hem de ideolojik siyasi eğitimler verildi. Bunun nedeni de bizim boş kalmamız için. Çünkü örgüt mensupları bir günü bile eğitimsiz, boş geçirirse, örgütten kaçışlar çoğalıyor. Hiç boş vakit bırakmıyorlar.”
'ABD TARAFINDAN EĞİTİLİYORLAR'
Biçer, örgüt mensuplarının bizzat Amerikan askerleri tarafından eğitildiğine dikkat çekti:
“Örgütün 'yad' diye teröristleri sözde anti-terör kuvveti diye adlandırdığı mensupları var. Bunların lojistiği, cephanesi, eğitimleri bizzat Amerika tarafından veriliyor. ABD tarafından özel olarak eğitiliyorlar.”
'GELİP TESLİM OLSUNLAR ÖRGÜTE İNANMASINLAR'
Biçer, örgütteki gençlere 'teslim olun' çağrısında bulundu: “Örgütten ilk Irak'a kaçtığım için Peşmergelere teslim oldum. Peşmergeler tarafından Türkiye'ye teslim edildim. Türkiye sınırından girdiğimden itibaren, normalde prosedürde suçlu sayılan birine kelepçe takılırken güvenlik güçleri elimize kelepçe bile takmadı. Hatta yememizden içmemize en güzel şekilde karşılandık. Mahkemeye kadar çok güzel baktılar bize. Örgütte bize, 'Teslim olursanız size işkence yaparlar, devlet sizi ajanlaştırır' diyorlardı. Sizin sayenizde bunu dile getiriyorum, öyle bir şey yok. Kimse inanmasın. Eğer ben şu anda evimde oturabiliyorsam, devletim sayesinde, güvenlik güçlerimizin sayesindedir.
“Öncelikle örgütteki kardeşlerimize, arkadaşlarıma sesleniyorum: hepsi kandırılmış bir şekilde götürülmüş, bazıları zorla götürülmüş, gelip teslim olsunlar, örgüte inanmasınlar. Ben bugün evimde oturuyorsam, Allah devletimden razı olsun. Ben Cumhurbaşkanımızın çağrısını görüp teslim oldum. Teslim olduktan sonra Cumhurbaşkanımız tarafından Ankara'ya çağrıldım. Ankara'da Cumhurbaşkanımız ile görüştüm. 'İyi ki teslim oldunuz. İnşallah onlar da teslim olur, onlarla da görüşürüz.' dedi. Eğer bir ülkenin Cumhurbaşkanı bir insana bu kadar iyi davranıyorsa herkesin bu gerçeği görmesi lazım. Şunu da söylüyorum, örgüt mensupları gerçeği görmüyorlarsa şunu görsünler: neden örgütün üst düzeyi yöneticileri otururken örgütün içindeki çocukları zorla savaşa gönderiyorlar? Neden anneler ağlasın?”
‘PKK'NIN EN BÜYÜK KORKUSU SÜLEYMAN SOYLU’
Biçer, PKK, PYD ve YPG'nin bir olduğunu ve örgütün tükenmiş olduğunu ifade etti: “Terör örgütü PKK'nın en büyük korkusu Sayın Süleyman Soylu'dur. Hatta Süleyman Soylu televizyona çıktığı zaman, örgütün içinde tedirginlik oluyor.
“Kendilerine terörist elebaşı Abdullah Öcalan'ı örnek alıyorlar. Dağda bildiğiniz gibi Zap'ta, Hakurk'ta, Avaşin'de ve Metina bölgesinde savaş var. Örgüte karşı operasyonlar başlatılmış durumda. Benim Kuzey Irak'a gönderilme sebebim de buydu. Suriye'den de Irak'a ciddi miktarda militan destek için gönderiliyor. Çünkü örgüt dağda tükenmiş durumda, hareket edemiyor. Onun için örgüte Suriye'den destek gönderiyorlar.”
‘AVRUPA NEDEN İZİN VERİYOR?’
Biçer, gençlerin kandırılarak PKK tarafından kaçırılmalarında Avrupa'nın da payı olduğu söyledi:
“Teslim olduk devletimizin şefkatli ellerine. Bundan sonra diğer kardeşlerimiz de kandırılmasın, onlar da örgüte aldanmasın diye bir yola çıktık. İnşallah bu yolda diğer kardeşlerimize destek çıkacağız. Önceden annemle babam bu yolda yürüyordu. Bundan sonra ben de örgüte karşı mevzi alacağım, ailemin yanında duracağım. Dünya kamuoyuna ve basınına sesleniyorum: artık terör örgütünün gerçek yüzünü görsünler. 13-14 yaşındaki çocukların ne işi var orada? Örgütün Avrupa'da açık açık yürüyüş yapmasına, slogan atmasına neden izin veriliyor? Eğer ki bugün bu kardeşlerimiz kandırılıyorsa, bunda Avrupa'nın da büyük bir payı var.”
'ASKERLİK İÇİN BAŞVURUMU YAPTIM'
Bundan sonra ilk iş olarak askerliğini yapmak istediğini belirten Biçer, HDP/PKK'nın gençleri kandırmaması için elinden geleni yapacağını belirtti: “Allah izin verirse birinci yapacağım şey askere gitmektir. Başvurumu yaptım. Üç yıl boyunca örgüt tarafından kandırıldık, onlara hizmet ettik. Bundan sonra devletimize hizmet etmek istiyorum. Allah izin verirse askerliğimi yapacağım, devletimize layık olmaya çalışacağım. Ondan sonra diğer kardeşlerimiz kandırılmasın diye artık bir yola çıkacağım ve bu yolda sonuna kadar yürüyeceğim.”
PKK'NIN KOBANİ'YE OPERASYON KORKUSU: BİTERİZ
Biçer, aynı toplantıda bulunduğu Bahoz Erdal’ın konuşmasına değinerek örgütün iyice köşeye sıkıştığına vurguladı: “Bahoz Erdal'ın bulunduğu bir toplantıda bulundum. Suriye'deydi kendisi. Bahoz Erdal, 'Türk devleti bize zulüm ediyor. Afrin, Tel Abyad elimizden gitti. Bu bizim için büyük bir düşüş.’ dedi. Hatta şunu özellikle söyledi: ‘Yakında Kobani'de bir savaş çıkacak. Kobani de elimizden giderse hem dağda hem Suriye'de örgütün tasfiyesi söz konusu olacaktır. Onun için Kobani'de hazırlıklarımızı devam ettirmeliyiz.’”
'HDP, KAPATILMALIDIR’
Biçer, HDP'nin PKK'ya desteğini saklamadığını ve derhal kapatılması gerektiğini söyledi:
“Selahattin Demirtaş, 'Kazanırsak Apo'nun heykelini dikeceğiz.' diyordu. HDP'nin kapatılması için bundan daha açık ve net bir söz olamaz. Kendi ağzıyla örgüte destek verdiğini söyledi. Kapatılmalıdır.
“HDP, terör örgütü PKK'ya yardım ve militan gönderiyor. Örgütün finansal kaynağını HDP Türkiye'den gönderiyor. Mesela benim bir dükkanım var. Siz HDP olarak gelip haraç kesiyorsunuz. Korkutuyorsunuz, devlete söylemeyeceksiniz. Bu yöntemle örgüte para gönderiyorlar.”