Örgütün karar merkezinde: FETÖ muhalefeti Altaylı'yla yönlendirdi
Savcılığın sunduğu mütalaada en kritik delillerden olan Stockholm Center'ın Search For Truth (Gerçeği Aramak)" raporuna dikkat çekildi. FETÖ'cüleri aklayan rapor Altaylı'nın bilgisayarından çıktı. Dökümanın bilgisayarda kaydedilme tarihi 28 Nisan 2017. Ancak rapor 16 Mayıs 2017'de servis edildi.
Eski istihbaratçı Enver Altaylı'nın da yargılandığı davada duruşma savcısı mahkemeye 79 sayfalık yeni bir mütalaa sundu. Ek mütalaada Altaylı’nın örgütün karar merkezinde olduğu vurgulandı.
Altaylı'nın da aralarında bulunduğu 3 sanıklı dava dün devam etti. Altaylı dünkü duruşmada, duruşma savcısının 21 Haziran 2021'de güncelleyerek yeniden mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaanın okunmasını istedi. Altaylı'nın savunmasını çürüten ek mütalaada, Enver Altaylı hakkında çarpıcı tespitlerde bulunuldu.
Altaylı’nın Apple marka bilgisayarından çıkan dijital belgeler arasında, 15 Temmuz'u “kontrollü darbe” olarak tanımlayan raporlar da çıkmıştı. Ek mütalaada bu raporlar arasında yer alan "A Search For Truth (Gerçeği Aramak) 15 July 2016 Turkey" adlı belgeye dikkat çekildi. FETÖ'ye yakın Stockholm Center For Freedom isimli kuruluş tarafından servis edilen dokümanın darbe girişimi ve failleri hakkında yanıltıcı ve gerçekten uzak algı oluşturucu ifadeler içerdiği bildirilen mütalaada, şunlar kaydedildi:
KABUL ETMEDİĞİ GÖRÜŞME TELEFON KAYDINDA
“Sanığın bilgisayarında bu dokümanın 28 Nisan 2017 tarihli oluşturma ve son değişiklik kaydetme tarihi olduğunun tespiti, ancak bu raporun internet ortamında 16 Mayıs 2017 tarihinde servis edilmeye başlanmış oluşu, sanığın bu tarihte iletişime geçtiği olgusunu kabul etmediği telefonunda 'Max' olarak kayıtlı ABD menşeili telefon numarası ile yapmış olduğu görüşme trafiği ve bu kişiden güvenli e-posta adresleri istemesine yönelik irtibat kayıtları kapsamında, söz konusu raporun yayınlanmadan önce sanıktan düzeltme veya danışmanlık konusunda bilgisine başvurulduğu, bu kapsamda söz konusu raporun sanığın onayından veya görüşünden sonra yayınlandığı, bu kapsamda sanığın örgüt içerisinde karar alma mekanizması içerisinde yer aldığının kabulü gerekiyor.”
'KESTİM DEDİĞİ İLİŞKİLERİ SÜRDÜRDÜ'
Mütalaada daha sonra şu ifadelere yer verildi: "Sanığın ele geçen cep telefonu imajları incelemesi sonrası elde edilen; örgütün üst düzey mensupları olan Bilal Ekşili ile yapmış olduğu telefon iletişimleri, bu kapsamda bu kişiyle gizli irtibatta kullanmak için güvenlikli e-posta adresi talepleri, bu kişiyle olan whatsapp haberleşme programı yazışma içerikleri ekran görüntüleri, örgütün Mısır sorumlusu olan Sinan Yorulmaz ile olan 2015 yılındaki irtibatı, sanığın Şakir Şen ile Rasim Bölücek vasıtasıyla planlanan ABD'de görüşme planları, yine Salih Yaylacı ile telefon görüşmeleri dikkate alındığında, sanığın örgütle olan irtibatını ve sakıncalı bulduğu kişilerle görüşmeyi kestiği yönündeki savunmasının, bu görüşmelerin tarihi itibariyle suçtan kurtulma çabası olarak değerlendirilmesi gerektiği, nitekim 2015 yıllarında sanığın bu kişilerle bağlantısının devam ettiğinin dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmıştır.”
ABD İLE ÜST DÜZEY İŞBİRLİĞİ
Mütalaada Altaylı’nın Monique Michelle'ye yazılmış e-posta taslağı ile ilgili tespit ve değerlendirmeler ve son olarak ABD başkanının bir dönem Milli Güvenlik Danışmanlığını yapan Michael Flynn'e yazdığı mektuba dikkat çekildi. Altaylı’nın, ülkede yapılan darbe girişimi hakkında farklı bir imaj yaratma, ülkenin durumunun kötüye gittiği yönündeki algı ifadesi ve ABD ülke yönetimi ve muhatap ile birlikte çalışma arzusunun ifade edildiğine ilişkin tespit ve değerlendirmelere yer verildi. Daha sonra da "Bunlar dikkate alındığında, sanığın savunmaları ile uyuşmadığı, sanığın ABD ile ilişkilere zarar verdiğini düşündüğü örgüt liderinin ABD'deki ikametinden Türkiye'ye iadesinin de engelleneceği başka bir ülkeye nakledilmesini tavsiye ettiği, bu kapsamda sanığın bu dokümanların yazıldığı tarihlerde ülkenin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensupları ile vermiş olduğu mücadele ile ilgili örgüt ideolojisi ve o tarihlerdeki örgütün stratejisi yönünde birlikte hareket ettiği, farklı algı yaratacak dokümanların oluşturulma sürecinde yer aldığının anlaşıldığı" kaydedildi.
‘KURNAZ VE SİNSİ PLAN’
Altaylı'nın bir eposta içeriğine “Dear Mike Biz simdi Türkiye'de güvenilmez, çoğulcu demokratik sisteme, hukuk devletine ve hukukun üstünlüğüne düşman bir diktatör tarafından yönetiliyoruz” ile başladığı, FETÖ tutuklularından 'masum insanlar' gibi bahsettiği kaydedilen mütalaada şu görüşlere yer verildi:
"Tasfiye edilen FETÖ/PDY terör örgütü darbeci askerlerden 'Milli Ordu' olarak bahsedildiği ve yok edildiğinin belirtildiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin 'kurnazca ve sinsice yürütülen bir plan doğrultusunda batıdan (ABD ve Avrupa) koparılarak Rusya, İran ve Çin’in yer aldığı bir gruba monte edilmeye çalışıldığından' bahsederek, Türkiye’nin çıkarının batı ittifakı içinde kalmasını ve ABD ile yakın iş birliği yapmasını gerektiğini belirttiği, Rusya, İran ve Çin ile bir blok oluşturmuş batıdan kopmuş Türkiye’nin ABD dış politikasına bir felaket olacağını düşündüğünü belirttiği, sanık tarafından hazırlanan e-posta içerisinde oluşturulan taslak içinde 'Şahsen ben Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu felaketin önlenmesi için mücadeleye kararlıyım ve elimden geleni yapmağa çalışıyorum' şeklinde ifadenin yer almasından sanığın kendi kaynaklarınca elde ettiği gizli bilgileri dahi muhataplarına ilettiği anlaşılmıştır.”
KILIÇDAROĞLU’NUN DANIŞMANI İLE 1192 GÖRÜŞME
Savcılığın hazırladığı iddianamede yer alan bilgilere göre Enver Altaylı’yla en sık görüşen isimlerden biri Rasim Bölücek. Altaylı’nın 1192 kez telefon görüşmesi yaptığı Bölücek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapıyor. İddianameye göre, Bölücek ile ismi Şakir Şen olduğu değerlendirilen kişi arasındaki mesajlaşma içeriğini gösteren ekran fotoğrafı da Altaylı’nın telefonundan çıktı. Mesaj içerikleri üzerinde yapılan incelemeyle, Bölücek’in, elebaşı Gülen veya o gruptan birisi ile görüşmek için talepte bulunduğu anlaşıldı.
‘KONTROLLÜ DARBE’ YALANININ MİMARI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nisan 2017’de 15 Temmuz için “kontrollü darbe” nitelendirmesi yapmıştı. İddianamede Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Bölücek’le 1192 kez görüştüğü ortaya çıkan Altaylı’nın 15 Temmuz darbe girişimine yönelik "Kontrollü darbe" raporları hazırladığı belirtiliyor.
CIA bağlantılı Mehmet Eymür de kişisel Youtube kanalında 24 Nisan 2017’de kendi hazırladığı videoda, 15 Temmuz'un "kontrollü bir darbe" olduğu yalanını işleyerek, 15 Temmuz'dan sonra tutuklanan FETÖ'cülerin de suçsuz olduklarını savunmuştu.
ÖZDAĞ: BİZE 'SOKAĞA DÖKÜLÜN’ DEDİ
Ümit Özdağ, Ekim 2020’de katıldığı bir televizyon programında Enver Altaylı hakkında bazı iddialarda bulunmuştu. Özdağ, Altaylı’nın kendisine, “Partiyi kurmayın çünkü partinizi kapatacaklar, sokağa dökülün" şeklinde sözler sarf ettiğini söylemişti. Programın ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Özdağ’ın tanık sıfatıyla ifadesine başvuruldu.
KAVUNCU AİLESİYLE FETÖ AYNI MASADA
İyi Parti İstanbul İl Başkanlığı görevini yürüten Buğra Kavuncu, Enver Altaylı’nın yeğeni. Kavuncu’nun 2012-2016 yılları arasında CEO’su olduğu BASF şirketi, Türk makamlarının 2017’de Alman emniyetine verdiği listede FETÖ iltisaklı kişilerin çalıştığı şirketlerden birisi olarak yer almıştı. Ayrıca Kavuncu, üyesi olduğu FETÖ’cü KATİAD (Kazakistan Türk İşadamları Derneği) isimli örgütün 2007 ile 2010 yılları arasında başkan yardımcılığını yapmıştı.
2014’te Kazakistan’ın Başkenti Alma Ata’da çekildiği ortaya çıkan fotoğrafta Kavuncu ailesiyle FETÖ arasındaki bağlantı dikkat çekmişti. Enver Altaylı’nın kardeşi Talha Altaylı’ya ait G Balık isimli restoranda FETÖ’nün Kazakistan imamı Mesut Ata, Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu, Buğra Kavuncu’nun dayısı FETÖ’den tutuklu Enver Altaylı, Bank Asya’nın kurucu ortağı Mehmet Artukaslan, Kazakistan’da yayınlanan FETÖ’nün Zaman gazetesi başyazarı Ahmet Alyaz ve Buğra Kavuncu’nun kardeşi Oruç Burak Kavuncu yer alıyor. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ümit Özdağ'ın iddiaları üzerine Kavuncu hakkında açtığı soruşturmada takipsizlik kararı verdi.