Her şeyimiz bir Özbekistan

Buhara, Taşkent, Semerkant... Özbekistan’ta keşfedilecek çok yer var. Tarihi eserleri, doğal güzellikleri, özgün yemekleri ve kültürel özellikleriyle gezmeye doyamayacağınız bir yer. 37 milyon kişinin yaşadığı ülkede Türkiye’yle ilişkilere özel önem veriliyor

Ulus olarak köklerimizin Orta Asya’dan geldiğini biliyoruz. Bunu kendi gözlerimizle görüp, deneyimlemek için biraz sınırlarımızın dışına çıkıp, Doğuya doğru ol almamız gerekecek.

Dedelerimizin yıllar önce at ve deve sırtında aylarca yol alarak vardıkları İstanbul’dan, şimdi başkent Taşkent’e 4 saate yakın bir zamanda ulaşabiliyorsunuz.

Havaalanında sizi her yerde Türkçe uyarılar ya da yazılar karşılıyor. Özbekler daha önce çıkarılan bir kanunla artık adım adım, Kiril alfabesini bırakıp, Latin alfabesine geçiyorlar.

Yıllar önce bana Çin’de Uygur bölgesinde söylenen, ’Dedelerinizin topraklarına hoş geldiniz!’ cümlesi burada da geçerli.

Orta Asya’nın en kalabalık nüfuslu ülkesi olan Özbekistan toprak olarak nerdeyse ülkemizin yarısı kadar.

Çok büyü bir alanını steplerin oluşturduğu bu ülkenin balının üstüne Dünya’da başka bal olmadığı biliniyor.

İpek börekçiliği yanında, pamukta da en üst sıralarda ve hatta birinci.

On yılardır örettiği pamuk ile Sovyetler Birliği’nin pamuğunu temin etmiş durumdaydı. Günümüzde de yine aynı şekilde Rusya ve başka ülkelere kaliteli ürünler arasında pamuğu da ihraç ediyor.

Dünya’nın benimsediği ve kabul ettiği ilk turizm merkezleri de Özbekistan’da bulunuyor.

Buhara ve özellikle de Semerkant’ı mutlaka görmelisiniz.

Günümüz modern bilim ve teknolojisinin doğum yeri ile tanışacaksınız Özbekistan’da.

Ankara-İstanbul arasındaki hızlı trenler gibi Özbekistan’da da hızlı trenler hizmete girmiş.

Son derece konforlu olan bu trenlerle, başkentten son durak olan Buhara’ya iki saatte varabiliyorsunuz.
Bilet bulmakta biraz zorlansanız da, bu yolculuk çok konforlu ve rahat geçiyor.

İbni Sina’dan Ali Kuşçu’ya, kadar değişen onlarca bilim adamına vatan olan Özbekistan güler yüzlü insanlar ülkesi olarak hafızalarınızda yer edecek.

Özbekistan, 20 Haziran 1990'da egemenliğini, 1 Eylül 1991'de bağımsızlığını ilan etti. 29 Aralık 1991 tarihinde düzenlenen referandumla bağımsızlık ilanı onaylandı. Özbekistan bağımsızlığını kazandıktan sonra gelişmiş ülkelerle özellikle ekonomik anlamda ilişkiler kurdu. Bu sayede Özbekistan zengin yer altı kaynaklarını diğer ülkelere satma imkânı bulmuştur.

Özbekistan çok eskiye dayanan köklü devlet geleneği sayesinde bağımsızlığını kazandıktan kısa süre sonra Orta Asya'nın güçlü devleti hâline geldi ve günümüzde de Orta Asya liderliği konusunda Kazakistan ile rekabetini sürdürmekte. Bağımsızlığından 2 Eylül 2016 tarihindeki ölümüne kadar devlet başkanlığını İslam Kerimov yürüttü. Bugün Özbekistan cumhurbaşkanlığı görevini, 4 Aralık 2016 tarihinde cumhurbaşkanı olarak seçilen Şevket Mirziyoyev yapıyor.

Nüfusu yaklaşık 37 milyon. Türkiye ile ilişkilere özel bir önem veriyorlar.

Dünya uygarlığının ana merkezlerinden biri olan, Özbekistan, başta Buhara ve Semerkant olmak üzere, Başkenti Taşkent ile de turistlerin gözbebeği konumunda.

Yaklaşık 2 bin Türk firmasının, bu kardeş ülkede yerleşik olması, buranın Türk yatırımcılar açısından ne kadar cazip olduğunun bir göstergesi. Genelde bir step ülkesi olan Özbekistan, Sri derya ve Amu Derya nehirlerini de içinde barındırıyor.

Dünya’nın en kaliteli pamuğunu yetiştirmesiyle de tanınan, bu ülke farklı meyveleri ile de ayrı lezzetler sunuyor. Tabii, Buhara’da Semerkant’ta ve Taşkent’te her biri birbirinden farklı lezzette olan Özbek pilavının da yeri apayrı. Özbekistan çok sayıda özelliğiyle zaman ayırmayı hak eden bir yer.

ÖZBEK PİLAVI

Orta Asya davet sofralarını süsleyen Özbek Pilavı, iri parçalar halinde kesilen kuzu etinin lezzeti, havuç ve soğanın aroması yanı sıra tane tane dökülen pirinçi ile vitamini bol, doyumsuz bir yemektir. Bakın nasıl yapılıyor:

Öncelikle pilav tenceresinde sıvı yağ ve tereyağı eritilir. Piyazlık doğranan soğanlar eklenir ve karamelize oluncaya kadar kavrulur. Kuşbaşı etleri tencereye eklenir suyunu çekene kadar kavrulur.

Dilerseniz bu aşamada etleri öncesinden haşlayarak da yapabilirsiniz.
Etler suyunu çekip kavrulduktan sonra rendelenmiş havuçlar eklenir ve karıştırılır.

Havuçlar yumuşayınca pirinçler eklenir ve 3 dakika daha kavrulur.
Su, tuz, kimyon ve karabiber de eklendikten sonra karıştırılır.

2 baş sarımsak pilavın üstüne koyularak hafifçe bastırılır.
Tencerenin kapağı kapatılır ve kaynayıncaya kadar 5 dakika yüksek ateşte, 10 dk kısık ateşte pişirilir.

Ardından üzerine kağıt havlu konur ve 10-15 dakika dinlenmeye bırakılır, sonra servis edilir.
Ayranla birlikte nefis oluyor.

Sonraki Haber