Özbekistan’ın denizlere-kıtalara açılan kapısı Trans-Afgan ulaştırma koridoru
Özbekistan üzerinden okyanuslara ve Avrupa’ya açılabilecek olan bölge ülkeleri, güçlü ilişkiler tesis ederek bu politikalarını kuvvetlendirebilir. Dolayısıyla söz konusu proje her ne kadar Kuzey-Güney bağlamında ön plana çıksa da, Avrupa boyutuyla Batı ile eklemlenme potansiyeline de sahiptir
Çin başta olmak üzere Güneydoğu Asya ülkeleri, ekonomilerinin dünya ticaretinde önemli bir konuma gelmesinin de etkisiyle ürettikleri malların pazar ülkelerine ulaştırılmasında hızlı, güvenli, ucuz ve istikrarlı ulaşım hatlarının oluşturulmasını ön plana çıkarmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen ihracatın önemli bir pazarını oluşturan Avrupa ülkeleri ile Güneydoğu Asya arasında kesintisiz ticaret imkânı sağlayacak ulaşım koridorlarının tesis edilmesi gerekmektedir. Doğudan batıya doğru oluşturulması amaçlanan koridorun önünde coğrafi güçlükler, istikrarsız bölgeler, alternatif projeler, pahalı kanallar, çıkar çatışmaları ve teknik zorluklar vardır.
Asya kıtasında bulunan ekonomik, askeri, siyasi ve jeostratejik öneme haiz ülkeler, geliştirdikleri ulaşım koridoru projelerinde, güzergâhın müttefik ülkelerden geçirilmesi, rakip projelerin önünün kesilmesi, bölgesel ve uluslararası pakt ve oluşumlardan istifade edilmesi ve istikrarsız bölgelere yönelik özel politikalar geliştirilmesi gibi kıstasları göz önünde bulundurmaktadır.
Asya ile Avrupa arasında aktif olarak kullanılan kara ve demiryolları ve gümrük uygulamaları, eski teknoloji ve uzun güzergâhlara sahip olmasından dolayı ekonomik açıdan yetersiz kalmakta ve ihtiyaçlara cevap verememektir. Kara ulaşım koridorunun alternatifi olan denizyolu hatları ise kanal geçişleri ve korsanlık faaliyetleri başta olmak üzere çeşitli açılardan dezavantajlar içermektedir. Bunun neticesinde devletler, alternatif güzergahlar sayesinde bu dezavantajları bertaraf etmek istemektedir.
Günümüzde koridor oluşturmak isteyen devletlerden biri de Özbekistan’dır. Söz konusu ülke, denize erişimi olmayan aktörlerin transit koridor oluşturma veya üzerinde yer alma gayretleri kapsamında İran ve Pakistan merkezli projelere büyük önem vermektedir. Bu bağlamda ekonomik olarak bölge ülkelerine nispetle üretimi yüksek seviyede olan Özbekistan, altyapı ve finans sorunları bulunan Afganistan’la yakın temasını sürdürmektedir. Özellikle de Trans-Afghan Transport Corridor/Trans-Afgan Ulaştırma Koridoru (TATC), Özbekistan’ın denizlere ulaşması noktasında ön plana çıkmaktadır.
Tüm bu gelişmeler, Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Miramanoviç Mirziyoyev’in yüksek vizyon ve misyon anlayışının bir sonucudur.
ORTA ASYA ÜLKELERİNİ DENİZE ULAŞTIRMAK
Orta Asya ülkelerinin de Afganistan üzerinden açık denizlere bağlanmasını sağlayacak projenin Afganistan’dan İran ve Pakistan’a olacak şekilde iki kolunun bulunması planlanmaktadır. İran üzerinden geçen kısım, Özbekistan-Afganistan-İran (Bender Abbas ve Çabahar limanları) güzergahı sayesinde Basra Körfezi’ne erişimi içermektedir. Tirmiz-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver Demiryolu Hattı olarak bilinen proje ise Pakistan’ın Gwadar Limanı’na; dolayısıyla Hint Okyanusu’na ulaşmayı amaçlamaktadır. Özellikle de Pakistan üzerinden gerçekleştirilecek olan koridor, Özbekistan’ı ve diğer Orta Asya ülkelerini en kısa yolda denize ulaştırmayı hedeflemektedir. Ayrıca bu projelerle Orta Asya’nın transit kapasitesinin arttırılması, bölge ülkelerinin ekonomik açıdan gelişmesi ve entegrasyonun güçlenmesi arzulanmaktadır. Bu sayede projenin bölgesel istikrara katkıda bulunacağı öngörülmektedir. Öte yandan Orta Asya ülkeleri de ulaşım koridorlarının çeşitlendirilmesi ve ulaşım ücretlerinin düşürülmesi konusunda yoğun çaba sarf etmektedir.
Afganistan; Güney Asya, Orta Asya, Çin ve Ortadoğu bölgeleri arasındaki konumu itibarıyla, bahsi geçen bölgeler arasındaki bağlantıyı sağlayan jeostratejik bir konuma haizdir. Bu nedenle de tüm işbirliği süreçlerinde ön plana çıkan ülke durumundadır. Ayrıca kuzey-güney hattında Afganistan üzerinden bağlanmayı sağlayan bir diğer ülke Özbekistan’dır. Afganistan ile Özbekistan’ın coğrafi açıdan avantajlı konumda bulunmaları sayesinde bölgeler ve kıtalar arası ulaşım koridoru oluşturma ve geliştirme imkânına sahip oldukları söylenebilir.
Özbekistan, Afganistan ve Pakistan arasında kurulacak olan bağlantının ayrıca enerji boyutu da bulunmaktadır. Özbekistan, 2016 yılını Mayıs ayında başlatılan ve Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan ile Pakistan arasında hayata geçirilmesi planlanan CASA-1000 Projesi’ni (Central Asia South Asia Electricity Transmission and Trade Project) Afganistan ekonomisinin istikrar kazanması için desteklediği bilinmektedir. Diğer yandan Özbekistan, Afganistan’a elektrik sağladığı Surhan-Puli Humri Elektrik Hattı’nı CASA-1000 Projesi’ne bağlayarak Orta Asya ile Güney Asya arasındaki bağı güçlendirmek istemektedir. Söz konusu projelerle birlikte Güney Asya’nın artan enerji ihtiyacı karşılanırken, genelde Orta Asya, özel de Özbekistan bir enerji üssüne dönüşecektir.
KİLİT ÜLKE AFGANİSTAN
Hayata geçirilmesi planlanan girişimlerdeki en büyük sorun, Afganistan’daki istikrarsız durumdur. Bu sebeple Özbekistan Dışişleri Bakanı Sayın Abdulaziz Kamilov’un Taliban liderlerinden Molla Birader’le 2021 yılının Nisan ayında Katar’da bir görüşme gerçekleştirdiği, Birader’in Taliban’a uluslararası arenada meşruiyet tanıyacak tüm projelere olumlu yaklaşacaklarını belirttiği ve bahse konu olan projeyi gerek komşu ülkelerle iyi diyalog kurmak gerekse de maddi kazanç elde etmek amacıyla desteklediği belirtilmektedir. Dahası Pakistan’ın da Taliban’la ılımlı ilişkilerinin bulunduğu bilinmektedir.
Özbekistan’ın İran üzerinden denize erişim konusundaki niyetini ilettiği ve Afganistan aracılığıyla Pakistan limanlarına ulaşma konusunda alternatif arayışlar içerisinde olduğu söylenebilir. Bu kapsamda açık denizlere erişim sağlamak amacıyla Taşkent’in önünde bulunan İran’ın Bender Abbas ve Çabahar limanlarına erişimi ile Pakistan’ın Gwadar Limanı’na erişimi seçenekleri düşünüldüğünde, halihazırda gerçekleşme olasılığı daha yüksek olan ihtimale odaklanmanın makul olacağı söylenebilir.
Söz konusu projelerin Özbekistan’a ve Orta Asya’ya sağlayacağı faydalara bakıldığında, öncelikle okyanuslara ulaşma konusunda önemli bir imkân elde edileceği öne sürülebilir. Böylelikle diğer pazarlara ulaşma konusundaki büyük bir engel aşılacaktır. Buna ek olarak Pakistan’la kurulması planlanan koridor sayesinde Orta Asya ile Güney Asya arasında aktif bir bağ tesis edilebilecek ve bölgeler arası ticaret ve etkileşim artacaktır.
Diğer yandan hem Özbekistan hem de Orta Asya ülkeleri için günümüzdeki en önemli güvenlik sorunu, Afganistan merkezli istikrarsızlık ve şiddettir. Zira istikrarın sağlandığı bir Afganistan, Orta Asya’nın dünyaya açılan kapısı olacak ve güvenlik sorunu olmaktan çıkacaktır. Mevzubahis projelerle kazan-kazan anlayışı çerçevesinde Afganistan’ın ekonomisine ve istikrarına katkı sunulabilir. Buna ek olarak Özbekistan ve Orta Asya, Rusya gibi güneye ulaşmak isteyen kuzey ülkeleri ve Pakistan (hatta Hindistan) gibi kuzeye ulaşmak isteyen güney ülkeleri için bir lojistik ve ulaştırma merkezi haline gelebilir.
AVRASYA’NIN İSTİKRARI
Bu bağlamda somut bir şekilde ifade etmek gerekirse, Taşkent’in üzerinde ağırlıklı olarak durduğu Trans-Afgan Ulaştırma Koridoru, Tirmiz-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver Demiryolu Hattı olarak da bilinen proje, sadece Orta Asya-Güney Asya’yı değil, sahip olduğu potansiyel ve güzergâh avantajları boyutuyla Hazar-Orta Koridor üzerinden Avrupa’ya kadar uzanacak, dolayısıyla da Asya-Avrupa bağlantısını, entegrasyonunu daha güçlü ve karlı kılacak bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu proje bölgenin ekonomik canlanmasını sağlamak suretiyle, Asya-Avrupa bölgelerinin iktisadi-kültürel etkileşimini, işbirliğini de arttıracak ve böylece bölgesel-küresel barışa çok daha somut bir ivme-katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak, son beş yıldır Orta Asya ülkelerinin çok yönlü bir dış politika izledikleri görülmektedir. Özbekistan üzerinden okyanuslara ve Avrupa’ya açılabilecek olan bölge ülkeleri, güçlü ilişkiler tesis ederek bu politikalarını kuvvetlendirebilir. Dolayısıyla söz konusu proje her ne kadar Kuzey-Güney bağlamında ön plana çıksa da, Avrupa boyutuyla Batı ile eklemlenme potansiyeline de sahiptir. Kuzeyin Güneye, Güney ve Kuzey’in Batı’ya ulaşmasında bir merkez haline gelecek olan Özbekistan, zikredilen koridorlar sayesinde dış politikasında öncelik olarak belirlediği Orta Asya’nın ve komşusu Afganistan’ın başta iktisadi olmak üzere, çok boyutlu kalkınmasına ve istikrarına katkı sunabilir. Artan ekonomik kapasitesi vesilesiyle bölgede güçlü bir aktöre dönüşen Taşkent, Temmuz 2021’de gerçekleştirilen uluslararası konferans ile tüm dünyaya deklare ettiği Orta-Güney Asyalar bağlamındaki barış misyonuna ve bu bağlamda Afganistan başta olmak üzere, bölgedeki mevcut-potansiyel krizlerin, istikrarsızlığın çözülmesine de bu projeler vesilesiyle destek olacaktır. Bu husus hem Orta ve Güney Asya’nın hem de Avrasya’nın istikrarı anlamına gelecektir. Tüm bu gelişmeler, hiç kuşkusuz Üçüncü Rönesans’ın Mimarı ve Yeni Özbekistan Hareketi’nin lideri Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Miramanoviç Mirziyoyev’in yüksek vizyon ve misyon anlayışının bir sonucudur.