Savcı Durham: Trump'a soruşturma usulsüz
ABD’de Özel Yetkili Savcı Durham, Trump’ın Rusya’yla seçimlere müdahale işbirliği yaptığına yönelik FBI soruşturmasını yerden yere vurdu. Hazırladığı rapor, Trump’a yönelik cadı avı ve Rusya karşıtı karalama faaliyetinde, Obama ve Clinton’ın parmağını ortaya çıkardı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’a yönelik Rusya soruşturmasını inceleyen Özel Yetkili Savcı John Durham, ABD Adalet Bakanlığı ve Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) usulsüz bir soruşturma yürüttüğü sonucuna vardı.
2017 yılında Rus hükümetinin 2016 ABD başkanlık seçimlerini Trump lehine etkilediği iddiasıyla “Crossfire Hurricane” (Çapraz Ateş Fırtınası) soruşturması açılmıştı. “Russiagate” (Rusya Skandalı) olarak adlandırılan soruşturmayı devralan Özel Yetkili Savcı Robert Mueller, Trump’ı suçlu çıkaracak hiçbir delil bulunmadığını açıklamış ve 2020 yılında dosya kapanmıştı.
Durham, 2019 yılında Başsavcı Bill Barr tarafından Trump’ın “Rusya aldatmacası” olarak adlandırdığı olayın kökenlerini araştırmak üzere atandı. Durham’ın 4 yıl süren çalışmadan sonra yayımladığı 306 sayfalık rapor, FBI ve Adalet Bakanlığının söz konusu soruşturmayı “elinde gerçek kanıt bulunmadan açtığını” ortaya koydu.
‘GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEDİLER’
Durham ve ekibi, 480’den fazla görüşme yaptı, 1 milyondan fazla belgeyi inceledi, yedi arama emri çıkardı ve büyük jüriyle birlikte 190’dan fazla mahkeme celbi tebliğ etti.
Soruşturma sonucunda ABD’li savcı, Trump hakkındaki suçlayıcı bilgileri “aşırıya varan hatalar ve ciddi bir analitik titizlik eksikliğiyle” ele aldığı için FBI’ı kınadı. Soruşturma açılırken “ham, analiz edilmemiş ve doğrulanmamış istihbarat” kullanıldığını ortaya koydu.
Durham raporunda “Trump’ın siyasi muhalifleri tarafından (doğrudan ya da dolaylı olarak) sağlanan ya da finanse edilen soruşturma ipuçlarına önemli ölçüde güvenildi.” ifadeleri yer aldı. FBI Başkanı ve diğer yetkililerin, “önemli ve aykırı yönde istihbaratlar ele geçirilmesine rağmen, suçlayıcı malzemelerin ve bunları sağlayanların motivasyonlarının yeterince incelenmediği veya hiç sorgulanmadığı” sonucuna varıldı.
Mueller, raporların temel sonucunu, “Crossfire Hurricane ve ilgili istihbarat faaliyetlerinin incelenmesine dayanarak, Bakanlığın ve FBI’ın yasalara sıkı sıkıya bağlı kalma görevlerini yerine getiremedikleri sonucuna vardık.” sözleriyle özetledi.
ÖNYARGI VE ÇİFTE STANDART
Rapor, FBI ajanlarının Trump’a karşı önyargıyla davrandığını, rakibi Hillary Clinton’la ilgili bulguları ise tamamen bir çifte standartla değerlendirdiğini ortaya koydu.
Durham, FBI ajanlarının yabancı bir aktörün Clinton üzerinde nüfuz elde etmeye yönelik olası kanıtları öğrendiğinde Clinton’ın ekibini uyarırken, ajanların hızlı bir şekilde soruşturma başlatmadan önce Trump kampanyasına benzer bir savunma brifingi vermediğine dikkat çekti. FBI’ın davanın kilit yönlerini ele alışında “çok ciddi eksiklikler” olduğunu ve bunun da teşkilatın “itibarına ciddi zarar verdiğini” yazdı.
Durham’ın eleştirileri, Hillary Clinton’ın kampanyası için çalışan eski bir İngiliz istihbarat ajanı tarafından toplanan, Trump ve Rusya ile bağlantıları olduğu iddia edilen kişiler hakkındaki düzmece söylentilerin derlendiği “Steele Dosyası”na da yöneldi. Durham raporunda, FBI’ın “Steele Dosyası’ndaki tek bir önemli bir iddiayı doğrulayamadığı” ve “bunları yalanlayan bulguları da görmezden geldiği” belirtildi.
SEÇİME GERÇEK MÜDAHALE
Durham, söz konusu soruşturmanın kötü yönetimiyle ilgili doğrudan kimseyi suçlamasa da raporda yer alan ayrıntılar, ABD derin devletinin rolünü ortaya koydu.
Hillary Clinton, 2016 Başkanlık Seçimi öncesinde kendi itibarını sarsan e-posta sızıntılarıyla ilgili skandalı örtbas etmek için, Trump’ı kötüleyecek bir istihbarat operasyonuna onay veriyor. Raporda “Clinton İstihbarat Planı” olarak anılan bu olay, istihbarat bulgularına rağmen FBI tarafından hiçbir zaman soruşturulmadı. Ancak Durham’ın derlediği olgular, Clinton’ın 26 Temmuz 2016’da söz konusu plana yeşil ışık yaktığına işaret ediyor.
CIA Direktörü John Brennan, 3 Ağustos 2016’da Başkan Obama, Başkan Yardımcısı Biden, Başsavcı Loretta Lynch ve FBI Direktörü Comey’e konuyla ilgili brifing veriyor. Raporda, ABD İstihbaratının “suçlamanın doğruluğunu, abartılı ya da tümden imal edilmiş olup olmadığını” bilmeden bu hamleyi yaptığı vurgulanıyor.
Rusya’yı seçimlere müdahale etmekle suçlayan ABD’deki müesses nizamın esas temsilcileri, “Russiagate” tertibiyle seçime gerçek müdahalenin düğmesine basıyor.
TRUMP 2024 İÇİN KARARLI
Söz konusu iddialar, Trump’ın 2016 yılında ABD Başkanı olmasını engelleyemedi. Ancak Adalet Bakanlığı ve FBI tarafından köpürtülerek Trump’ın üzerinde bir ‘Demokles’in Kılıcı’ olarak sallanmaya devam etti. Ayrıca Rusya’nın dünya çapında seçimlere müdahale için siber operasyonlar yaptığı algısı da bu soruşturma sayesinde yerleştirildi.
Trump, konuyla ilgili SocialTruth hesabından şu mesajı yayımladı:
“Kapsamlı bir araştırmanın ardından Özel Danışman John Durham, FBI’ın Trump-Rusya Soruşturmasını asla başlatmaması gerektiği sonucuna vardı. Başka bir deyişle, Amerikan Halkı dolandırıldı. Tıpkı şu anda AMERİKA için BÜYÜKLÜK görmek istemeyenler tarafından dolandırıldığı gibi!”
Cumhuriyetçi Parti içinde açık ara en favori aday olan Trump, 2024 adaylığını açıkladığı konuşmasında, Biden’ın “Soros’un savcılarıyla kendisini engellemeye çalıştığını” söylemişti. 2024’te başkan olacağını söyleyen Trump, yeneceği siyasi düşmanlarını “küreselciler”, “savaş kışkırtıcıları” ve “derin devlet” olarak tarif etmişti.