Pahtunların sömürgeciliğe karşı tavizsiz tavrı belgelendi

Taliban’ın Kabil’i teslim almasıyla tamamlanan Afganistan’ı tümüyle kontrol altına alışı, süpergüçlerin yenilmezliği efsanesinin maskesini düşürdü. Aynı zamanda, Pahtunların emreryalizme ve sömürgeciliğe karşı tavizsiz tavırlarını, ülkelerini ne olursa olsun korumaya kararlı olduklarını belgeledi

Afganistan’daki gelişmeleri tartıştığımız bir ortamda Vatan Partisi’nin bildirisini Kaşmir’li dostum, Orta-Asya uzmanı Hindistan Kaşmir Üniversitesinden Prof. Müştak Kav’a yolladım. Prof. Kav’dan gelen ufuk açıcı yanıtı aşağıda bulacaksınız:

Vatan Partisi’nin Afganistan kararının tümüne katılıyorum.**

Taliban’ın Kabil’i teslim almasıyla ışık hızıyla tamamlanan Afganistan’ı tümüyle kontrol altına alışı, süpergüçlerin yenilmezliği efsanesinin maskesini düşürdü. Aynı zamanda, Pahtunların emreryalizme ve sömürgeciliğe karşı kayıtsız tavırlarını, ülkelerini ne olursa olsun korumaya kararlı olduklarını belgeledi.

Aynı şekilde, Afganistan’ın işgalinin bölgede bir dizi jeo-politik, jeo-stratejik, jeo-ekonomik çıkarlarına ulaşmak için ABD’ce girişilen bir tertip olduğunu ortaya çıkardı. ABD, bu amacını Taliban’nın direnişi nedeniyle gerçekleştiremedi. Dolayısıyla yaşananlar ABD dış politikasının tıpkı Vietnam’da, Ortadoğu’da ve şimdi Afganistan’da kaybettiğini gösteriyor.

FIRSATLAR VE SORUNLAR

ABD’nin bir müttefik olarak güvenilmezliğini de ortaya koyuyor. Bir zamanlar “şeytan” Sovyet imparatorluğuna karşı bir müttefik olan Taliban, sonra ABD’nin Afgan işgaline karşı bitmek tükenmek bilmeyen direnişi ile düşman haline geldi, ABD’nin rastgele ülkeye dayattığı seküler ve demokratik kurumlar da ülkenin asırlık aşiret tarihi ile çelişti.

Afganistan’da iktidarın geri alınışı Tabiban’ın önüne fırsatlar kadar önemli sorunlar da koyuyor. Şu hususları iyi yönetip yönetemeyeceğine bakacağız: Ülkede barışı, güvenliği ve istikrarı sağlayacak mı? İnsan ve kadın haklarını güvence altına alacak mı? Uluslararası toplum içinde yer alacak mı? Bütün halklarla, cemaatlerle (kesimlerle) ve gruplarla ilişkide kapsayıcı bir yaklaşımı benimseyecek mi? Ülke topraklarının bölgedeki herhangi bir ülkeye karşı kullanılmasına karşı koyacak mı? Her şeyden önce ülkenin Güney ile Orta Asya arasındaki ticarete ve taşımacılığa ve ülkenin milyarlarca dolarlık maden zenginliklerinin işletilmesine izin verecek mi?

Taliban’ın verdiği son güvenceler, aslında yüreklendirici; ancak söylemini gerçekle ne ölçüde bağdaştıracağını görme ihtiyacındayız. Bunu zaman gösterecek.

YENİ BÖLGESEL FORUM ŞEKİLLENİYOR

Taliban’ın karşı karşıya olduğu bir başka çetin sorun, -İslamda orta yol mümkün olmadığından- Afganların büyük çoğunluğunun geleneksel ya da tasavvufi İslama veya geleneksel ya da şeri İslama inandığı bir toplumsal yapının varolduğu koşullar altında, uygun İslami modeli benimsemek olacaktır. Suudi ve Deoband (Hint islami çevrelerinin teolojik merkezi) etkisinin tersine Taliban yalnızca Peygamber’in dönemindeki saf islama ve geleneksel ve kültürel islamndan ziyade Kur'an ve Hadis’e dayanan İslama bağlıdır.

Bir nokta daha: Avrasya’nın Batılı tasarımına karşı çıkmak üzere Rusya’yı, Çin’i, Türkiye’yi, İran’ı ve Pakistan’ı içine alan bir yeni bölgesel forum şekilleniyor. İran ve Türkiye, ABD’den uzaklaştılar, şimdilerde sıra Pakistan’a geldi… Burada kilit ülkeler Rusya ve Çin.

**Vatan Partisi'nin Afganistan hakkında aldığı 14 maddelik kararı

Sonraki Haber