Papa Francesco'nun Erbil mesajı

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francesco, 5 Mart'ta başlattığı, dört gün süren tarihi Irak ziyaretini tamamladı.

Tarihte bir ilkti bu ziyaret.

Düğün değil bayram değil, nereden çıktı bu ziyaret?

Resmi okuyamayan ya da okumak istemeyen çakma aydınlar, "Aman ne iyi oldu, dinler arasında barış temsilcisi Irak'a gitti, IŞİD’in yaptığı tahribatı kınadı, elinde kuran…" diyerek emperyalizmin asıl niyetini göremediklerini ifade ediyorlar.

Papa Francesco, 1.2 milyar Katolik’e hükmeden dini lider ve aynı zamanda Vatikan’ın devlet başkanıdır. Kendiliğinden 'Hadi gidip şu Müslümanlara ve bölgede bulunan, bugün sayıları 200 bine inmiş (2003 öncesi 1 milyon üzerindeydi) Hıristiyanlara biraz moral ve destek vereyim' demiş olamaz. Öyle olsaydı Irak Savaşı'nın ardından bu kadar süre beklenmeden bölgeye gidilmesi, yaraları sarmak için maddi-manevi destek olunması gerekirdi. Bugün gidiyor ise ona bu görevi ABD Başkanı Biden vermiş olmalı. Ziyaretler ve yapılan görüşmeler ABD'nin emperyalist beklentilerine cevap verecek ibareler taşımaktadır.

IRAK ŞİİLERİNİ İRAN’A

KARŞI KULLANMAK

Başkan Biden, göreve başlamasından sonra Pentagon'daki şahinlerinin kontrolünde ve onlarla birlikte saldırgan politikalara ağırlık vereceğini çeşitli vesilelerle açık etmiştir. Her ne kadar İran ile Trump’ın iptal ettiği nükleer anlaşmayı yeniden yürürlüğe sokacağını söyleyip bir barış çubuğu sunuyor gibi görünse de, Papa’nın Irak ziyareti ile Şii liderlerle görüşmesi, Irak Şiilerinin İran’a karşı kullanılabilmesi için bir altyapı çalışmasıdır ve İran'a da mesajdır. Barış elçisi, dinler arasında barış ve diyalogun sözüm ona temsilcisi görünümüyle Irak ziyaretini tamamlayıp dönerken bir gazetecinin "Yıkılmış kilise ziyaretinde ne hissettiniz" sorusu üzerine şöyle diyor: "Kilisedeyken aklıma gelen bir soru şuydu: Bu yok edicilere bu silahları kim satıyor? Evlerinde yapmıyorlar ya. Silahları kim satıyor? Kim bunların sorumlusu?"

Papa efendi ABD'nin IŞİD'i besleyip büyüttüğünü bilmiyor mu? Biliyor. Son üç yılda ABD'nin bölgede 'kara gücüm' dediği PKK’ya 50 bin TIR silah ve mühimmat gönderdiğini bilmiyor mu? Biliyor. Papa Francesco gerçekten barıştan yana ise önce ABD'ye bölgeden elini çek, gittiğin yerleri kan gölüne çevirmekten vazgeç demesi gerekirdi.

Asıl konu başlığına dönelim.

Irak’ın kuzeyinde bulunan bölgede 11 Mart 1970'te Saddam Hüseyin ve Mustafa Barzani arasında yapılan bir anlaşma ile Duhok-Erbil-Süleymaniye’den oluşan 'Kürdistan Özerk Bölgesi' kurulmuştur. Özerk yönetim Erbil’de bir parlamento tarafından yönetilmektedir. Irak Kürdistan Özerk Yönetimi ABD'nin Irak'a müdahale ettiği 2003'ten sonra ABD'nin desteği ile güçlenmeye ve bölgesel yönetim sınırlarını genişletmeye çalışmıştır. Özellikle Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Musul ve Kerkük’ü Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne katmaya çalıştılar. Bu bölgedeki Türk ve Araplara ait tapu kayıtlarını yaktıklarını hatırlıyoruz. Neyse ki Türkiye bunu önceden sezerek tapu kayıtlarının fotokopilerini Ankara’ya getirmişti. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, 2016’da ABD'nin de yönlendirmesiyle bölgede bağımsızlık oylaması yapmış ve ardından da 2017’de Bağımsız Kürdistan’ı ilan etmişti. ABD’den gelen açıklamada, Barzani’nin bağımsızlık ilanına açıktan desteği vurgulanıyordu.

ABD KUKLA DEVLETTEN VAZGEÇMİŞ DEĞİL

Türkiye’nin girişimleri ile İran ve Rusya’nın Irak Merkezi Hükümeti'ne verdiği destek sonunda Irak Merkezi Hükümet kuvvetleri ve Haşdi Şabi kuvvetleri (Türkçe adıyla Halk Seferberlik Güçleri, çoğunlukla Şiilerden oluşan, Sünni, Hıristiyan ve Yezidileri de içeren ortak politik cepheyi barındıran örgüt) Mesut Barzani üzerine yürümüşler ve Barzani geri adım atmak zorunda kalmış, görevinden istifa etmiş, yerine yeğeni Neçirvan Barzani geçmişti. ABD ise Türkiye, İran, Rusya ve Irak’ın ortak kararlılığı karşısında çaresiz kalmış, Irak’ın iç işleri olduğunu söyleyip Barzani’yi yalnız bırakmıştı.

ABD, her ne kadar 2017’de geri adım atmak zorunda kalmış olsa da Irak’ın kuzeyinden başlayıp Suriye’nin kuzeyinden devam ederek Akdeniz’e uzanan bir kukla Kürt devleti kurmaktan vazgeçmiş değildir. Önceki gün Irak’ı ziyaret eden Papa’nın Irak Kürt Bölgesel Yönetim merkezi Erbil’e gitmesi ve Neçirvan Barzani İle görüşmesi farklı bir anlam ifade etmektedir. Papa Franceso aynı zamanda bir devlet başkanı sıfatını taşımaktadır.

AYRI BİR DEVLETMİŞ GİBİ…

Franceso, Neçirvan Barzani ile görüşebilir ama bu merkezi yönetim liderleri ile beraber ve Bağdat’ta olabilirdi. Görüşmenin sanki ayrı bir devletmiş gibi Erbil’e gidilerek orada yapılması düşündürücüdür. Uluslararası ilişkilerde bu aslında bağımsız bir devleti tanıma anlamı taşır.

Biden ve şahinleri harekete geçmişler ve din adamını da kullanarak Irak'ın kuzeyinde bağımsız 'Kürdistan' mesajını vermişlerdir. Irak’ın kuzeyinde kurulacak bağımsız 'Kürdistan'ın batıya doğru genişletilerek Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e uzanması hesaplanmaktadır. Özetle ABD’nin hayalperest şahinleri yine bölgeyi kana bulamak için yeni oyunlar peşindedirler.

Sonuç olarak Papa Franceso’nun Irak ziyareti, özellikle Erbil ziyareti iyi okunmalıdır. Yıkık kiliselerin ziyaret edilmesi, ayinler, dualar, bölgede bulunan Hıristiyanlara moral desteği, dinler arası diyalog, hepsi maskedir, hepsi aldatmacadır. Önümüzdeki günlerde bölgede kan ve barut kokusu artacağa benziyor.

Sonraki Haber