Partiden kaçanlar, devrimden kaçarlar
İstifa edenlerin sayısı az ama bıraktığı ders büyük. Partimiz bu süreçten disiplinini kuvvetlendirerek, siyasi ve ideolojik tutumunu sağlamlaştırarak çıkıyor. İstifa eden kişiler uzun zamandır partiden, pratikten kopuktu. Bunu anlamak için sosyal medya sayfalarında küçük bir gezinme yeterlidir. Bu da iki şeyi göstermektedir.
Birincisi; parti bu arkadaşları, bu durumlarına rağmen sabırla içinde tutmuş, tüm aykırı fikirlerine rağmen hemen işlem yapmak yerine, farklı fikirleri dinlemiş ve sonuna kadar sabır göstermiştir. Aidat ödemeyen, partinin yayınlarını okumayan üyeler, sosyal medya üzerinden partiyi tartışmıştır. Aydınlık, Ulusal Kanal ya da partimizin yaptığı paylaşımları önemsemeyen bu üyelerimizin gerçeği göreceği umudunu beslemiştir. Görenler ve bu yanlıştan dönen çokça arkadaş vardır.
İkinci olarak, bu arkadaşlar aslında partiden fiilen kopmuş olmasına rağmen uzun süre partimizin Vatan Savaşı siyasetlerinden vazgeçeceği umuduna kapılmıştır. “Acaba partinin buradan geri adım atması mümkün olur mu?”, “Genel Başkanı değiştirme çabaları sonuç verir mi?” derken, bunun olmadığını görünce tek seçenek olarak kalan istifayı seçmişlerdir. Ancak istifa ile birlikte “ne yaparız da partiyi yıpratırız” çabası ve çırpınışları da açık bir şekilde görülmektedir.
ASIL İNTİHAR
Vatan Partisi’nde ‘eski üye’ olmak veya ‘ilk kuşaktan olmak’ bir haklılık ölçüsü değildir. Güncel siyasi görevlerini yerine getirmeyen kenara düşer. Vatan Partisi arkadaş klübü değil devrimci disipline sahip demokratik merkeziyetçi bir partidir. Vatan Savaşı’nı içselleştirememe, Aynı Gemideyiz stratejisini kabul etmeme ve partinin son süreçte yaptığı her şeye cepheden karşı çıkma bu ayrılan grubun esas niyetleridir. Bunun sonucu olarak da “Bu yanlışların sorumlusu da Genel Başkandır” diyerek kendini gün yüzüne çıkarıyorlar. “Parti daralıyor”, “parti bazı eski partililerini kaybetti” diyerek sağındakini solundakini beğenmeyen, en nihayetinde de halkı beğenmeyen tavırla birleşiyor. Tabi bu söylemleri isimler vererek veya bazı tarihsel olaylarla da beslemek mümkün.
Sonuç olarak; Vatan Partisi ve lideri Doğu Perinçek siyasi mücadelede çözüm üreten en önemli kaledir. Vatan Savaşı siyasetlerini geliştirip, Üretim Devrimi programını oluşturmuştur. Bu gerçek şu anda tüm Avrasya ülkelerinde daha önemlisi emperyalist merkezlerde de görülmektedir. Yükselen Asya’da Türkiye’nin onurlu yerinin garantisi olan partimizi, bu veya şu sebeple terk etmek ya da zayıflatmak asıl intihardır. “Ben devrimcilikten vazgeçtim ve havlu atıyorum” demenin başka bir yoludur. Söz veriyoruz; biz, sizlerin yerine de çalışırız ve mücadeleyi sürdürürüz. Ama partiye ve liderine düşmanlık yapanlar düşmana askerlik yapmış olur. Bunca yıldır omuz omuza mücadele ettiğiniz insanların ve milletimizin gözünde ve vicdanında mahkûm olursunuz.
Partimize katılan gençlerin, üreticilerin, sanatçıların, turizmcilerin, esnafın, iş insanlarının, kadınların ve emekçilerin gözlerinde görüyoruz; o tek seçenek Vatan Partisi’dir.
Ve tek lider vardır bu topraklarda, onca haksızlığa, zulme, hapislere, yalanlara ve iftiralara rağmen; üretmekten, çalışmaktan vazgeçmeyen, o da Doğu Perinçek’tir.
O yüzden son sözüm sonsuz er Soner Polat komutanımızın deyimiyle olsun; “Övünmek gibi olmasın ama Vatan Partiliyim.”