Pekin Müslümanlarının hayatı kolay

Guangming Ribao gazetesinin Çin’deki Türk Öğrenciler Birliği (TÖB) için düzenlediği geziyle hedefim Urumçi’ye varmaktı. Ancak Urumçi’de tek bir Kovid-19 vakası saptandığı için gezi iptal edildi ve Urumçi Havalanı’ndan dönmek zorunda kaldık. Bir anda kendimizi Pekin’de bulduk. Fırsatı değerlendirip Pekin’i keşfetmenin doğru olduğunu düşündüm. Önce Tienanmen Meydanı gibi şehrin bilinen yerlerini gezdikten sonra Niujie camisini ve Müslüman mahallesini keşfetmek istedim. Hem Pekin’in en eski camisi olması, hem de özgün mimarisi nedeniyle Niujuie camisini görmeden şehirden ayrılmanın gezimi eksik bırakacağını düşündüm.

PEKİN’DEKİ 11 CAMİ

Müslümanlığın doğduğu topraklardan uzak bir coğrafyada olmasına rağmen Pekin’deki Müslümanların varlığı 1000 yıl öncesine kadar gidiyor. 2010 verilerine göre Pekin’de yaklaşık 259 bin Müslüman yaşıyor. Müslüman nüfus Pekin’in toplam nüfusunun sadece yüzde 1,5’luk bir kısmını oluşturuyor. Oran küçük ama Pekin’de Müslümanlığın izlerini yaygın olarak görmek mümkün. Niujie’nin dışında Pekin’in çeşitli bölgelerinde, biri Yuan Hanedanlığı (1271–1368), dördü Ming Hanedanlığı (1368–1644), dördü Qing Hanedanlığı (1644–1911) ve biri Çin Halk Cumhuriyeti dönemlerinde inşa edilmiş toplam 11 cami bulunuyor.

Çin’de Müslümanlar genel olarak cami etrafında yerleşmişler. Müslüman lokantalarının ve helal et satan kasapların sayısının artmasından bir camiye yaklaştığınızı anlayabiliyorsunuz. Camiye varınca ilk önce ufak bir hayal kırıklığına uğruyorum. Çünkü caminin ana kapısı kapalı. Ancak etrafa bakınınca camiye namaza gelen Müslümanların yan kapıdan girdiğini keşfediyorum. Yani Çin hakkında kara propaganda yapmaya çalışan art niyetli birisi olsanız hemen “Çin’de camilerin kapısını kilit vurmuşlar” diye bir yalan üretebilirsiniz! Ana kapı onarılıp yenilenmek üzere geçici olarak kapatılmış ve girişin yeri değiştirilmiş.

Cami cemaatinden birisi, önce yabancıların içeri giremeyeceğini çünkü namaz vaktinde rahatsız edilmek istemediklerini söyledi. Türk ve Müslüman olduğumu söyleyince hemen buyur edildim. Salgına karşı önlemler cami girişinde de etkin olarak uygulanıyor. Önce seyahat kodumu sonra Pekin sağlık kodumun yeşil olduğunu gösteriyorum ve ateş ölçümüyle camiye girebiliyorum. Camide sosyal mesafe boşlukları oluşturulması da hemen gözüme çarpıyor.

Nuijie camisi Pekin şehir merkezindeki Xicheng bölgesinde bulunuyor. Tang Hanedanlığı döneminde İpek yolunu geçerek Orta Asya'dan gelen Müslüman tüccarlar Niujie Camii'nin inşasında önemli rol oynamış. Niujie, Türk asıllı Liao Hanedanlığı'nda Liuhe Köyü olarak adlandırılıyormuş ve büyük bir meyve bahçesiymiş. Hatta, Zaolin Caddesi’ndeki Kiraz Bahçesi ve Güney Sebze Bahçesi isimleri o zamandan beri kullanılmaktaymış. Bölgeye gelen bir Arap tücccar, Çin İmparatoru’na, bölgenin gelecekte kesinlikle müreffeh bir yer olacağını, burada bir cami inşa etmek istediğini belirtmiş. İmparotor’dan caminin inşaatı için izin almış. 996 yılında Liao hanedanından imparator Liao Tong He döneminde inşa edilen Nuijie camisi Pekin’deki en büyük ve eski camisi. Cami Ming (1442) ve Qing (1696) Hanedanlığı döneminde onarılarak genişletilmiş. Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra, 1955 ve 1979 yıllarında kapsamlı onarımdan geçirilmiş.

Niujie Camisi mimarisiyle de bizim bildiğimiz cami modelinden oldukça farklı. Cami, klasik Han saray tarzı mimarisi ile Arap tarzı camilerin kombinasyonunun en iyi örneği diyebilirim. Caminin desenlerinde Han sarayı tarzı ahşap yapı hâkim ve iç dekorasyonunda İslam Arap mimarisinin dekoratif tarzına sahip. Zarif oyma kirişler ve resimler, cami çatısının eşsiz tarzı, Kuran kaynaklı süslemeler her yerde görülebiliyor. Bugüne kadar gördüğüm bütün camilerden çok daha farklı bir yapı. İlk defa tamamen Çin mimarisiyle yapılmış cami gördüm diyebilirim. Rengarenk işlemeli desenler, cami çatısında Çin’in klasik ejder figürleriyle süslemeler, kubbesi olmayan çatısı Çin tarzında yapılmış bir cami. Caminin dış mimarisi beni çok etkiledi. İçeri girince de şaşırıyorsunuz. Çok da geniş olmayan bir yapı fakat yapının iç mimarisi de Çin’in rengarenk işlemeleriyle süslenmiş, insanı büyülüyor.

EL ÜSTÜNDE TUTULAN MÜSLÜMANLAR

Sokaktaki Müslümanların çoğu, Han etnik kökenli Müslümanlar olarak bilinen Hui’ler. Çin’de Müslümanları dış görünüş ve kıyafetinden anlamak zor olmuyor. Genelde erkekler uzun sakallı ve takkeli, kadınların ise başları kapalı oluyor. Huiler, haklurı Çin Anayasası’nda güvence altına alınan 56 etnik gruptan biri. Çin’e ticaret yapmak için gelmiş Ortadoğulu ve Orta Asyalı Müslümanlarla Hanların evlenerek birbirine karışmasıyla ortaya çıkan topluluğa Hui denilmiş. Özellikle Song hanedanlığı döneminde hem ticarette hem de askerlikte oynadıkları önemli rolden dolayı Müslümanların Çin’e yerleşmelerine izin verilmiş. Ardından Çin’i fetheden Cengiz Han’ın torunu Kubilay’in kurduğu Yuan Hanedanlığı döneminde de Müslümanlar önemli konumlara gelmiş. Ming Hanedanlığı döneminde de Müslümanların ayrıcalıklı konumu devam etmiş. Qing Hanedanlığı döneminde Huiler, Hanlar ile aynı konumda görülmüşler.

Kısacası Çin’de hanedanlıklar döneminde Müslümanlar önemli sayılmış ve el üstünde tutulmuş. Bunu başkent Pekin’in farklı noktalarında 400 ila 500 yıllık tarihi camilere sahip olmasından anlamak çokta zor olmuyor.

Müslüman mahallesinden ayrılıp daha merkezi bir yerlere geçiyorum. Pekin’in ünlü yürüyüş caddelerinden biri olan Qianmen Caddesinde de yürürken bol miktarda Müslüman lokantası gözüme çarpıyor. Kısacası Pekin’de yaşayan bir Müslüman için helal yemek veren lokanta bulmak veya ibadetini gerçekleştirmek için cami bulmak hiç zor değil. Pekin’i ilk defa ayrıntılı şekilde gezince, Müslümanlığın şehre önemli derecede kök saldığını hatta önemli bir kültürel zenginlik kattığını gördüm.

Sonraki Haber