Pekin'den Washington'ın yardım çağrısına cevap: Kızıldeniz, Gazze'nin tezahürü

Yemen saldırılarından sonuç alamayan ABD, Kızıldeniz'de Çin'in bölgedeki nüfuzundan faydalanmak istiyor. Yemen güçleri Amerikan ve İngiliz kuruluşlarına vatandaşlarını ülkeden çıkarma talimatı verirken ABD'li senatörler Biden'ın Kızıldeniz operasyonlarını sorguluyor

Amerikalı yetkililere göre Washington, Pekin'den Kızıldeniz'de ticari gemilere saldıran Yemen'i “dizginlemesi için Tahran'a baskı yapmasını istedi” ancak Çin Halk Cumhuriyeti'nden pek bir yardım işareti göremedi.

The Financial Times'ın konuya ilişkin haberinde, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Yardımcısı Jon Finer'ın bu ay Washington'da Çin Komünist Partisinin Uluslararası Departmanı Başkanı Liu Jianchao ile bir görüşme yaparak konuyu ele aldıkları belirtildi. Gazeteye konuşan bir Dışişleri yetkilisi, Antony Blinken'in de meseleyi Çin bağlamında gündemine aldığını söyledi. Ancak ABD'li kaynaklar, Çin'in Ensarullah hareketini durdurmak için İran'a baskı yaptığına dair ellerinde hiçbir kanıt olmadığını belirtiyor.

'EJDERHA İSTEKSİZ'

The Financial Times'a demeç veren Beyaz Saray'a yakın kaynaklar, Washington'ın Yemen konusunu Pekin ile görüşmelerde gündeme getirmeye devam edeceğini ancak Çin'in tutumunun değişeceği konusunda iyimser olmadıklarını söyledi. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby salı günü yaptığı açıklamada, “Çin'in Husilere silah ve mühimmat akışını durdurmaya yardımcı olmak için sahip olduğunu bildiğimiz nüfuz ve erişimi kullanarak yapıcı bir rol oynaması Washington'da memnuniyetle karşılanacaktır.” şeklinde konuştu.

Amerikan basınına göre Washington'daki yetkililer, Çin'in Kızıldeniz'deki Yemen saldırılarını kendi ticari çıkarlarına yönelik bir tehdit olarak görerek harekete geçeceğini umuyordu. ABD merkezli finans gazetesinin haberinde konuya ilişkin görüşlerine yer verilen Georgetown Üniversitesinden eski üst düzey CIA Çin Uzmanı Dennis Wilder, Pekin'in Kızıldeniz krizinde zannedildiği kadar etkilenmediğinin altını çizdi. Wilder, “Ejderha” kendine karşı ciddi bir tehdit görmediği sürece “ABD çıkarları için harekete geçmek konusunda son derece isteksiz olacaktır.” şeklinde konuştu.

'BM YEMEN'DE GÜÇ KULLANILMASINA İZİN VERMEDİ'

Çin Dışişleri Bakanlığı, çarşamba günü Pekin'in Kızıldeniz'deki taraflarla yakın iletişim halinde olduğunu ve gerginliği sona erdirmek için etkin biçimde çalıştığını duyurdu. Dışişleri Bakanı Wang Yi, olağan basın toplantısında gazetecilere yaptığı açıklamada, Çin'in “ilgili tarafları Kızıldeniz'deki yangına körükle gitmekten kaçınmaya ve Kızıldeniz nakliye rotasının güvenliğini yasalara uygun olarak ortaklaşa korumaya” çağırdığını belirtti. Kızıldeniz'deki gerilimin “Gazze'deki çatışmanın yayılmasının bir tezahürü” olduğunu vurgulayan Wang, önceliğin Gazze Şeridi'nde süren savaşın kontrolden çıkmasına mani olmak ve çatışmayı en kısa sürede sona erdirmek olduğunu ifade etti.

ABD ve İngiltere öncülüğünde Ensarullah güçlerine karşı düzenlenen saldırılara da değinen Çinli Diplomat, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin hiçbir ülkenin Yemen'e karşı güç kullanmasına izin vermediğini” belirtti ve Yemen ile Kızıldeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerin egemenlik ve toprak bütünlüğüne ciddiyetle saygı gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

'TALEPLERİMİZ ÇİN'LE UYUMLU'

Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Üyesi Muhammed Ali El Husi, Çin'in bölgedeki gelişmelere ilişkin tutumunu “Memnuniyetle karşılıyoruz... Yeri doldurulamaz bir çözüm” olarak niteledi. Yemen Siyasi Konsey Üyesi perşembe günü X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Çin Dışişleri Bakanlığının Gazze'ye yönelik savaşın bir an evvel durdurularak çatışmanın daha da büyümesinin ve hatta kontrolden çıkmasının önlenmesinin en büyük öncelik olduğu yönünde medyada yer alan açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yemen Silahlı Kuvvetlerinin Kızıldeniz ve Arap (Umman) Denizi'nde yürüttüğü askeri operasyonların Çin'in talepleriyle uyumlu olduğunun bir kez daha teyit edildiğini belirten El Husi, “ABD ve İngiltere, dünya halklarının ve rejimlerinin Gazze'ye yönelik saldırganlığın durdurulması ve kuşatmanın kaldırılması yönündeki çağrılarına boyun eğmek ve kabul etmek yerine, işgalci varlığın katliamlarını ve suçlarını destekleyerek bunu reddetme yoluna gitti.” şeklinde konuştu.

'ABD İLE İNGİLTERE TERÖR VE YIKIM GETİRİYOR'

"Yemen'e yönelik saldırının barbarca, şeytani ve haksız bir ihlal olduğunu" vurgulayan El Husi, saldırının durdurulması ve Gazze'ye yönelik kuşatmanın kaldırılmasının “alternatifi olmayan tek çözüm” olduğunu kaydetti. “Bu uğurda savaşmaya devam etmenin, Çin de dahil olmak üzere herkesin desteklemeye devam etmesi gereken asil bir insani hedef olduğunu” vurgulayan Yemenli siyasetçi, ABD ve İngiltere'ye “saldırganlığın durdurulmasına ve Gazze üzerindeki kuşatmanın kaldırılmasına karşı çıkmayı bırakmaları” çağrısında bulundu.

El Husi bir kez daha Washington ve Londra'yı hedefe koyarak, “Kızıldeniz, Yemen, Gazze ve Ukrayna'nın askerileştirilmesinde olduğu gibi Çin Denizi ile başka yerlerde hakimiyet kurma girişimlerinde de görüldüğü üzere ABD ve İngiltere'nin iyi olduğu tek konu terör, yıkım ve çatışma getirerek gerilimi artırmaktır.” gözleminde bulundu.

MAERSK'İ ROTASINDAN ETTİLER

Öte yandan Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Tuğgeneral Yahya Saree çarşamba günü Aden Körfezi ve Babülmendep Boğazı'nda Amerikan savaş gemileriyle çatışma yaşandığını söyledi. Saree, düzenledikleri operasyonun sonuçlarının “bir Amerikan savaş gemisinin doğrudan vurulması ve iki ABD ticaret gemisinin geri çekilmeye ve geri dönmeye zorlanması” olduğunu bildirdi. Askeri Sözcü, Yemen güçlerinin iki saatten fazla süren operasyonda "bir dizi balistik füze" kullandığını açıklayarak, çatışma sırasında “savaş gemilerinin engelleme girişimlerine rağmen” bazı balistik füzelerin “hedeflerine ulaştığını” da sözlerine ekledi.

ABD tarafı ise saldırıları ve MAERSK şirketine ait ticari geminin rotasını değiştirmek zorunda kaldığını doğrularken, savaş gemisinin isabet almadığını öne sürdü. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, saldırıların “Husilerin hala bu saldırıları gerçekleştirme niyetinde olduğunun altını çizdiğini, bunun da gemileri korumak için ne yapmamız gerekiyorsa yapmamız gerektiği anlamına geldiğini" ifade etti.

AMERİKALILARLA İNGİLİZLER YEMEN'DE İSTENMİYOR

Yemenli yetkililer, Birleşmiş Milletler (BM) ve başkent Sana merkezli insani yardım kuruluşlarında çalışan ABD ve İngiliz personelinin bir ay içinde ülkeyi terk etmesini istedi. Ensarullah hareketine bağlı Dışişleri Bakanlığının BM'nin Yemen'deki insani yardım koordinatörü Peter Hawkins'e gönderdiği mektupta, "Bakanlık, ABD ve İngiliz vatandaşlığına sahip yetkili ve çalışanları 30 gün içinde ülkeyi terk etmeye hazırlanmaları konusunda bilgilendirmeniz gerektiğini vurgulamak istemektedir.” denildi.

Mektupta ayrıca yabancı kuruluşlardan Yemen'deki iş faaliyetlerinde Amerikan ya da İngiliz vatandaşlarını işe almamaları talep edildi. Konuya ilişkin bir habere imza atan Reuters, Ensarullah hareketinin üst düzey yetkililerinden Muhammed Abdul-Salam'ın mektubun içeriğini doğruladığını bildirdi. Haber kurumu, kendisi de İngiliz vatandaşı olan BM koordinatörü Hawkins'in ofisinin ve Yemen'deki ABD ve İngiltere Büyükelçiliklerinin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktardı.

ABD geçen haftalarda Yemenli grubu “terörist” organizasyonlar listesine almış, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ise salı günü ülkesinin Yemen'e karşı yaptırımları gündeme getireceğini söylemişti.

'HANGİ YETKİYLE?'

ABD'li senatörler, Başkan Joe Biden'a "hangi yetkiyle Husilere saldırıldığını" sordu. Yemen'e saldırıların uzun soluklu olacağı söylentileri ve üst üste gelen operasyonların ardından The Hill gazetesinde çıkan habere göre senatörler Todd Young, Tim Kaine, Chris Murphy ve Mike Lee, Başkan Biden'a ABD Ordusunun Yemen'e karşı düzenlediği askeri eylemleri ele alan ortak bir mektup yazdı. Senatörler mektupta şu ifadeleri kullandı:

"ABD'nin Husilere karşı askeri operasyonlar düzenlemesi için Kongreden alınmış mevcut bir yetki yok. Husiler ve destekçileri yani İran, gerilimin tırmanmasının sorumluluğunu taşısa da ani bir saldırıyı püskürtme ihtiyacı olmadıkça Anayasa, ABD'nin Kongrenin onayı olmadan askeri harekata girişmemesini gerektiriyor."

Senatörler ayrıca “ABD'ye ait” ticari gemileri savunmak için askeri harekat düzenlenmesinin yetki dahilinde olduğunun iddia edilebileceğini ancak Kızıldeniz'den geçen “gemilerin çoğunun ABD gemisi olmadığına” dikkati çekti.

Sonraki Haber