Perinçek neden hapiste?
Bu soruyu hayatlarında bir kere olsun sormamış olanlar bugünlerde sık sık, “Doğu Perinçek neden her akşam ekranlarda” diye soruyor.
Karar gazetesi Gül, Babacan ve Davutoğlu’na yakınlığı ile biliniyor. Gazetenin yazarlarından Ahmet Taşgetiren “Perinçek Vak’ası” başlığı ile bir yazı kaleme aldı. Taşgetiren üç günde bir Doğu Perinçek’i yazar. İçten içe gizli bir hayranlığı olabilir.
Taşgetiren, özetle bilindik argümanları sıralıyor. Doğu Perinçek’in ekranlarda olmasını Çin’e bağlıyor, oy oranını küçümsüyor. Perinçek’in “Çinci” denmesinden rahatsızlık duymadığını iddia ediyor. İktidarın Perinçek’in konuşmalarına itiraz etmemesinin altında başka sebepler arıyor. En sonunda da fitneyi ortaya bırakıyor: Taşgetiren “Devlet bünyesinde “Perinçek eksenli bir PDY – Paralel Devlet Yapılanması” bulunup bulunmadığına bakmalı. Özellikle buna bakmalı, en tehlikeli olan budur” diyor.
ALIŞSANIZ İYİ OLUR
Perinçek neden ekranlarda? Cevap basit. Çünkü Atlantikçilerin devri bitti. Daha önce neden ekranlara çıkamıyordu? Çünkü Türkiye Atlantik çizgisindeydi. Çünkü hapisteydi…
Aslında bu soruyu soranlar ve küçümseyen çıkışlar yapanların istisnasız hepsi Vatan Partisi’nin programının bugün Türkiye’nin önünde olduğunu çok iyi biliyor. Zaten Perinçek’in şahsında esas itiraz buna. Yani “her gün ekranlarda neden bu siyasetler konuşuluyor” demek istiyorlar.
Türkiye, Vatan Partisi önderliğinde Silivri duvarlarının yıkılmasıyla 2014 yılından sonra yeni bir sürece girdi. PKK’nın üzerine silahla yürüdü, FETÖ ile mücadele etmeye başladı. ABD’den gelen tehditleri gördü ve ona göre konumlanmaya başladı. Tartışmasız bu çizgi Vatan Partisi’nin yıllardır savunduğu çizgi. Biz bugünlerin yaratıcısıyız. Haliyle bugünlere dair en çok söyleceği sözü olan da biziz. Türkiye ABD ile mücadeleyi sürdürdükçe Vatan Partisi tartışılmaz olarak gündemde olmaya devam edecek. Çünkü bu savaşı en iyi veren biziz. Nasıl mücadele edilir biliyoruz. Elimizi, kolumuzu bağlayan bir şey yok. O yüzden iki güne bir neden ekranlarda diye dövünüp duracağınıza bu duruma artık alışsanız iyi olur. Çünkü şimdi ekranlarda görmeye tahammül edemediklerinizi ileride Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu paylaşırken de göreceksiniz.
ÇİNCİ MİYİZ?
Değiliz. Rusyacı da değiliz. İrancı da değiliz. Papua Yeni Gineci de değiliz…Türkiyeciyiz. Sürekli önerdiğimiz Asya ülkeleri ile dostluk programınının Türkiye’nin ekonomisi ve güvenliği için tek çıkar yol olduğunu söylüyoruz. Atlantik kuvvetleri ile mücadele edeceksek güçlü dostlara ihtiyacımız var. Kim bu dostlukları inşaa etmede en kararlıysa en Türkiyeci odur. ABD ile mücade sürdükçe bu dostluklar da her geçen gün daha da güçlenecek. Aslında siz de bunu iyi biliyorsunuz. Bu yüzden sürekli ABD’nin yalanlarına sarılarak Rusya ve Çin düşmanlığı yapıyorsunuz.
TAŞGETİREN HAKLI!
Taşgetiren yazısında Perinçek için “15 Temmuz’da neredeydi, kimleri nasıl örgütledi bakmalı” diyor. Konum veriyorum, Vatan Partisi Genel Merkezi’ndeydi. Hayır hayır ayağında terlik yoktu.. Telefonunu da kapatmadı. “Şöyle bir bakayım ortama” da demedi. Dünya alem Doğu Perinçek’in 15 Temmuz’da FETÖ darbesine karşı ilk açıklama yapan lider olduğunu biliyor. Darbenin başarısız olmasındaki belirleyici rolümüzü de söylemeliyim. Yiğitlik er meydanında belli oldu! Sayın Taşgetiren; Davutoğlu, Babacan ve Akşener’e de sorar mısınız o gün hangi kümesteydiler biz kendilerini göremedik de...
Şimdi gelelim yazıdaki tek doğru yere.. Ahmet Bey “Çetin örgütçüdür bir kere” demiş. Bunda haklısınız işte. Sadece Doğu Perinçek değil, söylemesi ayıp bizde herkes iyi örgütçüdür. Bahsettiğiniz İşçi Partisi’nden Vatan Partisi’ne geçiş süreci de cezaevi koşullarında bile ne kadar örgütçü olduğumuzun göstergesidir. Yanlız sizinkiler arkalarındaki ABD desteği gidince çil yavrusu gibi dağıldılar benden söylemesi...
Karar'a göre Biden dış politikasının merkezine "insan haklarını" alıyormuş...