Perinçek: Türkiye biraz Avrasyacı, biraz Atlantikçi devam edemez
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye’nin NATO’nun namlularına karşı Rusya ile birlikte Asya’da ön cephede yer aldığını söyledi. Perinçek, Türkiye’nin Avrasya’da öncü role sahip olduğunu kaydetti. Türkiye'nin biraz Avrasyacı, biraz Atlantikçi olarak devam edemeyeceğini vurguladı.
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek konuk olarak katıldı. Bakü'de düzenlenen "Azerbaycan Avrasya'daki entegrasyon girişimlerinin buluştuğu yerdir" toplantısının açılış konuşmasını yapan Perinçek toplantıdan ayrıntıları paylaştı. Perinçek, şu mesajları verdi:
‘TÜRKİYE AVRASYA’NIN ÖN CEPHESİNDE MÜCADELE EDİYOR’
“Orada Türkiye’den tek konuşmacıyım ben ve açış konuşması bana veriliyor. Bu hem Vatan Partisi’ni onurlandıran ve onun uluslararası alandaki saygın konumunu belirleyen uygulamadır. Ama aynı zamanda bu, Türkiye’nin Avrasya’daki etkin konumunun vurgulanmasıdır. Yani Vatan Partisi orada sonuç itibariyle Türkiye’yi temsil eden partidir. Türkiye’nin Avrasya’daki rolü, öncü konumu, ön cephede oluşunun sebebi; şu anda Türkiye NATO’nun, Amerika’nın namlularına karşı bir direnme cephesi oluşturuyor. Hepimiz biliyoruz; Dedeağaç, Kavala, Selanik, Larissa, Stephanus, Girit’in Kuzeyi, Kıbrıs’ın güneyi, Suriye ve Irak’ın Kuzeyi bütün bu Amerikan namlularına karşı Türkiye İran’ın da, Batı Asya’nın da savunucusu, Rusya ile birlikte ön cephede. Rusya da savaşıyor. Çin’in, Hindistan’ın, Pakistan’ın bile Orta Asya’nın savunucusu konumunda. Orada Türkiye yalnız kendi adına değil, bütün Avrasya’yı ve bütün insanlığı koruyan bir mevzidedir.”
‘AZERBAYCAN ASYA’DA MÜCADELE MEVZİSİNE YERLEŞİYOR’
“Aslında bu toplantı bir beyanat, bir manifesto, bir bildiri. Ne bildirisi? Azerbaycan, Amerika Atlantik sisteminin dışına çıkıyor ve Avrasya’daki bu Atlantik hegemonyasına karşı mücadele mevzisine yerleşiyor bildirisi. O bakımdan tarihi bir toplantı. Çünkü bu yalnız birtakım uzmanların katıldığı bir toplantı değil; Rusya Federasyonu Devleti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Devleti’nin düzenledikleri bir toplantıydı. Bu toplantının ana teması Azerbaycan’ın Avrasya’ya entegrasyonu. Bu çok önemli. Bölgemizde dengeleri değiştiren, etkileyen bir toplantı. Çünkü Azerbaycan Atlantik sisteminin kontrolü dışında bir mevziye yerleşiyor. Diğer Türk devletleriyle birlikte; ki Türk devletleri teşkilatında zaten onlar beraber. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün de aday üyesi zaten Azerbaycan Cumhuriyeti. Asya’daki o konumunu şimdi netleştiriyor ve oraya yerleşiyor. O bakımdan çok önemliydi. İki devletin; Rusya ve Azerbaycan’ın birlikte düzenledikleri toplantıda hem toplantının hazırlanması sürecinde yani toplantının hazırlayıcısı olarak değil de bu toplantının dünyaya verdiği mesajın üretilmesi, inşası sürecinde Vatan Partisi çok etkin bir görev yaptı. Hem Azerbaycan yetkilileriyle hem Rusya yetkilileriyle görüşmeler yaparak bir nevi bu toplantının zeminini hazırladı Vatan Partisi. Toplantıda çok düzeyli, çok başarılı geçti. Orada Vatan Partisi Genel Başkanı’na da toplantının açılış konuşması sorumluluğunu verdiler ve Onur konuğu olarak bizi davet etmişlerdi. O bakımdan çığır açan ve yeni dönemin, yeni çağın haberini veren önemli toplantılardan biriydi.”
‘TÜRK BÜYÜKELÇİNİN KATILMAMASI ÜZÜCÜ’
“Bu toplantıya düzenleyiciler, Azerbaycan’ın çok önemli bir strateji kuruluşu, Od Yurdu Üniversitesinin strateji kuruluşu ve aynı zamanda Rusya büyükelçiliği Rusya devleti adına bu toplantıyı düzenlediler. Katılanlar ise Belarus, Özbekistan, Kırgızistan büyükelçileri. Çin büyükelçilik temsilcisi… Asya ülkelerinin bütün önemli ülkelerinin büyükelçilikleri ve temsilcileri katıldı. Toplantıyla ilgili bültende Türkiye’den de Türkiye büyükelçiliği temsilciliği katılacağı belirtiliyordu. Fakat toplantı sırasında ne yazık ki bizim büyükelçiliğimizin temsilcisi katılmadı. Biz bunu Azerbaycanlı kardeşlerimize sorduk. Onlar; sabah Türkiye Büyükelçiliği’nin kendilerine bir mesaj yolladığını, ‘maalesef biz toplantıya katılamıyoruz’ dediklerini bize bildirdiler. Tabii bu da çok üzücü. Yani Azerbaycan’ın özgürleştiği, bağımsız başı dik çizgisini pekiştirdiği bir noktada, diğer Türk devletleriyle beraberliğin konuşulduğu bir toplantıda Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükelçiliğinin katılmaması yanlış oldu. Biz Özbekistan’ı, Kazakistan’ı, Kırgızistan’ı, Azerbaycan’ın olduğu yerde yokuz mesajını verdiler. Daha doğrusu Asya’nın Avrasya’nın birleştiği yerde ‘biz yokuz’ demiş oldu Türkiye hükümeti. Tabii bunu yaşadığımız süreçle de hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak bir hata olarak görmek mümkün.”
‘AVRASYA İNSANLIĞIN YENİ MEDENİYETİNE ÖNDERLİK EDİYOR’
“Avrasya yeni bir uygarlığın kurucusu. Bu stratejik mesaj. Tabii Avrasya bir coğrafya ve Avrasya Avrupa+Asya yani iki okyanus arasındaki büyük kıta. Ama yalnız başına bir coğrafyanın adı değil Avrasya. Bir felsefenin, bir tarihsel birikimin coğrafyası. Şimdi en önemlisi bir stratejik duruşun ve yeni bir medeniyetin kurulduğu mekan. Daha doğrusu insanlığın yeni medeniyetine önderlik eden devletlerin ve kavimlerin bulunduğu kıta. Bunun üzerinde durduk. Dünyada dengeler değişiyor. Bir kapitalist uygarlığın yerine diğer bir kapitalist uygarlık geliyor değil. Kapitalizm içerisinde bir denge değişikliği değil, yeni bir uygarlık geliyor. Bu kapitalist uygarlığı reddeden, onun yerine kamucu, milli devletlerin bağımsızlığına dayanan hümanist bir dünya. Neo-Liberalizm hümanizmi katletti emperyalist-kapitalist ülkelerde. Avrasya’da hümanizm, insancıllık yükseliyor. İnsancıllık bugün kamuculukla, devletçilikle, planlama ile olur. Dolayısıyla yeni medeniyetin programı da bu şekilde oluşmuş bulunuyor. Yeni medeniyet milli devletlerin bağımsızlığına dayanan, hümanist, kamucu, paylaşmacı, devletçi, plancı ve barışçı bir medeniyet.”
‘AVRASYA BİZİM ORTAK VATANIMIZ’
“Avrasya bizim büyük vatanımız. Evet, Türkiye bizim Türklerinin vatanı. Azerbaycan Azerbaycan Türklerinin vatanı. Rusya Rusların vatanı. Çin, Çinlilerin vatanı. Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Hindistan, Pakistan büyün Asya ülkelerinin vatanı var. Ama bizim bir de ortak vatanımız var. Yeni medeniyetin yaratıldığı kıta o medeniyeti yaratanların ortak vatanı oluyor. Yavaş yavaş Avrasya’da bizi birbirimizden ayıran duvarlar ortadan kalkıyor. O da çok vurgulandı toplantıda. Mal, hizmet, emek, para dolaşımlarının özgürleştiği bir Avrasya var ve o bizim hepimizin ortak vatanı olur. Bu vatanın bir de tarihsel kökleri var. İskitler Hunlar’dan önce Asya’ya hakim olan imparatorluktu. Ben orada şunu ifade ettim; İskitler hepimizin ortak ataları.”
‘ABD’NİN DÜNYA EFENDİLİĞİ İDDİASI SONA ERDİ’
“Batı’nın hegemonyası, Amerikan emperyalizminin dünyadaki efendilik iddiası ve dünya ağası olma girişimi bitti. ABD ikinci dünya savaşından sonra tek kutuplu dünya iddiasıyla sahneye fırladı ve bütün milli devletleri etkisiz hale getirmek, zayıflatmak, mazlumlar dünyasını, gelişen dünyayı devletsizleştirmek programıyla atağa kalktı. Ama bunu başaramadı, başarması da mümkün değildi. Dolar saltanatı da çöküyor. Dolar saltanatı bir haraç sistemi. Bir değişim aracı değil. Para bir değişim aracı, ama dolar dünyayı haraca kesme aracı. Dolar ihracı sonuç itibariyle Amerika’yı karşılıksız yağma diyeceğimiz bir kazanca kavuşturuyor. Dolayısıyla Amerika bir üretim ekonomisiyle değil, ikinci dünya savaşından sonra finans sistemiyle, dolar ihraç ederek dünyanın haracını yiyordu. Şimdi o haracı toplayamıyor Amerika. Şimdi dolar değişimi daralmaya başladı, milli paralarla değişimler başladı, karşısına rakip paralar çıktı. Sonuç itibariyle dolar saltanatının çökmesi Amerikan ekonomisinin çökmesini getirdi.”
‘DÜNYA YENİDEN ATLANTİK ÇAĞINA DÖNEMEZ’
“Batı ekonomisinde de bir köhneleşme başladı. Özellikle Rusya’nın Ukrayna’da Amerikan emperyalizmine karşı savaşı koşullarında Amerika’nın yaptırımlarına destek verdi. Bu Avrupa’yı çok zora soktu. Çünkü Avrupa’nın enerji kaynağı esas olarak Rusya. Dolayısıyla Avrupa enerjisiz kaldı. Ayrıca, Rusya ile çok kuvvetli ilişkileri var. Rusya’ya sermaye ihraç etmiş, Rusya’dan tahıl, diğer bazı ürünler alıyor. Rusya ekonomisi gelişmiş bir ekonomi. Rusya ortağını Avrupa kaybedince Almanya, Fransa başta olmak üzere Avrupa ekonomisinde de ciddi bir kriz başladı. Dolayısıyla Avrupa ekonomisinin de Atlantik’in diğer güçlü ortağı olan Avrupa’nın da inişe geçtiğini görüyoruz. Bu tekrar toparlanma şansı olmayan bir sistemin sona erişi. Tabii bir nebze toparlanacaktır ama dünyanın yeniden Atlantik çağına dönmesi mümkün değil. Öyle bir toparlanma gözükmüyor. Bu bakımdan yeni dünyanın kuruluşu da bu. Efendilik iddia eden Amerika o iddiasının altında kaldı.”
‘AVRUPA ABD’YE DİRENECEK’
“Akılcılığın modern çağdaki coğrafyası Avrupa. ABD’nin hem Atlantik sistemindeki önderliği sorgulanıyor. Avrupalılar diyor ki ; ‘Biz neden Amerika’ya bağlı olalım? Neden Amerika’ya bağımlılık yüzünden bu ekonomilerimiz perişan olsun? Dünya ile ilişkilerimize Amerika tarafından bir takım baskılar neden getirilsin? Bu akılcı değil’ diyerek Avrupa’nın milletlerinin burjuvazilerini temsil eden çevrelerden isyan yükselmeye başladı. Almanya’da, Fransa’da, İtalya’da olsun bütün Avrupa’nın büyük ülkelerinde dikkat ederseniz Avrupa’nın burjuvazisinin temsilcileri olan partilerden milli ses yükseliyor. Almanya’da da, Fransa’da da, İtalya’da da milliyetçilik yükseliyor. Dolayısıyla Avrupa’da Amerika’ya bir isyan başladı. Avrupa milliyetçiliği Amerika’ya isyan ediyor ve Amerikan güdümünde giden partileri de o milliyetçi yükseliş aptallıkla suçluyor. Amerika baş aşağı gittiği için Avrupa’da Amerikancılığın bir şansı, geleceği yok. Yani dünyanın her yerinde olduğu gibi Amerikancılar kaybediyor, Avrupa’da da kaybediyor. Avrupa Amerika’ya kafa tutacak birikime sahip olan bir kıta. Amerika’nın batışını Avrupa paylaşmıyor.”
‘AVRASYA EKONOMİLERİ BİRBİRİNİ BÜTÜNLÜYOR’
“Avrasya ekonomileri birbirlerini bütünlüyorlar. Mesela enerji Batı Asya’da; Rusya, İran, Irak, Kazakistan çok büyük enerji kaynaklarına sahip. Çin ekonomisi dünya ekonomisinde satın alma paritesi açısından Amerika’yı geçti. Hindistan dünyanın ikinci ekonomisi olmaya gidiyor. Dolayısıyla dünyanın gidişatı Asya ülkelerinin büyümesi, güçlenmesi, gelişmesi yönünde. Bu ülkeler arasında da birbirini bütünleştiren ekonomiler var. Avrasya’ya baktığımız zaman sanayi orada. İnovasyon orada. Yeni teknolojiler oralarda keşfediliyor. Büyük nüfus orada. Tarım üretimi de orada. Dünyanın önemli kaynakları var, çok önemli madenler ve cevherler var. Asya ülkeleri arasında birbirini bütünleyen ilişkiler var.”
‘ASYA HEM GÜVENLİKTE HEM DE EKONOMİDE EL ELE VERİYOR’
“Putin Rus Meclisinde yaptığı konuşmayla Atlantik sistemi ve Amerika’ya meydan okudu. Hatta ‘Benimle savaş istiyorsanız ben nükleer silah da kullanırım’ şeklinde bir meydan okumada bulundu. Amerika Çin’e başvurdu. ‘Sen barıştan yana ol, Rusya’yı dizginle’ şeklinde. Çin’den gelen cevap; ‘Rusya ile savaşmaya kalkarsanız biz savaşa hazırız’ dedi. Çin de Rusya’nın meydan okumasına iştirak etti. Dolayısıyla Asya yalnız ekonomik gelişmede değil, güvenlikte de el ele verdi. Rusya’ya uygulanan yaptırımları tanımayalım. Rusya’ya uygulanan yaptırımları fırsata çevirebiliriz. Birlikte hareket edersek Amerika ve Avrupa kendisine yaptırım uygulamış olur. ABD 64 ülkeye yaptırım uyguluyor. Bu 64 ülke bir araya geldiği zaman bütün yaptırım Amerika için oluyor. Toplantıda bunları da konuştuk.”
‘RUSYA VE ÇİN TAM DAYANIŞMA İÇİNDE’
“Amerika’nın eski dış ilişkilerini inşa eden önemli uzmanları hep Çin ve Rusya’nın arasını açmaya ve birbirine düşürmeye yönelik bazı strateji ve taktikler üretiyorlardı. Ama hiçbiri tutmadı. Bu bakımdan Çin ve Rusya’nın el ele vermeleri ve bunu bir manifestoyla dünyaya ilan ettiler Şi Cinping ve Putin bir araya gelerek, Amerikan planlarını bozdu. Çin ve Rusya arasındaki beraberlik Amerika’nın korkulu rüyası olmasının çok ötesinde. Sonunu getirecek büyük kuvvet olarak görüyor. Yalnız Rusya ve Çin değil, Hindistan, Pakistan, Orta Asya Türk Devletleri, Türkiye, bütün Asya ülkeleri birleşiyor. Amerika Japonya’yı da oradan koparamıyor. Çünkü Japonya da sonuç itibariyle bir Asya devleti ve Asya’dan koparak yaşama şansı yok. Dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki güç dengesinde altından kalkamayacağı bir durumla karşı karşıya.”
‘TÜRKİYE’NİN BİR AYAĞI ATLANTİK’TE BİR AYAĞI AVRASYA’DA OLAMAZ’
“Türkiye’de Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı iki ayrı konumda gözüküyor. Cumhurbaşkanımız daha Avrasya’ya yakın bir mevzide gözüküyor. Sayın Dışişlerini Bakanı da Atlantik’e yani Amerika’ya yakın bir mevzide gözüküyor. Bu sonuna kadar götürebileceğiniz bir durum değil. Biraz Avrasyacı olarak, biraz Atlantikçi olarak devam edemez. Bu denge değildir. Dengesizlik politikasıdır. Türkiye’nin bir ayağının Avrasya’da olması, bir ayağının Atlantik’te olması devam edecek bir politika değil. Siz ‘Hem Atlantikçiyim hem Rusya’nın dostuyum. Hem Rusya’ya düşmanlık bildirgelerini tekrarlarım hem de Rusya’ya ucuz enerji ver, ucuz doğalgaz ver, ucuz benzin ver, gel Doğu Akdeniz’deki Amerika tehlikesi karşısında beraber güvenliğimizi sağlayalım’ diyemezsiniz. Ya oradasın ya buradasın ikisi arasında yer yok. Bu Türkiye’nin güvenilirliğini, saygınlığını kaybetmesine yol açıyor.”
‘RUSYA UKRAYNA’DA YIKICI BİR SAVAŞ YÜRÜTMEDİ’
“Ukrayna eski Sovyetler Birliği’nin içinde olan ve ondan evvel de Rusya Çarlığının içinde olan ve dili de Rusçaya yakın. Bu kadar yakınlık var, dilsel yakınlık var. Hıristiyan mezhep farkları olabiliyor. Ama Sovyet döneminde de din konusunda da aynı süreçleri yaşamış iki halk Rus halkı ve Ukrayna halkı. Yani ikisi de ortak yelerden geldiği için Rusya orada yıkıcı bir savaş yürütmedi. Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’a yaptığı gibi bir savaş yapmadı. ‘İnsan kaybedilmesin, binalar, medeniyet yıkılmasın. Bunlar bizim kardeşimizdir’ dedi. Bunun için savaş uzadı.”
‘UKRAYNA SAVAŞI UZARSA NATO PARÇALANIR’
“Ukrayna savaşı uzarsa NATO parçalanır. Örneğin; Almanya enerjisini Rusya’dan temin etmeye çalışıyor. Tabii Amerika ne kadar ambargo koyarsa koysun Avrupa’nın Rusya ile çok sıkı bağlantıları var. O bağları tamamen ortadan kaldırıp Amerika ile birlikte Ukrayna’da Rusya’ya karşı bir tavra girmeye zorlandığı zaman Avrupa ülkeleri; öncelikle Almanya, sonrada Fransa olmak üzere NATO parçalanır. Türkiye de zaten NATO’nun üvey evladı. NATO Türkiye’yi düşman alıyor. Türkiye NATO’dan dışlanmış durumda. NATO, Türkiye’nin reddedilmesiyle, üvey evlat konumuna itilmesiyle parçalanmaya başlamış. Önümüzdeki süreçte Rusya-Ukrayna cephesinde Atlantik ile Rusya arasındaki savaştaki ileri adımlar NATO’yu parçalayacak.”