Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz’den 1 Mayıs mesajı:

Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz, “Ekonomide kriz koşullarının faturasının işçilere çıkartılmasına karşı çıkacağız. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını vurgulayacağız.” dedi.

Artan hayat pahalılığı ve örgütlenmenin önündeki engeller bu sene 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın ana temasını oluşturacak. Her geçen gün artan enflasyon karşısında, mutfak dolabını doldurmaya zorlanan işçilerin 1 Mayıs’ta dile getirecekleri talepleri Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Süleyman Akyüz ile konuştuk. Akyüz “Ekonomide kriz koşullarının faturasının işçilere çıkartılmasına karşı çıkacağız. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını vurgulayacağız.” dedi.

TALEP ÖRGÜTLENME HAKKI

2022 yılının 1 Mayıs gündemini değerlendiren Süleyman Akyüz şunları söyledi:

“Kriz koşulları giderek derinleşiyor. İşçi sınıfının zaten çok önemli sorunları ve sıkıntıları vardı. Ancak geçtiğimiz dönem bu sorunlar daha da yoğunlaştı. O yüzden, son birkaç yıldır salgın nedeniyle hakkıyla kutlayamadığımız 1 Mayıs’ta bu yıl işçi sınıfının sesinin daha gür çıkması gerekiyor. 1 Mayıs’ta, temel hizmetlere yapılan fahiş zamların geri alınmasını talep edeceğiz. Ekonomide kriz koşullarının faturasının işçilere çıkartılmasına karşı çıkacağız. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını vurgulayacağız. İş cinayetleri durmuyor, buna karşı güvenli ve güvenceli çalışma talebimizi dile getireceğiz. Petrol-İş’in de örgütlü olduğu TPAO, BOTAŞ ve Eti Maden gibi kamu iş yerlerimiz var, bu işletmelerin güçlendirilmesini isteyeceğiz. Ayrıca elbette, 1 Mayıs’ın anlamına uygun olarak, emekçilerin küresel düzeyde mücadelesi ve dayanışmasının güçlenmesi için alanlarda olacağız.”

‘EMEKTEN YANA POLİTİKA’

“Ne yazık ki, fatura yine emekçilere çıkartılıyor.” diyen Akyüz, Türkiye’nin derin bir yoksullaşma süreci yaşadığını belirterek şöyle konuştu: “Petrol-İş Sendikası olarak hem genel talepler düzeyinde hem de örgütlü olduğumuz iş yerleri düzeyinde politikalarımızı belirliyor ve işçinin kayıplarının telafi edilmesi için mücadele ediyoruz. Sendikal örgütlenmenin düzeyini hepimiz biliyoruz, ülkede işçinin alım gücünün yükseltilmesi konusu tek başına sendikaların sorumluluğunda olamaz. Biz, öncelikle ekonomi politikalarının emekten yana olmasını savunuyor ve emekçilerin doğrudan ya da dolaylı olarak desteklenmesi gerektiğini söylüyoruz. Sosyal devlet uygulamaları yaygınlaştırılmadan, emekçilerin hayatını idame ettirebilecekleri ücreti vermeden ülkemizde ekonominin ve çarkların dönmeyeceğini biliyoruz. İşyerlerimiz düzeyinde ise yaşadığımız bu sıkıntıları, her bir işyerimizdeki koşullara ve buradaki üyelerimizin durumuna göre değerlendiriyoruz. Toplu sözleşme stratejimizi, yürüyen müzakereler için işçinin alım gücünün korunması ve arttırılması noktasında belirliyoruz. Sözleşme döneminde olmadığımız bazı işyerlerimizde ise oluşan kayıpların telafi edilmesi için ek protokol yaparak üyelerimizin ücretinde iyileştirmeler yapılmasını sağlıyoruz. Ancak bir noktayı vurgulamak istiyorum. İşçinin alım gücünün korunması ve yükselmesi için öncelikle sendikal örgütlülüğün arttırılması gerekir. Bugün yaşadığımız birçok sorunun kaynağında emeğin örgütsüzlüğü var. Bir kez daha çağrı yapıyoruz: Sendikal örgütlülüğün önündeki engelleri kaldırın, sendikalaşmayı destekleyen uygulamalar getirin."

‘GÜVENCE ARAYIŞI ARTIYOR’

İşçilerin sendikalı olma taleplerine değinen Akyüz, şu ifadeleri kullandı: “Ekonomik kriz dönemlerinde işçiler iki durumu bir arada yaşıyor. Bir yandan işçilerin tedirginliği ve gelecek kaygısı artıyor. Bu tedirginlik, ‘elimdekinden de olmayayım’ duygusunu yoğunlaştırıyor. İşini kaybetme korkusu derinleşiyor. Öte yandan, böyle dönemlerde işçinin güvence arayışı da artıyor. Dolayısıyla işçilerin gelecek kaygısı karşısında güvence arayışları daha baskın hale geldiğinde sendikalara yöneliyorlar. Ancak bu yöneliş, krizin yakıcılığını yitirmeye başlamasından sonra daha da hızlanıyor. Örneğin, 2008 Krizi’ni izleyen yıllarda Petrol-İş Sendikası’na daha fazla işçinin başvurduğunu ve bizim de örgütlenme çalışmalarımızda daha başarılı olduğumuzu gözledik.”

Sonraki Haber