PKK 2. Kandil yapmak istedi, ortalık karıştı

Haksöz Haber’den Hasip Yokuş, Kuzey Irak’ta PKK’nın stratejik üs olarak kullandığı 'Zine Wertê' bölgesine IKBY’nin peşmerge gücünü konuşlandırması sonrası, PKK ile KDP arasında tırmanan gerilimi analiz ediyor. Yine PKK’nın yayın organları ile tüm Kürtçü haber sitelerinde ayrıntılı olarak işlendi, analiz edildi. PKK, Zine Werte’de yaşanan sorunların çözümü için HDP kanalıyla bazı girişimlerde bulundu ama bir sonuca ulaşamadı.

Zine Werte, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB-Talabanistan) egemenliğinde görülmesine rağmen, uzun süredir PKK’nın Kandil’den sonraki ikinci karargâhı oldu. Bu durumdan rahatsızlık duyan Kürdistan Demokratik Partisi (KDP-Barzanistan) geçen aylarda Zine Werte çevresine peşmerge yığmaya başladı. İşte ne olduysa ondan sonra oldu ve Zine Werte’de tansiyon yükseldi. PKK ile KDP arasındaki söz düellosu yerini karşılıklı tehdide bıraktı.

Aslında gerek KDP ve gerekse KYB ile PKK arasındaki ilişkiler tamamen faydacılık temelinde gelişme gösteriyor. Geçen yıl Süleymaniye’de KYB ile PKK’nın legal kolu Azadi arasında yaşanan kriz sonrası KYB, PKK’lıların çoğunu kendi egemenlik alanından çıkarmıştı. Şimdi ise çıkarları gereği PKK ile beraber KDP’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Bu böyle ne zamana kadar sürer kestirmek zor. Bölgede her an her şey olabilir ve her örgüt anında tavır değiştirerek faklı ittifaklara girebilir.

ALAN HÂKİMİYETİNİ KAYBETME KORKUSU

PKK’nın Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki bazı kentlerimizde sözde sağladığı “alan hâkimiyetini” 24 Temmuz 2015 tarihinde kaybetmesinin korkusunu atlatamadığını Zine Werte’de görüyoruz. Aynı durumla karşı karşıya kalması sonun başlangıcı anlamına gelir ve PKK önderliği bunun bilincinde. Kandil artık PKK önderliği açısından güvenli bölge değil. Kritik görevdeki kadrolar Kandil’i boşalttı ve oradaki mühimmatın bir bölümünü farklı bölgelere dağıttı. Türkiye Kandil’deki hareketliliği yakından takip ediyor ve yer değişikliklerinin bilgisine kolayca erişiyor. Bunu PKK’ya yapılan operasyonlardaki kadro kaybından anlıyoruz. Zine Werte’ye umulmadık anda düzenlediği baskında 3 PKK’lının imha edilmesi görüşümüzü doğruluyor.

KCK (PKK) Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu 13 Nisan 2020 tarihinde ANF’ye yaptığı kapsamlı açıklamada KDP peşmergelerinin Zine Werte’ye konuşlandırmasına şu sözlerle karşı çıkıyor: “Böyle bir dönemde özgürlük hareketimizin alanının hâkim bir yerine gelip yerleşmek soru işaretidir. Bu bizim ciddiye aldığımız bir durumdur. İyi niyetli bir girişim değil. Bunu birkaç peşmergenin oraya yerleşmesi olarak anlamayız. Bir plan, bir hesap ararız. Orası YNK bölgesidir ama önce KDP geldi sonra da YNK’yi de kendisine kattı. Bu çok ciddi bir durumdur, gerilim yaratacak hatta çatışmalara yol açabilir. Biz istemiyoruz ama öyle bir yere yerleştiler ki bu bölgeye yerleşmeleri bizi tamamen onların hâkimiyetine ve kontrolüne girmek zorunda bırakır.”

Mustafa Karasu’nun açıklamasının ardından gelişmeleri ele alan IKBY’nin Peşmerge Bakanlığı, 7. Piyade Tugayı’na bağlı bir birliğin, Koronavirüs ile Mücadele Yüksek Komisyonu’nun talebi üzerine Zine Wertê bölgesine konuşlandırıldığı, bu durumun yanlış siyasi izahatlarla yorumlanmaması gerektiği, "Kürdistan Bölgesi Hükümeti" ve "Peşmerge Bakanlığı"nın yasalar ve işlenen talimnameler çerçevesinde bölge sınırları içerisinde bulunan tüm alanlara peşmerge gönderme veya yerlerini değiştirme yetkisi bulunduğunu ifade ederek Mustafa Karasu’ya yanıt verdi ve PKK önderliğini uyardı. Bu uyarının temel nedeni ise olası bir Türkiye müdahalesinde IKBY’nin zaten zayıf olduğu Zine Werte’de hakimiyetini tamamen kaybetmesidir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kuzey Irak’ta PKK’ya göz açtırmaması ve bölgeye yaptığı operasyonlarla büyük zaiyat verdirmesi, PKK önderliğini çileden çıkardı. KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, “PKK'ye saldırmanın ne Kürtlükle ne özgürlükçülükle ne Kürt devleti kurmakla herhangi bir alakası yoktur. Bu düpedüz (…) Kürt iç çatışmasını geliştirmektir. Onların isteği doğrultusunda Kürt özgürlük mücadelesi yürüten gerillaya, PKK'ye karşı düşman safında savaş açmaktır. Başka hiçbir izahı yok, bunu herkes böyle bilmeli. Yani bir savaş durumu ortaya çıkıyor, sorumlusu biz değiliz” dedi.

Duran Kalkan’ın açıklamasına yanıt gecikmedi ve KDP Politbürosu, “PKK’nin şimdi ve geçmişte Kürdistan Bölgesi karşıtı tutumunun ‘savaş kışkırtıcılığı’ olduğu; Kürdistan Bölgesi kurumlarına, güvenliğine, istikrarına, huzuruna ve halkına saygı duymadığı; PKK’nin eylemlerinden dolayı yüzlerce Kürt köyünün imar edilemediği ve binlerce kişinin bu köylerde yaşam hakkından men edildiği; PKK’nin işinin Türkiye’yle olduğu, Kürdistan Bölgesi’yle olmadığı ve Türkiye ile sorunlarını bölge barışını tehlikeye sokmadan ve bizim topraklarımızın dışında yapması” yönünde çağrı yaptı.

Karşılıklı atışmaların ardından KDP-KYB ve PKK kendi mevzilerini sağlamlaştırmak için güç yığmaya ve olası çatışmaya hazır hale geldiler. Önümüzdeki aylar bölge açısından pekte rahat olmayacak.

NEÇİRVAN BARZANİ DE TARTIŞMAYA GİRDİ

Tüm bu açıklamaların ardından tartışmaya IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’de katıldı. Uzun zamandır suskunluğunu bozmayan ve sözcülerini konuşturan Neçirvan Barzani zehir zemberek bir açıklamada bulundu ve PKK’yı doğrudan hedef aldı. Konuşmanın özeti şöyle: “Biz Irak Kürdistanı’nın bütününde PKK’nin varlığını meşru bulmuyoruz. PKK, Kürdistan Bölgesine sorun yaratmaktan uzak durmalı. Kürdistan Bölgesi PKK’nin faaliyet alanı değildir, olmadı, olmamalı da. Biz Irak’ın bir parçasıyız ve Kürdistan Bölgesi de bu çerçevede hiçbir şekilde bir başka gücün komşularına sorun teşkil etmesini kabul etmeyecektir.”

PKK’nın KYB’nin de onay vermesiyle Zine Werte’yi üs haline getirmesi arzusu hem İran’ı ve hem de Irak Hükümeti'ni rahatsız etmiştir. Çünkü PKK demek ABD demektir, İsrail demektir. Bu olgu aynı zamanda Türkiye açısından da sakıncalar doğurmakta ve PKK’nın daha güvenli bölgeye üslenmesini istememektedir. İran-Irak-Türkiye’yi hedef alan PKK’ya karşı IKBY Başkanı'nın açıklamasını böyle okumak gerekiyor.

Nerinaazad, Zine Werte’deki gelişmeleri “Yeni çekişmeler üçgeni” başlığıyla verdi. KDP’yi destekler şekilde haber yapan site PKK’nın bölgeye girmesini eleştiriyor. IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’yi haklı gören Nerinaazad, KYB’ninde bir süre sonra farklı yöne gireceğini söylüyor ve bu tespit yabana atılır gibi değil!

ZİNE WERTE’NİN ÖNEMİ

İran sınırına yaklaşık 40 km mesafede bulunan Zine Werte’nin önemi stratejik konumunda saklı. Erbil’in Rewandız ilçesine bağlı yüksek olarak bilinen yer, Şawre mıntıkası ile Kandil ve Karox dağlarını birbirine bağlayan bir bölge. Zine Werte’yi tanıtan yazıda ayrıca şöyle deniliyor: “PKK tarafından Kandil’den iç bölgelere bir sıçrama tahtası olarak kullanılıyor. Burası Soran ve Bahdinan bölgesiyle İran’ın sınırının kesiştiği bölge olması açısından çok önemli. Dolayısıyla bu bölgenin PKK’nin elinden çıkması, manevra kabiliyetini ve Kandil’deki hâkimiyetini büyük oranda kaybetmesi anlamına geliyor.”

İşte tam da bunu bildiği için son zamanlarda Türkiye dikkatini bu bölgeye yoğunlaştırdı. Gerek istihbarat bilgileri olsun ve gerekse PKK’nın silah sevkiyatları olsun dikkatle izlenmektedir. ABD’nin KDP’yi uyarmasının pek etkili olmadığı ortamda PKK, ABD açısından daha vazgeçilmez hale dönüşüyor.

Zine Werte üzerine Kürtçü Fehim Taştekin gelişmeleri “Zine Werte gerilimi: Kürtler için lanet geri mi dönüyor?" başlığıyla değerlendirdi. Bölge ve Kürtçü örgütler üzerine sayısız yazısı ve analizleri bulunan Taştekin son gelişmeleri şöyle değerlendiriyor: “Türk Ordusu PKK’ye yönelik Pençe Harekâtı’yla sahada baskıyı artırırken, Zine Wertê’de yaşanan gelişmeler Türkiye’nin işini kolaylaştıracak şekilde Kürt partileri karşı karşıya getirdi.” Aslında TSK’nın Zine Werte operasyonunun Kürtçü partileri karşı karşıya getirmekten öte anlamı var! ABD’nin kara gücü PKK’nın ana karargâh haline dönüştürmek ve güçlerini koruma altına lamak için üslenmek istediği Zine Werte’yi bombalaması çok yönlü mesaj içeriyor. Bu sadece PKK ve diğer örgütlere değdi aynı zamanda ABD/İsrail’e de mesajdır ve bu mesaj yerini bulmuştur.

Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani martın sonunda Kandil Dağları’nın batısında yer alan Rewanduz ilçesine bağlı Zine Wertê bölgesine Peşmerge güçlerini gönderdi. Normalde burası 1998’de KDP-YNK arasındaki savaşı bitiren anlaşmadan beri YNK’nin kontrol alanı olarak görülüyor. 22 yıldır bir nevi tampon bölge işlevi görüyordu. KDP’nin etkinliğini artırdığı bölgenin nüfusu da geleneksel olarak YNK’ye bağlı. Ancak Erbil’deki bağımsız bir kaynağın aktardığına göre, Türk ordusunun bu tür bir istihbarata ihtiyacı yok çünkü sürekli olarak insansız uçaklarla bölgeyi izliyor. PKK’nin kurduğu karargâhı tespit etmeleri zor değil”

ABD İÇİN ZİNE WERTE’NİN ÖNEMİ

Zine Werte’nin önemini anlamak için ABD’nin tavrına bakmak yeter. Kendisinin yetişemediği, giremediği yerlere piyonlarını salan ABD Zine Werte’deki gelişmeleri yakından takip ediyor.

ABD, Suriye’nin kuzeyinden çektiği güçleri Erbil yakınlarına konuşlandırdı. Zine Werte ise Türkiye-İran-Irak üçgenindeki konumuyla çok kritik bir bölge. Erbil ve Anbar vilayetindeki Ayn el Esad Hava Üssüne Patriot füzeleri yerleştiren ABD, Zine Werte yakınlarında üs kurmayı amaçlıyor. Bu ise Zine Werte’yi dahada önemli kılıyor. Şayet ABD’nin bu isteği gerçekleşirse çok yönlü çatışmaların kapısıda aralanmış olacak.

Zine Werte’nin üzerinde İran etkisinin baskın hale geleceğini iddia eden ABD, IKBY üzerindeki baskılarını artırdı. PKK’nın bölgede kalması için KDP ilede sürekli iletişim halinde. KRDnews’te yayınlanan analiz yazısı bizi doğrulamaktadır: “Amerika Zine Werte alanını İran’a yakın güçlerin boşaltmasını istedi. Zine Werte alanı idari anlamda KDP’nin etkili olduğu bir bölge. YNK’nin de belli bir siyasi etkinliği var. Fakat gerçek olan şu ki bu alanlar PKK tarafından yavaş yavaş işgal edilmiş PKK Kandil dağında tutunamayınca adım adım bu alana doğru güçlerinin indirmiş stratejik bölgelere yerleşmiştir.”

HDP’NİN ZİNE WERTE FERYADI

Zine Werte’de ki gelişmeler üzerine HDP telaşa düştü ve PKK’yı kurtarmak için girişimlere başladı. HDP Eşbaşkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar Kuzey Irak’taki kukla oluşumun başı Neçirvan Barzani’ye gönderdikleri mektupta “Kürtlerin kardeşliğe ihtiyacı olduğunu” belirttiler. Zine Werte’de PKK’ya yönelik TSK’nın operasyonlarının hız kazandığı döneme denek gelen mektup HDP’nin istediği doğrultuda etki yaratmadı. PKK, KYB ile KDP arasındaki çelişmelerden yararlanarak Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni (IKBY) ve KDP’yi tehdit etti ama bu da bir işe yaramadı.

Bir Kürtçü internet sitesindeki şu tespit önemlidir: "'PKK, Türkiye ve ABD’nin talepleri' söylemiyle İran’ı da işin içine katmaya çalışıyor. İkincisi; Zine Wertê’nin KYB’nin egemenlik bölgesi içerisinde bulunduğu, KDP’nin burada işgalci güç olduğu tezini işleyerek KDP ile KYB’yi birbirine düşürmenin hesaplarını yapıyor. Üçüncüsü; kendi tabanına yönelik olarak da “bölge halkı KDP’yi değil bizi istiyor” propagandasını yaymaya çalışıyor.”

Artık, PKK’nın propagandaları eski gibi tutmuyor. PKK’nın yayın organlarına bakıldığında telaş, panik ve korkunun egemen olduğunu hemen fark edersiniz.

Çatışmaların yoğun yaşandığı bölgede çok fazla insanın yaşamadığı bilinmektedir. PKK’nın Kandil’den sonra Zine Werte’ye konumlandığı ve buralara silah yığdığı, lojistik destek sahası olarak kullandığını Türkiye biliyor.

Zine Werte Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) içinde stratejik öneme sahip. Bu bölge için KDP’nin peşmergeleriyle 1995-1997 yılları arasında yaşanan çatışmalarda 10 bine yakın Kürt hayatını kaybetti. Çatışmaların sona ermesinin ardından KDP bölgeden çekilmiş ve alanı KYB’ye bırakmıştı. Ayrıca Zine Werte için yalnızca KDP ile KYB çatışmadı. Aynı bölge için PKK ile KYB’de çatıştı. KRDnews’te yayınlanan “Zine Werte olayının içyüzü” başlıklı analiz yazısında: “Zine Werte alanı 36 km Rewanduz ve 30 km ise Ranya’dan uzaktır. YNK ve PKK 2000’de bu alanda da çatışmış, YNK bu çatışmalarda pek çok kayıp vermiştir. Daha sonra 2001 yılı ilk ayında yaptıkları anlaşmada Zine Werte alanına kimsenin girmemesi konusunda anlaşmışlardır. Fakat PKK artık Kandil alanında ki saldırılara karşı tutunamaması ve alana dönük planı nedeni ile Zine Werte alanına gittikçe yakınlaşmaya başlamıştır."

Bölge devletleri, ABD emperyalizmine direndikleri oranda Kürtçü örgütlerde zayıflamakta ve birbiriyle çatışır duruma gelmekte. O nedenle özelliklede “Milli Ordu Direnir” şiarı bugün çok daha büyük önem taşıyor. İran’ı milli ordusu ayakta tutmaktadır, Suriye milli ordusu sayesinde bölünmemiş ve direnmiştir. Her şeye rağmen Irak ordusu ülkenin birliğini sağlamada en önemli kuvvettir. Türkiye Ordu-Devlet-Millet birliğiyle bölgenin kaderini belirliyor.

TÜRKİYE’NİN ÖNLENEMEZ DİRENCİ

Vatan Partisi 24 Temmuz 2015’i doğru değerlendirmesi nedeniyle siyaset alanında etkin konuma gelmiş ve büyük güçler arenasında iz bırakmıştır. Türkiye’nin ABD emperyalizmine karşı direnci halk/ordu birlikteliğini sağlamış ve Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) denilen ucubeyi yıkmıştır.

Vatan savaşı siyasetine burun kıvıranlar ve “saray savaşı” safsatasına sarılanlara yanıt pratikten geliyor. Sadece Zine Werte olayı bile başlıbaşına vatan savaşı tepsinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.

Yazımızı bir analizle noktalayalım: “Gelinen noktada PKK’nin operasyonel gücünün çok zayıfladığı bir gerçektir. Moral-motivasyon açısından buna çok fazla ihtiyaç hissettiği halde uzunca bir süredir Muş ve Kulp’ta odun toplamaya giden sivil köylülerin geçiş yoluna mayın yerleştirmek dışında bir eylem yapamadı. Türkiye, Mart 2018’den itibaren ise Irak’ın kuzeyine yoğunlaşmış. Zaho, Duhok, Amediye ve Bradost bölgelerinde çok sayıda askeri üs oluşturarak PKK’nin manevra alanlarını daraltmış. 40 yılı aşkın süredir maddi ve manevi birçok bedel ödemek durumunda kaldığı terörün kumanda merkezinin Kandil olduğunu herkes biliyor. Türkiye, zaman içerisinde edindiği askeri tecrübenin de katkısıyla Kandil’i adım adım kuşatmak istiyor. Kopan bu gürültünün temel sebebi budur.”

Sonraki Haber