PKK seçim desteğini resmen açıkladı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat iktidarı yıkmak amacıyla, PKK'nın seçimlere kadar eylemsizlik kararı aldığını açıkladı. Hozat, ‘HDP'nin tutumu seçimlerin sonucunu doğrudan etkileyecektir. Bu tarihi seçimde, şehirlerde hiçbir askeri birimimiz eylem yapmayacaktır.' dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP)'nin 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmama kararı sonrası PKK'dan da ardı ardına Millet İttifakı'na yönelik destek açıklamaları geldi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat, 14 Mayıs'a kadar eylemsizlik kararı aldıklarını açıkladı. PKK yöneticileri yeni dönemi "açılım" süreci olarak değerlendiriyor.

'EYLEMSİZLİK KARARI'

PKK'nın yayın organı Medya Haber'e konuşan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat iktidarı yıkmak amacıyla, PKK'nın seçimlere kadar eylemsizlik kararı aldığını açıkladı. HDP'nin aday çıkarmaması ve Kılıçdaroğlu'nun ziyareti sonrası PKK'nın tutumunun sorulması üzerine Hozat şöyle konuştu: "HDP, kendisine yakışan ilkesel bir tutum ortaya koydu. Bu tutum, seçimlerin sonucunu doğrudan etkileyecektir. Mücadelemiz bu faşist iktidarı yıkılma sürecine koydu. Seçim sürecinde, güçlü bir mücadele yürütülür, bu mücadele büyütülürse bu faşist iktidar 14 Mayıs'ta yıkılacaktır. Türkiye halkları ve halkımız açısından tarihi bir seçim olduğunu dikkate alarak seçim süreci boyunca şehirlerde hiçbir askeri birimimiz herhangi bir eylem yapmayacak. Merkez karargahımızın yaptığı çağrıyı hem gerilla gücümüz hem halkımız çok önemsemeli ve dikkate almalı.”

Bese Hozat, KCK Yürütme Konseyi'nin eylemsizlik kararını seçim sonrasında yeniden değerlendireceğini söyledi.

İMRALI KOŞULU

Kongra Gel'in Eş Başkanı Remzi Kartal da önceki gün örgütün yayın organı Yeni Yaşam'a yaptığı açıklamada, Türkiye'nin tarihi bir seçim sürecinde olduğunu ifade etti. Seçim süreci ile ilgili değerlendirmesinde Kartal "Bölünme fobisi, bu milliyetçi faşist sistem, İttihat Terakkici mantık ve zihniyet Türkiye’yi politikalarıyla perişan etti." dedi. Seçimler için seferber olunmasını isteyen Kartal şunları söyledi: "Medya, siyasi partiler, sivil toplum, kadın hareketi bu konuda çok büyük rol üstlenmeli. Bu, faşizmin çökertilmesi, demokratikleşme, İmralı kapılarının kırılması ve açılması sürecidir. Abdullah Öcalan’ın düşüncelerinin Türkiye toplumuna açık net ulaşması bu süreci çok hızlı şekilde geliştirecek bir olgudur. Onun için aşkla, heyecanla herkes seferber olmalıdır.

“Türkiye bu kadar büyük ekonomik enkazla, Kürt sorununda yürütülen başarısız devlet politikalarıyla bu şekilde kendisini sürdüremez. Seçimlerden sonra gelecek iktidarı çok ağır bir yük bekliyor. Hem yürütülen siyasal askeri politikalar, hem de ekonomik-toplumsal politikalar konusunda Başkan açılım ve değişim sürecinde olmak zorunda. Bizi, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ile bağlı olan demokrasi güçlerini görmek zorundalar. Bu temelde bizler hem toplumsal zihniyeti, hem de devlet sistemini değiştiren güç pozisyonundayız. Millet İttifakı da gelse onları zorlama, değiştirme, dönüştürme mücadelesi içerisinde olacağız. Bu değişim zorunluluğu içerisinde de mutlak suretle İmralı’ya başvurma, kapılarını açma zorunluluğu vardır.”

'ÖCALAN'LA AMED'DE KUCAKLAŞACAĞIZ'

Kongra Gel Eş Başkanı, "Remzi Kartal'ın derdi ne?" sorusunu da "Önder Apo ile Amed’de kucaklaşmak. Bu sürecin olmazsa olmaz koşulu. Önümüzdeki süreç artık değişim-dönüşüm sürecidir. Müzakerelerin ve bu diyalogun geliştirilmesi sürecinde Sayın Öcalan’ın doğrudan bu müzakerelerin içinde olması ve muhatap alınması zorunludur. Onu muhatap almayacak hiçbir süreç ve hiçbir gelişme içinde olmayacağız." diye yanıtladı.

ALTILI MASA'NIN 'AÇILIMI'

Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmalarında sık sık "Selahattin Demirtaş'a özgürlük çağrısında bulunuyor. Ayrıca Altılı Masa'nın Ortak Mutabakat Metni'nde seçim vaatleri arasında, İçişleri Bakanlığının teröre destek veren ya da yolsuzluk yapan belediyelerde görevden uzaklaştırma ve kayyum atama yetkisini kaldırmak da yer aldı. Metinde "Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz" denildi. Metinde yer alan, “Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki aşırı vesayetine son vereceğiz.” cümlesindeki merkezi-yerel yönetim ayrımı yapılması “özerklik” vaadi olarak yorumlandı.

'STRATEJİK SABIR'

ABD Kara Harp Okulu Stratejik Araştırmalar Enstitüsünden Araştırma Görevlisi John R. Deni, 26 Ocak'ta The Hill gazetesinde yayımlanan “Türkiye, Finlandiya ve İsveç: Stratejik sabır, ancak belli bir tarihe kadar” başlıklı yazısında seçim süreci bitene kadar ABD’nin yapacağı bir müdahalenin ters tepeceği uyarısında bulundu. Atlantik Konseyi üyesi de olan Deni, baharın sonuna kadar “stratejik sabır” gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “ABD’nin Türkiye üzerindeki etkisi sınırlıdır ve şu an için Erdoğan'a yönelik açık bir Amerikan baskısı muhtemelen ters etki yaratacak ve gereksiz olacaktır. Erdoğan'a fazla yüklenmek, Türkiye'nin değerlerinin ve güvenliğinin tek güvenilir savunucusunun kendisi olduğu yönündeki iç söylemini güçlendirecektir.”

'ARTIK ZAMANI'

HDP yöneticileri, nevruz kutlamalarında "Öcalan'a özgürlük" mesajı verdi. Ahmet Türk Diyarbakır'da, "Bu Nevruz ve bu dönem sayın Öcalan’ın özgürleşme dönemidir." dedi. HDP'li Sırrı Süreyya Önder, İzmir'de "Onların özgürleşeceği günler yakındır." diye konuştu. Sezai Temelli de Almanya’da zafer işareti yaparak çıktığı kürsüde, "Artık zamanıdır. Bu düzeni değiştirecek bir yolumuz var. Bize bu yolu açan bizi oluşturan sayın Abdullah Öcalan'a da selam olsun." dedi.

'ANAYASA MAHKEMESİ BİR KERE DAHA DÜŞÜNMELİ'

Vatan Partisi MKK üyesi Bayram Yurtçiçek, "Bu adımı Millet İttifakı’na PKK'nın açık desteği olarak görmek lazım. Millet İttifakı'nı zora sokacak en küçük şeyden çekiniyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleri bunları eylem yapamaz hale getirdiği için bu kararın pratikte bir faydası yok ama propagandada Millet İttifakı'nı rahatlatan, destekleyen, onlarla birlikte olduklarını gösteren bir açıklama." dedi. HDP'yle yapılan işbirliğinin PKK'yla işbirliği anlamına geldiğini söyleyen Yurtçiçek, "Kapatma davasını erteleyen, ona 540 milyon lira seçim desteği verilmesi kararı alan Anayasa Mahkemesi bir daha oturup düşünsün. PKK'nın HDP üzerinden Türk siyasetine nasıl müdahale ettiğini ve Amerika'nın aleti durumunda olduğunu görsün.” dedi.

AK PARTİ'DEN YENİ PKK SÖYLEMİ

Milliyet gazetesi 8 Mart'ta yayımlanan haberinde AK Parti kurmaylarının, "HDP’yi doğrudan PKK ile ilişkilendiren dili esnetmemiz gerekiyor” ifadesine yer verdi. Haberde, AK Partililerin ağzından "Bölge vekillerini çok iyi dinlememiz ve özellikle dindar Kürtleri yeniden kazanmamız lazım. Bu adımlar ‘MHP’ye rağmen’ değil bizim atacağımız adımlar olmalı. Bölgeden doğru vekil adayları çıkarmamız, söylemle ilgili özel olarak çalışmamız, kayyumlarla ilgili yanlış okumaların önüne geçmemiz gerekiyor." denildi.

'HEDEF ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK'

PKK'nın Avrupa'daki elebaşlarından Zübeyir Aydar, hükümetin değişmesi sorumluluğunun Altılı Masa'da olduğunu söylemişti. Al Monitor'de Amberin Zaman'ın aktardığı 9 Mart'taki röportajında Aydar, "Mevcut rejim iktidarda kalırsa Türkiye kaosa sürüklenecek ve daha çok bir diktatörlüğe dönüşecektir. Türkiye başka bir Suriye olacak. Bu sonucun önüne geçmek için hükümette bir değişiklik olması gerekiyor. Bu değişikliğin sorumluluğu HDP'ye değil altı partili muhalefet bloğuna aittir. Herkesin dikkatli davranması gerekiyor.” dedi.

PKK elebaşı Murat Karayılan da Altılı Masa'nın güçlendiğini belirterek, “Önder Apo'nun fiziki olarak özgür olma vakti gelmiştir. Önder Apo'nun özgürlüğü için de mücadele yürütmeliyiz ve başlatacağımız hamleler bu temelde gelişmek durumundadır.” dedi.

Sonraki Haber